Tekstil - Grafik Tasarım


Pop Art'ın Dahisi Andy Warhol, Orijinal Eserleriyle UNIQ Expo'da!

Tarih: 07 Kasım 2019-29 Mart 2020
Yer: Uniq Expo
UNIQ Expo, sanatın dahilerini tutkunlarıyla buluşturmaya devam ediyor! Pop Art sanatının öncüsü Andy Warhol ve yine bu akımın en önemli isimleri arasında olan Keith Haring, Roy Lichtenstein, James Rosenquist, 7 Kasım – 29 Mart tarihleri arasında Begüm Alkoçlar küratörlüğündeki Andy Warhol sergisinde buluşuyor. Sanatçının, aralarında ikonikleşen Marilyn Monroe, Campbell Soup ve Flowers gibi ünlü eserlerinin de dahil olduğu 90 adet orijinal eseri #SagolWarhol mottosuyla karşımıza çıkıyor.

UNIQ Expo, "Sanat hiç bu kadar eğlenceli olmadı!" dedirtecek bir sergiye hazırlanıyor. 20. yüzyılın en etkili sanatçılarından Andy Warhol, 90 orijinal eseriyle 7 Kasım'dan itibaren McArt.ist desteği ve Begüm Alkoçlar küratörlüğünde UNIQ Expo’da sanatseverlerle buluşacak. Pop Art'a saygı duruşu niteliğindeki bu sergi, İstanbul Maslak'ta 1500 metrekarelik dev bir Pop Art arenası sunacak. Pop Art sanatının öncüleri Keith Haring, Roy Lichtenstein, James Rosenquist ve Robert Indiana’nın Türkiye'de ilk kez sergileneceği orijinal 40 eserini de karşımıza çıkaracak.

Sergi aynı zamanda, genç sanatçı kuluçka platformu McArt.ist koordinatörlüğünde Türk Pop Art temsilcilerine  de yer verecek. “Sanata herkes dokunsun” misyonunu üstlenen sergi bu kapsamda, Pop Art sanatını ve Andy Warhol'u tüm yönleriyle tanıtırken, çeşitli atölye çalışmaları ve sanat sohbetleriyle ziyaretçilere interaktif bir deneyim de sunacak. 29 Mart’a kadar devam edecek olan ve 7'den 77'ye herkese hitap eden sergide çocuklar; Andy Warhol'un renkli Pop Art dünyasını ve 50'li yılların tüketim çılgınlığını keşfederken, sanatın keyifli, eğlenceli  tarafıyla da tanışacaklar. Roy Lichtenstein’ın Van Gogh odasında hayal dünyalarını genişletecek, New York sokak sanatçısı Keith Haring’in grafitileriyle renklenecek, 60'lı yılların diskoteğinde dans edecek ve eğlenerek öğrenecekler.

Sergide sosyal medya tutkunları da unutulmadı… Ziyaretçiler, özel tasarlanmış dekorlarda, sanat kokan, özgün fotoğraflar çekip, paylaşım yapabilecek. Andy Warhol sergisinin avantajlı kısa süreli ön satış biletleri 7 Ekim'e kadar Biletix'te!

   “GELENEKLE GELEN”  


DOKUSAL YÜZEYLER SERGİSİ
4- 21 Ocak 2020
Antik Hotel İstanbul’un -2 ve -3’üncü katlarında bulunan 1500 yıllık geç Roma- erken Bizans dönemine ait tarihi sarnıcın dokusu korunarak günümüzde Antik Cisterna olarak sergilere ve özel davetlere ev sahipliği yapıyor. Antik Cisterna’da yılın ilk sergisi; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Halı-Kilim ve Eski Kumaş Desenleri Anasanat Dalı, Serbest Tasarım derslerini yürüten Dr. Öğr. Üyesi Servet Senem Uğurlu ile öğrenci ve mezun öğrencilerinin ödevleri kapsamında hazırladığı çalışmalardan oluşan “Gelenekle Gelen” Dokusal Yüzeyler Sergisi, 04-21 Ocak 2020 tarihleri arasında açılacaktır.

“Gelenekle Gelen” Dokusal Yüzeysel Sergisi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, Halı-Kilim ve Eski Kumaş Desenleri Anasanat Dalı’nda eğitim gören öğrenci ve mezunlarının Serbest Tasarım derslerinde öğrendikleri, tasarım ve uygulama temelinde geliştirdikleri çalışmalardan oluşmaktadır. Çalışmalarda, geleneksel tekstillerde kullanılan malzeme ve tekniklerin yanı sıra günümüz malzeme ve tekniklerinden de yararlanılmıştır. Gelenekle Gelen Sergisi; 21. yüzyılda güzel sanatlar disiplininde geleneksel sanat eğitimi alan gençlerin, geleneksel malzeme ve tekniklerle neler yapabileceğini göstermektedir. Sergi, geleneksel tekstillere göndermeler içermektedir.

Çalışmaların, ulusal ve evrensel sanat bağlamı doğrultusunda yapılmasına özen gösterilmiştir. Sergi; kirkitli ve mekikli dokumalar, kırkyama, işleme, batik, ikat, baskı gibi geleneksel dokusal yüzey tekniklerini kapsamaktadır. Bu uygulamalarda, akademik eğitimde çağdaş sanat gereksinimlerine yönelik işlerin yapılması gerektiği göz önüne alınmıştır.

Sergiye Elif Aslan, Berke Aşık, Mehmet Atakan Başaran, Büşra Ceylan, Çağla Nur Çakıcı, Selen Çolak, Özlem Öner Değer, Gülbahar Gümüşten, Ayşegül Morbel, Gülderen İlhan, Dilara Karayel, Burçin Kısa, Esra Kocaman, Esra Özken, Tuğçe Sekreter, Sümeyye Saruhan, Rabia Şeremetli, Fatma Tuzluca, Servet Senem Uğurlu, Bedirhan Kaan Ünal, Nurgül Ünver’in katıldığı serginin açılışı, 4 Ocak Cumartesi günü saat 17:00’de Antik Hotel İstanbul ‘un, -2 ve -3’üncü katlarında bulunan Antik Cisterna Sergi Salonu’nda gerçekleşecektir.


  Si “maya” Simay’ca Bir Maya Öyküsü  

 İllüstrasyon Sergisi
 1- 12 Şubat 2020
 Antik Hotel İstanbul’un -2 ve -3’üncü katlarında, 1500 yıllık geç Roma – erken Bizans dönemine ait tarihi sarnıcın dokusu korunarak inşa edilen Antik Cisterna, günümüzde sergilere ve özel davetlere ev sahipliği yapıyor. Antik Cisterna Sergi Salonu’nda 1-12 Şubat tarihleri arasında gerçekleşecek Si “maya” – Simay’ca Bir Maya Öyküsü adlı sergide, Maya Uygarlığının gizemli dünyası binlerce yıl sonra Sanatçı Simay Bodur’un illüstrasyonlarında yeniden soluk alıyor.

Sanatçının 35. sanat yılında 55. sergisi olacak olan Sİ-“MAYA”; «Evrensel Düzen» üzerine yazıların içselleştirildiği çalışmalarıyla, dönemsel bir köprü vazifesi taşımakta…

17.000 yıllık bir tarihin günümüzdeki yansımalarını; SİMAYCA tekniği ile sanatçının kendi sözcüklerinden şöyle görebiliriz:
 Görünenin aslı; ona baktığınız mesafeye bağlıdır.
 Zihinde geliştirilen semboller;
 -ki, bu bazen bir şekil, bir sayı, bir harf olabilir-aslında bütünü oluşturan «bir»dir…
 1 Şubat Cumartesi saat 17:00’da yapılacak sergi açılışına tüm sanatçıları ve sanatseverleri bekleriz.

Konferanslar:
 Mu Kıtası – Mayalar ve Atatürk, Uzm. Dr. Simay Bodur, 4 Şubat Salı saat:17:00
 Maya Masalları, Müjgan Yılmaztürk, 11 Şubat   Salı saat: 17:00


  “Syncretic” Şili’-María Paz Bascuñan 

Yer:KRANK Art Gallery
Tarih :14 Eylül – 9 Kasım 2019
Şili’li sanatçı María Paz Bascuñan, bellekte yaşayıp metropollerde biten pusulasız bir yolculuğun güncesi olarak okunabilecek sergisi “Syncretic” ile izleyeni gündelik hayatın gerilimleriyle dolu bir sınır bölgesine davet ediyor.
“Syncretic” sergisi ile farklı dokuda ve yapıdaki kumaşların birlikte kullanılması ve örülmesinden oluşan tuvalleriyle izleyicinin karşısına çıkan María Paz Bascuñan, kullandığı materyal ve alışılmışın dışındaki tekniği ile, fikir ve beklentileri yeniden yapılandırmaya teşvik ediyor.
Bellekte yaşayıp metropollerde biten pusulasız bir yolculuğun güncesi olarak okunabilecek bu sergide eserler, izleyeni gündelik hayatın gerilimleriyle dolu bir sınır bölgesine davet ediyor. İç içe geçmiş ipler topluluğunun yarattığı bu gerilim, sinkretizmin, yani bağdaştırıcılığın sunduğu uzlaşma yolunda, yerleşik çoğulluğun ve başkalığın farkına varma gerekliliğini ortaya koyuyor.
Böylelikle, ‘‘sınır’’ kavramı eserlerde yeniden anlamlandırılıyor. Sınır deyince genellikle, iki ya da daha fazla bölümü birbirinden ayırmak için düşünülmüş bir çevreleme alanı akla gelir. Fakat sergilenen eserlerle ortaya koyulan bakış açısı ile sınır;farklılıkların buluşma noktası, bir eşik misali karşımıza çıkıyor. Bu eşik, olasılıklarıkısıtlamanın aksine onları güçlendiren ve genişleten bir alan olarak ele alınıyor. Böylelikle sınır, pek çok otoritenin örmeye çalıştığı ayırıcı bir duvar olmaktan çıkarak farklı ipliklerin buluşup iç içe geçtikleri yepyeni bir alana dönüşüyor.
“Syncretic” sergisinde kumaşlar, gerçek dışı bir saflık ve homojenlik iddiasının ardına saklanan ve hep gizli tutulan karmaşık ilişkilerin örümcek ağını gözler önüne seriyor. Yargılayıcı ve belirleyici tek bir sesin çıktığı üniter tartışmayı geride bırakarak, farklı seslerin akışkanlığında, sinkretik tartışmanın şekillendirildiği, diyalog temelli bir bakış açısı ortaya konuyor.
Kimliğimizdeki farklılıkları görmekten kaçınma alışkanlığımızla ve korkuyla üniterlik ve homojenlik aldatmasının arkasına sığınırız. Oysa sanatçının eserlerinde dokumaya tersten bakıp kendi çoklu ve asla sabit olmayan, tamamlanmamış kimliğimizi bulmamız isteniyor. “Syncretic” sergisi bize bu imkanı sağlayarak, benliğimizde örülü pek çok parçayı söküp dikmeye ve bu yolla bir parçası olduğumuz ve bize uyan o sinkretik kumaşı büyüteç altına almaya davet ediyor.
María Paz Bascuñan hakkında:
Finis Terrae University Güzel Sanatlar Heykel Bölümü’nden 2006 yılında mezun olduktan sonra yine aynı üniversitede Görsel Sanatlar bölümünde yüksek lisans yaptı. 2016’da ise Barselona’da Çağdaş Sanat Uygulamaları yüksek lisansını tamamladı. Maria Paz Bascunan’ın gerçekleştirdiği bir çok sergi arasında Şili’de 3 solo sergi,
2014 yılında New York’ta bir sergi yer almaktadır. Ayrıca 2017 yılında Beijing Sanat Binal’ine katılmıştır. Son olarak Şili’nin Fondart kuruluşu tarafından İstanbul’da sergi gerçekleştirmek üzere seçilmiştir.
Sergi 9 Kasım’a kadar Le Méridien İstanbul Etiler’de yer alan KRANK Art Gallery’de görülebilecek.

İplikten Çözülenler: Tekstilde Küresel Anlatılar

22 Şubat – 18 Ağustos 2019
Tekstil malzemesi kullanarak estetik ve kültürel anlatılar meydana getiren uluslararası 25 çağdaş sanatçının nesne, resim, yerleştirme ve videolarını bir araya getiren “İplikten Çözülenler”, 16 Temmuz’dan itibaren Türkiye’den sanatçıların yapıtlarıyla devam ediyor.
Almanya’nın köklü sanat kurumu Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (ifa, Institut für Auslandsbeziehungen) ve İstanbul Modern işbirliğiyle gerçekleştirilen “İplikten Çözülenler” kişisel ve estetik anlatılar ile küreselleşmiş dünyanın toplumsal ve ekonomik olguları arasında tekstil malzemeleriyle ilişkiler kuran sanatçılara eğiliyor. Sergi, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun unutulmaya yüz tutan yazmacılık geleneğini yeniden hayata geçirme serüveninden Burhan Doğançay’ın Aubusson atölyelerinde dokunan duvar halılarına, dokumanın çok yönlü bir sanatsal ifade aracı olarak sunduğu farklı olanakları içeren pek çok hikâyeye yer veriyor.
Sanatçılar: Belkıs Balpınar, Hussein Chalayan, Burhan Doğançay, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Şakir Gökçebağ, Gözde İlkin, Gülsün Karamustafa, Servet Koçyiğit, İrfan Önürmen, Sabire Susuz ve Harald Schmidt Arşivi Ziya Tacir. Küratörler: Susanne Weiß, Inka Gressel (ifa, Institut für Auslandsbeziehungen); Öykü Özsoy (İstanbul Modern)
Eyüboğlu Aile Koleksiyonu: 22 Şubat – 7 Temmuz tarihleri arasında uluslararası 25 çağdaş sanatçının nesne, resim, yerleştirme ve videolardan oluşan çalışmalarını bir araya getiren

“İplikten Çözülenler: Tekstilde Küresel Anlatılar” sergisi hakkında ayrıntılı bilgi için tıklayınız.
  

“Thanatos & Hypnos” / İlmek 4   


ÖRME SERGİSİ / KNITTING EXHIBITION
15-30 Haziran / June 2019

Çiğdem Erüzel Acatekin, Ebru Gültekin Alkanat, Nazan Azeri, Alev Çırpıcı, Birnur Karatimur Çutsay, Vildan Tok Dereci, Ayşe Dizman, Lale Genç, Neslihan Öpöz Gökoğlan, İrem Sabanuç Gönül, Hünkar Gültekin, Tuğba Arabalı Koşar, Elif Kurtuldu, Derya Meriç, Nesrin Önlü, Yüksel Şahin, Biret Tavman, Servet Senem Uğurlu, Başak Özdemir Uysal, Ebru Dikmen Varol, Esra Yarar



 "Anadolu Tanrıçaları”  

Servet Senem Uğurlu

02-19 Mart
Kişisel Sergisi
Servet Senem Uğurlu eserlerinin sergileneceği “Anadolu Tanrıçaları” adlı karma resim sergisi, 02-19 Mart tarihleri arasında Antik Hotel İstanbul’un -2 ve -3’üncü katlarında bulunan 1500 yıllık geç Roma- erken Bizans dönemine ait tarihi sarnıcın dokusu korunarak günümüze ulaştırılan Antik Otel ‘’Antik Cisterna’’ sergi salonunda açılacaktır.

Kazdağları’ndaki yerleşimler Yörük ve Türkmenlerin kız çocukları için evdeki artık, yırtık eski dokuma parçalarından her türlü tekstil tekniklerini kullanarak oyuncak olarak yaptıkları bez bebekler; bu serginin çıkış noktası olmuştur. Doğup büyüdüğüm yörede, 2002-2006 yılları arasında Türkiye Bilimler Akademisi kapsamında yaptığımız projenin araştırmaları sırasında çocukluğumda oynadığım, annemin ve babaannemin bana diktikleri bez bebekleri hatırladım. Çocukluk anılarına meraklı olan Yörük ve Türkmenlerin, minimalist yaşamlarına rağmen çocukken oynadıkları bebekleri büyüdüklerinde koruyucu ongunları olarak gördükleri için sakladıklarını söylemeleri ilgimi çekmişti.

Anadolu topraklarında bulunan Neolitik Dönem ve sonrasına ait figür ve idoller, insanlık tarihinin en eski arkeolojik kalıntılarındandır. Tanrıçalar doğa ve verimliliği simgeleyen evrensel nitelikler taşımaktadır. Buna ek olarak, Anadolu çoğu uygarlığın kökeni olmuştur. Kırkyama, farklı dikiş teknikleri ve boncuk, pul gibi tekstil süsleriyle oluşturduğum biçim ve yüzey değerlendirmeleri; göçebelerin geleneksel tekstillerine yeni bir bakış düşüncesiyle yapılmıştır.

Sergi açılışı: 02 Mart Cumartesi günü saat 15:00’de Antik Cisterna Sergi Salonu Antik Hotel İstanbul -2 ve -3 katlar.





 “ İletişim-siz/ non-communication”   


ÖRME SERGİSİ / KNITTING EXHIBITION

24-Mart-11 Nisan /24 March-11 April 2018

2011 yılında başlamış olan ÖRME SERGİLERİ, örmenin sanat alanında kullanımını desteklemektedir. Antik Cisterna sergi salonunda 3. sergisini gerçekleştiren grup, sanatsal etkinlikler ile örme sanatını daha geniş kitlelere tanıtmayı hedeflemektedir.



7 yıldır süregelen sergiler, Ters-Yüz, İlmek ve Sökük başlıkları altında senede 3 kere farklı mekanlarda Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölüm Başkanı Prof. Dr. Biret Tavman’ın yürütücülüğünde düzenlenmektedir.



Bu sergiye katılan sanatçılar; Büşra Balota, Esen Baydemir, Fatma Büyüksofuoğlu, Alev Çırpıcı, Birnur Karatimur Çutsay, Nigar Demirtay, Vildan Tok Dereci, Yelda Gezicioğlu, İrem Sabanuç Gönül, Tuğba Arabalı Koşar, Elif Kurtuldu, Ece Çebi Melek, Feriha Işıldar Hekim, Reyhan Polat, Yüksel Şahin, Biret Tavman, Servet Senem Uğurlu, Başak Özdemir Uysal, Ebru Dikmen Varol, Mine Beşen Yalçın ve Esra Yarar’dır.


Sergi, 24 Mart Cumartesi saat 17:00’de açılış kokteyliyle kapılarını sanatseverlere açacak, ve 11 Nisan tarihine kadar, 1500 yıllık tarihi Bizans sarnıcının yer aldığı ANTİK HOTEL ANTİK CİSTERNA sergi salonunda görülebilecektir.

Antik Cisterna Sergi Salonu
Sanat Danışmanı
Murat KÜÇÜKKAYALI
0506 171 74 48


   İLMEK 2 -  “ EGO ”  ÖRME SERGİSİ    

20 Mayıs – 6 Haziran“İlmek” adlı örme sergisinin ilki 2016 yılında bir grup tekstil sanatçısı tarafından gerçekleştirildi. İkinci sergi ise, bu yıl düzenleniyor. Sanatçıları örme alanında birleştirmeyi ve Türkiye’de örme sanatını tanıtmayı amaçlayan bu sergiye, örme tekniği ile çalışan Türk sanatçılar katılıyor. Bu seneki ‘İlmek’ sergisinin teması ‘Ego’.Katılımcı sanatçılar: Esra Yarar Abanoz, Çiğdem Erüzel Acatekin, Dilara Gülsen Ateş, Irmak Bayburtlu, Fatma Büyüksofuoğlu, Özgün Can, Birnur Karatimur Çutsay, Vildan Tok Dereci, İrem Sabanuç Gönül, Filiz Metolar, Refika Onur Mikar, Aslıhan Sevinçli, Yüksel Şahin, Biret Tavman, Senem Uğurlu, Başak Özdemir Uysal, Ebru Dikmen Varol, Nurgül Yitmen.Sergi, 20 Mayıs Cumartesi saat 18:00’de açılış kokteyliyle kapılarını sanatseverlere açacak ve 6 Haziran tarihine kadar, 1500 yıllık tarihi Bizans sarnıcının yer aldığı Antik Hotel Antik cisterna sergi salonunda görülebilecektir.



    “ İLMEK ”    

3 – 26 Haziran
” İlmek ” örme sergisi daha önce dört defa düzenlenmiş olan Ters-Yüz örme sergilerine ek olarak başlamış yeni bir grup sergisidir. Ters-Yüz örme sergisinin ilki 2011 yılında bir grup tekstil sanatçısı tarafından gerçekleştirildi.İikincisi ise yabancı sanatçıların da katıldığı uluslararası bir sergiyle 2012 de tekrarlandı.Üçüncüsü 2014 yılında uluslararası olarak düzen…lendi.Yine 2015 yılında uluslararası olarak 4.sü düzenlendi. Sanatçıları örme alanında birleştirmeyi ve Türkiye’de örme sanatını tanıtmayı amaçlayan bu sergi serisine yeni bir alternatif olan “İlmek 1” sergisi ulusal olarak düzenlenmiş ve yine örme alanını desteklemek, sanatçıları bu alanda birleştirmeyi hedeflemektedir. Bu serginin de diğeri gibi bir seri olarak devam etmesi planlanmaktadır.Esra Yarar Abanoz, Engin Alpat, Büşra Balota, Irmak Bayburtlu, Mine Beşen, Gül Bolulu,Fatma Büyüksofuoğlu, Nilüfer Ünay Çubukçu, Nigar Demirtay, Vildan Tok Dereci, İrem Sabanuç Gönül, Sinem Budun Gülas, Dilara Gülşen,Tuna Karayaka, Gülay Kaygusuz, Filiz Metolar, Refika Onur Mikar, Aslıhan Sevinçli,Biret Tavman, Senem Uğurlu, Başak Özdemir Uysal ve Nurgül Yitmen sergide yer almaktadır.
Sergi 26 Haziran tarihine kadar gezilebilir.


“Dün & Bugün - Gürbüz Doğan Ekşioğlu”

Tarih:23 Eylül – 25 Ekim 2014



Yer:Ekavart Gallery’de

EKAV / Eğitim Kültür Araştırma Vakfı, yeni sezonun ilk sergisini uluslararası üne sahip Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun çalışmaları ile açıyor. “Dün & Bugün - Gürbüz Doğan Ekşioğlu” sergisi 23 Eylül – 25 Ekim 2014 tarihleri arasında sanatseverlerle Ekavart Gallery’de buluşuyor.


Çizimleri 1 milyon satan haftalık New Yorker dergisine birçok kez kapak olan sanatçının karikatür ve illüstrasyon çalışmaları ayrıca New York Times ve Forbes gibi dünyaca ünlü dergilerde de yer almıştır. Sanatçının bu sergisinde; kağıt, tuval, üç boyut ve fotoğrafın yer aldığı, özgün anlayış biçimiyle yarattığı kompozisyonlardan oluşan yapıtları yer alıyor.


Sanatçı biçim ve düşünce arasında kurulmuş mükemmel bir sanatsal dengeyi dışa vurarak, yaşadığımız dünyada bambaşka içgörüleri ortaya çıkararak bizi gündelik hayatın rutininden çekip alır. Onlara baktığınızda biçimsel güzelliğin zarif desenlerin ve renk katmanlarının doğurduğu içkin enerjiyi hissedersiniz. O anda bir kez daha öyküler sizi cezbeder, gerçeküstü ve çoğu kez de ironik imgeler aracılığıyla kurulan gerçeğin şiirsel ama aynı zamanda absürt inşası üzerinden şekillenen öykülerdir.


Resimlerindeki iletişim boyutu, Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun çalışmalarını anlamlandırmada birincil önemdedir. O, felsefe siyaset ve şiir üzerine düşünceleri didaktik olmayan polemikçi bir üslupla görsel olarak tartıştırır. Bununla beraber onun resimleri, sosyo-politik eleştirinin yanı sıra mizah unsuru da taşır. Gerçeğin alternatif kavrayışlarını ifşa etmek için yaygın klişelerin ötesine bakmaktan çekinmeyen sanatçının çalışmalarının gücü toplumumuzun serinkanlı ama titiz gözlemine dayanır.


Ütopik bir karaktere sahip, içten ve kendine has eserlerle dolu bir sergi sizleri bekliyor.



 ZAMANIN ÖTESİNDE: KRALİÇE’NİN GARDROBU moda tasarım sergisi 

Tarih: 17 Eylül – 15 Ekim 2014 


Yer:  ISTANBUL’74 Galatasaray
Tektaş Saatçilik, 17 Eylül – 15 Ekim 2014 tarihleri arasında ISTANBUL’74 Galatasaray Sergi alanında düzenlenecek ZAMANIN ÖTESİNDE: KRALİÇE’NİN GARDROBU sergisini sunar.“Mayıs Kraliçesi” adıyla tarihe geçen son İtalya Kraliçesi Marie Josè de Savoie’un tören ve gece kıyafetlerinden bir seçki ve döneme ait eşya ve fotoğraflardan oluşan sergi, “Fondazione Umberto II e Maria Jose di Savoia” tarafından, Kraliçe Marie Josè’nin kızı Prenses Gabriella de Savoie himayesinde gerçekleştiriliyor.Sanat ve müzik dolu bir atmosferde yetişen Belçika Kraliyet ailesine mensup Marie Josè (1906-2001), 1930 yılında İtalya Veliaht Prensi Umberto ile evlendi ve Belçika Kraliyet ailesinin daha liberal dünyasına hiç benzemeyen, şatafatlı ama katı kuralları olan bir ortama uyum sağlamak zorunda kaldı. Prens, yeni eşine İtalyan haute-couture atölyelerinde üretilen ve benzersiz bir ustalık sergileyen tören ve gece kıyafetleri hediye etti. Marie Josè güzelliği ve seçimlerinde gösterdiği zevkle 1930’ların zarafet sembolü haline geldi.Sergi, tören ve gece kıyafetlerini; dönemin dünyasından eşyalar ve fotoğraflarla birlikte sunarak, Avrupa’nın siyasi bir buhran yaşadığı ve kraliyet ailelerinin son görkemli zamanlarını yaşadığı zamanlarda, dış görünüşün ne kadar etkili bir iletişim aracı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, daha büyük manzaranın içerisinde kendisi de çalkantılı bir özel hayat yaşayan ve 40 yaşında, kraliçe olalı henüz 1 ay geçmişken sürgüne gitmek zorunda olan bu genç ve zarif kraliçenin kişisel dünyasına da ışık tutuyor.
Sergi daha önce 2012-2013 arasında, Brüksel’de Musées Royaux d’Art et d’Histoire ve Paris’te 2009’da la Mona Bismarck Foundation’da gösterimdeydi

.










  İNSANOĞLU KUŞ MİSALİ - SELÇUK DEMİREL   

Yer: İstanbul Fransız Kültür Merkezi
Tarih: 2 nisan – 2 ekim

Basındaki desenler, 1974 – 2014

İnsanoğlu Kuş Misali sergisi, bütün aşamalar, krizler, kat edilen yollar, kırılmaların üzerinden uçarak, dünyanın bir dönemini, 1974’ü bir diğerine, 2014 yılına bağlıyor. Selçuk Demirel’in sanatının sadece bir yüzü olan basında yer alan desenlerden oluşan sergide sanatçının bu kırk yıllık süreçte dünya gündemine kendine özgü bakışı çizimlerde hayat buluyor. Selçuk Demirel’in yapıtları, hoşgörüsüzlük ile mücadelede ve ifade özgürlüğünü savunmada bazen kalemin en iyi silah olduğunun kanıtı.
Bu retrospektif, Selçuk Demirel’in çalışmalarının ilk döneminden, Türkiye’de hazırladığı bir dizi afiş ile açılıyor. Serginin diğer bölümünde basında yer alan çizimler yayın konularına göre üç tema altında sergileniyor: “Jeopolitik”, “İnsan Hakları”, “Düşünmek”.
Selçuk Demirel’in çizimleri, çizgileri, dünyamızın akıldışılıklarını ince bir üslupla a

çığa çıkaran şiirsel olduğu kadar siyasi birer eylem aynı zamanda.



Erol Akyavaş – Retrospektif  
Yer : İstanbul Modern’inTarih: 29 Mayıs 2013 – 1 Aralık 2013İstanbul Modern’in düzenlediği Erol Akyavaş – Retrospektif sergisi, sanatçının 1950’li yıllarda başlayan ve 1990’lı yılların sonuna uzanan yarım asırlık sanatsal birikiminin bir dökümünü çıkartıyor. Sergi, Akyavaş’ın Doğu-Batı sanat ve kültür dünyası arasında kurduğu kendine özgü sentezi, zaman içinde dönüşüm geçiren, tuval üzerindeki perspektif ve mimari düzenlemelerini, insan figürünü merkez aldığı bilinçaltı arayışlarını ve son döneminde dünyanın farklı kültürleri ile hesaplaşmalarını geniş bir çeşitlilik içerisinde bir araya getiriyor. Yaklaşık 290 yapıtlık seçki, Akyavaş’ın modern ve çağdaş sanat arasında üstlendiği öncü ve yaratıcı kimliğe vurgu yapıyor.Türkiye’de doğan, Avrupa ve Amerika’da mimarlık ve sanat eğitimi alan, Doğu sanatlarına ve özellikle de İslam sanatına duyduğu ilgi ile tasavvuf geleneğini sanatının merkezine yerleştiren Erol Akyavaş’ın çalışmaları, 2. Dünya Savaşı sonrası iyice belirginlik kazanan Batı dışı modernlik arayışlarının en yetkin örneklerinden birini oluşturuyor.Akyavaş’ın Doğu ve Batı sanatlarını kendi yorumuyla bir araya getirdiği imge dünyası özgün bir sentez olarak kabul ediliyor. Kübizmden Sürrealizme, İslam minyatürü çizimlerinden tarih öncesi duvar resimlerine, kaligrafi kaynaklı uygulamalardan tek tanrılı dinlerin sembollerine uzanan form ve içerik arayışında Akyavaş eşine az rastlanır bir dil geliştiriyor. Klasik anlamda perspektifin kaybolduğu, resme dahil edilen her imgenin bir anlam sorunuyla donatıldığı ve tasavvufi bir aşkla inşa edildiği bu resimlerde Akyavaş inançla sarıldığı bir dünya kuruyor.

Ustalarla Buluşma   

Tarih 21 Eylül-20 EkimYer: Küçükçekmece Belediyesi Geleneksel SanatlarKüçükçekmece’de gelenekten geleceğe eşsiz bir yolculuk başlıyor. Küçükçekmece Belediyesi Geleneksel Sanatlar Akademisi bir yılı aşan hazırlık aşamasının nihayetinde "USTALARLA BULUŞMA" başlıklı bir sergi ile kapılarını açıyor. Akademi'nin danışman ve eğitimci çalışmalarının yer alacağı sergi; Hat, Tezhip, Minyatür, Ebru, Cilt, Çini, Katı’, Bilimsel Bitki İllüstrasyonu ve Kaligrafi alanlarının en önemli ustalarını da bir araya getirmiş olacak.Küçükçekmece Belediyesi Geleneksel Sanat Akademisi, bu alanda Türkiye de ilk olacak bir proje ile çalışmalarına başlayacak. Yüzyıllar boyunca ustadan çırağa damıtılarak ve büyük emeklerle bugüne ulaşmış geleneksel sanatların yeni ustalarını “Geleneksel Sanatlar Akademisi” çatısı altında yeni bir sistem ve anlayışla sanat hayatına hazırlayacak. Akademi'de, eğitimlerin yanısıra çeşitli projeler, seminerler ve sergiler düzenlenerek geleneksel sanatların eğitim alanında nitelikli bir merkezi olacaktır.On dört ayrı dalda eğitim verilecek Akademi'de, her biri kendi alanında ustalaşmış isimler, geleneksel sanata gönül vermiş öğrencilerle buluşacak. Bu nedenle Akademi'nin açılışına da eklemlenmiş olan "USTALARLA BULUŞMA" başlıklı sergi aynı zaman da Akademi kadrosunun öğrenci ve sanatseverlerle tanışma sergisi olacak.Ustalarla Buluşma da; Alparslan BABAOĞLU, Davut BEKTAŞ, Dürdane ÜNVER, Etem ÇALIŞKAN, Latife AKTAN ÖZEL, Semih İRTEŞ, İslam SEÇEN, Taner ALAKUŞ, Ahmet KOÇAK, Betül ORAL, Ersin YILDIZHAN, Emine NAVRUZ, Uğur TAŞATAN, Hakan DAĞLI, Hülya KORKMAZ, Nazan ILGAZ, Sevgi İRTEŞ YOLDAŞ'ın çalışmaları sergilenecek. Sergi 20 Ekim tarihine dek Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonu'nda izlenebilir.


   Burhan Doğançay Retrospektifi   

Yer: İstanbul ModernTarih: 23 Mayıs – 23 Eylül 2012İstanbul Modern, yeni sergisinde çağdaş Türk sanatının önde gelen isimlerinden Burhan Doğançay’ın 50 yıllık çalışmalarından oluşan kapsamlı bir sergi sunuyor. Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı: Burhan Doğançay Retrospektifi, sanatçının 14 ayrı dönemini ve dünyanın önde gelen müzelerinin koleksiyonlarında bulunan 120 çalışmasını izleyiciyle buluşturuyor. Yıldız Holding’in sponsorluğunda gerçekleşen sergi, Doğançay’ın yarım yüzyıllık sanatsal birikimini aktarıyor. 23 Mayıs – 23 Eylül 2012 tarihleri arasında İstanbul Modern Süreli Sergiler Salonu’nda yer alan serginin küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu yapıyor.“Duvarlar toplumun aynasıdır” diyen Burhan Doğançay, 1960’lardan bugüne duvarlar aracılığıyla modern ve çağdaş kent kültürünün toplumsal, kültürel ve politik dönüşümünü araştırıyor. Bir kent gezgini olarak yarım yüzyıldır dünyanınfarklışehirlerindeki duvarların izini sürüyor. Zamanın her türlü müdahalesine açık bu yüzeyleri bir antropolog gibi inceliyor. Kamusal alandaki duvarların kişisel anlatı ve mesajlarla biçimlenmesini resmediyor, kenthayatındakitoplumsal dönüşümleresosyalve politik imgelerle işaret ediyor. Doğançay’ın çalışmalarındaki çeşitlilik,farklıüslup ve tekniklerle işlediği serilerde yansıma buluyor.Burhan Doğançay eğitim yıllarından bu yana dünyanın dört bir yanında gezerek kent kültürünü araştırıyor, 70’li yılların ortasından bugüne, fotoğraf makinesiyle seyahat ettiği 114 ülkedeki duvarların kaydını tutuyor. Kent duvarlarını tuval yüzeyinde yeniden yaratan Doğançay’ın son 50 yıllık çalışmaları fotoğrafçı kimliğiyle paralel ilerliyor. Çalışmalarında merkez aldığı kent duvarlarını fotoğraflarla arşivliyor, bu birikimdenyararlanarakduvar sanatını icra ediyor.“İnsan deneyiminin anıtları ve zamanımızın bir arşivi”Burhan Doğançay’ın sanat serüveninin odağında önce New York duvarları, 1970’lerden itibaren dünya duvarları bulunur. Resim, heykel, fotoğraf, duvar halısı gibifarklımalzeme ve tekniklerle çalışmasına karşın, özellikle kolaj ve boya tekniği üzerinde yoğunlaşır. Kent duvarları tekrarlanan bir tema olmasına rağmen, bunlar çeşitli üsluplarla yorumlanır. Ağırlıklı olarak ‘kolaj’ ve ‘fümaj’ teknikleriyle çalışan Doğançay serilerinde duvarları yeniden üretir. Sanatçının kapılardan, fayanslara, yapıtlar üzerine gerilen siyah plastikten,farklırenklere, graffitiye ve afişlere uzanan geniş bir malzeme anlayışı vardır. Gözlemlediği çağdaş kenthayatınıyansıtan duvarların yıpranmış dokusu, “bir tür toplumsal DNA ya da evrensel bilincin izi” olarak değerlendirilebilir.Kent duvarları, Doğançay için “Zamanın akışının belgeleridir,sosyal, siyasal ve ekonomik değişimi yansıtırlar, aynı zamanda doğa güçlerinin saldırılarına ve insanların bıraktıkları izlere tanıklık ederler. Kent duvarlarını insan deneyiminin anıtları yapan ve zamanımızın bir arşivi haline getiren de budur.”Doğançay monografisini yazan Roy Moyer, “Duvarın ötesinde ne var?” diye sorarak şöyle yanıtlar: “Doğançay’ın tasvir edilmeyen olayları hayal ettirtebilme yönünde dikkate değer bir becerisi var… Resmin yüzeyini kullanarak kişiye kendisine gösterilmeyenleri tahmin ettirmeyi başarıyor. Tuvalin ön ve arka yüzü arasında muzip bir belirsizlik yaratıyor…. Doğançay’ın bütün eserleri, onun trajik, bozulmuş, sahte ve terk edilmiş olan karşısındaki kaygısını araştırmasını yansıtır. Onun kent resimleri kentin çürümüşlüğü ve yıkımını akla getirir; kent yaşamının iflas ettiğini ve kontrolden çıktığını, parçaları yeniden bir araya getirmemizin mümkün olmadığını hissettiren yabancılaşma duygusunu çağrıştırır.”1965 yılında New York’taki Solomon R. Guggenheim Müzesi’nin Doğançay’ın bir yapıtını satın almasıyla sanatçının çalışmaları ilk kez büyük bir müzenin sürekli koleksiyonunda yer aldı. Günümüzde sanatçının duvar resimleri, dünyanın önde gelen müzelerinde, önemli kurum ve özel koleksiyonlarında bulunuyor.Burhan Doğançay’ın eserleri, Boston’daki Museum of Fine Arts, Londra’daki Victoria & Albert Müzesi, Paris’teki Pompidou Center, Londra’daki British Museum, Münih’teki Pinakothek der Moderne, Stockholm’deki Moderna Museet, New York’taki Guggenheim Müzesi gibi dünyanın önde gelen 70’ten fazla müzenin koleksiyonunda yer alıyor.2004 yılında Burhan Doğançay’ın taşbaskı çalışmalarının New York’taki Metropolitan Müzesi’nin daimi koleksiyonuna girmesinin ardından, 2012 senesinde ise Ribbon Mania isimli yapıtı müzenin resim koleksiyonuna alınan ilk Türk çağdaş sanat yapıtı oldu.



   Grafist 16.Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım Günleri   



Sergi, seminer ve atölye çalışmalarından oluşan etkinliğe bu yıl Hollanda’dan Max Kisman, Avusturya’dan Elisabeth Kopf, Romanya’dan Andrea Dezsö, İngiltere’den Rick Poynor, Türkiye’den Nermin Er ve Turgut Akaçık konuk oluyor.Etkinlik kapsamında yer alan sergiler, Mayıs ayının sonuna kadar izleyicilerini bekliyor.GRAFİST 16 PROGRAMI:GRAFİST SERGİLERİELISABETH KOPF -MAX KISMANYer: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimar Sinan Salonu  Tarih:7-27 Mayıs 2012“RHIZOME: ORTAK ÜRETİM ALANLARI YARATMAK ÜZERİNEORTAK ÇALIŞMA ÖNERİSİ”Yer: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimar Sinan Salonu  Tarih:7-27 Mayıs 2012ANDREA DEZSÖYer: Ark Kültür - Cihangir, BeyoğluTarih: 7-30 Mayıs 2012NERMİN ER -TURGUT AKAÇIKYer Galeri Espas TeşvikiyeTarih 9-30 Mayıs 2012YURDAER ALTINTAŞ: sessizler ve seslilerYer: Feyziye Mektepleri Vakfı Galeri Işık TeşvikiyeTarih: 7-30 Mayıs 2012ULUSLARARASI GRAFİK TASARIM SEMİNERİ11 Mayıs 2012, 09:30Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Oditoryumu,Fındıklı, İstanbulSeminer Konuşmacıları:ANDREA DEZSÖ - ELISABETH KOPF - MAX KISMAN - NERMİN ER- RICK POYNOR -TURGUT AKAÇIK

















 “FRANSIZ-BELÇİKALI VE TÜRK ÇİZGİ ROMANLARINA ÇAPRAZ BAKIŞ”   


Yer:  Fransız Kültür Merkezi
Tarih : 24 Mayıs-31 Ağustos 2012
  İstanbul Fransız Kültür Merkezi, 2. Uluslararası İstanbul Çizgi Roman Festivali İstanbulles kapsamında Fransa ve Belçika çizgi romanında Türk imgesi üzerine bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi İstanbul ya da daha genel olarak Türkiye ve Türkleri resimleyen ya da konu alan Fransızca çizgi romanlardan alınmış kırk kadar çizime yer veriyor. Sergide gösterilecek çizimler, Fransa ve Belçika çizgi romanının Türkiye’ye bakışının gelişimine de ışık tutuyor: kostümlerin göz alıcı renklerine bağlanan Bécassine, Prétexte’in çağdaş kahramanı (Sylvain Limousi), Türkiye’de çekilen Tenten ve Altın Post filmi ya da ilk cildi Fransız Kültür Merkezi’nde yazarlarının katılımı ile tanıtılacak olan padişahın generali olarak atanan 15. Louis’nin eski askeri Bonneval Pacha’nın maceraları. Öte yandan ziyaretçiler sergide Türk çizgi romanının en önemli yazarlarının desenleri aracılığı ile frankofon dünyasına yönelik bakışı ve çizgiyi yakından görme fırsatını da bulacak.
    Sergi alanında 25-27 Mayıs tarihlerinde etkinliğe katılması beklenen yazarların kitaplarını imzalayacakları bir kitap köşesi de kurulacak. Davet edilen yazarlar arasında Rachid Alik, Yılmaz Aslantürk, Gwen de Bonneval, Paul Gravett, Jean-David Morvan, Micol, Fabrice Parme, Sergio Salma ve Herr Seele yer almakta.

    Festival çerçevesinde ayrıca İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde bir dizi söyleşi de gerçekleşecek.


   Opera sevgisi afişlerle aşılanacak   


Yer: Süreyya OperasıTarih: 17 Mart -21 Nisan
Süreyya Operası’nda 17 Mart -21 Nisan tarihleri arasında açılacak Opera Afişleri Sergisi ile 1941-2011 tarihleri arasında Türkiye de oynanan opera eserlerinin afişleri ilk kez sergileniyor.    Kadıköy Belediyesi’nin bir eğitim ve kültür hizmeti olarak ilk kez açacağı Opera Afişleri Sergisi’ni Süreyya Operası Genel Sanat Yönetmeni Murat Katoğlu ile Aslı Ayhan ve Gizem Tüzün tasarlayıp hazırladı. 1941 yılında ilk temsilini veren Türk Opera Topluluğunun 70 yıllık repertuvarını ilk kez bir araya getirerek, gün yüzüne çıkartacak olan sergi, İstanbul’da sergilendikten sonra başka şehirleri de dolaşacak.       Sergi, 1941 yılından başlayarak kronolojik sırayla önce Ankara’da Devlet Konservatuarı, 1960’dan itibaren İstanbul Şehir Operası, 1982’den başlayarak İzmir Devlet Operası ve sonra Mersin, Antalya, Samsun operalarının afişlerini de ilk kez bir araya getiriyor.      17 Mart-21 Nisan tarihlerinde Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda sanatseverlerle     buluşacak. Bu Özel serginin açılış törenine ev sahipliğini ise Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk yapacak.






    “ YAZIYORUM ” Mustafa EREN   


Yer: Galeri Oda
Tarih :15 Mayıs - 09 Haziran 2012 
Mustafa Eren, 50 yıldır yazıyla uğraşıyor...
Aynı zamanda bir basın emekçisi olan sanatçımız, plastik  anlamda eşsiz örneklerden oluşan çalışmalarını, son yıllarda sergilerle duyurmaya ve paylaşmaya başladı.

 Mustafa Eren, toplumların belleğinde yer etmiş, kimi zaman özdeyişe, kimi zaman atasözüne dönüşmüş sözleri bir kuyumcu sabrı ve özeniyle işliyor, geliştiriyor; çoğu kez en başa dönerek tekrar yorumluyor. Bu uğraş, Türkçe, Latince ya da İngilizce olabilen bu söz, bir logoya dönüşünceye kadar sürüyor. Sonunda bazen çinko kalıba geçip bir özgün baskı oluyor; bazen tuval üzerinde bir kitabeye dönüşüyor.
  Geleneksel hat sanatında yazının anlamı ikinci plandadır; okunurluğu çok fazla önemsenmez. Mustafa Eren için ise anlam, yazının vazgeçilmez öğesi. Onu kaybetmemek, tam tersine kompozisyon ve istifle desteklemek için özellikle uğraşıyor. Onun yorumladığı sözler, okunmadan önce seyredilen tablolara dönüşüyor; ardından da okunarak çözülüyor, çözümleniyor...

 


    Oyun Alanları    



Grafik Tasarımcıların Deneysel Üretimleri Hakkında Bir Sergi
Yer: siemens sanat
Tarih: 7 mart- 9 mayıs
Günümüzün deneysel grafik tasarım üretimleri, güncel sanatın da konusunu oluşturuyor. Disiplinler ötesi üretim, sanat ve tasarım arasındaki sınırları eritiyor. Bu durumu Hollandalı yazı karakteri tasarımcısı René Knip 'oyun alanım' diye tarif ederken, İranlı meslektaşı Reza Abedini 'meşkler' şeklinde ifade ediyor; İsrailli grafik tasarımcı Oded Ezer ise 'şaşırtıcı sınırlar' olarak yorumluyor. Hatta Alman illüstratör Thomas Müller "Müşterilerim için 'ürettiğim' karakterlerim kendim için 'yarattığım' karakterlerden türüyor" sözleriyle bu durumu açıklıyor. Sonuç olarak kimi grafik tasarımcılar deneysel üretimin oluşum sürecini, ele alınan proje kapsamında kendiliğinde gelişen bir temanın projeden ayrılarak deneysel bir projeye evrilmesi şeklinde tanımlarken, kimileri ise deneysel üretimlerini en az reel projeler kadar ciddiyetle üzerine değinilmesi gereken rutin egzersizler olarak konumlandırıyor.
     "Oyun Alanları" sergisinde yer alan çalışmalar, hem üretildikleri ülkelerin görsel kültür hafızalarına yeni buluşlarla eklenmelerini, hem de bu üretimlerin yerleştirme, kamusal sanat, sokak sanatı veya çevresel sanat gibi sanat eğilimlerinin medyumlarıyla disiplinler ötesi uygulamalarını gösteren bir bakışla kurgulandı. Bu sergi, uzun yıllardır düzenlenen "Grafist: Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım Günleri"ne bugüne kadar davet edilmiş tasarımcıların deneysel üretimlerinden oluşan "Grafist Arşivi"nden sınırlı bir seçkiyi içeriyor. Hollanda'dan René Knip, Touching Graphic Design Video Seçkisi (Hollanda'nın önemli grafik tasarımcıları üzerine yapılmış bu video çalışmasında Experimental Jetset, Maureen Mooren and Daniel van der Velden, LUST, Irma Boom, Stuart Bailey, Joop van Bennekom, Felix Janssens, Mevis and Van Deursen, Julia Born, Roma Publications, Will Holder ve Karel Martens yer almaktadır.), İngiltere'den Alan Fletcher, Patrick Thomas, Almanya'dan Henning Wagenbreth ve İsrail'den Oded Ezer'in üretimlerindeki disiplinlerötesi alana yönelen bu sergi, günümüzde görsel iletişim tasarımına dönüşen grafik tasarım disiplininin yeni medyalardan yararlanması kadar, sanat eğilimleriyle etkileşime geçerek görsel düşünmeyle ilgili önerilerini paylaşıyor.
      Bu sergi "Grafist: Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım Günleri" işbirliğiyle gerçekleştirilmektedir 






  21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı-ARTİST 2011  ONUR SANATÇISI    


 Yer : TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece

Tarih :12-20 Kasım 2011

YURDAER ALTINTAŞ

1935 yılında doğdu. 1957 yılında  Güzel Sanatlar Akademisi Afiş Atölyesinden mezun oldu. 1964 yılında Türk Alman Kültür Merkezinde açtığı sergiyle ilk Türk grafik tasarım sergisini gerçekleştirdi. 1968 ‘de Grafik Sanatçıları Derneğinin  kurulmasına öncülük etti.
    1976 ‘da Güzel Sanatlar Akademisi Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulunda (UESYO)  öğretim görevlisi oldu ve 1979 ‘da okulun müdürlüğüne atandı. 

   Yurt içinde ve dışında sergiler açtı, birçok toplu sergiye katıldı. Değişik ülkelerdeki uluslararası Bienal ve Trienallere çalışmaları kabul edildi.  1995 yılında Aksanatta uluslararası çağrılı afiş sergisi düzenledi ve sergiye gönderilen afişlerle Mimar Sinan Üniversitesi Grafik Bölümünde uluslararası afiş arşivinin oluşmasını başlattı.
İsviçre, Polonya, Fransa, Amerika gibi ülkelerdeki müze ve arşivlere çalışmaları alındı. Çeşitli ödüller aldı,2004 yılında Türk grafik tasarımına yaptığı katkılar nedeniyle ICOGRADA (International Council of Graphic Design Associations) tarafından kendisine Icograda başarı ödülü verildi. 2009 yılında AGI (Alliance Graphique Internationale) üyeliğine seçildi.
1995 yılında Profesör oldu, 1996 yılında Grafik Tasarım Bölüm başkanlığına, 2001 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi yönetim kurulu üyeliğine  atandı. 2002 yılında aynı üniversiteden emekliye ayrıldı.





   Filateli'de iletişim sergisi - Şerif Antepli Koleksiyonu    


Yer: Cumhuriyet Sanat Galerisi Taksim
Tarih :18-31 Ekim  2011

Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilecek olan ve pul, zarf, posta kartı gibi on bin civarında filatelik objeyle “iletişim” konusunun işlendiği “Filateli’de İletişim” Sergisi  Şerif Antepli’nin koleksiyonundan oluşuyor.

18-31 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan “Filateli’de İletişim” Sergisi hakkında bilgi veren Şerif Antepli, “İnsanın dünyada görülmeye başlamasıyla iletişim kavramı da ortaya çıktı. Birbirleriyle işaretleşmelerinden, mağara resimlerinden, dumanla haberleşmeden günümüzdeki internet teknolojisine gelinceye kadar muhteşem bir serüven yaşandı. Yazı, dillerin ortaya çıkışları, pul ve posta hizmetleri, telgraf, radyo, sinema, matbaa, gazeteler, fotoğraf, bilgisayar, uydular, telefon gibi icatlarr yüz yıllar boyu medeniyetin gelişmesine katkıda bulundular. Bunları keşfedenlerle icatları, iletişim kavramı ve sistemleri onlarca konu başlığı altında filatelik objelerle sergileniyor. Dünyada ilk kez bu yöntemle “iletişim” çok geniş kapsamda inceleniyor ve bu bir sergi olarak sunuluyor.
80 büyük panoda 1260 a/4 föye monte edilmiş pulların ve zarfların arasında zamanda yolculuk yapıyormuşçasına dolaşırken Steve Jobs’tan Bill Gates’e, Gutenberg’den Agah Efendi’ye, Edison’dan Sir Rowland Hill’e, Niepce’den Lumière Kardeşlere gibi bir çok tanıdık kişiye rastlayacak, eserlerinin pullara yansımalarını göreceksiniz” dedi




    Fransız Kültür Merkezi”nde  Çizgi Roman Sergisi      


Yer: İstanbul Fransız Kültür Merkezi
Tarih: Haziran - 10 Eylül 2011

    İstanbul Fransız Kültür Merkezi, tüm yaz mevsimi boyunca, her yaştan çizgi roman severin ilgi odağını oluşturacak bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Bu kış Fransa’daki ünlü Angoulême Çizgi Roman Festivali çerçevesinde yer almış olan Parodiler: Çizgi roman kendini hicvediyor sergisi izleyiciyi eğlenceli bir biçimde çizgi roman tarihi ve yarattığı efsanevi karakterleriyle buluşturuyor.
   Edebiyat, peri masalları, resim, sinema, televizyon ve sinemanın kendisi dahil çizgi romanın hicvettiği birkaç büyük alanı kapsayan sergide ayrıca Tarzan, Robin Hood, Sherlock Holmes, Conan ve Harry Potter gibi efsanevi kahramanları hicveden eğlenceli çalışmalar da yer alıyor.
   Geçtiğimiz yaz gerçekleştirilen Cent pour Cent sergisinin başarısının ardından Fransız Kültür Merkezi, Angoulême Uluslararası Çizgi Roman ve Görüntü Merkezi ile işbirliğini sürdürerek, çizgi romana adanmış yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyor.
    Çizgi roman severlerin ve profesyonellerinin en önemli randevusu olan Angoulême 2011 festivalinde izleyiciyle buluşan ve çizgi romanın kendisinin yarattığı klişeler de dahil tüm klişelerle oynayarak eğlenceli bir parkur çizen Parodiler: Çizgi roman kendini hicvediyor sergisinden yapılan bir seçki İstanbul’da sergilenecek. Mad dergisinin tarihi önemine atıfta bulunduktan sonra sergi, edebiyat, peri masalları, resim, sinema, televizyon ve elbette Dokuzuncu Sanat’ın kendisi dahil çizgi romanın hicvettiği birkaç büyük alanı kapsıyor.
    Sergide ayrıca Tarzan, Robin Hood, Sherlock Holmes, Conan ve Harry Potter gibi efsanevi kahramanları hicveden eğlenceli çalışmalar da yer alıyor. Sergide yer alan Angoulême Çizgi Roman Müzesi arşivi ve özel koleksiyonlardan elliye yakın desen tüm çizgi roman severlere eşsiz bir panorama sunuyor

      "Çocukça Çizgi Film Yarışması"               

Yer: TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi
Son teslim tarihi : 9 Eylül 20111
   TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, çocuklara mimarlık, çevre ve kent kültürünün anlatılması, çocukların kent kültürü ve mimarlıkla iletişimlerinin "Canlandırma Filmler" üzerinden kurulması hedefiyle "Çocukça Çizgi Film Yarışması" düzenliyor.
   Tüm canlandırma tekniklerine açık olan yarışmaya katılacak filmlerin çocuklara yönelik üretilmiş olmaları ve daha önce yayımlanmamış olmaları gerekmektedir.  
   Son teslim tarihi 9 Eylül olan yarışmada dereceye giren filmlerin gala gösterimi ve ödül töreni 30 Eylül 2011 tarihinde Ankara'da gerçekleştirilecektir.
   Yarışmaya Katılma Esasları ve Biçimi ,Yarışma tek kademeli olarak düzenlenmiş olup herkese ve tüm canlandırma tekniklerine açıktır.
Yarışmaya katılan eserlerde ana tema, çocuk mimarlık, kent, çevre ve kültürel miras, kent kültürü ve duyarlılığı olacaktır.
Yarışmaya katılım ücretsizdir.
Yarışmaya katılım için aşağıdaki bilgi ve belgelerin sağlanması gerekmektedir:

   * Yarışmaya katılanların http://cocuk.mimarlarodasiankara.org adresi üzerinden, adı, soyadı, açık adresi, telefon ve faks numaraları ile e-posta adresi bilgilerinin olduğu katılım formlarını doldurmuş olmaları gerekmektedir.
   * Yarışmaya ekip halinde girilmesi durumunda, yönetmenin katılım formunu doldurması yeterlidir.

Seçici Kurul Üyeleri
Sevin Okyay, Yazar, Sinema Eleştirmeni
Tan Oral, Mimar, Karikatürist
Yekta Kopan, Yazar, Seslendirme Sanatçısı
Fethi Kaba, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Çizgi Film Bölüm Başkanı
Berat İlk, Bilgi Üniversitesi VCD Öğretim Görevlisi, Canlandıranlar Yetenek Kampı Yöneticisi
Levent Cantek, Editör, Yazar
Melike Türkan Bağlı, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi
Ulaş Onur Temiz, İlköğretim Öğrencisi
Yağmur Sertkaya, İlköğretim Öğrencisi

..





      Tasarım Alaturka Sergisi      

Yer: Akaretler Sıraevler
Tarih : 14 – 30 Mayıs 2011
    Rafineri Reklam Ajansı, alaturka kültürünü ve Türklere has alışkanlıkları tasarımla birleştirerek Orhan Gencebay, Zeki Müren gibi kült sanatçıları ve alaturka motifleri özgün tasarımlı ürünlere dönüştürüyor.
     Türkiye’nin köklü reklam ajanslarından Rafineri’nin, MediaCat dergisinin üç ayda bir yayınladığı tasarım ekinden hareketle başlayan Tasarım Alaturka girişimi, Türk kültürüne ait motifleri gündelik hayatta kullanılan ürünlerle buluşturuyor. Bir reklam ajansından çıkan ilk koleksiyon olma özelliğine sahip Tasarım Alaturka; Türkiye’nin popüler sanatçılarını, kült şarkı sözlerini, alışkanlıklarını ve kültürel değerlerini esprili anlatımlarla gündelik yaşamın vazgeçilmez eşyaları haline getiriyor.
     Rafineri’nin genç yeteneklerinin gönüllü çalıştığı koleksiyon; Sulukuleli kadınların nakış motifleriyle işlediği özel Orhan Gencebay tişörtleri, “Batsın Bu Dünya” harflerinden oluşan buz kalıpları, “One Minute Rolex” kol saati, Zeki Müren’i simgeleyen sönmeyen sanat güneşi mumu, Emrah görselinden yapılmış “Acıların Stencil”i gibi özgün tasarımlı ürünlerden oluşuyor. Koleksiyondaki ürünlerin tasarımından üretimine kadar tüm süreçlerini kendisi finanse eden Rafineri, satışa sunacağı ürünlerden elde edeceği geliri, el nakışlarıyla koleksiyona emek veren Sulukuleli kadınlar yararına bağışlayacak.         Tasarım Alaturka, Bilgili Holding desteğiyle Akaretler Sıraevler’de düzenlenecek olan “Akaretler Art & Design Day” kapsamında 14 Mayıs’ta açılacak. Özel sunumlar, videolar ve yerleştirmelerden oluşacak sergi, 30 Mayıs’a kadar ücretsiz olarak gezilebilecek.






‘Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım’ günleri  Grafist 15 ‘Stephan Bundi sergisi

Tarih: 27 Nisan -14 Mayıs 2011
Yer: Beyoğlu Belediyesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ‘Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım’ günleri kapsanında, Grafist 15 ‘Stephan Bundi sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, 27 Nisan-14 Mayıs tarihleri arasında Beyoğlu Belediyesi Sanat Galeri’sinde ziyaret edilebilinir.


   "Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım Günleri" Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Tasarım Bölümü’nün 1997 yılından beri düzenlediği, eğitim amaçlı bir etkinliktir. Bu etkinlik Uluslararası Grafik Konseyi ICOGRADA'nın desteklediği bir organizasyondur. GMK / Grafikerler Meslek Kuruluşu işbirliği ile düzenlenmektedir. Grafist'in amacı, bir hafta boyunca yurtdışından gelen dünyaca tanınmış yabancı grafik tasarımcılar ve Türk grafik tasarımcıları ile yine yurtdışından gelen yabancı öğrenciler ve türk öğrencilerin; seminer, workshop ve sergi gibi etkinlikler aracılığıyla birbirlerini tanımaları, tasarım kriterleri ve vizyonlarını değerlendirmeleri için uygun buluşma ortamı hazırlayarak tüm çalışmaların ve sonuçların paylaşıldığı zengin bir paylaşım alanı oluşturmaktadır.
   Grafist, Türkiye’de olduğu kadar yurtdışında da her geçen gün daha çok ilgi uyandırmaktadır. Artan bu ilginin kökeninde, projenin uluslararası tasarım dünyasının nabzını tutmuş olması ve dünyayı yakından izleyerek, yüksek öğretim öğrencileri için ender yakalanabilecek bir fırsatı yaratmış olması yatmaktadır. Yıllar içerisinde gösterdiği gelişmeyi izleyen ICOGRADA’nın, Grafist’i eğitim amaçlı “bölgesel etkinlik modeli” ilan ederek, dünyanın başka bölgelerinde de benzerlerinin düzenlenmesi için üye ülkeleri teşvik etme kararı alması, bu etkinliği kendi alanında dünyanın en prestijli grafik tasarım etkinliklerinden biri haline getirmiştir.
   Yeni neslin güncellenmiş bir eğitim programı çerçevesinde yurtdışındaki çağdaşlarıyla aynı düzlemde bilgiyle donanması, bu ve benzeri etkinliklerin çok daha fazla gerçekleştirilmesi sayesinde olabilir. Bu bağlamda Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım Günleri “Grafist” karşılıklı gelişme ve geliştirme yüklemine sahip bir etkinlik olmayı amaçlar.
   “Grafist” başından beri; dört günlük atölye çalışmaları, Uluslararası Grafik Tasarım Semineri ve Atölye Çalışmaları Sunumu tüm grafik tasarım öğrenci ve profesyonellerinin ücretsiz olarak yararlanmasına açık olarak düzenlenir.
    Stephan Bundi, 1950 yılında İsviçre’nin Grisons eyaletindeki Trun kentinde doğdu. İsviçre’de grafik tasarım eğitimini ve Stuttgart Devlet Sanat ve Tasarım Akademisi’nde de kitap tasarımı ve illüstrasyon üzerine gördüğü öğrenimi tamamladı. Halen İsviçre’de, Bern yakınlarındaki Boll kentinde yaşamakta ve çalışmaktadır.
   Bundi, bir tasarımcı olarak; ayrıca sinema, müzik, müzecilik, tiyatro ve yayıncılık alanlarındaki sanat yönetmenliği ve pazarlama iletişimi alanında sürdürdüğü faaliyetlerinde, “İsviçre tasarım geleneği”ni yenilikçi fikirler ile harmanlıyor. Aynı zamanda, İsviçre’de ve diğer ülkelerde sanat ve tasarım okullarında uzmanlığı olan görsel anlamlandırma üzerine dersler vererek, konuşmalar yapıyor. 2008 yılında, Çin’de, “Arts Institute Nanjing Design College”de konuk profesör olarak görev yaptı. Tasarımcı, uluslararası yarışma jürilerinde yer almakta ve uluslararası etkinliklerde sunumlar yapmaktadır, çalışmaları dünyada pek çok yayında yer almıştır.
  Stephan Bundi, Alliance Graphique Internationale (AGI) üyesidir ve AGI-İsviçre’nin başkanlığını yürütmektedir.
    Başlıca Ödülleri
   11. Uluslararası Meksika Afiş Bienali, Birincilik Ödülü / 2. Şikago Uluslararası Afiş Bienali, Altın Madalya/ 4. Uluslararası Mons Afiş Bienali, “Bütün Çalışma Alanı” Ödülü / Essen Afiş Müzesi, Uluslararası PKHR- 2010 Ödülü / “Design Austria”, Joseph Binder Ödülleri, Altın Madalya / 2. Kore Uluslararası Afiş Bienali, Gümüş Ödül / New York, Graphis afiş yıllıklarında 2 Platin ve 10 Altın Ödül / 12 “Red Dot” İletişim Tasarımı Ödülü / “Type Directors Club New York”, “Tipografik Mükemmellik” Sertifikaları/ “Art Directors Club New York”, 28 Mansiyon ve Jüri Özel Ödülü / 2006 yılında “Eulda” Avrupa Logo Tasarımı Yıllığı, “Best of Nation” Ödülü / 1985 yılında İsviçre Federal Tasarım Yarışması, Büyük Ödül / 2008 İsviçre Afiş Ödülleri’nde Altın ve Gümüş Ödül / 2010 İsviçre Afiş Ödülleri’nde Gümüş Ödül / Çeşitli defalar “100 Best Posters” seçkisinde, “Yılın İsviçre Afişleri” ve “En Güzel İsviçre Kitapları” seçkilerinde yer aldı.
   Sergileri, İşlerinin Yer Aldığı Koleksiyonlar ve Müzeler
   Bibliothèque Nationale de France / Museum of Modern Art (NY) / Die Neue Sammlung (Münih) / Design Museum (Kyoto) / SF-MoMA / Museum Folkwang Essen (Alman Afiş Müzesi) ve diğerleri.
Tasarımcının çalışmaları, grafik tasarım alanındaki bienal ve trienallerde düzenli olarak sergilenmektedir.



   






   Grafist 15 yaşında      



Tarih : 2- 22 Mayıs 2011

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Tasarım Bölümü tarafından 1997 yılından beri düzenlenen “Grafist: Uluslarararası İstanbul Grafik Tasarım Günleri” etkinlikler dizisi, bu yıl 15. yılını kutluyor.
2-7 Mayıs tarihleri arasında üniversitenin Fındıklı yerleşkesine bağlı mekanlarda gerçekleşen atölye çalışmaları ve seminerlere İsviçre’den Stephan Bundi, Rusya’dan Vladimir Chaika, İngiltere’den Patrick Thomas, Hollanda’dan Carolien Glazenburg-Karin van der Heiden ve Türkiye’den Gürbüz Doğan Ekşioğlu davetli tasarımcı olarak katıldı. Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde Stephan Bundi’nin afişleri 14 Mayıs’a dek izlendi.
MSGSÜ Osman Hamdi Bey Salonu’nda Amsterdam Stedelijk Müzesi grafik tasarım küratörü Carolien Glazenburg’un hazırladığı, müze etkinlikleri için tasarlanmış afişlerden oluşan Afişlerde Stedelijk Müzesi; Cezayir 2. katta Patrick Thomas’ın serigrafi tekniği ile ürettiği afişleri; Ark Kültür’de Vladimir Chaika’nın ‘‘HEstory’’ afiş dizisi; Adasanat’ta Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun illüstrasyonları; İMA İstanbul
Moda Akademisi’nde MSGSÜ Grafik Tasarım Bölümü Öğrenci Sergisi Babylon için Afişler; MSGSÜ Grafik Tasarım Bölümü koridorunda, Georges Perec’in ‘Uyuyan Adam’ romanından yola çıkan Koridor – Tipografik Tasarım Öğrenci Çalışmaları sergileri 22 Mayıs’a kadar yer alacak.


      Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı   




Yer :Yapı Kredi Kültür Merkezi
Tarih :4 Mart - 23 Nisan 2011
Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde sanat ve edebiyatta derin izler bırakmış önemli isimler için açılan “Bir Usta Bir Dünya” sergi dizisi grafik sanatçısı Mengü Ertel ile devam ediyor. Bir Usta Bir Dünya: Mengü Ertel -“Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı” sergisi, 4 Mart-23 Nisan 2011 tarihleri arasında Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde ziyaret edilebilecek.

Bir Usta Bir Dünya: Mengü Ertel - “Tepe tepe kullanıyorum hülyalarımı” başlıklı sergi, Mengü Ertel’in sekseninci doğum ve onuncu ölüm yıldönümü anısına düzenlendi. Sergide Mengü Ertel’in hazırladığı afişler, logolar, kitap ve dergi kapakları, illütrasyonlar, serbest grafik çalışmaları ve tiyatro dekorları sanatseverlerle buluşuyor. Yayımlanmış afişlerin yanı sıra yayımlanmamış orijinal afişler ve afiş taslakları da sergilenen eserler arasında yer alıyor. Böylece ziyaretçiler tasarımcını düşünce sürecine tanık olabilecek. Bu retrospektifte Mengü Ertel’in çalışmalarından seçmeler ilk kez toplu olarak gösteriliyor. Sergi Ülfet Ertel ve Murat Ertel’in danışmanlığında hazırlandı. Sergi konsepti ve tasarımı Sadık Karamustafa tarafından gerçekleştirildi; grafik tasarımını Ayşe Karamustafa yaptı. Yapı Kredi Yayınları sergiyle eş zamanlı olarak Dilek Bektaş’ın kaleme aldığı, Bülent Erkmen’in tasarladığı Mengü Ertel’i bütün yönleriyle anlatan Bir Meşk Gibi adlı bir kitap yayımladı.

Sergi kapsamında Mengü Ertel üzerine bir de etkinlik düzenleniyor. 16 Mart Çarşamba günü saat 18.30’da İstiklâl Caddesi No.181 Merkezhan adresinde bulunan Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilecek söyleşiye Murat Ertel, Zeynep Oral ve Erkal Yavi konuşmacı olarak katılıyor. 

Ünlü grafik tasarım eleştirmeni Alexandre Alexandre’ın, Novum dergisinde yayımlanan yazısından bir alıntı:
“Güçlü kuvvetli bir Türk, siyah saç ve sakal, bastırılmaz bir enerji ve büyük bir yaratıcılık gücü yansıtan zekâ dolu bir yüz, sağlam fakat hassas eller, işte Mengü Ertel’in görünümü. Michel Ange’ın dehasını esinlendirebilir ve onun bir yapıtına konu olabilirdi. Mengü’nün sürekli izleyici gözleri, ciddi bir iyilik ve benzerlerine karşı oldukça saklı bir sevgiyi yansıtıyorlar. Sık sık iyi yüreklilikle gülümsüyor, davranışları genel olarak alçakgönüllü, nadiren gülüyor ama bir kere kahkahası patladı mıydı, bütün kalbiyle gülüyor. Bu büyük sanatçıda yapmacık, özentili, hesaplı hiç bir şey yok. İkiyüzlülük, haksızlık, aldatmaca şiddetli bir fırtına gibi öfkesini uyandırıyorlar.”



    Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 1.Uluslararası Çağrılı Afiş Bienali     

Yer    : Cumhuriyet Müzesi Ve Sanat Galerisi,Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası,Sultanahmet
Tarih : 26 Ekim-22 Aralık 2010

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik / Tasarım Bölümü bünyesinde gerçekleşecek Bienal sergisinin açılışı 26 Ekim 2010 Salı günü Cumhuriyet Müzesi ve Sanat Galerisi’nde Rektör Prof. Dr. M. Zafer Gül tarafından gerçekleşecek.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından bu yıl birincisi düzenlenen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Uluslararası Çağrılı Afiş Bienali aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 27 ülkeden, 72 tasarımcıyı ağırlıyor.

Bienal sergisi dünya çapında başarısını kanıtlamış afiş sanatçılarını bir araya getiriyor ve ağırlıklı olarak sosyal ve kültürel içerikli afişler yer alıyor. Günümüzde dijital dünyanın gelişmesiyle birlikte grafik tasarım iki boyutlu dünyadan çok boyutlu dünyaya doğru evrimleşirken hızla yok olan afiş sanatına odaklanan bu bienal bu alana gönül vermiş sanat ve tasarım öğrencilerine ve bu alanda üreten tüm tasarımcılara dünyanın farklı ülkelerinde üretilen afiş tasarımlarını izleme ve inceleme olanağını sağlıyor. Bienalde bu alanda sergilenen çalışmalar çeşitli tasarım anlayışlarının, genel konseptlerin, baskı teknikleri ve boyutların farklılıklarına ilişkin birer örnek oluşturuyor. Bu sergi ile geçmişte ve günümüzde siyasi ve sosyal içeriğinden dolayı “duvarların uslanmaz çocuğu” olarak tanımlanan afişin dijitalleşen dünyada ticari ve kültürel boyutunu giderek yitirmesine rağmen evrensel düzlemde geçirdiği değişime vurgu yapılırken afiş olgusunun siyasal ve sosyal boyutuyla varlığını devam ettirmesi gerekliliğinin altı çiziliyor.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü öğretim görevlisi Savaş Çekiç ve Grafik Bölümü öğretim elemanları tarafından düzenlenen bienalde ABD, Almanya, Avustralya, Avusturya, Çin, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hindistan, İngiltere, İran, İrlanda, İsviçre, Japonya, Kanada, Litvanya, Macaristan, Meksika, Polonya, Portekiz, Rusya, Slovenya, Tayvan, Türkiye, Ukrayna, Yunanistan olmak üzere 27 ülkeden 72 afiş sanatçısının eserleri yer alacaktır.


KATILIMCILAR:

• ABD: Chaz Maviyane-Davies, Eleanor Grosch, Luba Lukova, Mat Daly, Modern Dog Design (Michael Strassburge, Robynne Raye, Shogo Ota), Patent Pending Ind. (Jeff Kleinsmith, Jesse LeDoux), Ron Liberti, Stephan Sagmeister
• Almanya: Bongoût (Anna Hellsgård, Christian Gfeller), Holger Matthies, Lex Drewinski, Uwe Loesch
• Avustralya: Mark Gowing
• Avusturya: Helmut Langer, Marina Langer-Rosa
• Çin: Kuokwai Cheong
• Danimarka: Finn Nygaard, Gitte Kath
• Finlandiya: Hilppa Hyrkäs, Kari Piippo, Pekka Loiri
• Fransa: Yann Legendre
• Hırvatistan: Boris Ljubičić, Vanja Cuculić
• Hindistan: Subrata Bhowmick
• İngiltere: Harry Pearce
• İran: Alireza Mostafazadeh Ebrahimi, Amir Hossein Ghoochibeik, Aria Kasei, Farhad Fozouni, Homa Delvaray, Majid Abbasi, Masoud Nejabati, Mehdi Saeedi, Parisa Tashakori, Peyman Pourhosein, Reza Abedini, Saeed Ensafi
• İrlanda: Tony O'Hanlon
• İsviçre: Erich Brechbühl, Jean-Benoit Lévy, Niklaus Troxler, Stephan Bundi
• Japonya: Mitsuo Katsui, Takashi Akiyama, U.G. Sato
• Kanada: Seripop (Chloe Lum, Yannick Desranleau)
• Litvanya: Stasys Eidrigevicius
• Macaristan: István Orosz, Péter Pócs, Varga Gábor Farkas
• Meksika: Elmer Sosa, Osvaldo Gaona
• Polonya: Anita Wasik, Elzbieta Chojna
• Portekiz: João Machado
• Rusya: Fallindesign Studio (Alexander Faldin, Alexandra Faldina, Anastasia Faldina, Svetlana Faldina), Vladimir Chaika
• Slovenya: Radovan Jenko
• Tayvan: Lin Horng-Jer
• Türkiye: Bülent Erkmen, Yurdaer Altıntaş
• Ukrayna: Nikolay Kovalenko
• Yunanistan: Dimitris Arvanitis
Yer : CUMHURİYET MÜZESİ VE SANAT GALERİSİ, Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası, İshakpaşa Mah. At Meydanı Sok. No: 1 Sultanahmet, İstanbul Tel: 0212 518 48 03


.

                        “İSTANBUL’UN 99 YÜZÜ  ”  SERGİSİ                              

Yer: Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi
Tarih : 30 Eylül - 07 Kazım 2010
“İstanbul dünyanın en güzel kenti. En güzel, en karmaşık, en düşsel. En şaşırtıcı. Her adımda karşımıza yeni bir olgu, yeni bir sorun, yeni bir kimlik çıkaran binbiryüzlü kent”. Sait Maden  bu binbir yüzlü kenti, onun adındaki sekiz harfle (İ - s -1 - a - n - b - u -1 harfleriyle) doksan dokuz değişik yorumda yansıtıyor. Bu doksan dokuz yüzün her biri, İstanbul’un dününü, bugününü, yarınını sezdirmeye; İstanbul’un dilini, müziğini duyumsatmaya; onun göğünü, denizini, havasını yaşatmaya çalışıyor. Sait Maden, uzun yıllardır biriktirdiği ikiyüzün üstünde İstanbul yazılarını uzun bir elemeden  sonra "İstanbul'un 99 Yüzü”adlı sergiyle bizlere sunuyor


 


                 Sait Maden                 


Günümüz şairlerinden 1932 yılında Çorum’da doğdu.İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nü bitirdi(1956).Şiir yazmaya ortaöğretimin ilk yılında başladı. İlk şiirlerini
İstanbul, Türkçe, Soyut, Yazko Edebiyat, Soyut, Varlık, Gösteri gibi dergilerde yayınlayan Sait Maden bunları Açıl, Ey Gizem (1996), Yol Yazıları ve Hiçlemeler (1997) adlı üç kitapta topladı.

1950’de Varlık Yayınları’nın düzenlediği çeviri şiir yarışmasında Baudelaire’ den uyarladığı “Moesta et Errabunda” adlı şiirle birincilik ödülü kazandı. O günden bu yana değişik ülke şairlerinden çok sayıda şiir çevirdi. Çeviri yapıtları: Güneş Taşı ( Octavio Paz, 1962 ), Seçmeler (Blaise Cendrars, 1964), Kara Ada Şiirleri (Pablo Neruda, 1971), Bütün Şiirler (Federico Garcia Lorca, 1974), 20 Aşk ve Umutsuz Bir Şarkı (Pablo Neruda, 1975), Seçme Şiirler (Eugenio Montale, 1975), Elsa’ ya Şiirler ( Louis Aragon , 1976 – Türk Dil
Kurumu Çeviri Ödülü ), Şiirler (Paul Eluard, 1976), Şiirler (Saint-John Perse, 1981), Şiirler (Vladimir Mayakovski, 1985), Çeviri alanındaki en kapsamlı ürünleri Lorca: Bütün Şiirler, insanlığın beş bin yıllık şiir birikiminden derlediği Şiir Tapınağı(1985), Baudelaire’den çevirdiği Kötülük Çiçekleri (1996) ve dünya halklarının şiirlerinden oluşan Yeryüzü Şiiri’dir.

Hayatını bağımsız ressam ve grafikçi olarak sürdüren Sait Maden, grafiğin her dalında çok sayıda eser üretti, günümüze dek 7000 dolayında kitap ve dergi kapağı çizdi. Bu konudaki yapıtları Türk Grafik Sanatı Tarihi (1979), Simgeler (kendi çizdiği amblem ve logolardan seçilmiş 150 örnek, 1990).


 









14.ULUSLARARASI GRAFİK TASARIM GÜNLERİ – GRAFİST 14


Yer:Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,
Tarih : 26-30 Nisan 2010



Grafist hakkında

  "Uluslararası İstanbul Grafik Tasarım Günleri" Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Tasarım Bölümü’nün 1997 yılından beri düzenlediği, eğitim amaçlı bir etkinliktir. Bu etkinlik Uluslararası Grafik Konseyi ICOGRADA'nın desteklediği bir organizasyondur. GMK / Grafikerler Meslek Kuruluşu işbirliği ile düzenlenmektedir. Grafist'in amacı, bir hafta boyunca yurtdışından gelen dünyaca tanınmış yabancı grafik tasarımcılar ve Türk grafik tasarımcıları ile yine yurtdışından gelen yabancı öğrenciler ve türk öğrencilerin; seminer, workshop ve sergi gibi etkinlikler aracılığıyla birbirlerini tanımaları, tasarım kriterleri ve vizyonlarını değerlendirmeleri için uygun buluşma ortamı hazırlayarak tüm çalışmaların ve sonuçların paylaşıldığı zengin bir paylaşım alanı oluşturmaktadır.
14.ULUSLARARASI GRAFİK TASARIM SEMİNERİ
14.INTERNATIONAL GRAPHIC DESIGN SEMINAR
* Seminer Konuşmacıları:
• ANETTE LENZ
• IAN NOBLE
• YEŞİM DEMİR
• ROGIER ROSEMA
• FEVZİ YAZICI
• Atölye çalışmaları -workshops
Kaynak : http://www.grafist.org/



13.ULUSLARARASI GRAFİK TASARIM GÜNLERİ – GRAFİST 13


Yer : Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,                          

Tarih : 12 - 17 Ekim 2009 / October 2009



Seminer/Seminar:
Phil Baines, Petr Van Blokland, Gülizar Çepoğlu, Memed Erdener, Dionysis Livanis, Piotr Mlodozeniec, Mehmet Ali Türkmen

Atölye Çalışmaları/Workshops:
Phil Baines, Petr Van Blokland, Gülizar Çepoğlu, Memed Erdener, Dionysis Livanis, Piotr Mlodozeniec

Sergiler/Exhibitions:
* Uluslararası Grafik Tasarım Sergisi / International Graphic Designers Exhibition: Phil Baines, Petr Van Blokland, Gülizar Çepoğlu, Memed Erdener, Dionysis Livanis, Piotr Mlodozeniec, Mehmet Ali Türkmen

* Solidarnosc Dönemi’nde Polonya Afişleri Sergisi / Polish Posters in Times of Solidarnosc Exhibition

* Unutmabeni: Alan Fletcher, Shigeo Fukuda, Morteza Momayez Anısına / In Memoriam Alan Fletcher, Shigeo Fukuda, Morteza Momayez

* MSGSU Grafik Tasarım Bölümü Diploma Projeleri Sergisi / Graduation Project Exhibition

* Paralel Etkinlikler / Parallel Events:

* AGI Semineri / Seminar (Konuşmacılar/Speakers: Robert Appleton, Pierre Bernard, Seymour Chwast, Kenya Hara, Fons Hickmann, Annette Lenz, Jean-Benoit Levy, Deborah Sussman, David Tartakover)

* “Unplugged Faces” Sergisi/ Exhibition / “Unplugged Faces” Sergisi/ Exhibition

* Grafist 13 Kurumsal Kimlik Tasarımı/ Grafist 13 Comporate Identity Design: SERHAT AKAVCI


Kaynak - Afişler : http://www.grafist.org/




En iyi beş moda sergisi


New York Metropolitan Sanat Müzesi’nde mayıs ayında açılan Punk: Chaos to Couture sergisi dahil olmak üzere unutulmaz beş moda sergisini gezenler çok şanslı! İşte o ünlü sergiler...Tuğba Göktaş Kavici

‘Moda sanat mıdır, değil midir?’ sorusu hala tartışılsa da çoğunlukla gelinen nokta aynı. Moda sanattan beslenmesine rağmen bir eser niteliği taşımıyor. Zira sanatın ilkeleri arasında yer alan kalıcılık ve dönüştürücü güç, moda için geçerli değil. Üstelik sanat eserlerinin biricik merkezi müzeler tarafından kesin bir şekilde reddediliyordu ama bugün gelinen noktada ilişkilerin daha yumuşadığını söylemek mümkün. Moda, sanat olabilecek tüm normları taşımıyor, bu kabul... Ancak onun sanatla birlikte anılmamasına bir engel yok. Yakın geçmişte müzelerin modaya kucak açmasıyla şüphesiz en çok ilgi gören mekan, New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi... Meşhur kırmızı halılı Oscar törenlerini aratmayan sergi açılışları da müzeyi ayrıcalıklı kılıyor. Mayıs ayında açılan Punk: Chaos to Couture ise en başarılı sergilerden biri oldu. Gelin, müzenin moda ve sanatı buluşturan en iyi beş sergisine göz gezdirelim...

1- Punk Chaos to Couture Mayıs ayında modaseverlerle buluşan Punk sergisi, geçen hafta müzenin en çok ilgi gören ilk beş sergisi arasına girerek sonlandı. Düzen karşıtı sloganların yazılı olduğu tişörtler, yırtık kotlar, çiviler, zincirler... Bir sanat müzesinin içindeydi ama estetikle birleşmiş halleriyle! Punk modasının nasıl evrildiği ve günümüzde nasıl ana akıma dahil olduğu irdelendi. 70’li yıllarda ortaya çıkan bu trend, kaos ve isyanın sesiydi. İlk etapta modacılar hiç sevmemişti! Şimdi ise ‘yadsınamaz’lar arasında. Metropolitan’a yoğun bir ziyaretçi akını olduğunu da eklemekte fayda var.

2- Süper Kahramanlar Moda ve Fantezi 2008 yılında beyazperdedeki süper kahraman furyası modayı da etkiledi. Ünlü tasarımcıların kadrajına giren karakterler muhteşem kostümlerle Metropolitan Müze’de sergilendi. Superman ve Batman’in başı çektiği ekspozisyonda Örümcek Adam, Kedi Kadın gibi süper kahramanlar izleyicileri bambaşka bir boyuta taşıdı. Peki kostümlerde kimlerin imzası vardı? Jean Paul Gaultier’den Julien Macdonald’a, Armani’den Mugler’e, John Galliano’dan Dolce&Gabbana’ya pek çok moda devinin elinden çıkan kostümler, beyazperdenin ardındaki kahramanları adeta ete kemiğe büründürmüştü.

3- JacquelIne Kennedy Onassıs Show Tüm zamanların stil ikonu olmayı başarmış bir kadın, Jackie... 2001 yılında, ölümünden 38 yıl sonra, ABD’nin gelmiş geçmiş en medyatik First Lady’si Jacqueline Kennedy Onassis’in kıyafetleri sergilendi. Dünyanın çeşitli yerlerinden ziyaretçilerin yanı sıra Amerikalıların akın ettiği sergi, başkanın eşinin rafine zevkini birebir yaşatıyordu. Kolsuz elbiseleri, tayyörleri, muslin eşarpları, geniş çerçeveli gözlükleri ve inci kolyeleriyle kendi stilini yaratmıştı. 60’lı yıllarda kendi akımını başlatarak bugün bile modacılara ilham kaynağı olan ‘Jackie tarzı’nı oluşturan kadın o...

4- Alexander McQueen Vahşi Güzellik 2010 yılında moda endüstrisini şoke etmişti onun intiharı... Alexander McQueen, ölümünden sonra da zirveden inmedi. Müzenin 2011 yılında ‘vahşi güzellik’ temasıyla sunduğu tasarımları rekor izleyiciye ulaştı. Sıradışı ambiyansları, çirkin sayılan nesnelerden veya durumlardan etkilenerek ortaya çıkardığı güzel ve estetik koleksiyonları, McQueen’i apayrı bir yere taşıdı. Yetiştiği İskoçya kültürü de hep ilham kaynağı oldu.Muazzam işçiliği de ayrıca övgüye değer. Ölümünden sonra da akın akın onun tasarımlarına koşanların sayısı çok...

5- EFSANEVİ BİR KADIN CHANEL Metropolitan küratörlerinden Harold Koda ‘Moda sergilerinin 10 yıl önce sanat müzelerine girmesi konuşulamazdı bile’ demişti. Hatta Chanel sponsorluğunda gerçekleşen ‘Chanel’ sergisi açıldığında da müze ağır eleştirilere maruz kalmıştı. Ancak tüm bunlara rağmen modanın unutulmaz kadınlarından Coco Chanel’in sergisi büyük ilgi gördü. Sergi, modaevinin geçmişini tematik bir şekilde anlatırken 1983 yılında Chanel’in kreatif direktörlüğü koltuğuna oturan Karl Lagerfeld’in müthiş dehasını da ortaya koydu. Ziyaretçiler moda dünyasının ilklerini de görme şansına sahip oldular.



    Mavi Jeans İstanbul Tişörtleri Tasarım Yarışması
Yarışmaya Başvurmak için 22 Nisan – 6 Haziran 2011

Mavi İstanbul'a Tişört Tasarla İstanbul İçin Düşün, İstanbul İçin Yarat Yeteneğini kanıtla, İstanbul Tişörtleri tasarımcılarına katıl.
Mavi İstanbul Tişört Tasarım yarışmasında Mavi Jürisi’nin seçtiği 1 tasarım yeni İstanbul Tişörtleri koleksiyonunda yer alma hakkı kazanacak ve Mavi uygun gördüğü sezonda satışa sunulacaktır. Birinci seçilen tasarım sahibi 2000 TL para ödülün sahibi olacaktır.
Ayrıca Tasarımlara oy verenler arasında her 100. kişiye “Mavi” tişört’ü hediye edilecektir.Ödül kampanyaya katılan tişörtlere oy veren her 100. kişiye verilecektir. Hediye 50 tişört ile sınırlıdır.

İstanbul Tişörtleri Kampanyasıba Nasıl Katılacağım?
22 Nisan - 6 Haziran 2011 tarihleri arasında istanbulatasarla.mavi.com adresinden üye olup “MAVİ KİT”i indirerek kendi “İstanbul Tişört”ünü tasarlayabilir ve 2004 yılından beri devam eden seride kendi tasarımın ile yer alma şansını yakalayabilirsin. İstanbul Tişört’ü tasarımına en çok oyu toplayan 50 tişört jüri’nin karşısına çıkıyor ve seçilen bir adet İstanbul Tişört tasarımı Mavi tarafından satışa çıkarılıyor.
Yarışmaya Başvurmak için 22 Nisan – 6 Haziran 2011 tarihleri arasında istanbulatasarla.mavi.com adresinden üye olunup “Mavi Kit” tişört tasarım dosyası indirilerek yaratılan tasarımlar belirlenen formatta siteye ilgili linkten yüklenerek başvuru tamamlanır.
İnternet üzerinden yüklenen tasarımlar kriterlere uygunluk elemesinden geçtikten sonra onaylanarak 72 saat içinde istanbulatasarla.mavi.com sitesinde yayınlanacak ve halk oylamasına açılacaktır.
Onaylanan tasarımlar 7 Haziran – 30 Haziran 2011 tarihleri arasında istanbulatasarla.mavi.com sitesi üzerinden izlenebilecek ve oylanabilecektir. Oylama, her tasarımın yanında bulunan butonuna basılarak yapılacaktır. Tasarımlar aldıkları puanlara göre ilk 50’ye girecek. Son katılım günü olan 6 Haziran 2011’e kadar ilk 50’de yerini koruyan kullanıcı tasarımları Mavi’nin belirlediği jüri üyeleri tarafından seçilecektir.
İlk 50’ye giren tasarımlar istanbulatasarla.mavi.com web sitesinden ve mavi.com üzerinden duyurulacaktır.
Yarışma Ödülleri;
Seçilen Tasarım:
Mavi Jürisi’nin seçtiği 1 tasarım yeni İstanbul Tişörtleri koleksiyonunda yer alma hakkı kazanacak ve Mavi uygun gördüğü sezonda satışa sunulacaktır. Birinci seçilen tasarım sahibi 2000 TL para ödülün sahibi olacaktır.
"Mavi" Tişörtü;
Tasarımlara oy verenler arasında her 100. kişiye “Mavi” tişört’ü hediye edilecektir.Ödül kampanyaya katılan tişörtlere oy veren her 100. kişiye verilecektir. Hediye 50 tişört ile sınırlıdır.
Tişört kazanan katılımcılar;
1. Kazanan kullanıcılar, kişisel bilgilere ilişkin form içerisinde belirtmiş oldukları e-posta adreslerine kazandıklarına dair bir e-posta mesajı alacaktır.
2. Ödüllerin gönderimi için aramalar 6-11 Temmuz 2011 tarihleri arasında yapılacaktır.
3. Kişisel bilgilere ilişkin form içerisinde belirtmiş oldukları cep telefonu numarasından aranarak, posta adresi alınacak ve ödül bu adrese teslim edilecektir. Kazanan katılımcının, e-posta mesajına veya cep telefonuna yapılan aramaya 1 (bir) haftalık süre içerisinde cevap vermemesi ve/veya teslimat adresinin yine 1 (bir) haftalık süre içerisinde Mavi’ye ulaştırılmaması halinde, katılımcı ödül hakkını kaybedecek ve ödüller sıradaki kullanıcılara (yedek) geçecektir. Yedeklerin de 1 (bir) hafta içerisinde cevap vermemesi halinde, ödül verilmeyecektir. Ödül, kazanan katılımcıya, teslimat adresini onaylanmasını takiben 2 (iki) hafta içerisinde teslim edilecektir. Teslimat masrafları Mavi’ye aittir.
Takvim
22 Nisan - 6 Haziran 2011

7 Haziran - 30 Haziran 2011 // Oylama
4 Temmuz - 7 Temmuz 2011 // Jüri elemeleri
11 Temmuz haftası // Sonuçların duyurulması



ŞIĞA KAVUŞMA ( Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil -Moda Tasarımı ve Fotoğraf Bölümü




Yer : MSGSÜ Mimar Sinan Sergi Salonu

Tarih : 3 Mart 2011

Şile Feneri’nin 150. yılı kutlamaları için hazırlanan Işığa Kavuşma Projesisin sanat ürünleri, Şile’den sonra Mimar Sinan Üniversitesi’nde sergileniyor. Proje İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve Şile Gardens desteğiyle Temmuz 2010'da Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü ile Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü tarafından gerçekleştirilmişti.

Projede Şile’yi Şile yapan yerel, kültürel ve otantik değerlerin başında gelen Şile Feneri ile Şile Bezi tarihte ilk defa sanatsal bir etkinlikte bir araya getirildi. Işığa Kavuşma isimli projede yeni olan, Şile"nin kimliğinde yer alan iki mührün, çok değerli kültürel ve otantik değerlerin ilk defa örtme/giydirme yöntemi ile bir araya getirilmesi oldu.



Bu büyük prodüksiyonun en önemli özelliği, aynı zamanda ışıkla boyama tekniğiyle çekilecek bir tek fotoğraf karesi için yapılmış olmasıdır. Bu özel çekim, genelde, fener-deniz-ışık ilişkisini sembolize etmek, özelde ise Şile Feneri doğum günü ışıltısına odaklanmak adına ışıkla boyama tekniğiyle gerçekleştirildi.

On sekiz kişilik fotoğraf sanatçısı ekibi aynı zamanda tüm yapım aşamalarını belgelendiği gibi time-lapse, panorama, pinhole, 3D, HDR, infrared ve tilt-shift gibi birçok farklı teknik uygulamanın başarılı örneklerini ortaya koydular.




Işığa Kavuşma sergisi 3 Mart 2011 Perşembe günü saat 16.00'da MSGSÜ Mimar Sinan Sergi Salonu'nda gerçekleştirilecek kokteyl ile açılacak.







İstanbul Fashion Week Takvimi Belli Oldu!
Yer : Santralistanbul
Tarih : 3-6 Şubat 2011
Ülkemizin önde gelen moda tasarımcıları ile hazır giyim markalarını bir araya getirerek Türkiye’de modayı tek bir çatı altında toplayan Istanbul Fashion Week (IFW) 3-6 Şubat’ta Santralistanbul’da moda rüzgarları estirecek!...
Moda tasarımı alanında dünyaya bilgi akışını sağlamak ve dünyanın önde gelen moda basını ve alıcılarının dikkatini İstanbul’a çekmek üzere kurgulanan ISTANBUL FASHION WEEK (IFW) ile tasarım ve üretimden perakendeye, ülkemizin tüm tekstil ve moda endüstrisi; tüm yön verenleri ile birlikte tekrar tek bir platformda buluşacak.
İstanbul’un en büyük moda etkinliği “İstanbul Fashion Week” (IFW), 03 - 06 Şubat 2011 tarihleri arasında düzenlenecek. İTKİB organizasyonunda, Moda Tasarımcıları Derneği (MTD), Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) ve İstanbul Moda Akademisi (IMA) işbirliğinde gerçekleşecek defilelerin mekânı Santralistanbul...
İstanbul Fashion Week kapsamında sergilenecek defilelerde, markalar ve tasarımcılar Sonbahar/Kış 2012 koleksiyonlarını tanıtacaklar. 9 tasarımcının solo defile düzenlediği ve 3 karma defilenin yer aldığı organizasyonda, toplam 18 tasarımcı ve 9 markanın katılımıyla, dört günde tam 21 defile gerçekleştirilecektir. Ayrıca Arzu Kaprol 2011-2012 Kış Koleksiyonu konsept sunumu, Kuruçeşme’deki Arzu Kaprol Couture
gerçekleşecektir.
Kaynak :http://www.ifw2011.com
IFW 03-06 ŞUBAT DEFİLE PROGRAMI
Tarih
Defile
Defile Alanı
Defile Saati




2/3/11
GİZİA
A
13:30
2/3/11
KARMA 1: Zeynep Erdoğan, Zeynep Tosun,Niyazi erdoğan
A
15:00
2/3/11
G. GENTILE
A
16:30
2/3/11
ARZU KAPROL
Azru Kaprol Show Room Kuruçeşme
17:30
2/3/11
ATIL KUTOĞLU
A
19:30
2/3/11
RAMSEY
A
21:00












Tarih
Defile
Defile Alanı
Defile Saati
2/4/11
KARMA 3: Aslı Güner,Jale Hürdoğan
A
13:30
2/4/11
SİMAY BÜLBÜL
A
15:00
2/4/11
GÜNSELİ TÜRKAY
A
16:30
2/4/11
MEHTAP ELAİDİ
A
18:00
2/4/11
DAMAT TWEEN
A
19:30
2/4/11
COLINS
A
21:00












Tarih
Defile
Defile Alanı
Defile Saati
2/5/11
KARMA 2: Deniz Kaprol, Tuvana Büyükçınar, Nejla Güvenç,Rana-Berna Canok
A
13:30
2/5/11
ÖZGÜR MASUR
A
15:00
2/5/11
AVVA
A
16:30
2/5/11
GAMZE SARAÇOĞLU
A
18:00
2/5/11
DERIMOD
A
19:30
2/5/11
MAVİ
A
21:00












Tarih
Defile
Defile Alanı
Defile Saati
2/6/11
ÖZLEM KAYA
A
16:30
2/6/11
GÜL AĞIŞ
A
18:00
2/6/11
KOTON
Discorium
21:00

. Galata Moda Yedinci Kez Beyoğlu’nda   


Yer : Beyoğlu TRT binası
Tarih : 22 -28 Aralık 2010
Beyoğlu Belediyesi ve Moda Tasarımcıları Derneği ( MTD) işbirliği ile bu yıl 7’ncisi düzenlenen “Galata Moda Festivali”nin açılış töreni 22 Aralık Çarşamba günü gerçekleştirildi. Tepebaşı’nda kurulan alanda 26 Aralık 2010 tarihine kadar devam edecek festivale bu yıl 30 tasarımcı katılıyor

Beyoğlu Belediyesi’nin, Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) ile birlikte her yıl düzenlediği “Galata Moda Festivali” yedinci kez moda severlerle buluştu. 2010 yılının son günlerinde moda ve tasarım meraklılarını bir araya getiren festivalin açılışı 22 Aralık Çarşamba günü saat 11.30’da Tepebaşı’nda gerçekleştirildi. Zengin renkler ve farklı tasarımların yer aldığı festivalin açılışını Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ünlü modacılarla birlikte yaptı.

Demircan: Moda Bu Festivalle Sokaklara Dönüyor
Açılış töreninde bir konuşma yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan Beyoğlu’nun, aşka, edebiyata ve sanata ilham verdiği kadar, modaya da ilham verdiğini belirterek, festival hakkında şunları söyledi; “Beyoğlu’nun moda yolculuğu asırlardır sürüyor. Beyoğlu, pasajları, terzihaneleri, kumaşevleri ve düğmeci dükkanları ile geçmişin moda dünyasına uzanan sağlam bir köprüdür. Bu bakımdan, Beyoğlu Belediyesi olarak, Moda Tasarımcıları Derneği işbirliğiyle, bu yıl Galata Moda Festivali’nin 7’ncisini düzenliyoruz. Festivalle birlikte moda, ona ilham veren şehrin sokaklarına dönüyor, tasarımlarını şehirle paylaşıyor. Festival, moda ve tasarım meraklılarını bir araya getiriyor. Zengin renkler ve farklı tasarımlar, yedinci kez moda tutkunlarıyla buluşuyor. Ayrıca, bu festival, katılımcılarına, Türk moda tasarımının yeni yetenekleriyle tanışma imkanı da veriyor.”
Moda Etkinlikleri Düzenlenecek
Bahar Korçan, Begüm Salihoğlu, Bige Ökten, Bihter Aida Pekin, Cem Lokmanhekim, Çiğdem Akın, Deniz Kaprol, Ebru Günay, Eynel Çelebi, Founta Günem, Gamze Saraçoğlu gibi Türkiye’nin 30 ünlü tasarımcısı 5 gün sürecek festivale özel hazırladıkları sınırlı sayıdaki koleksiyonlarını tüketiciyle buluşturacak. Moda severlerin takıdan paltoya, gece elbisesinden ayakkabıya uygun fiyatlarla sahip olabilecekleri festival kapsamında birçok etkinlik de düzenlenecek. “Tasarımcı Buluşmaları” konulu etkinlik ve temel ürün üretimine dayalı gerçekleştirelecek Fashion Snopshot atölye çalışmalarının ziyaretçiler tarafından ilgi görmesi bekleniyor. arasında açık kalacak.

Hüseyin Çağlayan 1994-2010’



Yer : İstanbul Modern
Tarih :15 Temmuz 2010 - 24 Ekim 2010
Küratör: Donna Loveday
İstanbul Modern, moda ve çağdaş sanatın önde gelen temsilcilerinden Hüseyin Çağlayan’ın Türkiye’deki en kapsamlı sergisini sunuyor.
Modayı kavramların ifade bulduğu bir keşif alanı olarak sunan Hüseyin Çağlayan, giyimin ne anlama geldiğine dair önkabullere meydan okuyor. Günümüz dünyasının politik, ekonomik ve sosyal gerçeklerinden yola çıkıyor ve modayla doğrudan doğruya ilişki kurulması güç disiplinlerden ilham alarak, kavramsal fikirleri felsefi bir konumlandırmayla sunan tasarımlar gerçekleştiriyor. Tasarladığı giysiler, ardında yatan düşünce süreçlerini yansıtırken, büyük beğeni toplayan defileleri birer performans işlevi görüyor. Moda koleksiyonlarının yanı sıra enstalasyonlar yapıyor, kısa filmler yönetiyor ve sahne performansları için kostümler tasarlıyor.
Daha önce Londra Tasarım Müzesi ile Tokyo Çağdaş Sanat Müzesi’nde sergilenen ve küratörlüğünü Donna Loveday’in yaptığı sergide Hüseyin Çağlayan’ın 1994 ile 2010 yılları arasında ürettiği moda koleksiyonları, enstalasyonları ve filmleri bir araya geliyor. Bu önemli seçkideki çalışmalar mimari, felsefe, bilim, tarih, antropoloji, biyoloji ve teknolojiden esinlenen Hüseyin Çağlayan’ın genetik, teknolojik ilerleme, yer değiştirme, göçmenlik ve kültürel kimlik gibi çeşitli alanlardaki düşüncelerini yansıtıyor.
Sergide Çağlayan’ın Geçici Müdahale, Hareketsizlik, Mektup Elbise, Panoramik, Uçak Elbise (Ekoform), Şefkat Yorgunluğu, Sözlerden Sonra, Zamansal Meditasyonlar, Ambimorfik, Olmayıp Varolan, Okumalar, Önce Eksi Şimdi, Kaderin Tecellisi, Genometrik, Dinlenme, Yerden Geçide, Jeotropik, Körmanzara, Yüz On Bir, Anestezi, Havadan, Toprağa Bağlı, Tatlı Aylaklık, Akrabalık Yolculukları, Mikro Coğrafya ve Tünel başlıklı çalışmaları sergileniyor.
Hüseyin Çağlayan
1970 yılında Kıbrıs’ın Lefkoşa kentinde doğan Çağlayan eğitimine Kıbrıs’ta başlayıp, Londra’da devam etti. 1993 yılında, Londra’daki Central Saint Martins Sanat ve Tasarım Okulu’ndan mezun oldu. Teğet Akışlar adını verdiği son derece yaratıcı mezuniyet koleksiyonu o dönem büyük ilgi gördü. Bu koleksiyon demir tozuna bulanıp toprağa gömülen ve oradan aylar sonra çıkarılan ipek giysilerden oluşuyordu. Koleksiyon daha sonra Londra’da Browns mağazasının vitrininde sergilendi ve Çağlayan’ın yenilikçi bir tasarımcı olarak isim yapmasını sağladı. 1994 yılında kendi markasını kurduktan sonra İngiltere’de iki kez Yılın Tasarımcısı seçildi.
Sergi Destekçileri
İstanbul Modern ‘Hüseyin Çağlayan 1994-2010’ sergisinin gerçekleşmesine destek sağlayan tüm sergi destekçilerine teşekkür eder.
Sol: Hussein Chalayan, Readings Spring, Summer 2008, photographer Moritz Waldemeyer
Sağ: Hussein Chalayan, Afterwords, 2000, photographer Chris Moore

Kaynak : http://www.istanbulmodern.org/tr/f_index.html
Fotoğraf : Murat KÜÇÜKKAYALI




Avrupalı Genç Tasarımcılar Buluşması   

Yer : Forum İstanbul da
Tarih : 2 - 10 Ekim
2 - 10 Ekim arasında Forum İstanbul’un büyük meydanı uluslararası bir moda ve sanat galerisine dönüştürülecek. Modanın büyüsü, sanatın ilhamı Forum İstanbul’da yaşayacak.


GIL CARVALHO AYAKKABI SERGİSİ
Londra’da yaşayan Portekizli mimar tasarımcı dünyayı ayaklarınıza seriyor... Dünyanin en iyi lüks ayakkabı tasarımcılarından Gil Carvalho ilk kez Türkiye’de kendi konsept koleksiyonunu sunacak. Bu nefes kesen sergi bize Madonna, Kylie Minogue, Fergie gibi dünya starları için yapılan ayakkabıları da sergilenecek.

“İSTANBUL’DA LALE OLMAK” FOTOĞRAF SERGİSİ
Tasarımcı ve fotoğrafçı Gülçin Uzunalan’ın İstanbul’un büyülü köşelerini giysi tasarımlarıyla fotoğrafladığı bu özel sergiyi kaçırmayın

ESMOD İSTANBUL
Yaklaşık 200 yıllık olan dünyanın en eski moda okulu İstanbul’da açılıyor. ESMOD modayı bir yaşam biçimi olarak kutlarken koleksiyonlarını özel bir sergide Forum İstanbul’da sergileyecekler.

ATÖLYE: Tasarımcılar İş Başında!
Esmod İstanbul tasarımcısı hafızalardan silinmeyen kostümlerin nasıl yaratıldığını ilham verici ve yaratıcı sergide gösterecek. Çizimlerden kumaş ve renk seçimine kadar benzersiz bir giysi meydana gelirken herkes yaratım gücünü ve bir giysinin arkasındaki yoğun çalışma sürecini izleyecek.

KENDİ TARZINI KENDİN YARAT
Herkesin bir günlüğüne tasarımcı olabileceği bir alan. Sezonun kıyafet ve aksesuarları ile siz de bir tasarımcı gibi mankenleri giydirebileceksiniz.

PENTİ 60.YIL SERGİSİ
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencileri tarafından Penti’nin 60.yılına özel olarak tasarlanan bacaklar sıradışı bir sergi ile Forum İstanbul’da.

  


Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı – Burhan Doğançay Retrospektifi

Yer: İstanbul Modern
Tarih: 23 Mayıs - 23 Eylül 2012
Burhan Doğançay, 1960'lı yılların başından bugüne duvarlar aracılığıyla modern ve çağdaş kent kültürünün toplumsal, kültürel ve politik dönüşümünü araştırıyor. Bir kent gezgini olarak yarım yüzyıldır dünyanın farklı şehirlerindeki duvarların izini sürüyor. Afişlerden sloganlara, cinsel içerikli mesajlardan ciddi gazete kupürlerine kadar zamanın her türlü müdahalesine açık bu yüzeyleri bir antropolog gibi inceliyor. Farklı üslup ve tekniklerle şekillenen resimleri, popüler kültürün ikonları, politik semboller ve işaretlerle hem tarihsel hem de güncel bir zemine oturuyor.
Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı – Burhan Doğançay Retrospektifi, sanatçının son 50 yıllık çalışmalarının bir dökümü niteliğini taşıyor. Doğançay’ın 14 ayrı dönemini ve dünyanın farklı koleksiyonlarında yer alan çalışmalarını izleyiciyle buluşturan sergi için hazırlanan katalogdaki 126 yapıt görseline eşlik eden metinler, sanatçının kariyerinin tüm gelişim evrelerini açıklayarak birikimine farklı bir perspektif getiriyor. Biyografik belgeler ve fotoğraflar Doğançay’ın kent gezgini kimliğini hatırlatıyor. Küçük boyutlu çalışmalardan, büyük boyutlu tuvallere ve duvar yüzeyinden taşan enstalasyonlara, farklı malzeme ve arayışların peşindeki yapıtlar, sanatçının çalışma biçiminin arka planını gözler önüne seriyor.
Münih merkezli yayınevi Prestel’in yayınlayacağı ve dünya çapında satışa sunacağı katalog, Doğançay’ın yapıtlarının geniş bir kitle ile paylaşılmasını sağlıyor. Sergi küratörü Levent Çalıkoğlu, Tarihin Kaydı ve Duvarlarin Anatomisi adlı katalog metninde sanatçının 50 yıllık sanat kariyerini anlatıyor. Southhampton Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Profesör Brandon Taylor ve Art in America dergisi Editörü Richard Vine’ın yazdıkları yeni makalelerin yanı sıra Yazar, Editör ve Grafik Tasarımcı Clive Giboire’ın Doğançay’ın tüm serilerini analiz eden açıklayıcı metinleri de sanatçının geliştirdiği ve çalışma biçimine dahil ettiği teknikleri inceliyor






Şimdi Olmaz

Yer:  x-ist
Tarih : 29 mart - 21 Nisan
Cem Dinlenmiş’in yarattığı karakter ve kurgular Penguen’deki işleriyle sınırlı değil. 29 Mart’ta x-ist’te açılacak ‘Şimdi Olmaz’ adlı yeni kişisel sergisinde sanatçı, mizahi bakışıyla harmanladığı yapıtlarıyla izleyiciyi oyuna davet ediyor‘Şimdi Olmaz’da Dinlenmiş, bir önceki sergisi Dahiliye’de karşılaştığımız parçalı ve çok yüzeyli resimlerini yeni buluşlar katarak devam ettirirken, bir yandan da ilk kez hayata dair, yarı-otobiyografik sahneleri kendine has diliyle yeniden yorumluyor. Sanatçı, mevcut resim yüzeyine uygun resim üretmek yerine yüzeyi de kurguya uygun olarak şekillendirerek mekana göre değişen algılar oluşturuyor. Sergideki iki parçalı vücut, ikinci ve üçüncü boyutu birleştirerek soyut bir portre oluştururken, günlük hayattan alınmış kareler ise sonsuz ayrıntı ile canlandırılarak yapbozlara dönüşüyor. Dinlenmiş’in resimlerinde kaybolmamak mümkün değil. Hikaye anlatıcılığını büyük boyutlu tuvallerde de sürdüren Dinlenmiş, tipografiyi de yerli yerinde kullanıyor. ‘Sanatsal Bölge’ adlı üç boyutlu resimde ise Dinlenmiş'in ironik bakışı ilk kez yapıtın kendisine yönelirken, sanatın nesne olarak konumu tartışmaya açılıyor.