Karma Sergiler




  Misafirler: Sanatçılar ve Zanaatkârlar  

Yer: İstanbul Modern
Tarih: 26 Şubat - 23 Ağustos 2020
İstanbul Modern’in İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (İSTKA) desteğiyle Ekim 2018’de hayata geçirdiği Uluslararası Misafir Sanatçı Programı, dünyanın farklı coğrafyalarından on sanatçıyı, İstanbul’daki zanaatkârlarla bir araya getiriyor.
Türkiye’nin kültürel değerlerini günümüze ait yorumlarla yeniden düşünmek ve deneyimlemek amacıyla davet edilen sanatçılar, İstanbul’daki farklı zanaatlar üzerine araştırma yaptılar ve birlikte çalışmayı seçtikleri zanaatkârların atölyelerinde yeni yapıtlar ürettiler. Bu yapıtlar, “Misafirler: Sanatçılar ve Zanaatkârlar” sergisinde ilk defa gösteriliyor. Sergi, üretilen yeni yapıtların yanı sıra, sanatçıların İstanbul’daki araştırma ve üretim süreçlerini, kentte etkileşime geçtikleri, ilham aldıkları kaynakları, birlikte çalıştıkları zanaatkârlar hakkında bilgileri de ziyaretçilerle paylaşıyor.
İstanbul’da misafirimiz olan sanatçılarla, kentin yüzyıllardır süregelen üretim kültürünün en önemli yapı taşlarından olan zanaatkârların birlikte geçirdikleri sürede edindikleri deneyimleri odağına yerleştiren sergi, aynı zamanda sanat ve zanaat arasındaki ilişkiyi ve geçirgenliği de inceliyor. Bir ihtiyacı karşılamaya yönelik ürünün el becerisi ve hüner sonucu üretilmesi olan zanaat ile sanatçının özgün fikrini hayata anlam katmak üzere üretmesine dayanan sanat arasındaki ilişki sergideki yapıtlarla görünür kılınıyor. Ayrıca, İstanbul’un zengin zanaat mirasına vurgu yapmak üzere, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü koleksiyonundan ve Harbiye Askeri Müze’den ödünç alınan objeler ve tarihi eserler, yapıtların üretilmesinde sanatçıların etkilendikleri zanaatlara örnek olarak sergide yer alıyor. Bunlarla beraber, her bir sanatçı ve zanaatkârla yapılan, projedeki araştırma ve üretim dönemlerini belgeleyen videolar da sergide ziyaretçilerle buluşacak.
Uluslararası Misafir Sanatçı Programı’na davet edilen sanatçılardan Rodrigo Hernández ebru yapımı, Outi Pieski yazma üretimi, Servet Koçyiğit nakış ve yorgancılık gibi geleneksel zanaatlara odaklanırken, Benji Boyadgian ve Wael Shawky metal ustalarıyla çalıştı; Rana Begum ise metal sıvama atölyesinde yeni üretim tekniklerini deneyimledi. Ustanın hüneri, teknik ve malzeme bilgisiyle sanatçının önerdiği yaratıcı projeler, bir atölyede uzun bir sürece yayılan bir üretim deneyiminin parçası oldular.
Sergi için Türkçe-İngilizce olarak çift dilli hazırlanan katalogda, serginin kavramsal çerçevesini anlatan küratöryel metinle beraber, proje danışmanı, mimar ve akademisyen Aslı Kıyak İngin’in İstanbul’daki zanaat mahalleleri ve üretim kültürüyle ilgili yazısı da yer alıyor. Katalog ayrıca, sergideki sanatçılarla ilgili metin, fotoğraf ve görsellere de yer veriyor.

Sanatçılar: Faig Ahmed, Rana Begum, Benji Boyadgian, Rodrigo Hernández, Servet Koçyiğit, Outi Pieski, Randi & Katrine, Wael Shawky ve Jorinde Voigt. Küratörler: Öykü Özsoy ve Ümit Mesci  Sanatçı asistanı: Melodi Gülbaba

  Külkedisi Ve Beş Hececiler   

Tarih:27 Şubat -11 Nisan 2020
Yer: Mixer
Sanatçılar: Ali Elmacı, Kerem Ağralı, Manolya Çelikler, Sesil Beatris Kalaycıyan

Mixer, 27 Şubat–11 Nisan tarihleri arasında proje odasında Ali Elmacı, Kerem Ağralı, Manolya Çelikler ve Sesil Beatris Kalaycıyan’ın çalışmarını bir araya getiren ‘’Külkedisi ve Beş Hececiler’’ başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor.

Sosyal bir varlık olan insan, neredeyse var olduğu günden itibaren hayatını örgütlenmiş bir toplumsal yapı içerisinde devam ettirmektedir. İlkelden moderne her dönem içerisinde kendine özgü bir biçimde toplumsal yapılanma biçimleri görülmektedir. Bu yapılanma biçimleri içerisinde nitelikler farklı dahi olsa bir iktidar yapılanması barındırmaktadır. Kitlelerin oluşturduğu bu yapılanmaları kontrol etme ve geliştirme için gerekli görülen bu iktidar sistemi aynı zamanda içerisinde bulunduğu toplumu kendi isteği ve çıkarları doğrultusunda şekillendirme eğilimindedir. 

İktidarlar, dini ya da siyasi, bu eğilimlerini hayata geçirmek için ise sıklıkla yazılı, sözlü ve güncel iletişim araçlarını kullanırlar. Nereye bakılması, neyin görülmesi ya da görülmemesi istenirse onu işaret etmek ve inandırma için sanatsal faaliyetleri bir güç unsuru gibi ellerinde tutarak varlıkları uzatmak ve sağlamlaştırmak için kullanmışlardır. İlk çağlardan beri görsel malzemenin yazıya nazaran daha kolay algılanmasından dolayı iktidarlar için önemli bir unsur olmuştur. Böylece yetişkinler için masal niteliği taşıyan sanat aracılığı ile toplum, var olan gerçeklikten uzaklaştırılabilir hatta yeri geldiğinde yeni bir gerçeklik yaratılabilir. Gücü elinde tutanlar, yaratım süreci için sıklıkla sanatın “-mış” yapma gücünden faydalanarak var olan gerçekliği saptırma, değiştirme veya saklama refleksi içerisindedirler.

“Külkedisi ve Beş Hececiler” sergisi ile izleyiciyi sanatın “-mış” gibi gösterme gücünü deneyimlemeye, görülen ile asıl mesele arasındaki bağı keşfetmeye davet ediyor.


  Sanat ve Tarih Buluşması   

 16 Kasım – 6 Aralık 2019

İstanbul Antik Hotel’in -2 ve -3’üncü katlarında bulunan, 1500 yıllık geç Roma – erken Bizans dönemine ait tarihi dokunun korunarak günümüze ulaştığı Antik Cisterna sergi salonu; 16 Kasım – 6 Aralık 2019 tarihleri arasında “Sanat ve Tarih Buluşması” adlı sergiyle kapılarını bir kez daha açıyor ve sanatın ışığında geleceğe bir köprü kuruyor.

Dünyanın her yerinden yarımadaya gelen misafirlerimize, bize emanet olan tarihle birlikte farklı sanat akımları ve disiplinlerden özgün eserleri ‘’ sanat ve tarih buluşması ‘’ adlı sergide sizlerle buluşturmaya devam ediyor.


Küratörlüğünü Murat Küçükkayalı’nın yaptığı, Türkiye’nin farklı şehirlerinden ve yurtdışından katılan sanatçılar Selda Özhan Alp, Lala Aqaeva, Zehra Atalay, Pelin Aydemir, Emre Baykara, Aslı Ekim, Aysel Erken, Olca Yavuz Düzgün,Seher Eyri Genç, Öznur Kepçe, Çağlar Tağcı, Fikret Yörük, Efnan Yüce’nin özgün sanat eserleriyle yer aldığı sergimize, tüm sanatseverleri bekleriz.



  Tarihi Yarımada’dan Yansımalar   

Tarih:26 Ekim – 14 Kasım 2019
Yer: İFSAK Sergi Salonu

Birçok medeniyetin, farklı kültürlerin ve inançların izlerini görebileceğimiz, dünya çapında önemli tarihsel mirasları içinde barındıran ve İstanbul’un binlerce yıllık tarihinin başladığı yer olan Tarihi Yarımada’nın günlük yaşamını, dokusunu ve dinamiğini doğru değerlendirmeye çalışarak Timurtaş Onan rehberliğinde yaklaşık bir yıl süren uzun soluklu projenin sonuçu Tarihi Yarımada’dan Yansımalar adlı sergi 26 Ekim tarihinde İFSAK sergi salonunda açılıyor. Sergi 14 Kasım tarihine kadar görülebilir.

Sergide yer alan fotoğrafçılar : Münevver Antczak, Reyhan Aygör İncekara, Nergis Bilgiç, Mehmet Bor, Tanar Çakmakcı, Mustafa Demirtaş, Hilal Duruk, Pelin Genç, Şafak Hacaloğlu, Tanin Helvacı, Serra Kemmer, Ceylan Koçak, Hilal Onaç, Zerrin Tuncer, Özlem Uçarkuş ve Semra Yazkan
Süreci proje katılımcıları adına Münevver Antczak anlatıyor.

Türkiye’nin, herşeye rağmen en güzel şehrinde, İstanbul’da yaşıyor olmamızın büyük bir şans olduğunu hepimiz biliyoruz; ancakbu şansın en çok farkında olanlar, fotografçılar olsa gerek. Her ne kadar, kentsel dönüşüm uygulamaları baş döndürücü bir hızla sokak aralarında tekinsizce dolaşıyor olsa da; profesyonel ve amatör fotoğrafçıların hiç bıkmadan gittiği ve her zaman da gideceği bölge, bizim de atölye konumuz olan İstanbul’un Tarihi Yarımadası’dır.

Aslında hepimiz bu bölgede daha önce fotoğraf çekmiştik ve çevreyi az çok biliyorduk. Çekim günlerinde, sabahın erken saatlerinde bir kahvede toplandıktan sonra düştük yollara. İstanbul’da zamanın farklı aktığı mahalleri keşfettik, tanımadığımız insanlarla sohbet ettik, davet ettikleri evlerinde tanrı misafiri olduk. Sonra tek başımıza kendi fotoğrafımızın peşine düştük,bir daha kendimizin bile çekemiyeceği fotoğrafları çektik. “Sıradan, kurgusuz olarak çekilmiş bir fotoğraf yoktur. Çekim süreci sadece gördüklerini aktarmak değildir. Gerçeğin bir şekilde yorumlanmasıdır. Deklanşöre basma anında kameranın arkasındaki kişinin dünya görüşü ve birikimleri büyük rol oynar” hocamızın sözleri bu süreçte bize eşlik etti.

Sergimize tüm fotoğraf ve İstanbul severleri bekliyoruz. 


   ” Düşsel Hikayeler”    

 26 Ekim – 11 Kasım 2019
 Antik Hotel İstanbul’un -2 ve -3’üncü katlarında bulunan, 1500 yıllık geç Roma – erken Bizans dönemine ait tarihi doku korunarak günümüze ulaştırılan Antik Cisterna sergi salonu ” Düşsel Hikayeler”adlı sergiyle kapılarını sanatseverlere açılıyor.
Kendine ait bir hikayesi bulunan farklı tarzdaki eserlerin bir araya getirildiği serginin küratörlüğünü Murat Küçükkayalı yapıyor.
Sanatçının her dokunuşu, zaman içinde o anı durduran ve yüzyıllara taşıyan bir parmak izidir.
Sanatçılar Serra Akartürk, Oya Altınkök, Şeyma Balcı, Simay Bodur, Rana&Berna Canok, Meftune Çekem, Fatih Ergün, Viktoria Esen, Aslı Ertürk, Meral Koçyiğit Güleker, Merve Keskin, Rozay Nemedowa, Nurgün Özmelek, Yeşim Şahin ve Ezgi Şentin’in katıldığı serginin açılışı, 26 Ekim Cumartesi günü saat 18.00‘de Antik Hotel Antik Cisterna Sergi Salonu’nda gerçekleşecektir.



   “İlişkiler”   

Tarih:25 Ekim-1 Aralık 2019
Yer: SANATORIUM
25 Ekim-1 Aralık 2019 tarihlerinde Türkiyeli sanatçı Yunus Emre Erdoğan ile Avusturyalı sanatçı Clemens Wolf’un son dönem işlerini kapsayan, Domenico de Chirico küratörlüğündeki “İlişkiler” adlı iki kişilik sergiye ev sahipliği yapacak.
Sergide Yunus Emre Erdoğan ve Clemens Wolf’un araştırdığı mekân, bir yere oturtması zor, neredeyse uçucu, incecik bir mekân olarak tanımlanabilir. İki sanatçının, sanatsal araştırmaları arasındaki çeşitli benzerlikler, temelleriyle yüz yüze geldiklerinde daha da canlı hale geliyor. Her ikisinin de özünde, iki sanatçının işlerinin de yaratıcı temelini oluşturan o ilk anda, kurucu anlam, arka planın kokusu ve altta yatan nefes veya nefessizlik yer alıyor.
Yunus Emre Erdoğan çalışmalarında yerler ve objelere, onların ışık ve mekânın çeperleriyle etkileşimine gözünü dikiyor. Çoğunlukla karakalem olan çalışmaları geniş olduğu kadar yoğun bir atmosfere de sahip. Mekânsal öğeler, neredeyse minimalist yönlere meylederek formalizmden sıyrılıyor çoğunlukla. Nesnelere yönelik hayaletvari bir bakış geliştiren sanatçı, mekândaki nesnelerin bıraktığı belli belirsiz sesler ve görünmez izlere dayanan metafizik bir anlam arayışına girerek boşluğun varlığının peşine düşünüyor.

Diğer yanda ise Clemens Wolf’un eserleri, malzeme ve renklerin özgül bir şekilde kullanılması aracılığıyla temsil ve soyutlama arasında dalgalanan bir düşünme halindeki hassas ve geçici bir anı yakalamaya yönelik bir çabayı ortaya koyuyor. Genleşmiş bir metal parçasını fırça olarak kullanan Wolf, metal parçasını reçineye batırıp ona pigment ekleyerek yoğun dokulu ve tek renkli bir kompozisyon yaratmak amacıyla tuval üzerine ilk olarak kalın bir yağlı boya tabakası sürüyor. Böylece nihai kompozisyonlar aslında tuvalin yüzeyine dokunmadan ortaya çıkmış oluyor. Süreç teslimiyetle, teslimiyet de mekânsal soyutlamanın uçuculuğuyla örtüşüyor.

“Disiplinler Arası Buluşma”


14 – 30 Eylül 2019
Karma Sergisi
Antik Hotel İstanbul’un -2 ve -3’üncü katlarında bulunan, 1500 yıllık geç Roma erken Bizans dönemine ait tarihi doku korunarak günümüze ulaştırılan Antik Cisterna sergi salonu, küratörlüğünü Murat Küçükkayalı’nın yaptığı “Disiplinler Arası Buluşma” adlı sergiyle kapılarını sanatseverlere açılıyor.

Farklı tarzların ve disiplinlerin bir araya geldiği sergide, sanatseverler, batik, çini, heykel, resim, seramik, minyatür, tezhip ve karışık teknik eserlerin yer aldığı, alanlarında özgün eserler üreten sanatçılarımızın  görebilecekler.

Sanatçılar Güven Araz, Berna Atlıhan, Yasemin Ataker, Ayşegül Bayer, Ayşegül Çelik, Hazal Çınar, Zeren Turgay Demir, Nilgün Çiğdem Fidan, K. Muzaffer Gençer, Gül Durmayaz Güdücü, Naz Işıksoy,  Merve Kalsın, Funda Camelmas Mepa, Aysun Meriç, Semra Nak, Şefik Kemal Şimşek, Yonca Tabakoğlu, Serap Bostancı Tuluk’un katıldığı serginin açılışı, 14 Eylül Cumartesi saat 18.00‘de Antik Hotel Antik Cisterna Sergi Salonu’nda gerçekleşecektir.

Yeni dönemin tüm sanatçı ve sanatseverler için keyifli geçmesi dileğiyle.



16. İstanbul Bienali “ Yedinci Kıta “

14 Eylül - 10 Kasım 2019
Pera Müzesi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, 16. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yaptı. Fransız küratör, yazar ve akademisyen Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünü üstlendiği bienalin başlığı Yedinci Kıta.

Bourriaud, Bienal’e ev sahipliği yapan her bir mekânın, serginin bir yönüne karşılık geldiğini söylüyordu. Pera Müzesi, paralel dünyalara ait bir antropoloji müzesine, kurmaca arkeoloji ve tarihi yeniden icat eden sanatçılar için bir yere dönüştürüldü. İstanbul Bienali kapsamında Pera Müzesi’nde 13 sanatçının geçmişi yeniden keşfe çıkan eserleri görülebildi. Sanatçı listesi, Anzo, Pia Arke, Charles Avery, Norman Daly, Ernst Haeckel, Evru/Zush, Sanam Khatibi, Melvin Moti, Glauco Rodrigues, Luigi Serafini, Paul Sietsema, Simon Starling ve Piotr Uklański’den oluşuyordu.

Yedinci Kıta sanatı, insanın etkilerini, takip ettiği yolları, bıraktığı izleri ve insan olmayanlarla etkileşimini araştıran bir antropoloji olarak tanımladı. Bienal ana başlığını, Antroposen çağının küresel ısınmayla birlikte en gözle görünür sonuçlarından biri olan, Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki devasa atık yığınından aldı. Popüler bilimde “Yedinci Kıta” olarak anılan bu kütle, 3,4 milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığınından meydana geliyor. İnsan atıklarının okyanusun ortasında yeni bir kıtanın oluşumuna sebebiyet verdiği bu olay, 16. İstanbul Bienali için ekolojik sorunlar karşısında sanatın güncel durumunu pek çok sanatçı, düşünür, antropolog ve çevreci ile birlikte araştırmak için bir çıkış noktası oluşturdu.

2015 yılından itibaren İstanbul Bienali mekânlarından biri olan Pera Müzesi, 2019'da da üç katında bienali ağırladı. Bienal kapsamında, arkeolojik sanatın öncülerinden biri olarak kabul edilen Norman Daly’nin kırk yıla uzanan kapsamlı ve detaylı çalışmasının ürünü olan Llhuros Medeniyeti de ilk kez bu ölçekte sergilendi.

Fransız yazar ve akademisyen Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünde, 14 Eylül–10 Kasım 2019 tarihleri arasında ücretsiz olarak düzenlenen Yedinci Kıta başlıklı bienalde, üç farklı mekânda (MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Pera Müzesi ve Büyükada), 26 ülkeden 57 sanatçı ve sanatçı kolektifinin eserleri sergilendi.

16. İstanbul Bienali’nin Pera Öğrenme ve Pera Film iş birliğiyle geliştirdiği programlar da sergi boyunca müzede izleyiciyle buluştu.

Mekânlara girişler, kişiye özel kare kodlarla sağlanır. Kare kodunuzu 16bziyaret.iksv.org adresinden ulaşabileceğiniz dijital formu doldurarak ya da bienal mekânlarında bulunan kayıt masalarına başvurarak edinebilirsiniz. Kayıt masalarında oluşabilecek kuyruklarda bekleme süresini asgari uzunlukta tutmak için kayıt işlemlerinizi sergiye gelmeden tamamlamanız önerilir.



    Trio – Üçlü     

8-24 Aralık
Karma Resim Sergisi
8-24 Aralık tarihlerinde antik Cisterna sergi salonu üç kadın sanatçıdan oluşan renkli bir sergiyi sanatseverler ile buluşturacak. Sergide yer alan üç kadın sanatçı, her biri farklı tarzda eserler ile izleyiciye keyifli karma sergi sunacak.

Kendi gerçeğini yaratmak amaçlı başladığı sanat serüveninde mantığı geri plana itip hayal gücünü üretime dönüştüren Çiğdem Yaşa, sınırsız hayal gücü dünyasında kendi arayışını gerçeğe dönüştürürken resimlerinde varoluş çabasını akıl ve mantığın kontrolünden çıkarıp tuvale aktarıyor. Aklın ve mantığın kalıplaşmış denetiminden uzaklaşma çabasında olan sanatçı bilinçaltı dünyasını farklı bir tarzda bizlere sunuyor.

Kadın olgusunu farklı bir bakış açısıyla sergiye taşıyacak olan sanatçı Hazan Yaprak, oluşturduğu “Woman” serisi bu üçlü sergide yer alacak. Farklı malzemeler ile oluşturulan, oldukça baskın renkleri kâğıt üzerinde kumaş ve kağıt parçaları ile buluşturarak kolaj oluşturan bu renkli çalışmalar, kadının kendi iç dünyasındaki hayal gücünü kavramsal bir çerçevede izleyici ile buluşturacak. Üç boyutlu çalışmalar yapan heykel sanatçısı resim tekniğinin dışına çıkarak kendi bakış açısını kâğıt üzerine taşıdığı bu özgün sergide izleyiciye farklı bir lezzet sunmakta.

Kullandığı her boya parçasını birer veri olarak kabul ederek tuvale aktaran Nazmiye Alkanat, görsel imgeleri kendi alanının dışına çıkarıp zemine yerleştiriyor. Nesneleri kendi süzgecinden geçirerek siyah beyaz fon üzerinde renklendirip dokuya dönüştüren sanatçı çalışmalarında boyaları, fırçanın sıkışmış alanından çıkarıp kendi yorumu ile büyülü bir doku halinde izleyiciye aktarıyor.

Çiğdem Yaşa, Hazan Yaprak ve Nazmiye Alkanat’tan oluşan bu üç kadın kendi iç dünyalarında oluşturdukları eserleri kendilerine özgün sanatsal bakış açılarıyla tuvalden izleyiciye aktaracak, bu renkli “trio” sergisi 24 Aralığa kadar Antik Cisterna salonda sizleri bekliyor olacak.


    Şimdinin Peşinde   

Tarih: 25 Eylül-Ekim 2019
Yer: İstanbul Modern
"Şimdinin Peşinde" adlı koleksiyon sergisiyle günümüz dünyasında insanlık hallerine odaklanıyor. İnsanın kentle, doğayla, fiziki çevresiyle ve kendi benliğiyle olan ilişkisini; tarihsel, toplumsal ve kişisel bağlamda irdeleyen yapıtları bir araya getiriyor. Bunun yanı sıra sergi, bugünün dünyasında ortaya çıkan görsel ve işitsel yeni uyaranların insan duygulanımı üzerindeki etkilerine de ayna tutuyor.
"Şimdinin Peşinde" birbiriyle kesişen ve ilişkiye geçen çeşitli tematik alanlar kurguluyor ve sergideki yapıtlar aracılığıyla kimlik, beden, toplumsal cinsiyet politikaları, yapım ve yıkım süreçleri, doğa ve insan ilişkisi gibi tali yollara açılıyor. Sergi, insanın ideal yaşam alanları yaratmak için kurguladığı kentin ve mimarisinin, kent sakinleriyle olan çetrefilli ilişkisini ele alırken, bir yandan da inşa etme ve doğal hayatın sınırlarını ihlal ederek egemenlik kurma güdüsünün olası sonuçlarına dikkat çekiyor. Ehlileştirilmeye çalışılan doğanın beraberinde bir yıkıma yol açması ve nesillere aktarılan toplumsal mirasın bozuma uğratılmasının sonuçlarına işaret ediyor. Farklı değişimlerin yıkıcı boyutlarıyla baş etmeye çalışan insanın kendisine dönmesi, benliğini araması ve bilinçaltının derinlikleriyle olan ilişkisi serginin önemli bir ekseniyken, "Şimdinin Peşinde" toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın meselelerini farklı boyutlarıyla ele alan yapıtlara da yer veriyor.
Sanatçılar:Murat Akagündüz, Rasim Aksan, Alaettin Aksoy, Deniz Aktaş, Peter Anders, Mehtap Baydu,
Ramazan Bayrakoğlu, Sabri Berkel, Taner Ceylan, Adnan Çoker, Burhan Doğançay, İpek Duben, Olafur Eliasson, İnci Eviner, Mehmet Güleryüz, Balkan Naci İslimyeli, Hüsamettin Koçan, Azade Köker,
Maro Michalakakos, Sarah Morris, Hans Op de Beeck, Angel Otero, Kemal Önsoy, İrfan Önürmen,

Necla Rüzgar, Sarkis, Güneş Terkol, Canan Tolon, TUNCA, Ömer Uluç, Zhan Wang, Nil Yalter, Jérôme Zonder. Küratöryel Ekip: Öykü Özsoy, Deniz Pehlivaner, Ümit Mesci


   “ Mürekkepten “ Çin Güncel Sanatından Yorumlamalar    

Tarih:11 Nisan - 28 Temmuz 2019
Yer : pera muzesi
Mürekkep resim geleneğinin farklı yorumlarına odaklanan Mürekkepten: Çin Güncel Sanatından Yorumlamalar sergisi, çalışmalarını Çin’de sürdüren 13 sanatçının yapıtlarını bir araya getirdi. Sanatçıların sergide yer alan çalışmaları, kâğıt, fırça ve mürekkep gibi geleneksel malzemelerin kullanımından öte mürekkebin kültürel ruhunu taşıyordu.

Çalışma pratiklerindeki deneysel formlar, sanatçıların günümüz kültürel bağlamında mürekkep geleneğini nasıl yeniden ele aldığını ve bu güçlü geleneği nasıl zenginleştirdiğini vurguluyordu.

Küratörlüğünü Karen Smith’in yaptığı sergideki yapıtlar, manzaralar, doğal formlar, doğadan alınmış tekil veya karşılaştırmalı öğeler ve kaligrafinin rolü gibi mürekkep resminin alışılageldik konularını yansıtıyordu. Sanatçılar, mürekkebin temel değeri ve en süregelen ezoterik özelliği olan ruhunu yansıtırken, hiçbiri mürekkep sanatçısı olma iddiasında değildi. Mürekkebin ruhani ve estetik varoluşunu kültürel bir metafor, felsefi bir sistem olarak kullanıyor, günümüze uyarlıyor, manipüle ediyor veya yapı söküme uğratıyorlardı. Mürekkebe, fiziksel dünya ve mekânının bedenle olan ilişkisini anlamanın bir yolu olarak bakıyorlardı. Uzun uygarlık tarihi boyunca Çin kültürünün dinamik nabzı olmuş mürekkebe dair gelecek olasılıklara katkıda bulunuyorlardı.

Sanatçılar: Xu Bing, Chen Haiyan, Jian-Jun Zhang, Xing Danwen, Luo Yongjin, Sun Yanchu, Qiu Anxiong, Li Ming, Xu Hongming, Chen Guangwu, Liang Wei, Zhou Fan, Tang Bohua


Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek”

S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi,
18 Ekim 2018 - 7 Nisan 2019’a kadar devam edecek olan “sergisi, Sabancı Holding’in katkılarıyla Rus avangard sanatını kapsamlı bir seçkiyle ziyarete açıyor.

Sabancı Üniversitesi’nin parçası olan Sakıp Sabancı Müzesi, 20. yüzyıl sanat tarihinin en heyecan verici dönemlerinden birine odaklanan bu sergisinde, Rus Avangardı’nın siyasi arka planının katmanlarını, kaynak teşkil edecek bir çerçevede sunarak akademik misyonunu yerine getirmeyi amaçlıyor. Sergide, dönem boyunca faaliyet gösteren ve sanatı hayatın her alanına yaymayı hedefleyen sanatçı ve okullar, resim, tasarım, edebiyat, film ve tiyatro alanlarındaki zengin üretkenlikleriyle temsil ediliyorlar.
“Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisi, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşanan dramatik değişikliklerin ve radikal yeniliklerin zemin sağladığı entelektüel ve artistik gelişmelerin, sadece Rus sanatsal kültüründe değil, dünya sanat tarihindeki etkilerine de ayna tutan bir sergileme anlayışıyla kurgulandı. Sergi, 1900’lerin başından itibaren hayatı dönüştürecek bir güç olarak sanatı öne süren Rus avangard sanatçılarının bu dönemde gerçekleştirdiği çığır açıcı işlerinin yanı sıra 1917 Ekim Devrimi’nin sağladığı yenilikçi atmosferde, yeni rejimin de desteğiyle hayata geçirdikleri toplumsal tasarılarını ve heyecanla düşledikleri geleceğin geniş sınırlarını gözler önüne seriyor. 20. yüzyılın başında yaşanan teknolojik gelişme ve sanayileşmenin heyecanıyla yüzünü bilime dönen ve dünyanın da sınırlarını aşarak düşlerini uzaya taşıyan avangard sanatçıların ilerlemeye duydukları inanç, bu sergide yer alan eserlerinden canlılıkla yansıyor.

Dünyanın en önemli Rus Avangardı koleksiyonlarından ve arşivlerinden biri olan, Selanik Çağdaş Sanat Müzesi - George Costakis Koleksiyonu, “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek” sergisinin de temelini oluşturuyor. George Costakis’in büyük bir tutkuyla bir araya getirdiği ve Rus Avangardı eserlerinin gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan Costakis Koleksiyonu’ndan sergiye dahil edilen sanatçılar arasında, sanat tarihinin ikonik eserlerinden Siyah Kare’nin yaratıcısı Kazimir Malevich, sanatla üretim arasındaki sınırları belirsizleştirerek sanatsal kuramda yeni bir dönemin öncüsü olan Vladimir Tatlin, fotoğraf, resim, heykel ve grafik sanatının cesur öncüsü Alexander Rodchenko dahil olmak üzere Rus Avangardı’nın birçok önemli ismi bulunuyor. Yine Costakis Koleksiyonu’ndan, dönemin kadın sanatçı yoğunluğunu temsil eden isimler arasında, metinle resim arasındaki etkileşimi temel alan Olga Rozanova, tasarladığı oyun dekorlarıyla tiyatro dilinin dönüşümüne katkıda bulunan Lyubov Popova ve yüzünü Rus halk sanatına dönerek Rus Avangardı’nda belirleyici bir rol üstlenen Natalia Goncharova da sergide eserleriyle yer alıyor. “Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek”, 20. yüzyıl sanat tarihinin dönüm noktalarından biri olan bu dönemin tüm büyük isimlerinin eserlerini Türkiye’de ilk kez bir araya getiriyor.

Yeni sanatın ve toplumun nasıl bir yapıya sahip olması gerektiğine yönelik araştırmalarında Rus halk sanatına da bakan Rus Avangardı’nın bu yöneliminin yansıdığı uygulamalı sanat eserleri, Moskova’da bulunan Tüm-Rusya Dekoratif Sanatlar Müzesi’nden ödünç alınan, her alandan tasarım örneklerinin yer aldığı seçki, hem Rus Avangardı’nın hayatı yeniden düzenlemeye yönelik idealinin kapsamını hem de halk sanatıyla ilişkisinin tarihini gözler önüne seren bir niteliğe sahip.

Rus Avangardı’nın büyük ismi Alexander Rodchenko’nun fotoğraf arşivine de sahip olan Moskova Multimedya Sanat Müzesi’nin belgesel nitelikteki geniş fotoğraf seçkisi, hem Rus Avangardı’nın yeni teknolojiye uyumunu yansıtıyor hem de bu sanatçıların özel dünyasına pencere açıyor. Rus Avangardı’nın dönemin kültürel atmosferinde yol açtığı dönüştürücü etki, sergide eserlerin yanı sıra görkemli konstrüksiyonlarla ve yeniden canlandırmalarla yansıtılıyor. Vladimir Tatlin’in tasarladığı hava aracı Letatlin kontrüksiyonunun modeli, Rus Avangard sanatçılarının hayatı dönüştürme hayallerinin kapsamına işaret ediyor. Modern tiyatronun temellerinin atıldığı ve birçok sanat tarihçisinin Rus Avangardı’nın keşfedildiği yer olarak işaret ettiği Rus Avangardı tiyatro sahnesi de, yeniden üretimler yoluyla Sakıp Sabancı Müzesi’nde tüm ihtişamıyla hayat buluyor.

Ayrıca sergi süresince düzenlenecek film gösterimleri, müzik dinletileri, edebiyat etkinlikleri, çocuklar ve yetişkinlere yönelik atölye çalışmalarıyla, Rus Avangardı’nın farklı disiplinlerdeki üretimi derinlemesine ele alınacak. Rus Avangardı’nın uluslararası uzmanlarının metinlerinin yer alacağı katalog da sergiye eşlik edecek.

Rus Avangardı. Sanat ve Tasarımla Geleceği Düşlemek sergisi süresince 14 yaş ve üstü tüm öğrencilere 5 TL'dir.


   “ÖLÜMSÜZLÜK – ΑΘΑΝΑΣΙΑ “   

Karma Resim Sergisi
Rena Fili ve Feyza Zeybek
17 Kasım- 5 Aralık
Rena fili ve Feyza Zeybek’in eserlerinin sergileneceği “Ölümsüzlük” adlı karma resim sergisi, 17 Kasım- 5 Aralık tarihleri arasında Antik Hotel İstanbul’un
-2 ve -3’üncü katlarında bulunan 1500 yıllık geç Roma- erken Bizans dönemine ait tarihi sarnıcın dokusu korunarak günümüze ulaştırılan Antik Otel ‘’Antik Cisterna’’ sergi salonunda açılacaktır.
Hardan Art Team bu özel projeyi iki kadın sanatçı Rena Fili ve Feyza Zeybek ile sunmaktan gurur duyar. Güzel Sanatlar mezunu olan bu iki sınıf arkadaşı görsel sanatçı, farklı kökenden gelen, inanışları ayrı olan iki insan, ama aynı zamanda, aynı şehirde büyüdükleri için ortak yanları ve İstanbul sevgisi ile gelişen düşünceleri ve görüşleri mevcuttur. Bu projede zaten konu, İstanbul’un muhteşem tarihi, bu şehirde gelişip son bulan iki büyük İmparatorluğun kaderi ve en ilgi çekici kısım da, bu kentte kendilerini ÖLÜMSÜZLÜĞE kadar taşıtacak ünlü, önemli kadınlarının hayatıdır. Aslında amaç, tabii ki tarih dersi vermek değildir. Hedef, bu kadınları vesile ederek yaptığımız iyi ve kötü şeylerin unutulmasının imkansız olduğunu görmektir.
Rena Fili Bizans İmparatorluğunu, Feyza Zeybek ise Osmanlı İmparatorluğunu ele alıp inceliyor. Bu iki uzun süreçte en önemli saydıkları kadınlara ve onların tarihte bıraktıkları izlere odaklanıyorlar. Uzun yılların deneyimine sahip iki sanatçının ortak paydasını oluşturan birbirinden farklı olsa da ortak yönleri olan bu dünyaya hakim olmuş büyük imparatorlukların, dominant karakterli, sahnede veya sahne arkasında duran kadınlarının, tarihin akışını nasıl yönlendirdiklerinin simgesi, onların ölümsüzlüğü haline geliyor.
Açılış ve Kokteyl: 17 Kasım Cumartesi günü saat 17:00’de Antik Cisterna Sergi Salonu Antik Hotel İstanbul -2 ve -3 katlar.






    “Başka Yerde, Başka Biçimde”   

22 Eylül – 2 Ekim 2018
Karma Resim Sergisi
Antik Hotel İstanbul’un -2 ve -3’üncü katlarında bulunan 1500 yıllık geç Roma erken Bizans dönemine ait tarihi doku korunarak günümüze ulaştırılan Antik Cisterna sergi salonunda, Eylül ayında “Başka Yerde, Başka Biçimde” adlı sergisiyle kapılar açılıyor.

Mekan, uzayın sınırlanmış parçasıdır. Mekan kendi sınırlarındayken aynı zamanda başka bir mekanın sınırlarındadır. Sınırlar, hem mekanları birbirinden ayırır hem de sınırları birbirine bağlar. Sınırların ayrıştığı ve sınırların birleştiği yerdir sanat… Seçilen mekan ve malzeme her ne olursa olsun sanat eserinin görselliği kendi bağlamına göre biçim ve anlam kazanır. Farklı biçimleri ve farklı  anlamları bünyesinde barındıran 16 sanatçının eserlerinden oluşan “Başka Yerde, Başka Biçimde” adlı sergi, Claude Gintz’in aynı isimli kitabından esinlenilerek oluşturulmuştur. Sergiyi katılan 16 sanatçı, kendi yaşamlarını gündelik gerçekliğe dönüştürerek sanat ile yaşam arasında bir bağ kurmuşlardır.

Sanatçılar Sema ARAT,Ece ARMAN, Murat ASLAN, Aysun BAYRAM, Filiz KARA BİLGİN,  Huriye ÇELİKCAN, Zeynep Merve ÇİÇEK, Sevda CEYLAN DADAKOĞLU, Gamze ERKUT ÇETİN, İsmail EYÜPOĞLU, Melike BAKAR FINDIKCI, Hülya KANDEMİR KANBER, Seçil KARTOPU, Kübra KORUCU, Başak DANACI POLAT, Hüseyin UYSAL’ın katıldığı serginin açılışı, gerçekleşecek.

Açılış ve Kokteyl : 22 Eylül Cumartesi günü saat 18:00’de Antik Cisterna Sergi Salonu. Antik Hotel İstanbul -2 ve -3 katlar.



   Balkanlardan Gelen Soğuk Hava   

Tarihler: 14 Kasım – 07 Nisan 2017
Yer: Pera Müzesi
Pera Müzesi, 10 Kasım 2016 – 07 Mayıs 2017 tarihleri arasında Ali Akay ve Alenka Gregorič küratörlüğünde gerçekleşen Balkanlardan Gelen Soğuk Hava sergisinde, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan ve Slovenya’dan çağdaş sanatçıları ağırlıyor.
Sergi, “Balkanlar” olarak bilinen bölge ülkelerinden farklı kuşaklardan sanatçı ve sanatçı gruplarına odaklanıyor ve bölgenin kaçınılmaz olarak akla gelen siyasi çağrışımları göz önünde bulundurulmaksızın bir doğa olayı üzerinden biçimleniyor: Rüzgâr. Bu tema aynı zamanda hava durumu haberlerinde kışın gelişine işaret eden “Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası” söylemine gönderme yapıyor.
Türkçe’de yaygın olarak kullanılan bu söylemden yola çıkan sergi, kendilerini çevreleyen sosyal, politik ve kültürel ortam hakkındaki tepkilerini belirten Maja Bajević, Braco Dimitrijević, Vadim Fishkin, IRWIN, Laibach, Mladen Miljanović, Ivan Moudov, OHO, Dan Perjovschi, Mladen Stilinović, Ulay ve Sislej Xhafa gibi sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor. Videodan fotoğrafa, çizimden yerleştirmeye farklı mecralarda oluşturulan çarpıcı eserlerin seçiminde, farklı nesillerden Balkan sanatçıların yeni bir diyalog oluşturması ve izleyiciye alternatif bir bakış açısının sunulması hedefleniyor.

      Evi Yeniden Kurmak    

Tarihler: 13 Ekim 2016 – 13 Ocak 2017
Yer: Galeri KHAS
Kadir Has Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Galeri Khas, yeni döneme küratörlüğünü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman’ın yaptığı Eda Soylu’nun ‘Evi Yeniden Kurmak’ isimli sergisiyle giriyor.
Eda Soylu’nun mekan düşüncesinin ve özel olarak da ev kavramının sökümüne ve yeniden kurulmasına dayanan çalışması galeri mekanında kurulmuş bir yerleştirme. Gerek farklı evlerin yıkımlarından toplanmış yapı malzemelerini gerekse sanatçının kendi evinden ‘söktüğü’ ve galeri mekanına taşıdığı mimarlık elemanlarından oluşturduğu yerleştirmesi ev, hane, mekan kavramlarının yapısökümünü ve yeniden inşasını içeriyor.
Soylu, galeri mekanına ise betonla bütünleştirdiği gerçek kurutulmuş çiçekleri uygulayarak ve bunları çiğneyerek yok etmesini isteyerek izleyiciyi karmaşık ve kendisiyle çelişen bir eyleme sürüklüyor.
13 Ekim’de açılacak serginin küratörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, Soylu’nun sergisini değerlendirirken bu yapıtın içinden geçmekte olduğumuz kentsellik dönemine bireysel hafızalar üstünden getirilmiş bir doğrudan müdahale olduğunu, bizi, kendimize ait olanla bizim dışımızdakinin ortak öyküsünü yaşamaya zorladığını, bunun da tam bir deneyim ve edim olduğunu belirtiyor. Soylu’nun işini katmanlı, çoklu okumalara açık bir yapıt olarak nitelendiriyor.
Soylu’nun sergisi 13 Ocak 2017 gününe kadar açık kalacak.



   PENCERELER II  

22 Ekim/09 Kasım 2016

HER SANATÇININ İÇSELLİĞİNİ DIŞSALLAŞTIRDIĞI BİR PENCERESİ VARDIR.
BAZEN İÇE, BAZEN DIŞA AÇILAN….
BAZEN İNSANA, BAZEN DOĞAYA…..

Antik Cisterna, Ordu Caddesi, Sekbanbaşı Sokak, No:6 Beyazıt-İstanbul

PENCERELER II ismiyle 22 Ekim 2016 tarihinde İstanbul’un Bizans’tan kalma bir sarnıcında açılan ve sekiz sanatçının birlikteliğiyle vücut bulan karma serginin önce ismi sonra tercih edilen mekânı ilginç kılıyor bu sergiyi. Deneyimli sanatçıların konu/tema birlikteliği olmadan nasıl bir arada olabileceğinin kanıtı aslında bu sergi. Her sanatçı kendi üslup ve dilinden ödün vermeden, yaşama dair söylemlerini kendi bakış açılarıyla aktaran, dünyalarını araladıklarını, belki de sonuna kadar açtıkları pencerelerinden akıl ve duygu süzgecinden geçirdikleri sanatsal yorumlarının paylaşımları.

Katman katman birbirinin üstüne gelmiş uygarlıkların, birbirinden farklı da olsa birbirini etkilemiş, çok sesli, çok renkli çağdaş dünyanın vazgeçilmezi kılan çok kültürlülüğün İstanbul’una ait tarihi bir mekân evsahipliği yapıyor bu çok sesli sergiye.

Sanata paylaşmak, farkındalık yaratmak ve bir söz söylemek olarak bakan sanatçı Arzu Çorbacı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunudur. Çalışmalarında günlük yaşantımızda sıkça karşılaştığımız malzemeleri (tel, misina, pleksi vb. gibi) kullanarak, güncel sanat alanında işler üretmektedir.

Ayten Yetiş Doğu’nun yağlıboya resimlerinde, betimlediği ister peyzaj, ister natürmort, ister iç mekân olsun renk, ışık, gölge ve derinliği vurguladığı görülmektedir. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi resim mezunu olan sanatçının resimleri gerçekliğin görüntüsel olarak değil, aynı zamanda hem görüntüsel hem kavramsal boyutta kavranması da tanımlayabileceğimiz bir yaklaşımda. Özellikle kullanmayı tercih ettiği mavi ve mavinin tonları izleyende umut ve özgürlük duyguları yaratmaktadır.

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik mezunu olan gravür sanatçısı Ayşen Erte, kendi adıyla kurduğu Resim ve Gravür atölyesinde özgün baskı ve Exlibris öğrenmek isteyen sanatçılara deneyimlerini aktarmaktadır. Ulusal ve Uluslararası exlibris – gravür yarışmalarına, kongrelere rehberlik eden sanatçı, bu sergide özgün baskı tekniği ile ürettiği ve sonsuza açılan kapıların tıklatılıp, açılabileceğine inandığı, iletişim, yalnızlığı paylaşım, dostluk, barış ve sevginin sonsuza dek varolacağı umudunu simgelen “kapı tokmaklari”, ile katılmıştır.

Sanatçı Gülşen Kıbrıslı İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi resim mezunu olup daha sonraları üç boyuta yönelmiş ve ifade aracı olarak seramiği kullanamaya başlamıştır. Bu sergi için ürettiği seramik heykellerinde günümüzün en önemli sorunlarından olan “göç” ve göçe zorlanan insanları konu alıyor. Mübadele yüzünden yerinden yurdundan olan ya da savaşın yakıp yıktığı topraklarını terketmek zorunda kalan insanlar ki bu yüzden seramik heykellerinde başlarında topraklarını umutlarını da yanlarında götürüyorlar.

Marmara üniversitesinde akademisyen olan İstanbul devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü mezunu ve sanatçı Pesent Doğan tuval üzerine yağlıboya tekniği ile oluşturduğu resimlerini çağdaş açılımlar, özgün kompozisyonlarla, kontrast renklerle, sıcak armonilerle sunuyor. Soyuta yakın, somut görünümlü kompozisyonları giderek coşkulu anlatımlarıyla sonuçlandıran sanatçı Pencereler II karma sergisinde iki resmiyle yer almaktadır.

Sahir Abacı İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde aldığı resim eğitimini fotoğraflarında da hissettiren bir sanatçı. Bu sergide, iç mekân ve insan üzerine kurgusal kompozisyonlardan oluşan, özellikle gölgenin koyu karanlığında beliriveren keskin ışık lekeleri, bazen koyunun açığa yumuşak gri geçişlerle evrildiği iç mekan düzenlemeleri, bazen de siyah-beyaz / açık-koyu biçimsel kompozisyonlar üzerinden, figürün beden diliyle yine de bir insan öyküsünün oluşmasına izin veren, görsel düzenlemelerin arasından izleyenlerin algısına küçük ipuçlarıyla yön veren fotoğraflarıyla yer alıyor.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olan sanatçı Tahsin Çorbacı, sanatsal üretimini 2006 yılından bu yana dijital illüstrasyon tekniğiyle yapmaktadır. Resimlerinde “Uçmak Göçmenin Temelidir” temasını işleyen sanatçı, doğada kuşların yaşam mücadelesini yakından gözlemleyerek göçer ve soyları hızla tükenme tehlikesi altında olan kuşları, gerçekçi ve illustratif bir yaklaşımla resmetmektedir.

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi resim mezunu ve Marmara Üniversitesinde akademisyen olan sanatçı Oya Abacı yağlıboya ve yaldız kullandığı resimlerinde ikilemleri, karşıtlıkları, suyun akışkanlığı ile toprağın durağanlığını, sonsuzluk ile sonrası olmayanın serüvenini, geçmişin içindeki yeniyi, geleceğin içindeki eskiyi sorgulamaktadır.


.

5.ARTANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuar

Tarih: 14 -17 Mart 2019

5. ARTANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı İçin Geri Sayım Başladı

ARTANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı galerileri ve sanatçıları sanatseverlerle buluşturmak amacıyla kapılarını tekrar açıyor. Bu yıl 5’incisi düzenlenecek olan ARTANKARA’da 750 sanatçı ve 3500 eser ARTANKARA ziyaretçileri ile buluşacak. ARTANKARA’da resim, heykel, seramik, özgün baskı, fotoğraf, enstalasyon ve kavramsal sanat eserleri, özel koleksiyon ve canlı performanslar sergilenecek. Sanat bileşenlerini bir araya getiren ARTANKARA’ya 14 farklı ülkeden galeri ve 41 ülkeden 750 sanatçı katılıyor.
14 Mart 2019 tarihinde başlayacak fuarda sergilere ek olarak dört gün sürecek bir konferans programı düzenlenmiştir. Toplamda 21 oturumdan oluşan konferansta başta “Sanatta Kadın” olmak üzere sanata dair pek çok konu tartışılacak.
14 Mart 2019 Perşembe günü ATO Congresium’da başlayacak 5. ARTANKARA  Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı 17 Mart Perşembe sona erecek. Fuar saat 10.00 - 20.00 arasında ziyaretçilere açık olacak.
Uluslararası piyasada yerini sağlamlaştıran ARTANKARA, pek çok ülkeden sanatçının Ankara’ya gelmesini sağlayarak Ankara’yı sanatın merkezi haline getirmek ve sanatpiyasasına katkı sağlamayı hedeflemektedir. Özgün sanat eserlerini görme fırsatı bulacak olan sanatseverler, dünden bugüne sanata emek vermiş birçok sanatçı, kurum ve kuruluşla tanışma ve fikir alışverişinde bulunma fırsatını yakalayacak.
Geçen yıl 43 bin kişinin ziyaret ettiği ARTANKARA’ya katılımın, geçtiğimiz yılı geçmesi bekleniyor. Çağdaş sanatın yenilikçi yönünü gözler önüne seren ARTANKARA, Türkiye’den ve dünyadan birçok sanatçının bir araya geldiği “ortak bir buluşma noktası” haline geldi.
11.000m2’lik bir alanda kurulacak 5. ARTANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, bu yıl da birbirinden renkli görüntüler sergileyecek. ART ANKARA Çağdaş Sanat Fuarı Kapsamında verilen “Sanatçı Onur Ödülü Lütfü GÜNAY’a, “Kurum Onur Ödülü Erimtan Müzesi’ne”,” Sanata Katkı Onur Ödülü Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne” (GOSB) verilecektir.
ARTANKARA 2019 yılı temasını “Kadın” olarak belirledi. Bağımsız Sanatçılar İnisiyatifi’nin “Kadın ve Kadına Şiddet” teması kapsamında ortaya çıkardıkları projeler yer alacak.
Füsun Kavalcı’nın “Çağlar Boyu Kadın” projesi 14- 17 Mart tarihleri arasında ARTANKARA’da ziyaretçiler ile buluşacak. Dünden bugüne artarak devam eden kadına yönelik şiddet ve kadının ötekileştirilmesi sanatçıların perspektifinden sunacak olan “Çağlar Boyu Kadın” projesi, proje için ayrılan özel alanda sergilenecek.
Füsun Kavalcı’nın küratörlüğünü yaptığı “Öfürükten Bir Sergi” 2016 yılında aramızdan ayrılan Kadın Argosu Sözlüğü’nün yazarı Filiz Bingölçe anısına 5.ARTANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı’nda sergilenecek.
“Öfürükten Bir Sergi”, kadınların giyim özgürlüğünün olmaması, cinsel bir obje olarak görüldüğü eril sisteme ve yaşamları boyunca maruz kaldıkları fırsat eşitsizliklerine dikkat çekmek için yapılmış bir farkındalık projesidir.
Seda Özcan Özden, Burcu Atalar, Ayla Aksoyoğlu, Meral Öztürk, Füsun Kavalcı, Meliha Coşkun, Gülderen Depas, Berk İlhan, Ender Güzey, Otar Turmanıdze, Murat Yıldırım Çakar ve Ferza Yiğit’in “Kadın temalı” çalışmaları ziyaretçiler ile buluşacak.
Gülderen Depas’ın “Sanki Hiç Ölmemişler Gibi” sergisi, gazetelerin 3. Sayfa haberlerinde isimleri geçen, şiddete uğrayan kadınların hikâyelerini katılımcılara aktaracak.
Evde, sokakta erkekler tarafında bir hiç uğruna öldürülen kadınların, Gülderen Depas’ın deyimiyle “’Gazetenin üzerinde belki de yine öldürülen bir kadının resmi’, ‘Kimse görmek istemiyor’, ‘Örtülüyor üstü ama onlar orada’, ‘Sanki hiç ölmemiş gibi’ Hayata gözlerini açtıkları ilk andan itibaren erkeklerin dünyasına merhaba diyen kadınların, hayatlarını kurma pratikleri, güç mücadeleleri sanat eserleri aracılığıyla sanatseverlere sunulacak.
Murat Yıldırım Çakar’ın “Boyunlarında Halkayla Yaşayan Zürafa Kadınlar” Tayland’ın kuzeyindeki Hong Son’da yaşayan Long Neck Karen kadınları’nın çocukken boyunlarına takılan halkayı ölene kadar hiç çıkaramamalarını konu ediyor. Kadının metalaşmasını işleyen bu heykeller, kadınların üzerine yük olan gelenekleri çalışmalarıyla ziyaretçilere sunacak.
AYLA Aksoylu, Meral Öztürk’ün “İki Kere (-) Eksiyiz” sergisi engelli kadınların yaşam
mücadelesine vurgu yapmak için çifti olmayan bir kadın ayakkabısını sergilemektedir. Çifti  olmayan kadın ayakkabısı hem engelli kadını hem de kadınların yarım kalan yaşamına vurgu yapmakta.
ARTANKARA 5. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı “Kadın” teması, geçmişten günümüzekadınların toplumda yaşadığı ayrımcılığın ve bu ayrımcılıklara rağmen sanatta ve hayatın heralanında nasıl var olduklarını aktarmayı ve farkındalık oluşturmayı amaçlamaktadır.
5. ARTANKARA Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı’nın bu yıl ki sosyal sorumluluk projesi Devrim Erbil Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından yapılacak. Devrim Erbil Ve Çocuk” projesi, çocukların karikatür çizim sanatını eğlenerek öğrenmesini amaçlıyor.
GALERİLER: AB GALLERY KOREA, AKC ART GALLERY, ALARM –ART, ALEV SANAT GALERİSİ, AMEDUS ART, ANKARA SANAT GALERİSİ, ARDA SANAT GALERİSİ, ARIA ART GALLERY, ARMONİ SANAT GALERİSİ, ART CAMP. INT. NL. , ART CENTER BOGORIDI, ART GALLERY MUSEUMS ROMANOV, ARTSPACE DAAMDA GALLERY KOREA, ART SÜREM, ASMALI MESCİT SANAT GALERİSİ, ASPECT ART GALLERY, AYSEL GÖZÜBÜYÜK SANAT EVİ, AYŞIL ART GALLERY, BAHARİYE SANAT GALERİSİ, BLUE RHINO ART CONSULTANCY, BOHO ART GALLERY, COLLECTIVE ART NOVO ACADEMY, DORUK ART PROJECT, ESQUISSE GALLERY, EYLÜL SANAT GALERİSİ, FIRÇA SANAT GALERİSİ, GALERIE 5 CONTINENTS, GALERİ ABAY, GALERBİNYIL, GALERİ FE, GALERİ N, GALERİ PASAJ, GALERİ SELVİN, GALERİ SOYUT, GALERİE CLAUDIA SCHMIDT, GALLERY NEXT, GALERİM SANAT GALERİSİ, GALERİMİZ, GALLERY M KIRGIZİSTAN, GALLERY NEXT, GAMA GALLERY, GÖZDE SANAT GALERİSİ, GRUP SANAT GALERİSİ, HD ART SHOP & GALLERY, INTERNATIONAL MACSABAL SILKROAD GALLERY, KRİŞNA SANAT MERKEZİ, LODOS SANAT GALERİSİ, LOTUS ART SHOP, MARJIN ART, MEDYA SANAT GALERİSİ, MI ARTE ART GALLERY, MIRA KOLDAS ARTGALLERY, NİŞ ART GALERİ ,NUROL SANAT GALERİSİ  ANKARA, NUROL SANAT GALERİSİ BODRUM, PİRAMİD SANAT GALERİSİ,PIECE OF ART, PİNELO ART GALLERY, PLATFORM A SANAT GALERİSİ, PORT ART GALLERY, PORTAKAL ÇİÇEĞİ SANAT KOLONİSİ,TUNCAY ŞEVKETOĞLU ART GALLERY, RC SANAT GALERİSİ & MÜZAYEDE EVİ, S. SIMITLI SANAT GALERİSİ, SANKO SANAT GALERİSİ, SEVİL DOLMACI ART CONSULTANCY, YENİ NESİL SANAT TOPLULUĞU, YEŞİL DALGA
MÜZELER: ARThill – ENDER GÜZEY MÜZESİ BODRUM, ERİMTAN ARKEOLOJİ VE SANAT MÜZESİ, GÖKYAY SATRANÇ MÜZESİ, KESKİNOK SANAT VAKFI, MÜZE EVLİYAGİL, MUSTAFA AYAZ MÜZESİ VE PLASTİK SANATLAR MERKEZİ VAKFI İNİSİYATİFLER: ISTANBUL PERFORMANCE ART, MARKAJ GÜNCEL SANAT İNİSİYATİFİ SOSYAL SORUMLULUK PRPJELERİ: DEVRİM ERBİL SANAT KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFI ÜNİVERSİTELER: ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ, ANKARA ÜNİVERSİTESİ, GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ, ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ, SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ, BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ, GÜZEL SANATLAR TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ, HACETTEPE ÜNIVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SERAMİK BÖLÜMÜ DERNEKLER: ANKARA FOTOĞRAF SANATÇILARI DERNEĞİ(AFSAD), BİRLEŞMİŞ RESSAMLAR VE HEYKELTRAŞLAR DERNEĞİ, TUSGAD - TÜM SANAT GALERİLERİ DERNEGİ

KURUMLAR: ÇANKAYA BELEDİYESİ, HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ, KORE KÜLTÜR MERKEZİ, PIECE OF ART NEWS, TAV HAVALİMANLARI, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ HUKUK MÜZESİ, EMBASSY OF UKRAINE UKRAYNA BÜYÜKELÇİLİĞİ KOLEKSİYON: SEZER -ALİ AK, BARET KOLEKSİYONU






ARTANKARA 4.ULUSLARARASI ÇAĞDAŞ SANAT FUARI ATO

Tarih:15-18 Mart 2018
Yer: ARTANKARA ÇAĞDAŞ SANAT FUARI ATO

26 ÜLKEDEN 550 SANATÇININ 2000’i AŞKIN ESERİNİ 15-18 MART TARİHLERİNDE ANKARA’YA GETİRİYOR TÜRKİYE ile bölge ve çevre ülkelerin sanat piyasalarına ivme kazandırmayı da amaçlayan ARTANKARA, ATO Congresium’da dördüncü kez sanatseverlerle buluşacak. ARTANKARA, özgün sanat eserlerinin görülebildiği, uluslararası düzeyde sanatçıların katılımlarıyla evrensel sanatın buluşmasına zemin hazırlayan, sanat aktörlerinin fikir alışverişinde bulunduğu önemli bir platform haline geliyor. Yerli ve yabancı galerileri aynı anda ziyaret etme fırsatı sunan ARTANKARA ilk yıl 17 bin, 2016 yılında 32 bin, 2017 yılında ise 40 bin sanatseverin “ortak buluşma noktası” olup sanat piyasasını hareketlendirdi. Bu yıl katılımcı sayısında olduğu gibi ziyaretçi sayısında da artış bekleniyor. Bu sene ARTANKARA fuarında Sanatçı Onur Ödülleri Turan Erol ve Gencay Kasapçı adına, Sanata Katkı Onur Ödülü ise Mustafa Ayaz Müzesi ve Plastik Sanatlar Merkezi Vakfı’na verilecektir. Resim, heykel, seramik, özgün baskı, fotoğraf, enstalasyon ve kavramsal sanat eserlerinin görülebileceği ARTANKARA’da 100’ü aşkın galeri ile sanatla ilgili kurum, kuruluş ve sanat inisiyatifleri yer alıyor. Uluslararası arenada yerini alan ARTANKARA yabancı katılımcı yelpazesini genişletti. Bu yıl Türk katılımcıların yanı sıra Güney Kore, İtalya, İngiltere, Avusturya, Fransa, İran, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Ukrayna, Kırgızistan, Bulgaristan, Macaristan, Rusya, Makedonya, Kazakistan, Irak, İran, İzlanda, Meksika, Norveç, Çin, Ermenistan, Yugoslavya, Estonya, Özbekistan, Kanada, Almanya ve Gürcistan’dan galeriler, sanatçılar ve koleksiyonerler de Ankara’da olacak. NeoArtgallery İtalya standında Davide Frisoni, Mauro Filigheddu, Roberta Coni ve Hale Karaçelik’in eserleri sergilenecektir. Güney Kore’nin önemli isimleri Yong-Moon Kim, Sang-Chul Won, Jung-Dae Kim, Min Kyo Kim, Sun Hwa Lee, Ece Yıldırım ve Yong Sil Lee AB Gallery Korea standında olacaklar. Kanada’dan katılan Galeri 5 Continents standında Annie Gauthier, Ahad Moslemi ve Pelin Yazar yer alacak. Bakü merkezli Araz Gallery standında ise Arif Huseyinov, Ebülfez Ferecoğlu, Xaqan Bayramov ve Mehmet Şirzad’a ait eserleri ziyaretçilerin beğenisine sunulacaktır. Ahmad Tak, Kaveh Kavosi, Leyla Alikhani, Maryam Moghadam, Nazar Moosavi Niya Farda Art Gallery standında Iran çağdaş sanatı sanatseverlerle buluşturacaktır. Ludmila Levitas, Svetlana Gruzdova, Igor Papakin ve Julia Agenosova Salon Ashley Art Rusya standında sanatseverlerle buluşacak. Gittikçe ivme kazanan ARTANKARA’da 15-18 Mart 2018 tarihlerinde katılımcılar arasında Piramid Sanat ile Bedri Baykam, İMOGA müzesi ile Süleyman Saim Tekcan, Mustafa Ayaz Müzesi ile Mustafa Ayaz, Galeri Selvin ile Zerrin Tekindor, Abay Galeri ile İbrahim Balaban, Akademililer Sanat Merkezi ile Resul Aytemür, Sevil Dolmacı Art Consultancy ile Ergin İnan, Bahariye Sanat Galerisi ile Ümit Gezgin, İmoga Art Space ile Artsrun Apresyan, Galeri Binyıl ile Seyit Mehmet Buçukoğlu ve Constantinos Valaes, DorukArtProject ile Elif Aydemir ve bir çok daha sürpriz galeri ve sanatçı sanatseverler ile buluşturulacaktır. Fuarda Türkiye’nin en önemli geçmişten bugüne ve yeni nesil sanatçılar arasında Mustafa Yüce, Kadir Akyol, Burhan Alkar, Malik Bulut, Yalçın Gökçebağ, Derviş Ergün, Ali Atmaca, Bedia Dipşo, Ayten Akbayram, Anar Eyni, Arzu Karcı, Azamat Kuliyev, Ekrem Kadak, Kadir Ablak, Chad Holliday, Jason Chakravarty, Adil Ocak, Mehmet Babat, Ali Candaş, Sait Rüstem, Mahmut Karatoprak, Yücel Kale, Ahmet Yeşil, Nurettin Akkaya, Hüseyin Feyzullah, Figen Demirel, Yiğit Yazıcı, Bülent Kılıç, Mert Ege Köse, Pınar Derin Gençer, İmren Erşen, Onur Can Özdemir, Eti Behar, Erdal Ardıç, Işıl Özışık, İsmail Hüseyinov, Hale Karaçelik, Hikmet Çetinkaya, Mehmet Emin Erdoğdu, Ayhan Türker, Hakan Esmer, Raşit Altun, Zerrin Pehlivan, Baran Kamiloğlu, Bülent Yavuz Yılmaz, Emre Lüle, Ekrem Yalçındağ vb. eserleri görülebilecektir. 1912 yılında kurulan hem mühendislik hem de sanat üzerinde Çin Halk Cumhuriyetinin önde gelen TIANJIN POLYTECHNIC üniversitesi sanatseverlere Çin çağdaş sanatı ile tanışma fırsatı sunacaktır. Shijiazhuang Orient Copper Relievo ART GALLERY ve TIANJIN POLYTECHNIC University stantlarında Song Ying, Xu Jun, Ji Nuo, Zhang Zengru, Zhang Tonghai ve Cao Weibo çalışmaları sergilenecektir. Solo Show kapsamında Tomur Atagök, Bubi, Devrim Erbil, Zarko Jakimovski, Marat Bekeyev, Ertuğrul Ateş’in aralarında yer aldığı sanatçıların özel sergileri görülebilecek. Bubi ve Bedri Baykam ise fuara imza günleri kapsamında sanatseverlerle buluşacaklar. Fuar içerisinde sosyal sorumluluk projesi olarak Türkiye’de ilk defa Misplace Child(Yanlış Yerleştirilmiş Çocuk) adlı sergi yer alacak. Uzun yıllardır Londra’da yaşayan eski Gırgır mizah dergisi çizerlerinden sanatçı Ufuk Uyanık’a ait sergi, 2 Eylül 2015 tarihinde Bodrum’da kıyıda cansız bedeni bulunan Alan Kurdi adlı 3 yaşındaki Suriyeli çocuğun yaşayamadığı hayatı anlatılıyor. Sergi Londra’da ve Cambridge’de birçok yerde sergilendi ve mülteci çocuklar için para yardımı toplandı. Ayrıca fuarda Lösev ve Portakal Çiçeği Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi sosyal sorumluluk projeleri yer alacaktır. Portakal Çiçeği Uluslararası Plastik Sanatlar Kolonisi özel ihtiyaçları olan çocuklarla, sanatçıları buluşturacak. Çocuklar ve sanatçılar beraber resim yapacaklar. 4 gün boyunca fuar kapsamında Türk çağdaş sanatının önemli isimlerinin katılacağı söyleşi, konferans ve çalıştay sanatseverler tarafından takip edilebilecek. Müzik performanslarının da yer alacağı fuarda IWS Dünya Başkanı Atanur Doğan ve Hikmet Çetinkaya canlı performansları ve sanatla modayı buluşturan Soie Design Aşk-ı hayal Gelincik ve Derya Yıldız eserlerinden esinlenen iki ayrı defile yer alacaktır. Ankara Üniversitesi öğrencileri tarafından atık malzemeler kullanarak hazırladıkları elbiseler ve aksesuarlar, 'Geri Dönüşüm' defilesi ve Geri Dönüşüm Orkestrası ile ANKARA ÜNİVERSİTESİ standında yer alacaktır. Bu sene özel projeler kapsamında Odunpazarı Belediyesi Sanat Galerisi, Cam Ocağı Vakfı ve Cam Dostları Grubu tarafından hazırlanan çağdaş sanatın camla buluşmasını canlandıran sergi yer alacaktır. Ünlü Iranlı gazeteci ve fotoğrafçı Maryam Mazrooei tarafından 2016 yılında Musul’un IŞID’dan kurtarma operasyonundan hemen öncesinde çektiği fotoğrafları “Mülteci çocuk ve kadınlar gözler ile konuşur. Ortak Dil” konulu sergi de fuarda yer alacaktır. Füsün Kavalcı tarafından kurgulanıp hazırlanan bir duyarlık ve farkındalık projesi olan “Ah, Ankara” sergisi Ankara ile ilgili canımızın yandığı olmuş, olacak ya da olmasın dediğimiz bir şeydir. Alarm-Art tarafından bunca kırmızı ışığın altında bekleyen genç kuşağa kendini ifade etmenin kanallarını arayan sanatçılara, tüm ışıkları, olanakları el verdiği ölçüde yeşile çevirmek, üretimde belli bir hızı ve niteliği, insan ilişkilerinde belli bir düzeyi tutturmayı vaat etmiş dostlara kırmızı ışıkları söndürmek, sanat yaşamlarında bir yeşil dalga yaratmak için yapacakları her şeyin ana gövdesi olarak “YEŞİL DALGA” projesi sunulacaktır. Bu sene fuarın paralel etkinlikleri kapsamında 15-18 Mart tarihler arasında tüm fuar ziyaretçileri Mustafa Ayaz Müzesi, Erimtan Müzesi, Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, TC Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Pembe Köşk İsmet İnönü Müze evi, Müze Evliyagil ve Rahmi M.Koç Müzesini ziyaret edebilecekler. Müze ziyaretleri için fuar alanından otobüsler kalkacak ve fuar giriş biletleriyle ücretsiz giriş yapılacaktır. ARTANKARA çağdaş sanatının en seçkin örnekleri ve diğer etkinlikleriyle dört gün boyunca Ankaralılar’ın “buluşma noktası” olacak. GALERİLER: AB GALLERY KOREA, AKADEMİLİLER SANAT MERKEZİ, ALARM-ART, AMEDUS ART, ANAR EYNİ SANAT TASARIM, ANTİGONE SANAT EVİ, ARAZ GALLERY, ARDA SANAT GALERİSİ, ARMONİ SANAT GALERİSİ, ASPECT ART GALLERY, AYSEL GÖZÜBÜYÜK SANAT EVİ, BAHARİYE SANAT GALERİSİ, BODRUM ZEYNEP SANAT GALERİSİ, CAM DOSTLARI GRUBU, CAM OCAĞI VAKFI, DOKU SANAT GALERİSİ, DORUK ART PROJECT, FARDA ART GALLERY, FIRÇA SANAT GALERİSİ, FÜSUN KAVALCI ATÖLYESİ, GALERIE 5CONTINENTS, GALERİ ABAY, GALERİ ARTEO, GALERİ BİNYIL, GALERİ PASAJ, GALERİ SELVİN, GALERİ SOYUT, GALERİDA, GALERİM SANAT GALERİSİ, GALLERY M, GAMA GALLERY, GRUP SANAT GALERİSİ, İMOGA ART SPACE, KRİŞNA SANAT MERKEZİ, LODOS SANAT GALERİSİ, MARJİNART GALLERY, MEDYA SANAT GALERİSİ, MTSO SANAT GALERİSİ, NEOARTGALLERY İTALYA, NİŞART GALLERY, COLLECTIVE ART NOVO ACADEMY, NUROL SANAT BODRUM, NUROL SANAT GALERİSİ ANKARA, ODUNPAZARI BELEDİYESİ SANAT GALERİSİ, PİNELO ART GALLERY, PLATFORM A, SALON ASHLEY ART, SANKO SANAT GALERİSİ, SEPA SANAT GALERİSİ, SEVİL DOLMACI ART CONSUNTALCY, SHIJIAZHUANG ORIENT COPPER ART GALLERY, TRANSPARAN SANAT GALERİSİ, TURAÇ SANAT GALERİSİ, TÜRE SANAT GALERİSİ, PORTART SANAT GALERİSİ, PORTAKAL ÇİÇEĞİ ULUSLARARASI PLASTİK SANATLAR KOLONİSİ, GALLERY M KIRGIZİSTAN, PİRAMİD SANAT. MÜZELER: ENDER GÜZEY MÜZESİ ARThill BODRUM, ERİMTAN MÜZESİ, İMOGA MÜZESİ, KAYIHAN KESKİNOK MÜZESİ, MUSTAFA AYAZ MÜZESİ, MÜZE EVLİYAGİL, GÖKYAY VAKVI SATRANÇ MÜZESİ. SANATÇI İSNİSİYATİFLER: İSTANBUL PERFORMANCE ART, MARKAJ SANAT İNİSİYATİFİ. ÜNİVERSİTELER: ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ, BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR, TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ, GAZİ ÜNİVERSİTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ, YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ, TIANJIN POLYTECHNIC UNIVERSITY INSTITUTE OF ART&FASHION. DERNEKLER: AFSAD ANAKRA FOTOĞRAF SANATÇILARI DERNEĞİ, AGSAD ANADOLU GÖRSEL SANATLAR DERNEĞİ, BRHD BİRLEŞMİŞ RESSAMLAR VE HEYKELTRAŞLAR DERNEĞİ, ENFOD ENGELSİZ FOTOĞRAF DERNEĞİ, FSK FOTOĞRAF SANATI KURUMUDERNEĞİ, GESAM TÜRKİYE GÜZEL SANAT ESERİ SAHİPLERİ MESLEK BİRLİĞİ, SAKÜDER ULUSLARARASI SANAT VE SANATKARLAR TOPLULUĞU DERNEĞİ, SANAT KURUMU, TÜSGAD TÜM SANAT GALERİLERİ DERNEĞİ, LÖSEV. SOLO SHOW: BUBİ, DEVRİM ERBİL, ERTUĞRUL ATEŞ, MARAT BEKEYEV, TOMUR ATAGÖK, ZARKO JAKİMOVSKİ, EKREM KADAK, FİKRET OTYAM, TURAN EROL, GENCAY KASAPÇI. PROJELER: “AH ANKARA”- FÜSUN KAVALCI, ALARM-ART – “YEŞİL DALGA”, “MÜLTECİ ÇOCUK VE KADINLAR GÖZLER İLE KONUŞUR. ORTAK DİL” - MARYAM MAZROOEI, “MISPLACE CHILD(YAŞANILAMAMIŞ YAŞAM)” – UFUK UYANIK, “KARANLIK ODA” – EKREM KADAK.

    Sanatçı ve Zamanı    


Tarih: 1 Ağustos 2015- 31 Aralık 2016Yer: İstanbul Modernİstanbul Modern “Sanatçı ve Zamanı” adlı koleksiyon sergisi ile sanatçıların zaman fikri etrafında birey olarak kendilerini ve çalışmalarını nasıl konumlandırdıklarına odaklanıyor. Sergi, sanatçının zamanı ile toplumun, kültürün, doğanın ve evrenin zamanı arasında kurulan bağa ve hesaplaşmaya dair bir düşünce alanı öneriyor. Geçmişten geleceğe farklı zamanları, belirli ortak temalar çerçevesinde bir araya getiriyor.Sergi, sanatçıların kendi zamanlarını nasıl deneyimlediklerine, geçmişten gelip geleceğe akan zaman karşısında duydukları endişe ve hayal kırıklıklarına, iç zamanları ile başkalarının zamanları arasında kurdukları derin yakınlıklara işaret ediyor. Aynı zamanda sanat yapıtının, gelip geçicilik ve değişim karşısındaki yerine ve dönüşümüne karşı da bir tartışma zemini sunuyor. Sanat yapıtları hangi zamanların içinden geçerek şimdi, şu an izlediğimiz zamanın parçası olurlar? Başka yapıtlarla kurdukları zamansal ilişkinin anlamı nedir? Sanat yapıtları hangi koşullara direnerek veya parçası olarak gelecek zamana kalırlar?“Sanatçı ve Zamanı”, Türkiye’nin mihenktaşı düşünür ve edebiyatçılarından Ahmet Hamdi Tanpınar’ın (1901-1962) “ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında” sözlerini de bir çıkış noktası olarak belirliyor. Tanpınar’ın zaman fikri etrafında farklı coğrafyalardan sanatçıların geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki hesaplaşmalarına dair bir görünürlük sunuyor. Soyut sanatın farklı zamanlardaki karşılıklarını, sanat üretiminde malzeme ve atölyenin rolünü, peyzaj ve natürmort geleneğinden bugünün doğa algısına olan dönüşümü, kimlik arayışlarını, yüce ve tinsel olana karşı ilgiyi, varoluş sorgulamalarını, beden politikalarını, feminist yaklaşımları, yeni kent kültürünün dayattığı karmaşık sorunları, savaş, ölüm ve yıkım karşısında verilen mücadeleyi, su kültürü ve bir boğaz kenti olan İstanbul etrafında gelişen hayat hikayelerini ve Anadolu insanını tanıma çabalarını ortak duygular etrafında yan yana getiriyor.Tanpınar üzerinden sanatçıların zamanlararası varoluş serüvenlerine dair bir yol haritası sunan sergi, aynı anda farklı zamanları hayal edebildiğimiz bir çağda, Tanpınar’ın görüşlerinin kuşatıcı zenginliğini de hatırlatmak istiyor.Sanatçılar: Fahrelnissa Zeid, Aliye Berger, Semiha Berksoy, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cihat Burak, Adnan Varınca, Avni Arbaş, Cafer Türkmen, Naile Akıncı, Aziz Albek, Nejad Melih Devrim, Neşet Günal, Gökşin Sipahioğlu, Adnan Çoker, Turan Erol, Ara Güler, Albert Bitran, Burhan Doğançay, Ömer Uluç, Erol Akyavaş, Yıldız Moran, Yüksel Arslan, Atilla Torunoğlu, Tülay Tura Börtecene, Devrim Erbil, Georg Baselitz, Mehmet Güleryüz, Hermann Nitsch, Sarkis, Nil Yalter, Neş’e Erdok, Burhan Uygur, Nur Koçak, Komet, Seyhun Topuz, Koray Ariş, Anselm Kiefer, Gülsün Karamustafa, Balkan Naci İslimyeli, Richard Wentworth, Tony Cragg, Richard Deacon, Azade Köker, Fatma Tülin, Şahin Kaygun, Erdağ Aksel, Kemal Önsoy, Barbara & Zafer Baran, William Kentridge, Canan Tolon, Coşkun Aral, İnci Eviner, Hüseyin Bahri Alptekin, Bedri Baykam, Handan Börüteçene, Tayfun Erdoğmuş, Julian Opie, İrfan Önürmen, Jennifer Steinkamp, Nuri Bilge Ceylan, Canan Dağdelen, Selma Gürbüz, Hale Tenger, Kutluğ Ataman, Mark Bradford, Aydan Murtezaoğlu, Manuel Çıtak, Gül Ilgaz, Merih Akoğul, Michael Raedecker, Pae White, Liam Gillick, Ekrem Yalçındağ, Vahap Avşar, Murat Germen, Mustafa Horasan, Ferhat Özgür, Ramazan Bayrakoğlu, Monica Bonvicini, Taner Ceylan, Olafur Eliasson, Doug Aitken, Ergin Çavuşoğlu, Margherita Manzelli, Gülay Semercioğlu, Murat Akagündüz, Haluk Akakçe, Hüseyin Çağlayan, Jennifer Allora & Guillermo Calzadilla, Ali Kazma, Servet Koçyiğit, Nuri Kuzucan, Şener Özmen, Vahit Tuna, Sterling Ruby, Tomas Saraceno, Fikret Atay, Cevdet Erek, Ebru Uygun, Elliott Hundley, Matt Saunders, Nilbar Güreş, Seçkin Pirim, Ali Alışır, Murat Pulat, Ardan Özmenoğlu, Burcu Perçin, Burcu Yağcıoğlu, :mentalKLINIKKaynak: http://www.istanbulmodern.org/tr/sergiler/guncel-sergiler/sanatci-ve-zamani_1662.html



Doğa ve Sürdürülebilirlik Üzerine Bir Sergi
















Tarih: 13 Ocak - 5 Haziran 2016İstanbul Modern, 2016 yılını doğayı yücelten ve çevresel farkındalığı gündeme getiren bir sergiyle karşılıyor: “YOK OLMADAN”. Sergi, doğayla ilgili kavramsal araştırmalar yapan ve ekolojik meseleleri sanatsal pratiğinin temeline alan sanatçılardan bir seçki sunuyor. Farklı dönemlerden sanatçıların doğaya bakışlarını ve “sürdürülebilirlik” kavramıyla çetrefilli ilişkilerini yansıtan çalışmalar, insanın ekosistem ile etkileşimine dair farklı yorum ve öngörüler içeriyor. Sergide Türkiye ve farklı coğrafyalardan yirmi sanatçı ve sanat grubunun resim, heykel, yerleştirme, fotoğraf ve hareketli görüntülerine yer veriliyor.Katılımcılar: Roger Ackling, Bas Jan Ader, Alper Aydın, Bingyi, Jasmin Blasco ve Pico Studio, Charles A. A. Dellschau, Elmas Deniz, Mark Dion, Hamish Fulton, Francesco Garnier Valletti, Rodney Graham, ikonoTV “Art Speaks Out” (Sanat Sözünü Sakınmıyor) Video Programı, Lars Jan, Mario Merz, Maro Michalakakos, Joni Mitchell, Yoko Ono*, Camila Rocha, Canan Tolon, Pae WhiteKüratörler: Çelenk Bafra, Paolo Colombo

    Dünyanın Gizemi - Giorgio de Chirici   













Yer: Pera MüzesiTarih:24 Şubat - 01 Mayıs 2016
Pera Müzesi, metafizik resim akımının öncüsü, 20. yüzyılın en sıra dışı sanatçılarından birini, Giorgio de Chirico’yu ilk kez Türk sanatseverlerle buluşturuyor.Roma, Giorgio ve Isa de Chirico Vakfı işbirliğiyle düzenlenen sergi, sanatçının yaklaşık 70 resim, 2 litografi serisi ve 10 heykeliyle kapsamlı bir içerik sunuyor. 1906-1909 yılları arasında Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gördüğü dönemde, Nietzsche, Schopenhauer ve Otto Weininger gibi düşünürlerin metinlerinden, Arnold Böcklin ve Max Klinger’in sanatından etkilenen de Chirico “metafizik” üzerine yazıları ve yapıtlarıyla yüzyılın öne çıkan gruplarından gerçeküstücülerin de esin kaynağı oldu. Sanatçının 1909 tarihli en erken eserlerinden birini de içeren sergi, özellikle 1920’lerden 1970’lerin ortalarında son dönem yapıtlarına uzanan geniş bir seçkiden oluşuyor. İtalyan bir anne ve babanın oğlu olarak Yunanistan’da dünyaya gelen de Chirico (1888-1978), babası Evaristo de Chirico’nun doğduğu kent olan İstanbul’u eserleri aracılığıyla ziyaret edecek.Kaynak: http://www.peramuzesi.org.tr/











SANAT ÜRETENLER - SANAT ÖĞRETENLER 



Yer: İş Sanat Kibele Galerisi


Tarih:10 Şubat  - 9 Nisan


İş Sanat Kibele Galerisi, Cumhuriyet döneminde kurulan sanat eğitimi kurumlarında hocalık yapmış, bu alanda kuşakların yetişmesine katkı sağlamış, sanatsal üretimleri ve sanatçı kimlikleriyle de ön plana çıkmış değerli eğitimci ressamları iki bölümlük bir projede sanatseverlerle bir araya getiriyor. "Sanat Üretenler - Sanat Öğretenler" projesinin ilk bölümü olan seçki, 1932 - 1970 yılları arasında ülkemizde kurulmuş güzel sanatlar ve sanat eğitimi enstitülerinin fakülte ve akademilerinden mezun olmuş ve bu kurumlarda görev yapmış 70'e yakın eğitimci ressamı kapsıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen sanat politikaları sayesinde modern sanatın eğitim, uygulama ve izlenme alanları ülke geneline yayılmıştı. Pek çok şehirde açılan güzel sanatlar galerileri, genç eğitimci ressamlara verilen yurt dışı bursları, yaygınlaşan devlet resim ve heykel sergileri ile Türkiye’de sanat yükselen bir ivme kazanmıştı. "Sanat Üretenler - Sanat Öğretenler" sergi dizisi Türkiye sanatını şekillendiren gelenek ve çağdaşlık, doğu ve batı, biçim ve içerik, gerçekçilik ve soyutlama, toplumsallık ve bireysellik gibi eğilimleri ve sanatçıların yaklaşımlarını eğitimci sanatçıların üretimleri üzerinden izleme imkanı sunuyor. Sanatseverler bu seçkinin birinci bölümünde sanat eğitimi ve üretimi süreçlerinin ilk 40 yılına şahitlik etme fırsatı buluyor. Sergide, İş Bankası Koleksiyonu’nun yanı sıra Hacettepe Sanat Müzesi ve Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi koleksiyonları ile pek çok özel koleksiyondan 70 kadar sanatçının pentür ve özgün baskı türünde eserleri, Deniz Erbaş’ın küratörlüğünde sanatseverlere sunuluyor.







    1/10 Karma Resim Sergisi 

Tarih: 20 Ocak-20 Şubat 2016
Yer: Caddebostan Kültür Merkezi sergi salonu
CKM’de Ocak ayında gerçekleşecek olan karma resim sergisi, 10 ressamı bir araya getiriyor. 20 Ocak-20 Şubat 2016 tarihleri arasında Caddebostan Kültür Merkezi’nde ziyaret edilebilecek olan 1/10 Karma Resim Sergisi, bir ay boyunca 10 farklı ressamın eserlerini bir arada sunacak.

   Bu ressamları birlikte sergi açmaya yönlendiren etken, resim yapmanın yanında resmi düşündükleri ve eğitim yoluyla aktarabildikleri akademik ortamları… Sanatçıların bu ortak yönleri, izleyici için bir alt metin olarak okunmalı. Bu ortaklığa rağmen gidilebilecek yolların ne denli farklılaşabileceği, sanatta özgün çeşitliliğe ve özgürlüğe ilişkin kıymetli bir bilgi… Sergi, akademi merkezinden haraketle farklı yaklaşım, yön ve yöntemlerle üreten ressamların eserlerinden bir seçki niteliğinde.    Ayça Karaca, Ceyda Güler, Deniz Gökduman, Derya Ülker, Ekin Akalın Kurucu, Güliz Baydemir, Mehmet Göktepe, Umut Kayapınar, Veysel Kurucu, Zeynep Bingöl Çiftçi imzalarını görebileceğimiz tabloların sergi açılışı, 20 Ocak Çarşamba günü saat 18.00’de gerçekleştirilecek.




















 

“Tarihin Sonsuzluğunda: Notre Dame de Sion 160 Yaşında”   
























   Notre Dame de Sion, kuruluşunun yüz altmışıncı yılını “Tarihin Sonsuzluğunda: Notre Dame de Sion 160 Yaşında” adlı bir sergiyle kutluyor. Okulun eski öğrencilerinin kurmuş olduğu NDS’liler Derneği’nin girişimiyle; Vildan Gülçelik, Dürin Ababay Kariyo, Emine Perviz Erdem-Genpa, Habbib Pişan, Ayşin Arca-Tura Turizm ve Ahmet Kozikoğlu-Vista Turizm’in desteğiyle hazırlanan sergi 20 Ocak - 12 Mart 2016 tarihleri arasında, okulun sergi salonunda gezilebilecek.

  Serginin küratörü Saadet Özen anlatıyor:  “Sergide, yüz elli kadar fotoğrafın yanı sıra yüz civarında öğrenci defteri, ders kitabı, kıyafet, okulun kendine has geleneklerini yansıtan ödül taçları, kuşaklar, kordonlar tarihî bir perspektifle ziyaretçilere sunulacak.
  160. yıl sergisinin temeli, bundan on yıl önce, 2006’da, okulun yüz ellinci yılında yapılmış olan çalışmalara dayanıyor. O tarihte NDS’liler Derneği dönüm noktası sayılabilecek bu yıl dönümünü kurumun geçmişiyle yeni bir bağ kurmak için bir fırsat olarak görmüştü. Notre Dame de Sion, Fransa dışındaki ilk okullarından birini 1856’da, İstanbul’da, o dönemdeki adıyla Pangaltı’da açmıştı. Kuruluşunun yüz ellinci yılında okul hâlâ aynı yerdeydi. Okul on dokuzuncu ve yirminci yüzyılın keskin dönemeçlerinde varlığını ve büyük değişimlerden geçmiş olmasına rağmen imgesini nasıl koruyabilmişti? Bu soruya cevap arayan mezunlar Roma’da ve Fransa’da bulunan NDS arşivlerine gitmiş, okulun eski öğretmen ve öğrencileriyle görüşmüş, ayrıca mektup, fotoğraf, karne, kıyafet gibi malzemeyi bir araya getirmişlerdi.
   Bu çalışmalarla sadece kurumun tarihiyle değil Osmanlı ve Türkiye tarihiyle de ilgili değerli bilgilere ulaşılmış, okulun geçmişinin ancak bu büyük çerçevenin içinde anlam kazanacağı anlaşılmıştı. Bu çabalar 2006 yılında bir kitap (Saadet Özen, Notre Dame de Sion, 150 Yılın Tanığı, Yapı Kredi Yayınları), bir belgesel (Çalıkuşları, Notre Dame de Sion’un Çocukları, yön. Can Dündar) ve bir sergi (küratör Sadık Karamustafa, Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu) ile sonuçlanmıştı.
   Çalışmaları üstlenenler, eskiye ait her tür izin - resmî belgeler kadar bireysel anılar, gündelik eşya vb.- geçmişin yeniden kurgulanmasında aynı derecede paya sahip olabileceğini görmüşlerdi. Bu doğrultuda NDS’liler Derneği kendi içinde düzenli bir arşiv oluşturarak bilgi ve belge toplamaya devam etti. Bunun yanı sıra Paris'te bulunan NDS arşivlerinde tekrar bir araştırma yürütülerek eldeki bilgiler zenginleştirildi. 160.yıl sergisi temel olarak bu yeni bilgilerin ışığında, tarihle yeni yaklaşımlarla hazırlandı. Yeni elde edilmiş olan bilgi ve malzemenin yanı sıra 2006’da yapılan çalışmalar sırasında kendileriyle görüşülmüş, kimi vefat etmiş olan okul mensupları da görüntü ve sesleriyle sergi salonunda yerlerini alacaklar.”
Notre Dame de Sion, yüz altmışıncı yılında tarihin sonsuz akışına bu sergiyle bir kayıt daha düşmeyi hedefliyor.


     “İmgeyle”    


Tarihler: 16 Ocak -  14 Şubat 2016 
Yer: Mixer Arts
   Fotoğraf kavramının günümüzde ne anlama geldiğini araştıran “İmgeyle” sergisi, bu konu üzerinde çalışan sanatçıların, fotoğraf ve video mecraları arasındaki sınırları bulanıklaştıran işlerini bir araya getirerek bu mecraların geçirdiği evrimi inceliyor.
   'An’ı betimlediği için durağan ve durgun, zaman içerisinde yer aldığı için hareketli ve sonsuz...
   Bu iki mecra arasındaki geçişlerin ve kesişme anlarının yarattığı imgesel illüzyonu yeniden yorumlayan sergi, lensin öteki tarafından baktırabilmeyi, izleyiciye “neye bakıyoruz” sorusundan çok, “nasıl bakıyoruz” sorusunu sordurmayı amaçlıyor.
   Fotoğraf, zaman odaklı bir araç olarak ele alındığında, diyafram açıklığını ve poz süresini ayarlayan sanatçı, zamanın algıya ne kadar müdahale edeceğine organik bir yaklaşımla karar verir. İmgeyi oluştururken zaman algısının uzamı nasıl etkilediğini araştırır; imgenin temsili ile başa çıkmada kendi yöntemlerini geliştirir.
    İmgelerle dolu görselliğin algımızı işgal ettiği bu günlerde, imge kavramının kendi gerçekliğini sorgulayan ve zamanı kullanarak imgenin kendisini yorumlayan bu eserler, zaman kavramıyla aralarında, kendi lisanlarını oluşturuyorlar ve birbirinden farklı gerçekliklerin kapılarını aralıyorlar.
   Sergide yer alan 12 genç sanatçıdan Begüm Yamanlar’ın birçok katmanı birleştirerek meydana getirdiği işleri, izleyiciyi doğal bir ışık oyununa maruz bırakırken bir tür üst-gerçeklik yaratıyor ve bu sayede kendi imgelerini türetiyor. İsmail Eğler’in video yerleştirmesi ise zamanı manipüle ederek gerçeklik algısını değiştiriyor. Şener Soysal'ın polaroid filmin doğasındaki tekillik halini bozarak oluşturduğu fotoğraf serisi, Elena Lyakir’in zamanın izini süren kareleri, Egemen Tuncer'in bilgisayar ortamında görselleştirdiği yarış araçlarının koruma kafesleri, Fırat Giraygil'in ise hiçbir dijital müdahalede bulunmadan çektiği resimsel fotoğrafları, İrem Sözen'in görsel bir duygu günlüğü olarak nitelendirdiği Recall serisinden çalışmaları, Erdem Aydın’ın hareketli fotoğrafları, Nikolaj Rasmussen’in gerçek-dışı çiçekleri, Işıl Arısoy Kaya’nın zamanda kaybolan renkleri, Can Dağarslanı’nın optik manipülasyonlardan ziyade organik algı değişimlerini açığa çıkaran fotoğrafı ve Julie Nymann’ın video çalışması sergide yer alan diğer işlerden. 
   Günümüz fotoğrafını ve imgenin temsillerini durağanlık ve hareket üzerinden inceleyen karma sergi “İmgeyle” 14 Şubat 2016 tarihine kadar Mixer’in yeni adresi Sıraselviler Caddesi, No:35’te görülebilir.     Sanatçılar: Begüm Yamanlar, İsmail Eğler, Elena Lyakir, Şener Soysal, Egemen Tuncer, Fırat Giraygil, İrem Sözen, Nikolaj Rasmussen, Işıl Arısoy Kaya, Erdem Aydın, Can Dağarslanı, Julie Nymann



“ zaman bozumu ”

Yer: Antik Cisterna Sergi Salonu
Tarih: 12 Aralık- 07 Ocak

12 Aralık- 07 Ocak tarihleri arasında “ zaman bozumu ” adlı sergiye ev sahipliği yapacak.
Anakronizm (Yunanca ana: “geri” ve khronos: “zaman”), kronolojik ilişkinin isteyerek ya da bilmeden dikkate alınmaması ya da değiştirilmesidir. Yunanca kökenli “Anakronizm” değişik çağların birbirine karıştırılması, olayların farklı zamana taşınması, zamanda yanılsama ifadelerinden yola çıkılarak; serginin teması zaman-bozum sözcüğü
ile karşılık buldu. Bu çerçevede sanatçılar eserlerinde imgesel-soyut anlatımda uzlaşarak zamanın kendisini sorguladı. Bu kavram için şunlar söylenebilir: Zamanın lineer bir fonksiyon olmaması, kişinin zaman akışında olması nedeniyle her sanatçı kendi üslubu ve plastik anlayışında kendi zaman yolculuklarını üretimleri ile buluşturdu.
Böylesine özel bir sergiye ev sahipliği için, antik dünyanın İstanbul’un modern ruhu ile nasıl iç içe olduğunu en yalın biçimde ortaya koyan ve 1500 yıllık tarihin izlerini sunan Antik Cisterna Sergi Salonu’nda “Anakronizm” felsefesinde bir araya gelen sanatçılar, tamamen bağımsız olan eserleri ile aynı çatıda izleyici ile buluşuyor.
Sanatı eş zamanlı olarak yorumlamak, tarihin beynimizde bıraktığı görsel hafızamızı, geçmişin ruhumuzda bıraktığı duygusal izleri, yankılanan mesajları ve zaman bozumu oyunlarını…
Tüm bunlar, Antik Cisterna Sergi Salonu’nda sizleri güzel bir çerçeve içine davet ediyor.
Mehmet Remzi Demirel, Yavuz Fırıldak, Yasemin Noyan, Hatice Özkan, Erhan Şanal ve Özlem Vargün’ın yer aldığı sergi, 12 Aralık Cumartesi günü saat 18:00’de açılış kokteyliyle kapılarını sanatseverlere açacak.

ZERO. Geleceğe Geri Sayım

Yer: S.Ü. Sakıp Sabancı MüzesiTarih: 2 Eylül 2015 - 10 Ocak 2016Sakıp Sabancı Müzesi, Akbank Sanat’ın işbirliğiyle 20. yüzyılın en büyük uluslararası sanat ağı olan ZERO’nun dinamik ve yenilikçi ruhuna “ZERO. Geleceğe Geri Sayım” sergisiyle ev sahipliği yapıyor. II. Dünya Savaşı sonrasında gelen yıkıma ve olumsuzluğa bir cevap olarak 1957’de Düsseldorf’ta doğan ZERO akımı, bir avuç genç sanatçının savaşın durağanlığa sürüklediği sanat ortamında eserlerini sergileyecek galeri bulamamasıyla başladı. Sanatçı kimlikleriyle felsefe eğitimlerini birleştiren Alman sanatçılar Heinz Mack ve Otto Piene, “Sanat sıfırdan başlamalı” prensibiyle yola çıktılar ve karamsarlık havasından silkinerek her türlü yeni başlangıca zemin sağlayacak bir “ZERO alanı” hayal ettiler. Birkaç sene sonra aralarına Günther Uecker’in de katılımıyla ortaya çıkan ortak vizyon, müthiş bir yaratım enerjisiyle dünyanın dört bir yanında karşılığını buldu.  S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi için özel olarak tasarlanan ve aktif olduğu 1950 ve 60’lı yıllar sırasında sınırları yıkarak farklı ülkelerdeki sanatçılar tarafından uluslararası çapta benimsenen ZERO akımına odaklanan sergi, hareketin kurucuları Heinz Mack, Otto Piene, Günther Uecker’in yanı sıra Yves Klein, Piero Manzoni ve Lucio Fontana’nın 100’ün üzerinde eserini bir araya getiriyor. ZERO Vakfı Kurucu Yöneticisi Mattijs Visser küratörlüğünde gerçekleştirilen sergi, hareketin omurgasını oluşturan Zaman, Uzam, Strüktür, Işık, Ateş, Renk, Gölge ve Titreşim gibi ana temalar etrafında şekilleniyor ve akımın günümüze kadar ulaşan etkilerinin kapsamlı bir temsilini oluşturuyor. Geleceğe dair sarsılmaz bir umut ile yola çıkan ZERO sanatçılarının doğa ve teknolojiyi farklı teknik ve malzemeler vasıtasıyla yepyeni şekillerde bir araya getirdiği geniş bir eser seçkisi, “ZERO. Geleceğe Geri Sayım” sergisiyle Türkiye’deki sanatseverler ile buluşuyor.ZERO enerjisini S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi galerilerine taşıyan sergi, sempozyum, konferans, film gösterimleri ve çocuk atölyeleri ile zengin bir içerik sunarken rehberli turlar, sesli tur ve kapsamlı kataloğu ile de önemli bir hafıza oluşturuyor. “ZERO. Geleceğe Geri Sayım” sergisi, 2 Eylül 2015 - 10 Ocak 2016 tarihleri arasında S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaret edilebilir.http://www.sakipsabancimuzesi.org/tr/sayfa/sergiler/zero-gelecege-geri-sayim














http://www.rmk-museum.org.tr/images/geri.jpg

Zeki Alasya’nın Hatırası Diorama

Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında aramızdan ayrılan Türk sinemasının ünlü ismi Zeki Alasya’nın en sevdiği hobiler arasında yer alan ve 11 yılda haz

ırladığı “Tren Dioraması”, Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenmeye başladı. İçindeki çocuğu geçmişe duyduğu özlemle kalbinde yaşatan Alasya’nın başlıca tutkularından biri olan tren maketi, eşi Jülide Alasya ve kızı Zeynep Alasya tarafından Müze’nin Lengerhane Binasında sergilenmek üzere bağışlandı. http://www.rmk-museum.org.tr/rmk_news_Zeki_Alasya’nin_Hatirasi_Diorama.htm.



Sanatçılar Sagalassos Antik Kenti’nde Buluşuyor


14 – 21 Haziran 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek Sagalassos Resim Sempozyumu, Akdeniz Bölgesi’nin yaylalarında sanat rüzgarları estirecek…Sanata verdiği desteği bir adım ileri taşıyarak bu yıl 1. Sagalassos Resim Sempozyumu’nu düzenleyen Sagalassos Lodge ve Spa Otel, denizden 1500 m yükseklikte inşa edilmiştir ve Sagalassos Arkeolojik Bölgesi’ne 4 km uzaklıkta yer almaktadır. Torosların eteklerinde yer alan bu benzersiz mekan, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla, hem sanatçılar hem de sanatseverler için her fırsatta yeniden gelmek isteyecekleri, mükemmel bir ortam sunuyor.Sempozyumun amacı, ülkemizin farklı illerinden davet edilen sanatçılar için yaratıcılıklarını sergileyecekleri alternatif bir ortam oluştururken, aynı zamanda bölgenin tanıtımına da katkıda bulunmaktır. Antik Yunan’da Pisidia’nın başkenti olan Sagalassos, geç Roma ve Helenistik dönemden bu yana önemli bir yerleşim merkezi olmuştur ve “İmparatorların Gözde Şehri” olarak tanımlanır.Projenin yakın gelecekteki başlıca hedeflerinden biri de, farklı disiplinlerin bir arada yer alacağı uluslararası bir atölye oluşturarak, katılımcı sanatçıların değerli katkılarıyla Sagalassos yöresine bir Çağdaş Sanat Merkezi kazandırmak.Halka açık olarak gerçekleştirilecek sempozyum boyunca, sanatçılar fikir ve birikimlerini halkla paylaşarak, onların sanata yaklaşımlarına katkıda bulunabileceklerdir. Bu eşsiz tarihi bölgeden esinlenerek oluşturulacak sanatsal çalışmalarla, sanatseverlere Türk Sanatı’ndan farklı örnekleri bir arada görme imkanı sunulacak. Birbirinden farklı yöntem ve üslupları benimsemiş olan sanatçılar; çizgi, doku ve figürlerin çeşitli renklerde hayat bulduğu, soyut ve somutun uyumlandığı, çağdaş estetiğin anlatımdaki açıklıkla, duyguların gerçeklikle buluştuğu bir dünyanın kapılarını aralayacak. Birçoğu aynı zamanda akademisyen olan sanatçıların ortak noktası; özgün bir sanatsal geçmişe ve Türk Sanatı’nda önemli bir yere sahip olmaları. Katılımcı sanatçılar: Ramiz Aydın, Ali Candaş, İhsan Doğrusöz, Basri Erdem, Özlem Kalkan Erenus, Caner Karavit, Murat Küçükkayalı, Bahattin Odabaşı, Eren Rıfat Okay, Erol Özden, Veli Sapaz, Erhan Şanal, Feryal Taneri, Vural Yıldırım.Sagalassos Resim Sempozyumu’nda üretilecek yapıtlar 20 Haziran 2015 Cumartesi günü, sempozyumun ana mekanı olan Hotel Sagalassos Lodge’da açılacak bir sergi ile izlenime sunulacak.Sanat DanışmanıMurat KÜÇÜKKAYALI















   2. İSTANBUL TASARIM BİENALİ MİLANO’DA ULUSLARARASI BASIN VE TASARIM DÜNYASINA TANITILDI     
Tarih: 1 Kasım-14 Aralık 2014
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 2. İstanbul Tasarım Bienali, Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil başlığıyla, Zoë Ryan küratörlüğünde, 1 Kasım-14 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 2. İstanbul Tasarım Bienali, 9 Nisan Çarşamba günü Milano’daki Gallery at Exits’de, bienalin küratörü Zoë Ryan ve İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova’nın katılımıyla yapılan kahvaltılı bir basın buluşmasıyla uluslararası basın ve tasarım dünyasına tanıtıldı. 
Toplantıda yaptığı konuşmada, 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin kapsamlı bir başlığa sahip olduğunu ve tema çerçevesinde incelenecek manifestoların tasarım alanında eleştirel düşünceye olanak sağladığını belirten Zoë Ryan, “Manifestoyu tekrar gündeme alıp yeniden değerlendirmek istiyoruz. Manifestonun gücünü, yeni düşünceleri ilan etmek ve önemli soruları çerçevelemek için kullanırken, manifestonun ne olabileceği üzerine yeniden düşünüyoruz. Böylece, sadece metinler değil, açık sistemler, eylemler, servisler, provokasyonlar, objeler veya binalar gibi sonuçları olması planlanan projeleri vurgulamak istiyoruz. Bienal bu tip projelerin bir araya gelmesinden oluşacak” dedi.
Toplantıya, ABD, Almanya, Arjantin, Belçika, Fransa, Hindistan, İngiltere, İsveç, İtalya ve daha bir çok ülkenin önde gelen yayınlarından AD, Architects Newspaper, Clarin, Designlines, Disegno, Financial Times, FORM, Gentlewoman, Harper’s Bazaar, ICON, Ideat, Interni, LS:N Global, Metropolis, New York Times, Stylus, TLmag ve Wallpaper’in temsilcileri katıldı. Basın mensuplarının yanı sıra İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Holding CEO’su Dr. Erdal Karamercan, Londra Tasarım Festivali Direktörü Ben Evans, Experimenta kurucularından Guta Moura Guedes, Design Miami Eski Direktörü Marianne Goebbels ve Hong Kong M+ Müzesi Küratörü Aric Chen de toplantıdaydı.
2. İstanbul Tasarım Bienali’nde 75 proje yer alacak
Toplantıda bienalin hazırlık sürecini ve önümüzdeki dönem projeleriyle ilgili ayrıntılı bilgileri aktaran Zoë Ryan, bienale ilginin çok büyük olduğunu, Türkiye’den ve yurt dışından 800’ün üzerinde proje başvurusu yapıldığını belirtti. Bienalde yer alacak 75 proje arasında, San Francisco’dan Mansour Ouranah’ın dünyadaki nüfus artışı ve kronik açlığa çare olarak insan tüketimi için çekirge yetiştirmeyi önerdiği projesi LEPSIS: Çekirge Yetiştirme Sanatı (LEPSIS: The Art of Growing Grasshoppers), Chicago’dan Jessica Charlesworth ve Tim Parsons’un, afet sonrası kapıp çıkılacak çantaların yerine önerdiği Alternatif Acil Durum Çantaları (Alternative Bug Out Bags), mimarlar Cansu Cürgen ve Eren Tekin’in tasarım ile ilgili tweet havuzundan oluşturduğu dinamik bir veri ağı görselleştirmesi olan Mimarlığı Twitlemek | 140 karakter nelere kadir! (Tweeting Architecture: What hath 140 characters wrought!) projesi ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan Herkes İçin Mimarlık derneğinin küresel işgal (occupy) protestoları gibi durumlarda, mimarlık alanının mimarlardan alınması halinde neler olduğunu inceleyen #occupygezi mimarlığı (#occupygezi architecture) projesi bulunuyor.
Sergide ayrıca ziyaretçilere, İtalyan kolektif disturbATI’nin ABC Manifesto Yazım ve Danışmanlık (ABC Manifesto Corporation Writers and Consultants) servisi ile kendilerine özel manifesto ısmarlama imkânı verilirken, Can ve Aslı Altay (Future Anecdotes Istanbul) ise okuma için dinamik bir sosyal alan sağlayan Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil Okuma Odası projesi ile derinlemesine düşünme ve yorumlama fırsatı sunacak
2. İstanbul Tasarım Bienali Ana Mekânı
2. İstanbul Tasarım Bienali’nin ana mekânı Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, serginin yanı sıra birçok farklı etkinliğe de ev sahipliği yapacak. Bienal kapsamında gerçekleştirilecek akademi programı, Kontraakt ekibinin yayın kanalları, atölye çalışmaları, tasarım yürüyüşleri, yaratıcı film kuşağı, seminer ile paneller gibi etkinliklerin ayrıntıları önümüzdeki aylarda açıklanacak.   2. İstanbul Tasarım Bienali sergisi ücretsiz olarak gezilebilecek. Bienalin sergi alanı, katalog ve görsel kimliği Project Projects ve SUPERPOOL, tanıtım kampanyası ise Alametifarika tarafından hazırlanıyor.
Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil
Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil başlığıyla gerçekleştirilecek 2. İstanbul Tasarım Bienali, bugünün tasarım çalışmalarının bir portresini çizmeyi hedefliyor. Bienal, tarih boyunca, sınırsız diyaloğu besleyen, radikal bir süreç olarak sorgulamanın peşinden koşan ve hedef beyanları olarak işlev gören manifestoların, sadece metinlerin üretiminde değil, eylem, hizmet, kışkırtma veya nesne olarak nasıl yeni baştan icat edilebileceği fikrini sorgulayacak.  Bienal, geleceği hayal ederken gündelik gerçekliklere yaslanabilen tasarımlara ve dünyayla ilişkiye geçme, dünyayı görme ve anlamlandırma biçimlerimizi dönüştüren yenilikçi yaklaşımlar benimseyen projelere yer verecek.

    Artquakeİstanbul 2014 Sergi Açılışı                          

UluslararasıSanatçıları Üsküdar Beylerbeyi Sarayı’nda Bir Araya Getiriyor
1-7 Eylül tarihleri arasında Beylerbeyi Sarayında gerçekleştirilecek Artquake İstanbul 2014 adlı sergide dokuz ülkeden on yedi sanatçı yer alacak. Sergi, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen’in ev sahipliğini yapacağı açılış töreni ve kokteylin ardından 1 Eylül saat 18:00’de açılacak. Davet edilen misafirler arasında İstanbul’daki diplomatik kuruluşların ve sanat camiasının üyeleri yer alıyor.
Sanatçıların kendi teknik ve konseptlerini kullanarak yeteneklerini sergileyebilmeleri amacıyla sergideki sanat eserlerinin belirli bir teması bulunmuyor. Katılımcılar arasında; 2012 Londra Sanat Bienalinde Leonardo Sanat Ödülünü kazanan Suudi Arabistanlı Bdoor Sudiry, Pakistanlı barış aktivisti, film yapımcısı ve ressam Fauzia Minallah, ve mücevher tasarımcısı olarak da tanınan ödüllü İspanyol/ Arjantinli ressam Raquel Barnatan gibi tanınmış sanatçılar bulunuyor.
Organizasyon komitesinin başkanlığını,Chianciano Sanat Bienalinde (2011) Anglo İtalyan Sanat Ödülü Akademisinin yanısıra Londra Sanat Bienalinden (2012) de ödül alan Rowena Martinez Ulayan yapıyor. Sanatçı, bu etkinliğin sanatçıların yeteneklerini geniş bir kitleyle paylaşmalarına olanak sağlayacağına inanıyor. Ayrıca bu ‘ifade prizmaları’, herkese ilham kaynağı olacak. Ulayan şöyle diyor: ‘Sanat toplumun ruhudur ve ilham alan bir toplum savaşçıkarmaz’. Artquake’in herkes için barışın habercisi olacağını umuyor. 
Diğer uluslararası sanatçılar ise;İngiltere’den Ewen Macdonald, Mauritius’tan Bryan Erwin Utchanah, İsviçre asıllı Filipinli heykeltıraş Norge Reichenbach ve Şilili Andres Zarate. Türk sanatçılar Senem Aydın, Fatma Ayhan, Özen Bozdağ, Behiye Kepir, Murat Küçükkayalı ve Hatice Sonay’ın eserleri de sergide yer alacak.
 Artquake’in 2015 edisyonu Kyoto’da gerçekleştirilecek ve İstanbul’dan seçkin sanatçılar otomatik olarak Kyoto edisyonuna katılma hakkı kazanacaklar. 
Bu yılki etkinlik, Üsküdar Belediye Başkanlığı ve TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nın sponsorluğu ve ev sahipliğinde gerçekleştirilecek.


“Sanat Yoluyla Evrensel Sevgi” Uluslararası Suluboya Bienali’  


Tarih:05-08 Mayıs 2014

Yer: Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi

IWS ve NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ ORTAKLIĞIYLA ULUSLARARASI GENÇ SANATÇILAR SULUBOYA YARIŞMASI IWS (Uluslararası Suluboya Topluluğu) ve Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ortaklığıyla düzenlenen “Uluslararası Genç Sanatçılar Suluboya Yarışması”‘ da dereceye giren sanatçılar belli oldu. Yarışmaya 69 ülkeden toplam 697 ressam birer adet suluboya eseri ile katılmıştır. Dünyanın çeşitli ülkelerinden 91 ünlü ressamın jüri üyeliği yaptığı yarışmada; ulusal ve uluslararası kategoride ilk üç dereceye giren ve Ulusal kategorideki 19 yaş altı katılımcılar arasında seçilen başarılı bir resim “Lise Jüri Teşvik Ödülü” layık görülmüştür. Uluslararası kategoride ilk üç dereceyi Çinli sanatçıların paylaşmıştır; 1. LI JIA 2.LI CHAO 3. CAİ YA MING Ulusal kategoride ilk üç dereceye layık görülen eser sahipleri ise; 1. MURAT BAKUR 2.ASLIGÜL DEMİREL 3. NAİLE AYAR Ulusal kategoride “Lise Teşvik Ödülü” ise; Muzaffer Tepekule kazanmıştır. Dereceye giren sanatçılarımız 05-08 Mayıs 2014 tarihlerinde Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde düzenlenecek olan “Sanat Yoluyla Evrensel Sevgi” Uluslararası Suluboya Bienali’ne katılacakları bir haftalık tatil kazanmışlardır. Yarışma da derece alan eserler IWS’in geleneksel kataloğunda yer alacaktır. Sanatçılara plaket ve sertifikaları ödül töreninde verilecektir. Ödül alan resimler 05-08 Mayıs 2014 tarihinde Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde yapılacak olan “Sanat Yoluyla Evrensel Sevgi” Uluslararası Suluboya Bienali’nde sergilenecektir.

EDİTÖRE NOT:

IWS ve NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ ORTAKLIĞIYLA “ULUSLARARASI ‘SANAT YOLUYLA EVRENSEL SEVGİ’ SULUBOYA BİENALİ”

Uluslararası “Sanat Yoluyla Evrensel Sevgi” Suluboya Bienali ile sanat yoluyla farklı kültürlerden sanatçıların barış içinde kaynaşması ve bölgenin kültür ve sanat hayatına katkıda bulunulması, sanat eğitimi veren kurumlar arasında işbirliği ve dayanışmayı gerçekleştirmek hedeflenmektedir. Suluboya, sanat tarihinde mağara resimlerinden itibaren dünyanın en köklü tekniklerindendir. Geleneksel Türk resim sanatlarımızdan ebru, hat ve minyatür sanatı ile aynı kategoride olması modern suluboya sanatının gelişiminde de önemli etkileri ve katkıları olmuştur. Suluboya Bienalinin Türkiye’de yapılması suluboya dünyasının dikkatlerini etkinliğimiz üzerinde toplayacaktır. Dünya suluboya sanatının başarılı sanatçılarını, genç sanatçı adaylarıyla bir araya getirecek olan organizasyon toplam 4 gün sürecektir. 05-08 Mayıs 2014 tarihlerinde Kapadokya bölgesinde yapılacak olan etkinlikte; ödül töreni, bienal resepsiyonu ve derece alan sanatçıların eserlerinin de yer aldığı IWS geleneksel uluslararası suluboya sergisi yapılacaktır. Sanatçılar canlı performans çalışmaları yapacaklar, panel ve söyleşiler düzenlenecek, profesyonel sanatçılar genç sanatçı adaylarıyla bilgi ve birikimlerini paylaşacaklardır. Yıllar boyu farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış Kapadokya bölgesi Bienale katılan sanatçılarla gezilecek ve açık havada bölgenin eşsiz güzelliklerini resmedeceklerdir. “Sanat Yoluyla Evrensel Sevgi” sloganını benimsediğimiz proje dünya barışına ve ülkemizin tanıtımına katkı sağladığı gibi dünya suluboya sanatına önderlik ve ev sahipliği yapması Türkiye için ayrı bir anlam ve önem taşımaktadır.

IWS BASIN DANIŞMANI GÜNSU SARAÇOĞLU Mail : gunsu@gunsusaracoglu.com



                  "Kağıt İşler"                  

Yer: Akademililer Sanat Merkezi
Tarih: 12 Aralık 2013 - 10 Ocak 2014
 "Kağıt İşler" isimli yeni sergisinde, resim sanatının belleğini oluşturan kağıt materyali üzerine yapılmış; desenden eskize, illüstrasyondan baskıya, farklı teknikleri buluşturan karma sergiyi izleyicinin beğenisine sunuyor. Yapıtı oluşturma sürecinde eyleme geçmiş olan zihnin imgelerinin yerleştiği bu kareler, tablolarına hayranlık duyduğu sanatçının ilk yaratı alanı olan eskiz defterini incelenmesine benzer bir sanatsal keyif uyandırıyor bakan kişide.
Desen ve kağıt birbirinden ayrı ele alınması imkansız olan, sanatın temel yapıtaşlarıdır. Degas’nın ‘’Desen aslında görmesini bilmektir, bir görme biçimidir.’’ sözünde tanımladığı gibi, sanatçının dünyayı algılayışını ve onu ifade ediş şeklini tuvalinden, heykelinden önce, kağıt üzerinde hızlı ve bilinçli hareketlerle ortaya çıkardığı ilk yaratı adımlarından algılarız.
Sanatçılar: Hayri Ağan, Taylan Akdağ, Muzaffer Akyol, Kadir Akyol, Mustfa Albayrak, Resul Aytemür, Oktay Anılanmert, Barış Bilen, Zahit Büyükişleyen, Ahmet Umur Deniz, Tarık Töre Elgay, Gizem Enuysal, Süleyman Erdal, Şafak Eyüboğlu, Kader Genç, Işıl Güleçyüz, Nurgül Gün Güney, Mehmet Can Gürsoy, Mahir Güven, Ayhan Işık, Nilüfer İnandım, Kemal İskender, Serap İskender, Hakan Kalay, Gülistan Karagüzel, Fevzi Karakoç, Kani Kaya, Sinem Kaya, Hüsnü Koldaş, Ayşenur Köksal, Eylül Köksümer, Yasemin Kuşi, Mehmet Mahir, Joel Menemşe, Ahmet Merey, MurarMizrahi, Denizhan Özer, Vasıf Pehlivanoğlu, Hülya Sözer, Emine Şenses, Nesli Türk, Kudret Türküm, Yağmur Yılan



    8. Contemporary Istanbul   

Tarih : 7-10 Kasım 2013
Yer : İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı
  Türkiye’nin en kapsamlı uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul, 7-10 Kasım 2013 tarihlerinde sanatseverleri İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve İstanbul Kongre Merkezi’nde buluşturmaya hazırlanıyor.
   8. Contemporary Istanbul bu sene 650 sanatçı, 3000 eser, 21 ülkeden 92 çağdaş sanat galerisi ile beraber 70.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlayacak. Ana sponsorluğunu Akbank Private Banking, ortak sponsorluğunu Zorlu Center ve Yıldız Holding, özel proje sponsorluğunu ise uluslararası petrol ve doğalgaz şirketi OMV’nin üstlendiği 8. Contemporary Istanbul’da sergilenen eserlerin %50’si Balkanlar, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz bölgelerinden %50’ si ise Avrupa ve Amerika kıtasından seçki halinde sanatseverlere sunulacak.
  Dünyanın en önemli galerileri arasında yer alan Marlborough Gallery, New York; Galerie Lelong, Paris; Andipa Gallery, London; Opera Gallery, Cenova; Galeria Filomena Soares, Lizbon; Galeria Javier Lopez, Madrid; Senda, İspanya; Michael Schultz, Almanya; Klaus Steinmetz, Kosta Rika, ve Türkiye’den Dirimart, Galerist, Galeri Mana, Galeri Nev, Pi Artworks, Rampa, x-ist katılımcı galeriler arasında olacak. Contemporary Istanbul 8. senesinde yurtdışından birçok koleksiyoner grubunun da uğrak noktası olacak. Uluslararası Kurumsal Çağdaş Sanat Koleksiyonerleri Derneği IACCCA’nın (International Association of Corporate Collections of Contemporary Art) 30 seçkin üyesi fuar açılış günlerini izlemek üzere İstanbul’a gelecekler.
  Contemporary Istanbul’un 8. yılında en büyük yeniliği Plug-in Istanbul Yeni Medya Fuarı. Video, yeni medya ve genel anlamda dijital sanatın bütün tarzlarına adanmış Plug-in Istanbul; ses ve ışık enstalasyonları, etkileşimli ve jeneratif sanat işleri, iç mekan mapping projeleri, robotik tasarımlar 1.000 m2’lik bir alanda buluşturuyor. Son on yılda sanat dünyasının yükselen yıldızı olan dijital sanat, demokratik yapısı ve hayal gücüne daha hızlı ve kolay hitap edebilme yeteneği ile kendine sağlam bir yer edindi. Sanat, tasarım ve teknolojiyi birbirine yaklaştırmayı amaçlayan Plugin Istanbul, galerileri, tasarım ve mimari stüdyolarını ve bu alanlarda çalışan yazılım ve teknoloji firmalarını projenin içine çekmeyi arzuluyor, dijital sanatın en iyi örneklerini bir araya getirmenin yanında izleyicilerin bütün duyularına hitap eden ve onları şaşırtan bir proje yaratıyor.
   Contemporary Istanbul fuar boyunca çağdaş sanatının CI Dialogues Konferans Serisi ile beraber özel davetler, açılışlar, açılış ve kapanış partileri gibi yan etkinlikleri de sanatseverler ile buluşturmaya devam edecek.


    13. İSTANBUL BİENALİ’NİN    

KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ AÇIKLANDI: “ANNE, BEN BARBAR MIYIM?”
  İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding’in sponsorluğunda 14 Eylül-10 Kasım 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 13. İstanbul Bienali’nin başlığı, bienalin küratörü Fulya Erdemci tarafından açıklandı.
  13. İstanbul Bienali’nin başlığı ve kavramsal çerçevesi, küratörü Fulya Erdemci tarafından 8 Ocak Salı günü İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka Kampüsü’nde düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Basın toplantısına konuşmacı olarak Fulya Erdemci’nin yanı sıra İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer de katıldı. 13. İstanbul Bienali’nin başlığını, şair Lale Müldür’ün aynı adlı kitabından alıntılayarak “Anne, ben barbar mıyım?” olarak belirleyen Fulya Erdemci, toplantıda kavramsal çerçeveyi anlattı.
  Basın toplantısında küratör Fulya Erdemci, 13. İstanbul Bienali’nin odak noktasının siyasi bir forum olarak kamusal alan fikri olacağını açıkladı. Fulya Erdemci’ye göre tanımı ve içeriği üzerine çok tartışılan bu kavram, güncel demokrasi biçimlerini sorgulayan, günümüzün mekansal-ekonomik politikalarını tartışmaya açan, uygarlık ile barbarlık kavramlarını sorunsallaştıran, ve bu bağlamda, sanatın rolünü araştıran bir matris işlevi görecek.
   Bugün toplumdaki “mutlak öteki”ye işaret eden “barbar” tanımlamasının tekrar gündeme getirilmesinin neyi ortaya koyduğunu sorgulayan Erdemci, baskın ve kemikleşmiş söylemleri sarsarak, toplumdaki en zayıf ve dışlanmışların da sesinin duyurulacağı bir alan açmak adına, sanatın yeni pozisyonlar yaratma ve yeni öznellikler inşa etme potansiyeline işaret etti.Erdemci, İstanbul Bienali’nin, kamusal alan söyleminin toplumsal siyasi bir forum yaratma olanağını, mekansal-ekonomik adalet, kamusal alanda sanat ve sanat-pazar ilişkilerinin açımlanması üzerinden öne çıkarmayı amaçladığını da belirtti. “Kamusallık” kavramını yeniden düşünme imkanı yaratacak İstanbul Bienali, yeni düşünce ve hayalgücü kanalları açmayı hedefleyerek, kamusal bir buluşma ve tartışma zeminini harekete geçirecek.

Toplantıda ayrıca, 13. İstanbul Bienali’nin sergi mekanları olarak kentsel dönüşüm sonucunda geçici olarak boş bırakılan kamusal yapıların kullanılacağı bilgisi de verildi. Sergilerin yer almasının planlandığı mekanlar arasında, adliyeler, okullar, askeri yapılar, postaneler, tren istasyonları gibi eski ulaşım merkezleri, depo veya tersane gibi eski endüstriyel yapılar ve yoğun tartışmalara konu olan Taksim Meydanı ile Gezi Parkı gibi kamusal kent mekanları yer alıyor. Bunun yanı sıra, alışveriş merkezleri, oteller ve ofis-konut kuleleri gibi günümüz şehirciliğinin alametifarikalarının da sanatsal müdahalelere açılmasının düşünüldüğü aktarıldı

Bige Örer toplantıda 13. İstanbul Bienali kapsamında, Şubat ayında başlayacak 13. İstanbul Bienali Kamusal Programı ile ilgili de bilgi verdi. Fulya Erdemci’yle beraber, Goldsmiths, Londra Üniversitesi Sanat Bölümü Öğretim Görevlisi ve Güzel Sanatlar ve Küratörlük Doktora Araştırmaları Programı Direktörü Dr. Andrea Phillips’in eş küratörlüğünü üstlendiği, “Kamusal Simya” başlığını taşıyacak kamusal program, sanatsal üretimle bilgi üretimini bir araya getirmeyi amaçlayacak. Bienalin sonuna kadar farklı başlıklar altında düzenlenecek bir dizi konuşma, atölye, seminer ve performansla hem Türkiye’de hem de dünyanın dört bir yanında geleneksel anlamıyla “kamu” kavramını dönüşüme uğratmaya devam eden siyasi ve şiirsel simyanın nasıl işlediği araştırılacak. Kamusal programın ilk etkinlikleri, 8-10 Şubat tarihleri arasında “Şehri Kamusallaştırmak” başlığı altında, İstanbul’un güncel kentsel dönüşümüne odaklanacak.Toplantıda 13. İstanbul Bienali etkinlikleri arasında, 30 Mart-14 Nisan tarihleri arasındaki 32. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilecek özel bir film seçkisinin de olacağı açıklandı. İstanbul Bienali film gösterim programı kapsamında, barbarlık, sivil uyanış ve şehir kavramlarını tartışmaya açan filmlerin yer alacağı belirtildi. Güncel sanat çevresi ve basından konukların katılımıyla gerçekleştirilen toplantının ardından küratör Fulya Erdemci ve İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer basın mensuplarının sorularını yanıtladılar. Basın toplantısına kamusal program eş küratörü Dr. Andrea Phillips de katıldı.

13. İSTANBUL BİENALİ KÜRATÖRÜ FULYA ERDEMCİ 1994-2000 yılları arasında İstanbul Bienali’nin direktörlüğünü yürüten küratör ve yazar Fulya Erdemci, 2003-2004 yıllarında İstanbul’da Proje 4L’nin direktörlüğünü yaptı ve 2004-2005 yıllarında İstanbul Modern’de süreli sergi küratörü olarak çalıştı. Erdemci, 2002 yılında 25. São Paulo Bienali “Metropoliten İkonografileri: Kentler”in ‘İstanbul’ bölümünün küratörlüğünü üstlendi ve 2007 yılında 2. Moskova Çağdaş Sanat Bienali “Jeopolitik, Pazar ve Amnezi Üzerine Dipnotlar”ın küratör ekibinde yer aldı. Fulya Erdemci, 2002 yılında Türkiye’de yayalar için kamusal alanda gerçekleştirilen ilk sergi olan “İstanbul Yaya Sergileri”ni başlattı ve 2005 yılında serginin ikincisini Emre Baykal’ın eş küratörlüğü ile gerçekleştirdi. Erdemci 2008’de Christchurch, Yeni Zelanda’da 25 uluslararası sanatçının katılımıyla kentsel mekânlarda gerçekleşen “Avare Çizgiler: Yeni bir Mekân Kültürüne Doğru”, 5. SCAPE Kamusal Alanda Sanat Bienali’nin küratörlüğünü Danae Mossman ile birlikte yürüttü. Haziran 2008-Eylül 2012 tarihleri arasında Amsterdam’daki SKOR Sanat ve Kamusal Alan Vakfı’nın direktörlüğünü yaptı. Erdemci aynı zamanda birçok uluslararası etkinliğin danışma ve seçici kurullarında görev aldı. Erdemci, Bilkent Üniversitesi’nde (1994–1995), İstanbul ile Marmara Üniversitesi’nde (1999–2000) ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Yüksek Lisans programında (2001–2007) öğretim üyeliği yaptı. Venedik Bienali 54. Uluslararası Sanat Sergisi’nde 2011 Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğünü de Fulya Erdemci üstlendi.

İSTANBUL BİENALİ DANIŞMA KURULU İstanbul Bienali Danışma Kurulu, dOCUMENTA (13) Sanat Direktörü Carolyn Christov-Bakargiev, sanatçı Ayşe Erkmen, sanat danışmanı Melih Fereli, San Francisco Sanat Enstitüsü Sergiler ve Kamusal Programlar Yönetmeni ve Sergi Araştırmaları ve Müzecilik Bölümü Başkanı Hou Hanru ve Al-Ma’mal Foundation for Contemporary Art direktörü Jack Persekian’dan oluşuyor.

İSTANBUL BİENALİ SPONSORU 14 Eylül-10 Kasım 2013 tarihleri arasında İKSV tarafından düzenlenecek 13. İstanbul Bienali, Koç Holding sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. Koç Holding, 2007-2016 yılları arasındaki beş İstanbul Bienali’nin de “Bienal Sponsorluğu”nu üstleniyor .

13. İSTANBUL BİENALİ GÖRSEL KİMLİĞİ 13. İstanbul Bienali’nin görsel kimliği ve yayınları, Ruben Pater, LAVA Amsterdam tarafından hazırlanıyor
13. İSTANBUL BİENALİ SANAT YAZARLIĞI ATÖLYESİ Kamusal program süresince, yeni sanat eleştirmenleri için bir atölye çalışması düzenlenecek. Bienalin küratöryal ekibiyle birlikte çalışmaya davet edilecek yazarlar, bu atölye kapsamında sanatsal ve küratöryal projeler üzerine yeni metinler geliştirecek. Bu atölyenin sonuçları bienalin açılışına kadar ve bienal boyunca çevrimiçi bir platformda yayımlanacak. Atölyeye katılacak yazarlar açık çağrıyla belirlenecek. Ayrıntılı bilgi İstanbul Bienali web sitesinden temin edilebilir.





Düşler Gerçekler İmgeler- Modern Türk Resminde Cumhuriyet İmgesi   

Tarih :09 Ekim – 10 Kasım 2013
Yer: Pera Müzesi
   Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 90. yıl dönümü anısına gerçekleştirdiği sergide, modern Türk resim sanatından örnekler ve imgeler üzerinden yakın dönem bir tarih okuması yapıyor. Ekrem Işın küratörlüğünde hazırlanan ve Avni Arbaş, Nuri İyem, Abidin Dino’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na, Cihat Burak’tan Turan Erol, Nedim Günsür Yüksel Arslan’a uzanan geniş dağılımlı seçki, Kuvayi Milliye yılları, köy yaşamı, göç, gecekondulaşma ve kentleşme, modern yaşamın yalnızlaşan bireyleri ile geçmişi yorumlama gibi alt temaları içeriyor, plastik sanatlar aracılığıyla Cumhuriyet tarihimize bir bakış sunmaya çalışıyor.
  Bir İmgenin Serüveni Olarak Kısa Cumhuriyet Tarihi
  Başlangıçta toprak kökenliydi Cumhuriyet imgesi. Bu üretici kaynağa bağlı bütün değerler, onun etrafında anlam kazandı: Kendi ayakları üzerinde durabilme inancı, paylaşımcı kamusallık, fukara sıcaklığına duyarlı bir ahlâk… Bir düş kurmaktı bu. Sonra imgenin tarih içinde, gerçekliğe yolculuğu başladı. Bozkırda, kıraç coğrafyada, insan trajedisini yansıtan imge, umut yüklü kervanlarla kentlere göç etti. Uzunca bir süre kent kapılarında bekletildi, misafir edilmedi. Gecekondulu hayat, yeni düşlerin mekânı oldu. İnsanlar ve olayların birbiri üzerine yığılarak inşa ettiği Babil Kulesi, yani çağdaş Kent, Cumhuriyet imgesinin son durağıydı. Toplumsal yorgunluk ilk kez burada duyumsandı; imge geriye dönerek sırtındaki ağır mirası yeniden yorumlama gereğini duydu. Modern Türk resmi, yakın dönem tarihine tanıklık eden, onun serüvenine katılan, kırılma noktalarında durup düşünen bir imgenin toplumsal sanatı olmuştur.

 

   Abluka Karma Sergisi    
 

Tarh :25 Eylül – 2 Kasım 2013
Yer: Akademililer
Sanat Merkezi,Doğa, sanatçı ile olan ilişkisinde, figürler için bir yaşam alanından, yaratıcısı için bir ilham kaynağına dönüştüğü sanat dönemlerine kadar, sürekli devam eden bir sanat objesi halindedir. Modern resmin ustalarından Cezanne, “Doğayı okumak demek; uyumu saklayan görünmez örtüyü kaldırıp, altında gizlenenleri tanımlayabilmek demektir.” sözüyle anlatmıştır aslında; doğanın sunduğu tüm unsurları ile birlikte insan için nasıl verimli bir kaos yarattığını. Bahsedilen görünmez örtüyü kaldırmak ve saklı olan uyumu keşfetmek, doğanın da tinselliğinin ve estetiğinin keşfi için insanın biçimlendirişine duyduğu ihtiyacı ortaya koyar. Doğa artık sanatın bir nesnesidir. Farklı pentürler ile tekrar tekrar keşfedilmekte, yorumlanmakta ve sunduğu yaşam alanı giderek küçülürken, ortaya çıkardığı yaşam simülasyonu büyümektedir.
Sanat dönemi içindeki çarpıcı doğa kesitlerini incelediğimizde, ressamın algısındaki öznel seçiciliğin ve anlam verme çabasının başyapıtlardaki yansımalarına rastlarız. Cezanne için tutkulu bir saplantı olan Sainte-Victorie Dağı, Monet’nin ışığın her halini resmettiği ünlü nilüfer havuzu, Millet’in yoksul köylülerinin hasat topladığı tarlaları, bu alanları ressamının anlatımı için bir araç yaparken, aynı zamanda onları, ressamına yön veren önemli kaynaklardan biri haline getirmektedir. Nesnel olmaktan çıkan bu doğa unsurları, artık onları tekrar yaratan fırçalarla özdeşleşmiş ve varlıklarını zaman-mekan uzamından sıyrılmış halde, yeni bir tinsel biçim içinde sürdürmektedirler. Doğa ile insan, boyanmış olan üzerinde, zihinsellik içinde uzlaşmışlardır. Bu açıdan resim, bir uzlaşım alanı olmuştur.
21. yüzyılda ise, doğa ve insanın uzlaşabildiği pek az alan varlığını sürdürmektedir. Sözgelimi, bir ‘’park’’ kaosa adapte olarak doğallığından endüstri ile arındırılmış insanın dinginlik ve düzen alanıdır. Metropol yaşamının altında ezilip ressamının ilham dünyasını beslemeye mecali kalmayan doğal yaşamın, kurtarılmış bölgesidir. Otoritenin kendisini düşünerek, fakat kendi fikrini sormadan inşaa ettiği yaşamı benimsemek zorunda kalan insan için ise, birkaç ağaçtan ibaret olmayan bir değere sahiptir artık; sahip çıkılması gereken, benliğini ayakta tutan değerlerin tümüdür. Anıtsal bir semboldür. Bu sembol elbette ki taşıdığı yoğun anlamın kazandırdığı değerle, karşıt kesimlerin zapt etme arzusunu beslemektedir. ‘’Abluka burada başlıyordu çünkü’’ der şair Turgut Uyar. Dinginlik ve düzen alanı olan doğa, eğer muhafaza edilmek için yüzyıllardır ilham verdiği yaratıcılarının zihnine ihtiyaç duyuyorsa, o noktada ressam artık pasif olma hakkına sahip değildir. İzleyen, gözlem yapan, boyalar ile kaydeden ve anlatan kişi olarak, var olan düzenin kendisinden almak istediği ne varsa, doğanın kurduğu düzeni hayatta tutmak için sanatını bir araç olarak kullanmalıdır. Bu araç, doğa ile insan arasındaki iletişimi izleyiciye sunan, pasifliğin bittiği noktada başlayan direnişe kadar süren ama mutlaka varlığını ve ayakta olduğunu ispatlayan ressamın fırça izleridir.
Yazı: Eylül Köksümer
Akademililer Sanat Merkezi, doğa ile insanın ilişkisini konu edinen, karma resimlerin sergilendiği ‘’Abluka’’ isimli sergisinde izleyici ile buluşuyor. Sergi 25 Eylül – 2 Kasım tarihleri arasında ziyaret edilebilir.
Eserleri sergilenen sanatçılar: Mustafa Albayrak, Aslı Altınışık, Resul Aytemür, Nehir Çetin, Gizem Enuysal, Süleyman Erdal, Kader Genç, Işıl Güleçyüz, Mahir Güven, Ayhan Işık, Nilfer İnandım, Kemal İskender, Sinem Kaya, Hüsnü Koldaş, Eylül Köksümer, Yasemin Kuşi, JoelMenemşe, Ahmet Merey, Mustafa Orkun Müftüoğlu, Vasıf Pehlivanoğlu, Hülya Sözer, Özlem Üner, Yağmur Yılan

GENÇ KUŞAK SERGİSİ II / YOUNG GENERATION EXHIBITION II”    

Yer: KAV Genç Sanat’ – Ankara
Tarih : 02 EKİM – 02 KASIM 2013
  “18 GENÇ SANATÇI” ANKARA’DA BULUŞUYOR.Kılınçarslan Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı (KAV) kültür ve sanat etkinliklerinden elde ettiği gelirlerle öğrenim hayatında başarılı, maddi olanaklardan yoksun öğrencilere burs vererek destek olmaktadır. KAV, toplumsal duyarlılık bilincini gelecek nesillere aktarmak üzere özgün, yenilikçi ve kalıcı değerler oluşturarak insan hayatında fark yaratma misyonunu üstlenmiştir. Bu bilinçle, Vakıf bünyesinde kurulan KAV Sanat Galerisi ve KAV Genç Sanat, sanat, sanatçı ve sanatseveri buluşturmanın yanısıra özgün sanat eserlerinin yaratım süreci sonunda, sergilenmesini ve geniş kitlelere ulaşmasını sağlamayı, aynı zamanda sanatçılarının uluslararası platformda bilinirliğini artırmayı amaçlamaktadır. KAV Genç Sanat tüm sergilerinde, “yalnızca 35 yaş altı genç sanatçılara” yer veren “tek” genç sanat galerisi olmanın da altını çizmektedir.
   2012 yılında KAV Sanat Galerisi ile eş zamanlı olarak kapılarını sanatseverlere açan KAV Genç Sanat, bu yıl ikincisi gerçekleşecek “Genç Kuşak II/Young Generation II” karma sergisi ile yeni sezona başlıyor. KAV Genç Sanat, 2013-2014 sezonunda Genç Etki/Tripart sergilerinde yer alacak genç sanatçılardan oluşan bu karma sergide, genç ve başarılı sanatçılara ait 40’ı aşkın özgün sanat eserini izleyicilerin beğenisine sunuyor. 02 Ekim-02 Kasım 2013 tarihleri arasında gerçekleşecek sergi, farklı şehirler, farklı disiplinler ve farklı bakış açılarından oluşan 18 genç sanatçıyı bir araya getiriyor. “Genç Kuşak II / Young Generation II”’ sergisinde Tansu Akmansoy, Barış Can Aksakal, Yiğit Can Alper, Pınar Baklan Önal, Güliz Baydemir, Müge Ceyhan, Tarık Töre Elgay, Ceyda Güler, Oğuz Kaleli, Gülistan Karagüzel, Demet Kaya Güngörür, Serdar Kaynak, Neslihan Kıyar, Ezgi Özkılıç, Derya Özparlak, Hasan Şahbaz, Kudret Türküm, Faruk Yigen gibi başarılı genç sanatçılar yer alıyor. Sergide sanatseverler, heykel sanatçılarının forma dair arayışlarını, resim sanatçılarının renk, doku ve figür üzerindeki danslarını, seramik sanatçılarının ise malzemeyle sınavlarını izleme imkanı bulacaklar.
  “Genç Kuşak II” 02 Kasım 2013 tarihine kadar Pazar, Pazartesi hariç her gün 10:30 – 18:30 saatleri arasında KAV Genç Sanat’ta ziyaret edilebilir.



‘Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü 2013′ Sergisi   

Yer:Akbank sanat
Tarih: 10 Eylül – 12 Ekim 2013
  Akbank Günümüz Sanatçıları Ödülü, çağdaş sanat alanındaki gelişmeleri desteklemek ve genç sanatçılarar destek olmak amacıyla Resim ve Heykel Müzeleri Derneği ve Akbank Sanat işbirliğiyle düzenlenen yarışma sonucunda verilmiştir. Jüri tarafından değerlendirilen başvurular arasından seçilen 12 eser 10 Eylül – 12 Ekim 2013 tarihleri arasında düzenlenen sergide sanatseverlere sunulmuştur. 30 yılı aşkın süredir Türkiye’de çağdaş sanatın oluşumuna katkıda bulunan Günümüz Sanatçıları sergisi bu sene yeni yapısıyla bir kere daha genç sanatçıların başvurularını değerlendirerek sergiye katılacakları seçti. Sergi her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’deki sanatın düzeyini yansıtıyor. Günümüz Sanatçıları sergisi ikili bir işlev taşıyor. Bugüne kadar Türkiye’nin sanat dünyasında söz sahibi olmuş, hatta dünyaya açılma olanağını bulmuş neredeyse tüm sanatçıların katıldığı bu sergiler, bir yandan çağdaş sanatın geldiği noktayı vurguluyor ve onun öncü işaretlerini veriyor. Diğer yandan da kendini ifade etme olanağını henüz kazanamamış gençlere kendilerini duyurmak, tanıtmak olanağını sunuyor. 2013 sergisi de her iki düzeydeki işlevi sürdürecek. Bu yılki yarışmanın önemli bir yanı ise sergi düzenlemesini mimar Emre Arolat’ın yapması. Serginin yansıttığı genel düzey, Arolat’ın düzenlemesiyle başlı başına bir etkinliğe dönüşüyor.
  Sanatçılar: Mükerrem Baki, Serkan Çalışkan, Türkay Çotuk, Gülderen Görenek, Berat Işık, Engin Konuklu, Elif Köse, Suat Öğüt, Ceylan Öztürk, Kıvılcım Harika Seydim, Gamze Taşdan, Serkan Taycan

Deneyimin Ötesi ( Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrenci Projeleri )

Yer: Pera Müzesi
Tarih: 10 Ağustos – 30 Eylül 2012
   Kuruluşundan bu yana her yıl yaz aylarında salonlarını genç sanatçılara ve sanat eğitimi veren kurumlara ayıran Pera Müzesi, bu yıl da İzmir’den Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni ağırlıyor. 
  Geniş bir yelpazede eğitim veren fakülte, aynı zamanda ülkemizde “Güzel Sanatlar” alanında üniversite bünyesinde kurulmuş ilk fakülte olma ayrıcalığını da taşıyor. Kuram ile uygulamanın, geleneksel ile yeni, öncü ve kavramsal olanın uyumlu birlikteliğine dönük bir eğitim modeli yaratma çabasıyla yola çıkan fakülte, 40 yılı bulan bir akademik geçmişe sahiptir.
  Güzel Sanatlar Fakültesi’nin genç sanatçılarının seçilmiş yapıtlarından oluşan
Deneyimin Ötesi sergisi resim, heykel, seramik, yerleştirme, sahne tasarımı, grafik tasarım, fotoğraf ve sinema gibi zengin ifade olanaklarını biraraya getirirken estetik deneyimlerin de önemli bir zemini olmayı amaçlıyor.

Defne AyasDefne AyasDefn





     Kes & Yapıştır       

Yer: galeri ilayda
Tarih: 07 Haziran - 31 Ağustos 2012
Bir grup sergisinin ötesinde, kolaj sanatına bir saygı duruşu yapan “Kes-Yapıştır” başlıklı sergi farklı kuşak ve disiplinlerden; Baysan Yüksel, Damla Özdemir, Gamze Taşdan, Hüseyin Rüstemoğlu, Muharrem Çetin, Neslihan Koyuncu, Özge Enginoz, Rafet Arslan ve Sezgi Kuttaş’ı bir araya getiriyor.
“Kes-Yapıştır”, yüzyılı aşkın zamandır modern sanatın en önemli estetik ifade araçlarından “kolaj”’ı merkezine alarak; ülkemiz sanatında çok irdelenmemiş bir sanata dair açığı kapatmaya da adım atıyor.
Baysan Yüksel; illüstrasyon ile kolaj sanatını yan yana getiren sanatçı, kişisel hikayelerini yaratıcı medyumları iç içe getirerek anlatıyor ve güncel bir kolaj dilini yokluyor.
Damla Özdemir; kolajla yarattığı portreleri üst üste bindirdiği ahşap yüzeyler üzerinde ustaca yan yana getiriyor ve oluşturduğu her katmanı oya gibi işliyor.
Gamze Taşdan; klasik kolaj geleneğine selam gönderen işlerinde, günümüze dair moda, reklam ve mimari imgelerden renkli bir dünya yaratıyor.
Hüseyin Rüstemoğlu; bireyin modern toplumda yaşadığı izolasyon halini, beden üzerinden şiirsel bir dil ile kolaj/resimlerine aktarıyor.
Muharrem Çetin; çok parçalı yüzeyler oluşturarak renkli üslubu ile kolaj üzerinden afiş sanatına da göz kırpıyor.
Neslihan Koyuncu; çizim ve resmi kullanarak, günümüzün popüler medyumu kumaştan kestiği/diktiği parçaları yan yana getirip farklı portre denemeleri sunuyor.
Özge Enginoz; kağıt üzerine asetat yapıştırarak beden’den mitolojiye geniş yelpazede görsel malzemeyi başarı ile yan yana getiriyor ve yer yer soyut sanata yaklaşan deneylere soyunuyor.
Rafet Arslan; farklı disiplinleri /medyumları iç içe sokarak, “mutant sanat” adını verdiği yapıtları üreten sanatçı; ülkemizde kolaj sanatının inatçı üreticisi olarak ta biliniyor.
Sezgi Kuttaş; çok farklı, zengin malzemeleri yan yana getirerek yaratıcı hayvan portrelerinden oluşan serisini izleyici ile paylaşıyor.
Güncel sanatın olanca renkli, yaratıcı, genç ve yenilikçi yapıtlarını yan yana getiren “Kes-Yapıştır” sergimize yaz boyunca tüm sanatseverleri bekleriz.


    Art Bosphorus Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı     


Yer: Haliç Kongre Merkezi
Tarih:15 - 18 Mart 2012
    İstanbul’un en önemli sanat etkinliklerinden biri olan Art Bosphorus Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, bu yıl da Türk ve Dünya sanatının seçkin isimleri ile izleyici karşısına çıkacak.
   Sanatı geniş kitlelere yaymak amacıyla, Dünya’dan farklı ve yeni sanat örneklerini getirerek sanat ortamına katkıda bulunacak olan Art Bosphorus, aynı zamanda Çağdaş Türk Sanatını ve İstanbul’u da dünyaya tanıtma çabası içinde olacaktır.
   15 - 18 Mart 2012 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde beşincisi gerçekleşecek olan Art Bosphorus, ulusal ve uluslararası sanat galerilerilerini, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen sanatçı, eleştirmen, koleksiyoner, küratör ve sanat profesyonellerini yeni mekanında bir araya getirecek.

    TEMA(S)SIZ    


Yer: Galeri Ilayda
Tarih  7-31 Mart
Sergide Arzu Güldalı Uysal, Burçin Ayebe, Derya Altınel, Eda Gecikmez, Engin Beyaz, Gamze Taşdan, Gülfidan Özmen, Meltem Sırtıkara, Nurdan Likos, Özcan Uzkur ve Özge Enginöz resim, heykel ve enstalasyon çalışmalarıyla yer alıyor.
Sergiye davet edilmiş, her biri kendi alanında farklı işler üreten sanatçıların galeri mekanını bir deneyim alanına dönüştürmesi hedefleniyor. Sanatçıların kendi söylemlerini ortaya koyması önem kazanıyor. Sergide yer alan eserlere müdahale edilmeksizin sanatçılar farklı söylemler ve yaratım biçimleriyle izleyici arasında saf bir köprü inşa etmeye çalışıyor. Sergide; günümüzün tek tipleşmiş yaşam şartları içerisinde, sanatçıların kendi farklı görüşlerini ortaya koyması, yapay ve aynılaşmış sisteme temas etmeden, her hangi bir başlık altında sınırlanmadan, temasız bir şekilde gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.

Arzu Güldalı Uysal, doğada yer alan görüntülerin ardındakileri tuvallerine yansıtıyor.
Burçin Ayebe, kendi bedenini model aldığı resimlerinde toplum içindeki bireysel bilince tuval üzerindeki beyaz boşlukta var ettiği siyah ve yalın figürleri ile hitap ediyor.
Derya Altınel, modern hayat ile hesaplaşırken, posta pullarını kendisine araç ediniyor.
Eda Gecikmez, resimlerinde sembolik bir yıkım biçimi olarak beden dilini bozup yeniden kurguluyor.
Engin Beyaz, Anadolu’nun geleneksel motiflerinden esinlendiği altıgen formların içlerinde hikayeler yaratıyor.
Gamze Taşdan, Türk sinemasındaki kadınlık ve dulluk hallerini alaycı tavrıyla işlerine yansıtıyor.
Gülfidan Özmen, yaşamlarımızdaki ve tabiatta her an karşılaştığımız kontrastlıkları camdan gerçekleştirdiği yerleştirmeleriyle irdeliyor.
Meltem Sırtıkara, insan ilişkileri içindeki cool tavrı resimlerinde kumaşlar ve kağıtlar kullanarak çözümlemeye çalışıyor.
Nurdan Likos, çalışmalarında kendinden yola çıkarak kadınlık hallerini vurguluyor.
Özcan Uzkur, iplikleri kullanarak simülasyon bedenler inşa ediyor.
Özge Enginöz ise görsel medyadan bilinçaltına yerleşen imajları normal bulundukları koşullardaki kullanım amacından çıkartıp, iki ve üç boyutlu imajlara dönüştürüyor


    Genç Üretim-1     

 Mekan: Armaggan Art & Design Gallery - İstanbul
Tarih  25 Ocak - 25 Nisan 2012
ARMAGGAN’ın Nuruosmaniye mağazasında yer alan ARMAGGAN Art&Design Gallery, genç ve dinamik fikirleri desteklemek amacıyla yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyor. ARMAGGAN Genç Üretim-1 başlıklı sergide, 20 genç Türk ressamın “bir” kavramını yorumladığı eserler yer alıyor.   “Bir”, sayıların ilki olmanın yanı sıra, ARMAGGAN markasının tasarım ve üretimi birleştirmesi, geçmişi ve bugünü bir araya getirmesi ve farklı disiplinleri bir merkezde buluşturmasından esinlenerek, sanatçıları bu kelime çiftleri üzerine düşünmeye çağırıyor. Aralarında genç sanatçılardan; Emre Kantaşlı, Güneş Oktay, Taylan Akdağ ve Gaye Su Akyol’un bulunduğu sergide, heykelden yola çıkan enstalasyonlar, figüratif çalışmalar, tarihten beslenerek bugüne ulaşan bakış açıları ve camın dilini kullanan duygusal çalışmalar yer alıyor.   Bir tasarım ve üretim markası olan ARMAGGAN’ın içinde doğan ve tarihi yarımadada bir çekim merkezi olmayı hedefleyen ARMAGGAN Art&Design Gallery, bir üretim galerisi olarak genç sanatçıları destekleme amacı taşıyor. Tıpkı markanın özel tasarlanan ürünleri gibi, galeride sergilenen eserler de, sanatçılar tarafından sergiye özel olarak üretiliyor. ARMAGGAN Nuruosmaniye mağazası ayrıca Ayaslı koleksiyonuna ait İbrahim Çallı'dan, Şeker Ahmet Paşa'ya, Nuri İyem'den Fikret Mualla'ya kadar pek çok değerli ustanın önemli eserlerine de ev sahipliği yapıyor.    Armaggan genç üretim-1 sergisine katılan genç sanatçılar:Alper Bıçaklıoğlu -Aslı Kutluay- Barış Belgesay- Emre Kantaşlı-Esra Meral Demircan-Evren Karayel Gökkaya-Gaye Su Akyol-Gülfidan Özmen-Güneş Oktay-Güneş Özmen-Hüseyin Rüstemoğlu-İsmail Tetikçi-Meltem Sırtıkara-Merve Çaşkurlu-Neşe Çoğal-Rıdvan Hacıfazlıoğlu-Sait Mingü-Taylan Akdağ-Yiğit Altıparmakoğulları-Yiğit Yazıcı



Geçmişe Hücum: Osmanlı İmparatorluğu’nda Arkeolojinin Öyküsü,  

  Yer : Salt - İstanbul
 Tarih: 22 Kasım 2011 - 11 Mart 2012
SALT Galata’nın açılış sergilerinden Geçmişe Hücum: Osmanlı İmparatorluğu’nda Arkeolojinin Öyküsü, 1753-1914, arkeolojinin Yakın Doğu’daki zengin ve karmaşık hikâyesini seçili arkeolojik bölgeler üzerinden kronolojik bir anlatımla sahneliyor. Yunanistan’dan Mısır’a uzanan geniş bir coğrafyadaki arkeoloji faaliyetlerini sosyal, kültürel ve politik bağlamlarıyla inceleyen sergi, yaklaşık 200 yıl boyunca Osmanlı topraklarında gerçekleştirilmiş yerli ve yabancı arkeolojik girişimleri irdeliyor. Sergi ayrıca, Batı’nın “klasik dönemin kültürel mirasına” ilgisine odaklı araştırmalara paralel olarak Osmanlı tarih anlatısındaki dönüşümleri kapsıyor; modern anlamda ilk müze olan British Museum ile Osmanlı’nın Evkaf-ı İslâmiye Müzesi (bugünkü adıyla Türk ve İslâm Eserleri Müzesi) arasındaki izleği sürüyor.
   Serginin ana malzemeleri, Batılı ve Osmanlı kâşiflerin raporları ile seyahat izlenimlerine ilişkin kitaplar, bölgelerin detaylı çizimlerini içeren planlar ile Osmanlıların, Müze-i Hümayun’un (bugünkü adıyla İstanbul Arkeoloji Müzeleri) kuruluşu itibariyle eski eser mücadelesine dâhil oluşunun izdüşümünü sunan belge ve fotoğraflardan meydana geliyor. Bu malzemeler, Yunanistan, Türkiye, Irak, Suriye, Lübnan ve Mısır’daki önemli arkeolojik kazı alanlarından o dönemde çıkartılıp İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne getirilmiş objeler ile destekleniyor.
   Serginin ana temasını ise, geçmişe yönelik ilginin 18. yüzyılın ortalarından itibaren bir “mücadele” alanına dönüşmesinin hikâyesi oluşturuyor. Bu dönüşümün temelinde, Avrupa’da uygarlığın kökenlerini antik kültürlerde arama iddiasına hizmet eden arkeoloji faaliyetlerinin, 19. yüzyıl itibariyle emperyalist projelere dâhil edilmesi yatıyor. Osmanlıların arkeoloji arenasında yer bulmaya başlaması da, yine bu emperyal iddialara paralel olarak ortaya çıkan tarih bilincinin yükselişine dayanıyor. Arkeolojiye bakışın geçirdiği bu dönüşüm, sergide Avrupalı ve Osmanlı aktörlerin aralarındaki etkileşime vurgu yapılarak inceleniyor.
   Geçmişe Hücum, Zainab Bahrani, Zeynep Çelik ve Edhem Eldem tarafından kavramsallaştırılıp hazırlandı. Grafik tasarım çalışmalarını Aslı Altay yürüttü. Celine Condorelli’nin enstalasyonu, serginin destek yapısı işlevini görüyor. Mark Dion ve Michael Rakowitz’in özel olarak hazırladığı iki enstalasyon ise, serginin kavramsal altyapısının öne çıkardığı bazı meselelere gönderme yaparak, arkeolojiyle ilişkimizi ve bu dala dair gündelik algımızı ele alıyor.  
   Sergi kapsamında ayrıca, Bahrani, Çelik ve Eldem'in editörlüğünü yaptığı ve çeşitli disiplinlerden 15 yazarı bir araya getiren aynı adlı bir kitap Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı. Kitap, bir sergi kataloğundan ziyade, serginin kavramsal çerçevesi içerisindeki konulara farklı ülkelerden farklı bakış açıları sunan kapsamlı bir yayın şeklinde hazırlandı.
   Katkıları için teşekkürler:  İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Nadir Eserler Bölümü, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi, Özel Amerikan Robert Lisesi Kütüphanesi, Royal Academy of Art, The Wallace Collection, National Museums Liverpool, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, Babajım İstanbul Studios ve Mastering, Zainab Bahrani, Zeynep Çelik, Edhem Eldem, Bahattin Öztuncay


''IŞIK ENGEL TANIMAZ'' Sanat Atölyesi Sergisi   

Yer: Galeri Işık  
Tarih: 26 Ocak - 20 Şubat 
                                                         

Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında Engelli Gençlerle yaptıkları atölye çalışmaları sonuçlandı. Sergileniyor....                Engel tanımayan Işıklılar, engelli gençlere rehberlik yaparak onların mutluluklarına katkı sağladılar. Prof. Dr. Peyami Çelikcan tarafından yürütülmekte olan Sosyal Sorumluluk Uygulamaları dersi kapsamında yürütülen bu çalışmada, bedensel engelli gençlerin yaratıcılıklarını geliştirmeye ve sanatsal üretimlerini ortaya çıkarmalarına fırsat verildi
    Sosyal sorumluluk sahibi bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Işık Üniversitesi, bu projeyle öğrencilerini çevresindeki sorunlara karşı duyarlı olma ve çözümü konusunda aktif rol üstlenme bilincini geliştirmeyi amaçlamıştır.
  "Işık Engel Tanımaz" projesinin ürünleri 26 Ocak 2012 Perşembe günü saat 11:00 de Işık Üniversitesi Maslak Yerleşkesi'nde Güzel Sanatlar Fakültesi, Galeri Işık İstanbul'da sergilenecektir. Sergi açılışında Engelli Gençlerden oluşan Perküsyon Grubu bir de mini konser verecektir.
  Projeye Grafik Sanatlar ve Grafik Tasarım, Moda ve Tekstil Tasarımı ve Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümlerinden 30 öğrenci ile Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği'nden 30 genç katılmıştır.


     Vurgu ve Sessiz Kalı    

Yer : Siemens Sanat gelerisi
Tarih: 7 aralık 2011 – 22 Ocak 2012   Günümüzün sınırlar ötesi dünya algısı kamusal alanda başkasılığın temsiliyetinin türdeşleştirici zihniyeti, yerini farklılığın ikili görünümüne terk etmektedir: - ikiye yarılmalar - bölünmeler günümüz biyopolitiğinin bir sonucu olarak her türlü özerklikten ya da temsil edicilikten yoksun bırakmaktadır aktüel bireyi. Küreselleşmenin ulusaşırıdenetim mekanizmaları hem özgürleştiricidir, hem de tüketim kültürünün sömürgeci hakimiyetinin yere ve belleğe bağlılığını iptal eden kodları ve içiçe geçişlilikleri öznenin okunaklılığını imkansızlaştıran bir paradoksa dönüştürmektedir. Ayrıca öznenin bu kriz halini aşabilmek için mağdurun masumiyetini ve türdeşliğin homojenliğini deşen özneyi yeniden yapılandıracak özgürleştirici stratejilere gereksinim duyulmaktadır.
Sergide yer alan sanatçılar bu homojenleştirmelere karşı söylem olarak beyan etmedikleri iradelerini yapıtlarında öznenin bir direniş eylemi olarak vurguluyorlar.
  
   Ayşen Urfalıoğlu eril kültürün tahakkümüne karşı direnişi olanca şiddetiyle gizli bir beden aracılığı ile imliyor. Böylece yaşamın öznesi ve nesnesi olarak sosyal, psikolojik, anatomik, metobolik bir sessiz-mağdur stratejisini gündeme sokmakta.
   Kendinin ötesi ile kendisini sınırlayan özne ve beden faili olduğu tutkuların sorumluluğunu üstlenmemekte: Florencia Almirón çalışmalarında, nesnelerin gizli anlamlarını muhafaza etmek amacıyla işlevlerini silerek, yorumlamanın arzu mekanizmalarına terk ediyor izleyiciyi.
Ragıp Basmazölmez, güncel göç pratiğinin yarattığı kültürel travmaların iki aradalıklı kent tasvirini yapıtları için bağlamlaştırıyor. Kırsalla kent arasındaki bölünmeyi, gerginliği, mağlup edilmişliği, pasif direnmeyi, ıslah olmuşluğu ifade eden karşılaşma durumlarının yarattığı politik krizin kentsel heterotopyaları görselleştiriliyor.




   Gazi Sansoy - Yüzsüzler    


Yer: Galeri İlayda
Tarihler: 01-31 Aralık
Rönesans resminde soylu ve güçlü sınıflara karşı eleştiri ve karikatürizasyonla da karşılaşırız. Sanatçılar, resimlerinde iktidar sahibi ailelerin şatafatlı yaşamlarını daha da abartılı ve biraz da hicivli resmederek yumuşak tonlu eleştirilerde bulunurlar. Bu, Sansoy’un, Rönesans sanatçıları ile buluştuğu zaman-ötesi bir noktadır. Sansoy, söz konusu eserlere resimsel değerleri açısından büyük hayranlık duyarken konuları açısından eleştiri ile yaklaşır. Din, soylu sınıf, zengin ve gösterişli hayatların kahramanlarını ait oldukları yerden bu şekilde silerek, kendi deyişiyle onlarla “dalga geçer”.

   Sansoy, üzerinde çalıştığı tabloları dünyanın farklı müzelerinde kendisi fotoğraflar. Tuvale baskı alırken eserlerin çerçevelerini de kapsaması, hatta bazılarına ahşap taklidi plastik çerçeve yaptırması, onlara yaptığı müdahalenin absürt yanını güçlendirirken aynı zamanda onların müze objesi kimliğini de vurgular. Ciddi bakışlı müzelerin baş yapıtlarına yaptığı bu muzipçe müdahale, bir yanıyla da sanat tarihine dokunur.
    Kutsal kişiler, mitolojik karakterler, soylular sanatın öyküsünü oluşturan kahramanlardır. Sanat tarihi onları anlatır, yorumlar, yargılar, öyküleştirir, yaşatır ya da öldürür. Onların imgelerinin sanat tarihsel olmayan bir müdahale ile yerinden edilmesi, bir anlamda kimliksizleştirilmeleri sanatın tarihinin de yeniden yorumlanmasını, değerlendirilmesini provoke eder. İzleyici bir kez daha, bu kez sanatın tarihinde oluşmuş boşlukları doldurmaya davet edilir.
    Gazi Sansoy’un Avrupa Rönesans resmine duyduğu büyük hayranlık ve içlerinde varolma isteği, onların tuval üzerindeki dijital baskı kopyalarına yaptığı yalın ve özgün müdahalede vücut bulur. Bu çıkış noktasından doğan Yüzsüzler Serisi, içine sızdığı konular, alanlar ve kullandığı teknik itibari ile çok yönlü okumalara olanak veren zengin bir seyir fırsatı sunar. 







Hayal ve Hakikat - Türkiye’den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar sergisi     

Yer: İstanbul Modern
Tarih: 16 Eylül 2011 – 22 Ocak 2012
    Hayal ve Hakikat - Türkiye’den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar sergisi ile Türkiye'nin toplumsal ve kültürel dönüşümünü kadın sanatçıların üretimleri üzerinden gündeme getirmeyi amaçlıyor. Modern ve çağdaş sanatta kadın sanatçıların öncü ve eleştirel pozisyonlarını merkez alan sergi, Türkiye’nin sosyokültürel tarihine yeni ve alternatif bir bakış sunuyor.
    Küratörler Fatmagül Berktay, Levent Çalıkoğlu, Zeynep İnankur ve Burcu Pelvanoğlu’nun oluşturduğu seçki, kadın sanatçıların 1900’lü yılların başından bugüne uzanan üretim sürecini kapsayarak, resimden videoya çeşitli sanat disiplinlerine yer veriyor.
    Sergi, hayat hikayeleri ve üretimleri hakkında fazla bir bilgiye sahip olmadığımız ve artık adları unutulmaya yüz tutmuş öncü kadın sanatçıları, yeniden keşfedilen modernleri ve neredeyse son kırk yıldır çağdaş sanat ortamını düşünsel tavır ve pratik eylemleriyle yönlendiren 74 sanatçıyı birbirine bağlıyor.
    Kadın sanatçıların yüz yılı aşkındır süren üretimlerini merkez alan sergi, sanatçıların sanat tarihindeki öncü konumlarını anımsatırken, Türkiye’nin sosyokültürel dinamikleriyle olan hesaplaşmalarını ve özellikle çağdaş sanattaki eleştirel pozisyonlarını görünür kılmayı hedefliyor.
    Sponsorluğunu Eczacıbaşı Topluluğu’nun üstlendiği serginin tüm etkinlikleri Sayın Tamara Mansimov’un katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Sergiye teknoloji sponsoru LG’nin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Tepta Aydınlatma, İstanbul Modern Restoran, CNN Türk, Acarlar Makine ve Antalis katkıda bulunuyor.


Nilbar Güreş, Soyunma / Undressing, 2006


Sergi, adını ilk Türk kadın romancı Fatma Aliye’nin Ahmet Mithat ile birlikte kaleme aldığı 1891 tarihli Hayal ve Hakikat romanından alıyor. Bir aşk romanı olarak dönemin pek çok simgesel özelliğini bünyesinde barındıran iki bölümlü kitabın hayal olarak adlandırılan kısmını Fatma Aliye, hakikate vurgu yapan kısmını Ahmet Mithat yazar. Romanın kapağında Fatma Aliye sadece cinsiyetini belirten “Bir Kadın” mahlasıyla yer alır. Buna karşılık hakikatin sahibi ise erkektir.


Sanatçıların hayal ve hakikat ile kurdukları ilişkinin ve hayallerini hakikate nasıl dönüştürdüklerinin izini süren sergi, bugünkü çağdaş dünyada görülen ve görülmeyen gerçeklik katmanlarına işaret ediyor.


Aynı zamanda modern ve çağdaş Türk sanatı tarihinin özeti niteliğini taşıyan sergide 74 sanatçı bir araya geliyor: Mihri Müşfik, Melek Celal Sofu, Belkıs Mustafa, Güzin Duran, Nazlı Ecevit, Fahrelnissa Zeid, Aliye Berger, Bedia Güleryüz, Sabiha Rüştü Bozcalı, Nermin Faruki, Sabiha Ziya Bengütaş, Hale Asaf, Maide Arel, Şükriye Dikmen, Eren Eyüboğlu, Semiha Berksoy, Füreya, Frumet Tektaş, Zerrin Bölükbaşı, Leyla Gamsız, Naile Akıncı, Tiraje Dikmen, Bilge Civelekoğlu Friedlaender, Bilge Alkor, Candeğer Furtun, Tülay Tura Börtecene, Alev Ebüzziya Siesbye, Füsun Onur, Nil Yalter, Tomur Atagök, Neş’e Erdok, İpek Duben, Nur Koçak, Nevhiz, Seyhun Topuz, Meriç Hızal, Nancy Atakan, Gülsün Karamustafa, Canan Beykal, Ayşe Erkmen, Azade Köker, Fatma Tülin, Hale Arpacıoğlu, Canan Tolon, İnci Eviner, Kezban Arca Batıbeki, Handan Börüteçene, Canan Dağdelen, Hale Tenger, Selda Asal, Selma Gürbüz, Aydan Murtezaoğlu, Gül Ilgaz, Şükran Moral, Arzu Başaran, Gülay Semercioğlu, Mürüvvet Türkyılmaz, Neriman Polat, Canan, Nezaket Ekici, Esra Ersen, Ebru Özseçen, Elif Çelebi, Leyla Gediz, Bengü Karaduman, Aslı Sungu, İnci Furni, Nilbar Güreş, Seda Hepsev, Ceren Oykut, Ekin Saçlıoğlu, Gözde İlkin, Güneş Terkol, Atılkunst
253 sayfalık Hayal ve Hakikat sergisi katalogunda İstanbul Modern Şef Küratörü Levent Çalıkoğlu, Prof.Dr Fatmagül Berktay (İstanbul Üniversitesi), Yrd. Doç.Dr Burcu Pelvanoğlu (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi), Prof.Dr. Ayla Ödekan (İstanbul Teknik Üniversitesi) ve Yrd.Doç.Dr Ahu Antmen’in (Marmara Üniversitesi) yazıları yer alıyor.
Üç bin eser bir arada hurriyet.com.tr/kultur-sanat/


Türkiye’nin en büyük çağdaş sanat etkinliği ünvanına sahip Contemporary Istanbul, 23 Kasım Çarşamba günü gerçekleştirilen önizleme akşamında hem ulusal hem de uluslararası basının yoğun ilgisiyle karşılaştı.
  Ulusal ve uluslararası galeriler, tüm dünyadan gelen sanatçılar, koleksiyonerler, müze müdürleri, küratörler, sanat eleştirmenleri, basın mensupları ve sanatseverler 23 Kasım akşamı bir araya geldi. Sanatseverlerin merakla beklediği "Contemporary İstanbul Açılış Partisi", Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Teras alanına kurulan özel “Parti Çadırı”nda gerçekleşti. Açılışa; Leyla Alaton, Demet Şener, Eda Taşpınar, Tuğçe Kazaz, Erol Evgin, Murat Evliyaoğlu, Tansa Mermerci, Mustafa Taviloğlu ve daha birçok ünlü isim katıldı.
  Türkiye’nin ilk ve tek çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul, bu sene 526 sanatçı, 3000 eser, 20 ayrı ülkeden 42’si yurtdışı, 48’i yurt içi olmak üzere 90 çağdaş sanat galerisi ile beraber birçok paralel etkinlik ve projeye ev sahipliği yapıyor. Ana sponsorluğunu Akbank Private Banking ve destek sponsorluğunu Zorlu Center’ın üstlendiği Contemporary İstanbul 24-27 Kasım 2011 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi, Fuar Alanı ve İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, Rumeli Salonu’nda 1000’den fazla uluslararası koleksiyoneri ve 60 binden fazla ziyaretçiyi konuk ediyor.
  SANAT VE EĞLENCE AYNI SAHNEDEYDİ 
  Fuarın açılışını 4 sıra dışı ses ve sahne performans sanatçısı yaptı; Renissance Man ile beraber Tal Isaac, Voin De Voin, Erdem Helvacıoğlu ve Özgür Erkek ziyaretçilere bu önemli akşamda unutulmayacak bir deneyim yaşattı. İstanbul Kongre Merkezi’nde Erdem Helvacıoğlu ve Tal Isaac- Renaissance Man gerçek ses elementlerinden ilham aldıkları özel ses performanslarını sergilediler. Lütfi Kırdar’daki açılış performansı Özgür Erkök’ün ‘Otozit Parazit’ isimli kostümlü sahne performansını ve Bulgaristan asıllı Alman sanatçı Voin De Voin’in dilin olası çağrışımlarından esinlendiği “PLAY” isimli performansını bir araya getirdi.
   DAHA GENİŞ ALAN DAHA FAZLA SANAT
   Contemporary İstanbul 6.yılını kutlarken sanatseverleri büyük sürprizler bekliyor. Fuar, geçen senenin 2 katı olan toplam 12.500m2'lik bir alanda sanatseverleri ağırlıyor. Contemporary İstanbul’da bu seneden itibaren “Küratöryel Sergi” bölümü yer alıyor; katılımcı galeri sanatçılarının eserleri Contemporary Istanbul desteğiyle genç bir küratör tarafından bir araya getirilerek seçki oluşturuluyor ve galeri sergileme alanlarının dışında fuar alanında sergileniyor. Bu sene “Küratöryel Sergi” kapsamında Selin Turam T/here isimli serginin küratörlüğünü yapıyor. Serginin amacı günümüz sanatında ve kültüründeki çağdaş sorunlara ışık tutmak ve nesnenin hızla değişen ortamda nasıl evrildiğini yorumlamak, aynı zamanda çağdaş sanat ortamının, anlatının durmak bilmeyen hareketiyle nasıl başa çıktığını araştırmak. Seçkide Tony Cragg, Renata Poljak, Maitha Huraiz, Imran Channa, Haleh Anvari, Erdağ Aksel, Meeson Pae Yang ve daha birçok sanatçının eserleri yer alıyor.

TÜRKİYE BU SENE DE ÇAĞDAŞ SANATIN MERKEZİ
  Türk çağdaş sanatının yanında çevre ülkelere de ev sahipliği yaparak İstanbul’u merkez haline getirmeyi amaçlayan Contemporary İstanbul, bu sene “New Horizons - Yeni Ufuklar” bölümünde Körfez Bölgesi Ülkeleri’nden galeriler, sanatçılar, küratörler, sanat eleştirmenleri ve koleksiyonerlere yer veriyor.
   Fuar boyunca çağdaş sanatın bugünü ve yarınının tartışılacağı CI Dialogues Konferans Serisi’nde Türkiye’den ve uluslararası çevreden koleksiyonerler, sanatçılar, sanat kurumu yöneticileri, sanat eleştirmenleri panel ve konuşmalara katılıyor; Sotheby's Institute of Art, Londra Sanat Yönetimi Programı Başkanı Dr. Iain Robertson çağdaş sanat merkezleri ve sanat yönetimine dair bir sunum yapıyor. Contemporary Istanbul Danışma Kurulu Üyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Akay’ın moderatörlüğünde Akbank Sanat Direktörü Derya Bigalı ve İKSV Direktörü Görgün Taner ile beraber sanat kurumlarının geleceği tartışılıyor. Arkas Koleksiyonu Sanat Danışmanı Karoly Aliotti’in moderasyonunu yaptığı “Bir Sanat Koleksiyonu Yaratmak” bölümünde Küratör Başak Şenova, Proje 4L Kurucusu ve Koleksiyoner Can Elgiz, Erste Group Sanat Koleksiyonu Danışmanı ve Küratör Walter Seidl ile Sanat Danışmanı- Küratör Hans Irrek sanat koleksiyonları hakkında farklı bakış açılarını sergiliyor. CI Dialogues’un 3. günü (26 Kasım) Körfez Bölgesi Ülkeleri’ne ayrılıyor; “Körfez Bölgesi’nde Yeni Bir Şeyler Oluyor” başlıklı panelde Art Dubai Direktörü Antonia Carver, Harper’s Bazaar Art Arabia Editörü Arsalan Mohammad, Abraaj Capital Art Prize Küratörü Laura Egerton; Katar Program Koordinatörü Emin Mahir Balcıoğlu moderatörlüğünde Körfez Ülkeleri sanatını tartışıyor.
   VİDEO CUBE'DE ŞEHİR, İNSAN, BEDENE DOKUNAN 3 ÇARPICI SEÇKİ
  Video Cube alanında gösterilmek üzere katılımcı galeriler tarafından gönderilen videolar Kurye Video Organizasyonu’ndan Irmak ve Ceren Arkman’ın seçim ve kürasyonu ile üç gösterim programı altında toplanıyor. “Şehir ve Sosyal İnsan” başlıklı ilk seçki, içinde yaşadığımız şehirlere ve sosyal hayatta üstlendiğimiz rollere odaklanıyor. “Siyasal ve Kültürel İkonlar” başlıklı ikinci seçki, hayatı algılayışımızda büyük öneme sahip simge ve ikonlara farklı gözlerle bakmayı deniyor. Üçüncü seçki; “Parçalanmış Beden ve Benlik” beden ve benliğin parçaları üzerine videoları bir araya getiriyor.
   TEKRAR İZLENMESİ GEREKENLER VE İLKLER BİR ARADA
   Geçen yıl Contemporary İstanbul’da Ermeni sanatçıların Türk sanatseverlerle buluşturulduğu “Ermenistan’dan Sanat” sergisi bu yıl da yeni eserler ve sanatçılarla tekrar sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Bu yıl fuarda Ermeni sanatçılardan Ruben Grigorian, Sarkis Hamalbashian, Gabriel Manoukian, Dikran Matulyan eserlerine yer veriliyor. Ayrıca Komet’in 70. Yaşı tablo, video seçkisinden oluşan ve sanatçının ilk kez sergilenecek 27 eserine yer verilen ‘ O DEĞİLSE BAŞKASIDIR’ – ‘ESRARENGİZ’ başlıklı bir sergiyle kutlanıyor.
   Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/haber/19315509.asp



      6. Contemporary İstanbul    

Yer :İstanbul Kongre Merkezi ile Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Saray
Tarih:24-27 Kasım 2011
    6. Contemporary İstanbul'a 22 ayrı ülkeden 41'i yurtdışı ve 48'ü yurt içi olmak üzere 89 çağdaş sanat galerisi katılacak. Uluslararası çağdaş sanat dünyası ve Türk sanatseverlerin merakla beklediği fuarda Türkiye'den ve dünyadan 550 sanatçıya ait 3000 çağdaş sanat eserinin sergilenecek, fuarı 1000'den fazla uluslararası koleksiyoner ziyaret edecek. Her yıl farklı ülkelerin sanatına yer verilen "New Horizons - Yeni Ufuklar" bölümünde bu yıl Gulf Bölgesi Ülkeleri'nden (Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Suudi Arabistan) yedi sanat galerisi yer alacak. Ayrıca fuar boyunca Türk Çağdaş Sanatı'nın bugünü ve yarınının tartışılacağı; koleksyonerler, sanatçılar, sanat kurumu yöneticileri ve sanat eleştirmenlerinin katılacağı CI Dialogues panelleri gerçekleştirilecek.
    Contemporary İstanbul'un 6. Yılında Onur Sanatçısı Komet olacak. CI'ın ev sahipliğini yapacağı büyük sanatçımız Komet'in 70. Yaşı ' O DEĞİLSE BAŞKASIDIR' – 'ESRARENGİZ' başlıklı bir sergiyle kutlanacak. Komet düzenlenecek sergide son yapıtlarından bazılarını sergileyecek.
    CI'nin bu yılki yeniliklerinden biri Curatorial Projects; Contemporary İstanbul'da galerilerin yapıtları ve sanatçılarını sergileyeceği standların yanı sıra galerilerin özel projelerine ve Körfez Ülkeleri'nden sanatçıların eserlerine yer verilecek. Genç küratör Selin Turam tarafından hazırlanan bir seçki ile ziyaretçiler birçok farklı projeyi ve yapıtı bir arada görebilecekler.
   Bu sene Video Cube alanında Kurye Sanat İnisiyatifi'nden Irmak ve Ceren Akman küratörlüğünü yaptığı bir video seçkisi gösterilecek. Bu çağdaş sanatın en önemli alanlarından biri olan video sanatına dönük bir çalışma olacak.
     Ana sponsorluğunu Akbank Private Banking ve destek sponsorluğunu Zorlu Center'ın üstlendiği Contemporary İstanbul, 24-27 Kasım 2011 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi ile Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşecek.
    Contemporary İstanbul, danışma kurulu üyeleriyle birlikte fuar alanında bir araya geldi. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli'nin ev sahipliğini yaptığı toplantıya danışma kurulu üyelerinden Akbank Private Banking Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı, Kadir Has Universitesi Rektör Yardımcısı ve Contemporary İstanbul Genel Koordinatörü Hasan Bülent Kahraman, Korn/Ferry International Müdürü Şerif Kaynar, Euro RSCG Türkiye CEO'su Levent Erden, Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, Akbank Sanat Danışmanı ve Mimar Sinan Üniv. Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Akay, Zarakol İletişim Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Necla Zarakol, İris Organizasyon Yönetim Kurulu Başkanı Gazanfer Gür katıldı. Bu yıl fuara dahil olan sanatçı ve galerilerin de katıldığı toplantıda geçtiğimiz senenin 2 katı büyüklüğündeki alan hep birlikte gezildi.
Not :    5. Contemporary İstanbul'fuarından  





    21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı-ARTİST 2011         


 Yer : TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece
Tarih :12-20 Kasım 2011 
İstanbul Sanat Fuarı’nın, her yıl plastik sanatlara katkıları ve farklı alanlardaki çalışmaları nedeniyle verilen onur ödülleri sahiplerini buldu. Türk grafik sanatına önemli katkıları nedeniyle Sanatçı Onur Ödülü Sayın Prof. Dr. Yurdaer Altıntaş’a verilirken; Eleştirmen Onur Ödülü Prof. Dr. Sayın Uşun Tükel’e, Sanatsever Kurum Onur Ödülü Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’ne ve Koleksiyoner Onur Ödülü ise Prof. Dr. Münir Ekonomi’ye verildi.
Prof. Dr. Yurdaer Altıntaş’ın 60 Yıllık Çalışmaları Fuarda
21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı Onur sanatçısı Yurdaer Altıntaş’ın öğrencilikten başlayarak gerçekleştirdiği 60 yıllık çalışmalarından derlenen eserleri ve retrospektif niteliğinde kurgulanan bir sergi ile fuar süresince sanatseverlerin ziyaretine açılacak.
Afişler, pankartlar, kurumsal kimlik tasarımları, illüstrasyonlar, kitap ve dergi kapakları, çalışma yaşamından seçilmiş fotoğraf kareleri, video görüntüleri ve basılmış işlerin temel alındığı sergilemede, karşılaştırmalı yaklaşımla, orijinaller ve taslaklar da izleyiciye sunuluyor.
Prof. Dr. Münir Ekonomi Koleksiyonu’ndan Bir Kesit: Arkeolojide Sanat
Prof. Dr. Münir Ekonomi Anayasa ve Ticaret Hukuku konusunda çalışmaları ve birçok kuruma verdiği desteğin yanı sıra sanat ve arkeolojiye yönelik sorumluluğuyla bize önemli eserleri sunuyor.
Sanatın her dalından; müzikten edebiyata, seramikten resme kadar birçok alanda geliştirdiği bilgi birikimiyle Prof. Dr. Münir Ekonomi koleksiyonundan bir bölümünü İstanbul Sanat Fuarı’nda sergileyecek.
Serginin ilk bölümünde, T.C Turizm Bakanlığı ve İstanbul Arkeoloji Müzesi gözetiminde korunan 150 arkeolojik nadide eser özel izinle sergilenecek. Arkeolojide Sanat başlıklı sergide, Prof. Dr. Münir Ekonomi’nin koleksiyonundan maddi kültür varlıkları olarak tanımlanan arkeolojik buluntuların, günümüze ulaştırdığı bilgilerin bir özetini sunuyor.
Sergide, Kalkolitik Dönemden Bizans Dönemi’ne uzanan geniş bir zaman dilimine ait eserler yer almaktadır. Serginin ilk bölümü; Gündelik Yaşam ve Sanat, İnanç ve Sanat, Savaş ve Sanat, Gömü Gelenekleri ve Sanat başlıklarından oluşuyor.
Resim ve heykel koleksiyonun yer alacağı sergide ise  Fikret Mualla, Mehmet Nejat Devrim, Nuri İyem, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mehmet Güleryüz gibi Türkiye Sanat Tarihinin önemli ressamlarının resimlerinden oluşuyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Fotoğrafları Koleksiyonu
“Cennetin Kıyıları” Geçmiş Zaman Fotoğraflarında Boğaziçi
XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının eserlerinden oluşan ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Fotoğrafları Koleksiyonu’ndan derlenen Cennetin Kıyıları Geçmiş Zaman Fotoğraflarında Boğaziçi sergisi, bir devrin İstanbulu’nu tüm çarpıcılığıyla gözler önüne seriyor.
Usta fotoğrafçılar James Robertson, Félice Beato, Sébah & Joaillier, Abdullah Biraderler, Guillame Berggren ve Gülmez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul’un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu şehrin kıyılarında bizleri Karaköy’den Rumelifeneri’ne uzanan keyifli bir yolculuğa çıkartıyor.
İstanbul’un tarihinde ayrı bir uygarlık adasıdır Boğaziçi. Kendine özgü kültürü, ince bir zevki ve hayat üslubu vardır. “Yeni Hayat”ın bu zarif coğrafyası, imparatorluk kentinin karmaşasına, doğanın kucağında olgunlaşarak katılır. Yeşil ile mavi arasına yerleşmiş yalı mimarisi, mehtap âlemleri, Şirket-i Hayriye vapurları, balıkçı köyleri, lodosu, korularında misafir ettiği göçmen kuşları, dalyanları, insanda hüzün ve huzur karışımı o tuhaf duyguyu yaratan iklimiyle  İstanbul estetiğinin başlıca mimarıdır. “Cennetin Kıyıları”, imparatorluğun hayal perdesinden 19. yüzyıl fotoğrafçılarının objektifine yansıyan son görüntülerle Boğaziçi uygarlığına tanıklık eder.
İtalya’dan Önemli Sergiler
İtalya’nın tüm bölgelerinden katılan 100 sanatçı “Image of Italy-Art As An Ambassador Of The Italian Culture Worldwide” başlıklı bir sergiyle fuara konuk oluyor.
Ayrıca İtalya’dan Bergamo Sanat Fuarı’ndan gelecek 10 önemli sanatçının eserleri de “Young Italian Artist For Istanbul” isimli bir seçkiyle fuarda yer alıyor.
Fuarda Pek Çok Sanatçının İşleri Sergileniyor
21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı Artist 2011,  bu sene bir çok önemli sanatçının işlerini Tüyap-Büyükçekmece’ne taşıyor. Yaklaşık 1000 sanatçının yanı sıra birden fazla bağımsız grup ve inisiyatif sergilerinde yüzlerde genç sanatçı fuarda işlerini izleyiciye sunuyor. Bu sene üç farklı salonda açılacak olan Artist- 2011 yaklaşık 15.000 metrekarelik bir alanda kuruluyor.
Türkiye’den Bağımsız Gruplar ve Sanat İnisiyatifleri
İstanbul Sanat Fuarı’nın vazgeçilmezi haline gelen bağımsız gruplar ve sanat inisiyatifleri bu sene de önemli sergiler ve güncel sanatın farklı disiplinlerinden işlerle ARTİST 2011’un alternatif rengi olmaya devam ediyor. Toplam 32 Bağımsız Sanat Grubu ARTİST 2011’de yer alıyor. 21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’nda yer alacak bağımsız gruplar şöyle: "Ofis", Alternatif Platform, ant – Art, AR+I 3, Artivist, Atölye 1 Butavision, Disorientation, Direnç Noktası, Doğuyorum Sanat Evi, Fi-Gür, Galeri Baraz Koleksiyonu, Genç Sanat Sanal Müzesi, Göçebe Bağımsız Sanatçı İnisiyatifi, Gravürhane Greyart, Grup Amigdala, Grup Gode, Grup İmge, Güzelliğin Çoğaltılması, Hal Ve Gidiş, Iv, Kolektif, Mardin Sanat, Pürdikkat, Radar Sanat, Rhmıx Art Duo / Rhmıx Sanat İkilisi, Sanatçı Atölyeleri & Ressam, Trio, Üçleme, Yerdegezen, We Are Allone*
Sanat’ı Tartışıyoruz
21 Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’nda düzenlenecek söyleşi ve panellere sanatçı, akademisyen, eleştirmen, uzman ve kurum temsilcileri konuk edilecek. Bu kapsamda Kemal İskender’in konuşmacı olduğu  “İdealin Görünüşü, Görünüşün İdealleştirilmesi ve İkon Kırıcılık, Bosphorus Sanat Gazetesi’nin düzenleyicisi olduğu Sanat ve Medya” Karşı Sanat Çalışmaları’nın düzenlediği “Diyarbakır Hapishanesi Ne Yana Düşer” konuları fuarda  tartışmaya açılacak.  
Fuar Saatleri Değişti
ARTİST-2011 İstanbul Sanat Fuarı hafta içi 11.00-19.00 saatleri arasında, hafta sonu ise geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 11.00-20.00 saatlerinde ziyaret edilebilir. İstanbul Sanat Fuarı kapanış günü olan 20 Kasım 2011 Pazar akşamı ise 19.00’da sona erecektir.
21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, 30. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ile eş zamanlı düzenlenmektedir.


    Torino Albertina Güzel Sanatlar Akademisi Ustalar ve Genç Sanatçılar     

Yer : Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Tarih: 17 Ekim -26 Aralık 2011
     Torino Akademisi "Albertina" 37 sanatçı ve eğitimde görevli sanatçı öğretim üyeleri ilk kez İstanbul Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde 17 Ekim - 26 Aralık 2011 tarihleri arasında büyük Sanat galerisinde Resim, Heykel, Sahne Dekoru, Medya Sanaatları ve Grafik Sanatlar alanını kapsayan eserlerini Türk toplumuna tanıtacaklar. Sergide 80'i aşkın genç sanatçının 64 eseri yer alacak. Bu sergi aynı zamanda 12. IKSV İstanbul Bienalinin yan etkinliği olarak da programa konulacak.Sergiyi Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Nazan Erkmen, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi Müdürü Gabriella Fortunato ve konsept ve proje yöneticisi, Albertina Üniversitesi Uluslararası Direktörü Prof. Salvo Bitonti düzenliyor. Kuratör aynı kurumun yöneticilerinden Prof.Guido'Curto.

     TORİNO, ALBERTİNA ÜNİVERSİTESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ'NDE BÜYÜK BİR SANAT ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİYOR
      DÜNYANIN EN ÖNEMLİ SANAT KURUMU TORİNO, ALBERTİNA ÜNİVERSİTESİ MARMARA ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ'NDE BÜYÜK BİR SANAT ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİYOR USTALAR SERGİSİ, PERFORMANSLAR, GİYSİ GÖSTERİMLERİ TOPLUMA AÇIK OLACAK.
     Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi,17'nci asırda kurulan, sanat eğitim kurumları arasında çok önemli bir yere sahip olan, Rönesansın merkezi İtalya'da, dünyanın en önemli sanatçılarını yetiştiren, Torino, Albertina Üniversitesi , sanatçı öğretim üyeleri ve mezun ettikleri önemli sanatçılarının eserlerinden oluşan görkemli sergiyi 17 Ekim 2011 tarihinde fakülte sergi salonlarında topluma sunacak. 12nci IKSV Biennali'nin yan etkinliği olan bu önemli sergiye sanat performansları, moda gösterimleri ve film galaları eşlik edecek. Ayrıca, İtalyan Kültür Derneği ve İtalyan konsolosluğu işbirliği ile düzenlenen bu etkinliğe Albertina Üniversitesi Başkanı Marco Albers, İstanbul İtalyan Kültür Merkezi direktörü Gabriella Fortunato, Albertina Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Uluslararası Direktörü Prof. Salvo Bitonti bizzat katılacaklar.
    Torino Üniversitesi uluslararası direktörü ve Sinema TV Bölümü Başkanı Prof. Salvo Bitonti tarafından yönetmenliği yapılan "Helene" ve "Phedra" filmlerinin galası fakültede yer alacaktır. Gala Franco Nero ve Mita Medici gibi dünyaca ünlü sinema sanatçılarının katılımıyla gerçekleşecektir.

  12. İstanbul Bienali  


Yer: Antrepo …
Tarihler:
17 Eylül–13 Kasım 2011
12. İstanbul Bienali, hem biçimsel olarak yenilikçi hem de siyasal açıdan sözünü esirgemeyen yapıtlara odaklanarak sanat ile siyaset arasındaki ilişkiyi inceleyecek. Bienalin ana ilham kaynağını sanatsal üretimi bu tür bir anlayışın en güçlü örneklerinden olan Kübalı-Amerikalı sanatçı Felix Gonzalez-Torres'in (1957-1996) yapıtları oluşturuyor. Bienalin başlığı İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011. Bu başlık Gonzalez-Torres'in yapıtlarının çoğunu isimlendiriş şekline bilinçli bir gönderme yapıyor: "İsimsiz" ve ardından parantez içinde gelen bir açıklama.12. İstanbul Bienali'nde beş karma sergi ve yaklaşık 45 kişisel sunum yer alacak. Her karma sergi, belirli bir tema başlığı altında çok sayıda sanatçının yapıtını bir araya getirecek. Gonzalez-Torres'in yapıtlarına gönderme yapan bu temalar "İsimsiz" (Pasaport), "İsimsiz" (Ross), "İsimsiz" (Ateşli Silahla Ölüm), İsimsiz (Soyutlama) ve İsimsiz (Tarih). Kendi bağımsız mekânlarına sahip karma sergilerin her biri kendi içinde yoğun bir ilişkiler ağı taşıyacak. Bu sergiler bir araya geldiklerinde bienalin tamamı açısından birer tematik dayanak işlevi görecek. Her kişisel sunum, karma sergilerin konularıyla ilişkili olacak ancak karma sergilerin ortaya koyduğu konuları inceleyerek tartışmayı kararlı bir şekilde daha ileri noktalara taşıyacak.
   12. İstanbul Bienali'nin düzenleyicileri, sanatsal ve küratöryel ifadenin ana biçimi olarak serginin değerini yitirdiğini savunan ve (özellikle bienaller bağlamında) yan etkinlikleri ve programları tercih eden görüşe cevap olarak dikkatlerin yeniden serginin kendisinin önemine çevrilmesi gerektiğini savunuyor. Bienal, yapıtların sunumuna ve birbiriyle ilişkisine öncelik tanıyacak şekilde, özenle inşa edilmiş tek bir mekânda dikkatle yerleştirilecek. Sejima and Nishizawa and Associates (SANAA) mimarlık ofisinden Ryue Nishizawa, mimarisine özel bir ilgi ve dikkat gösterilen sergi mekânının tasarımından sorumlu olacak, bienalin grafik tasarımı ise San Francisco merkezli Stripe tasarım ofisinden Jon Sueda ile birlikte gerçekleştirilecek.


    Bir kişilik sınırlı bienal bileti ile iki sergi mekânını birer kez gezebilirsiniz. Rehberli turlar için tur bileti almanız gerekmektedir.
- İki kişilik 12B Sınırsız biletiyle Bienal sergilerini herkesten önce izleyebilir, Bienal mekânlarına sınırsız giriş hakkına sahip olabilirsiniz.
 
Mekânlar Pazartesi hariç her gün, 10.00–19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Bienalin açılışını takip eden 19 Eylül Pazartesi günü tüm mekânlar açık olacaktır





    Açık Kapı Festivali          


Yer: Çeşitli Mekanlar
Tarihler: 01-09 Ekim 2011
    Yaşadığı kenti yakından tanımak isteyenler için İstanbul kapalı kapılarını 2011’de VitrA sponsorluğunda bir kere daha aralıyor. Hem de bu sefer daha çok kişiye daha çok kapıyı açma fırsatını tanıyarak.
     İlki İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında, Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından düzenlenen Açık Kapı Festivali'nin ikincisi VitrA sponsorluğunda mimarlık haftasını da içine alan 1-9 Ekim 2011 tarihleri arasında yeniden gerçekleşiyor. Açık Kapı Festivali ile kentin kültürel ve mimari dokusunu daha yakından hissedilmesi için önemli bir fırsat sunuluyor. 
     İstanbul’da olağan koşullarda ziyaret edilmesi mümkün olmayan ya da ziyaret için özel izin alınması gereken, tarihi ve mimari öneme sahip bina ve mekanlar halkın erişimine açılıyor. Festival kapsamında binaların yanı sıra, İstanbul'un önde gelen mimarlık ofislerine de ziyaretler yapılması planlanıyor. 
    Değişik kesimlerden katılımın beklendiği festival için Arkitera Mimarlık Merkezi, tüm takipçileri ve üyeleriyle de işbirliği yapıyor. Arkitera Mimarlık Merkezi'ne üyeleri tarafından sunulmuş olan bina önerileri, fotoğrafçı Murat Germen, mimarlık tarihçisi Bülent Tanju ve İnsan Yerleşimleri Derneği Başkanı Korhan Gümüş'ün danışmanlığında inceleniyor ve böylece gezilmesi öngörülen binalar belirleniyor.

   Rum Ortodoks Patrikhanesi de açılıyor!
   Festival kapsamında ziyaret edilebilecek yerler arasında Heybeliada Ruhban Okulu, Deniz Palas, Avusturya Başkonsolosluğu, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Haliç Tersanesi, İstanbul Radyoevi, Yenikapı Marmaray Kazıları gibi İstanbullular'ın her gün önünden geçtiği ancak belki de hiçbir zaman içine girme fırsatı bulamadığı önemli yapılar bulunuyor.  
Açık Kapı Festivali süresince seçilen yapılar refakatçilik sistemi altında festivalde görev alacak gönüllüler eşliğinde ziyaret edilecek. Ziyaretler, www.acikkapi.gen.tr internet sitesinden Ağustos ayı itibarıyla kayıt yaptıran kişilerce oluşturulacak sınırlı sayıda gruplar ile dokuz gün boyunca belli saatlerde gerçekleştirilecek.



" Karşıt Söylemler, Değişken Gerçekler "
Yer : Kare Sanat Galerisi
Tarih : 15 Eylül - 22 Ekim 201112. İstanbul Bienali’ ne paralel programlar içinde yer alacak olan sergide değişmekte olan günümüz gerçeklerine karşı söylem geliştiren 25. uluslararası sanatçının resim, heykel, video, enstalasyon ve fotoğrafları yer alacaktır.
Açık Kapı Festivali kapsamında gezilebilecek bazı binalar:

Ahrida Sinagogu
All Saints Moda Kilisesi
Avusturya Başkonsolosluğu
Aya Triada Kilisesi (Taksim)
Bab-ı Ali Osmanlı Arşiv Binası
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi
DB Mimarlık Ofisi
Doğan Apartmanı
Emre Arolat Mimarlık Ofisi
Fener Rum Patrikhanesi
Florya Cumhurbaşkanlığı Yazlık Köşkü
Göztepe Şahkulu Sultan Dergahı
Haliç Tersanesi
Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı
Heybeliada Ruhban Okulu
Hollanda Konsolosluğu
İstanbul Erkek Lisesi
İstanbul Hilton Oteli
İstanbul Maçka Akif Tunçel Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
İstanbul Radyo Evi
İstanbul Valilik Binası
Karaköy Yeraltı Camii
Kırım Anglikan Kilisesi
Levent Loft Mayor
Sinagogu Sirkeci
PTT Binası ve Müzesi
Splendid Otel Sveti
Stefan Bulgar Kilisesi
Tabanlıoğlu Mimarlık Ofisi
Terziler Sinagogu (Torfe Begadim Sinagogu)
Yenikapı Marmaray Kazıları
Yenikapı Mevlevihanesi

Bligi : Arkitera Mimarlık Merkezi T: 90 216 355 07 22  burcugoncuoglu@arkitera.com
Günümüzde gerçek, kendi kendisini tahrip eden bir kavram olarak önümüzde durmaktadır ve artık öyle bir hale gelmiştir ki inandırıcılığı tartışılır olmuştur. Çünkü artık herşey kurgudur ve bu kurgu, içinde bulunan duruma göre, sürekli değişmektedir. Sınıf, toplum katmanları ya da Baudrillard' ın deyimiyle kitleler bu değişikliğe göre yol almakta, bu da onları belirlenmiş kalıpların içine sokmaktadır. Düşünme biçimi, dolayısıyla da yaşamı şekillendiren gerçek, kendi gerçekliğini yitirerek, kendi içinde farklılaşıp taşıdığı anlamla çelişkiye düşmektedir. Artık insan, hayatın içinde eksik olan bir gerçektir.
   Yaşadığı döneme tanıklık eden sanatın, kendi kendisiyle çelişkiye düşen gerçek kavramından etkilenmemesi olanaksızdır. Yabancılaştırma ve dışlayıcılık günümüz sanatının en belirleyici ve en önemli özelliği olmuştur. Aynı zamanda tepkiseldir ve bu tepki karşıt bir söylemi de beraberinde getirmektedir.
    11 ülkeden 25 sanatçının yer alacağı "Karşıt Söylemler, Değişken Gerçekler" isimli sergi Kare Sanat Galerisi’nin iki salonunda izlenebilir.




     Cityscale (Şehir Ölçeği)      

Yer :Siemens Sanat
Tarih :14 Eylül- 13 Kasım 2011
Siemens Sanat’ın yeni sezondaBayerische Staatskanzlei işbirliği ile gerçekleştirdiği ilk sergisi Cityscale (Şehir Ölçeği), 14 Eylül 2011 tarihinde sanatseverlerle buluşuyor. İstanbul ve Münihşehirleri çağdaş sanat ortamları arasında uzun soluklu işbirliğini amaçlayan sergi ilk kez İstanbul’da… Küratörlüğünü Almanya’dan Françoise Heitsch ve Türkiye’den Deniz Erbaş’ın, danışman küratörlüğünü ise Dr. Cornelia Osswald Hoffmann ve Beral Madra’nın yürüttüğü sergi, 14 Eylül -13 Kasım 2011 tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşacak.
Serginin sanatçıları arasında Gülçin Aksoy, AtılKunst, AnnegretBleisteiner, Klaus vom Bruch, Carlotta Brunetti, Department für öffentliche Erscheinungen, Deniz Gül, Julia Lohmann, Suat Öğüt, Hülya Özdemir, Susanne Pittroff, Michaela Rotsch, Ferhat Satıcı, Robert Stumpf ve Yeni Anıt yer alıyor.
Sergi ilk kez İstanbul’da
Cityscale (Şehir Ölçeği) sergisi, İstanbul ve Münihli sanatçılar arasında 90’lı yıllardan bu yana sürmekte olan kültür alışverişini ve ilişkilerini canlı tutma amacını taşıyan, sanatçıların üç yıl süren işbirliğinin ardından İstanbul’da gerçekleşen ilk etkinlik olacak.
Kamusal alan yerleştirmeleri, video seçkileri, sergi sunumları ve panellerin eşlik ettiği sergi kapsamında, Münih ve İstanbul’un şehir dokuları ve katmanları sanat yapıtları üzerinden sanatseverlerin yorumuna sunuluyor. Sergide yer alan yapıtlar, bu iki kentin kendine özgü dış görüntülerini kullanarak, iç görüntülerine doğru araştırmacı ve eleştirel bir keşifalanı açıyor. Sanatçıların kendilerine özgü deneyimleri, görüşleri ve yorumlarıyapıtlarda imge seçme ve oluşturma, teknik, malzeme çeşitliliği ve disiplinler arası geçişlerin kullanımında farklılık olarak belirginleşirken, kesişmeler daha çok konusal alanda, bu iki kentin küresel kent olma özelliklerindeki ortaklıkların yarattığı gerçeklerde gözlemleniyor.
   Cityscale (Şehir Ölçeği) sergisi, 14 Eylül - 13 Kasım 2011 tarihleri arasında, haftanın her günü 10.00 – 19.00 saatleri arasında Siemens Sanat’ta ziyaret edilebilir.

         İstanbul Yaz Sergisi             

Yer : Karaköy Sanat Limanı
Tarih : 08 Haziran – 15 Temmuz
Dünya’nın en prestijli sanat kuruluşlarından Royal Academy’nin desteğiyle, İstanbul’da yeni bir sanat geleneği oluşacak. Time Out İstanbul ve Beyaz Sanat’ın organize ettiği “İstanbul Yaz Sergisi”nin ilki, 08 Haziran – 15 Temmuz tarihleri arasında Karaköy Sanat Limanı’nda gerçekleştirilecek. Sanatta demokrasi hedefiyle yola çıkan sergide genç, öğrenci, tanınmış farkı olmaksızın katılım gösteren tüm sanatçıların eserleri sergilenecek.
Royal Academy’den önemli isimlerin koordinasyonu ve desteğiyle düzenlenecek olan İstanbul Yaz Sergisi, Türk Çağdaş sanatının tüm dallarında etkin olan sanatçıların eserlerini biraraya getirecek. Siz de eserlerinizin “İstanbul Yaz Sergisi”nde sergilenmesini istiyorsanız 16 Mayıs tarihine kadar “www.istanbulyazsergisi.com” adresine başvurularınızı yapabilirsiniz.
Başvuru yapan sanatçıların eserleri, Baskı Sanatçısı ve Royal Academy Okulları Başkanı Eilen Cooper, Royal Akademisyeni Ressam Stephen Chambers, Heykeltıraş Ann Christopher ve Fotoğraf Sanatçısı Tristan Hoare gibi önemli sanatçıların oluşturduğu seçici kurul tarafından incelenecek. Elemeyi geçen eserler, 08 Haziran – 15 Temmuz tarihleri arasında Sanat Limanı’nda sergilenecek. Sergiye, resim, heykel, baskı, fotoğraf, video, enstalasyon eserlerin yanında mimari projelerle de katılmak mümkün.
Time Out İstanbul Genel Yayın Yönetmeni Deniz Huysal, İstanbul Yaz Sergisi ile ünlü, genç, öğrenci, umut vaat eden ayrımı yapmadan tüm sanatçıların eserlerini bir araya getireceklerini söyledi. Huysal, sanata demokrasi getirme hedefiyle yola çıktıklarını belirterek “Belki de ilk kez bir karma sergiye katılacak gençler ile tecrübeli sanatçıları hiyerarşi olmadan bir araya getirmeyi; özellikle, galerilere giremeyen ve çok istedikleri halde sergi açamayan isimlere destek olmayı amaçlıyoruz” dedi.


İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali -Değişiyorum Farkında mısın?


Yer : Sanat Limanı ( Antrepo 5 )
Tarih : 25 Kasım-25 Aralık 2010
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Eğitim Yönetmenliği tarafından “2010 Okullarda” projesi kapsamında Türkiye’de ilk kez düzenlenen “İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali” 25 Kasım Perşembe günü Sanat Limanı Antrepo 5’de başladı.
İstanbul Vali Yardımcısı Harun Kaya, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Yılmaz Kurt, İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız ve Bienal direktörü ve küratörü Gazi Selçuk, küratörler Leyla Sakpınar, Maria Sezer, Sonya Tanrısever, Esra Çelikkanat ve Özcan Yurdalan’ın açılışını gerçekleştirdiği Bienal 25 Aralık tarihine kadar devam edecek.
25 Kasım-25 Aralık tarihleri arasında “ Değişiyorum Farkında mısın? “ konsepti ile “DEĞİŞİM” temasını işleyen Bienale çocuklar ve gençler; resim, heykel, seramik, fotoğraf, düzenleme, video, müzik ve sahne performansları ile katılıyor.
Çocuklara ve gençlere yönelik güncel sanat etkinliklerini kapsayan İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali etkinlikleri, Sanat Limanı ( Antrepo 5 ), Haydarpaşa Garı, Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bir ay sürecek bienale İstanbul’un 39 ilçesinde bulunan 2.500 okuldan 5000 öğrenci katılıyor. Bienale ayrıca, Anadolu’daki öğrenciler de TEGV(Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı) aracılığıyla katılıyor.
Dünyada birkaç ülkede yapılan, Türkiye’nin ise bu alandaki ilk Bienali olma özelliğini taşıyan “İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali”nin küratörlüğünü alanında uzman sanatçı ve eğitmenler, Gazi Selçuk, Leyla Sakpınar, Maria Sezer, Sonya Tanrısever, Esra Çelikkanat ve Özcan Yurdalan yapıyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Genel Sekreteri Yılmaz Kurt’un açılış sırasında yaptığı konuşmasında, düzenlenen bienalin önemine değindi. Yılmaz Kurt yaptığı konuşmada düşüncelerini; “Kültür ve sanat çalışmaları günümüzde tüm dünyada çok önemli bir endüstri haline geldi. Öyle ki petrokimya endüstrisinden bile daha önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden kültür sanat çalışmalarının temellerinin daha çocuk yaşlarda atılmasının ne kadar önemli olduğunu belirtmek isterim. Etrafımıza baktığımızda yapılan tüm çalışmaların yetişkinlere hitap ettiğini, okullardaki faaliyetlerin de yetersiz kaldığını görüyoruz. İstanbul 2010Avrupa Kültür Başkenti Ajansı olarak bu yola çıktığımızda en büyük hedeflerimizden biri de çocuklarımızı sanatla buluşturmaktı. Bu konuda da sanata gönül veren öğretmenlerimizle birlikte pek çok proje gerçekleştirdik. Bugün bu projelerden biriyle yine sizlerle birlikteyiz. Çocuklara sanat çalışmalarını sergileyebilecekleri bir platform yaratan Bienalin açılışını sizlerle birlikte yapıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu yolda önemli ve dev bir adım attık, bundan sonra da bu adımlarımızı daha da sıklaştırarak çocuklarımızın sanatla iç içe birer birey olarak yetişmesini sağlamak istiyoruz” şeklinde dile getirdi.
Açılışta konuşan İstanbul Vali Yardımcısı Harun Kaya, dünyada sadece birkaç ülkede yapılan, Türkiye’de ise ilk defa gerçekleştirilen Bienalde bulunmaktan ötürü yaşadığı mutluluğu dile getirdi. Harun Kaya ayrıca, çocuklar için sanat eğitiminin ne kadar önemli olduğunu belirterek, bu konuda eğitimcilere ve velilere çok iş düştüğünün de altını çizdi.
Bienal Direktörü Gazi Selçuk Türkiye’nin ilk Bienalinin yaratılması sürecini paylaştığı konuşmasında, sanat eğitiminin önemi Dünyada ve Türkiye’de gelişen yaratıcı endüstrilerin lokomotifinin çocuk ve gençlere yaratıcı süreçlerde aktif yer almalarından geçtiğini vurguladı.
Gazi Selçuk ayrıca, Eğitim Yönetmenliği olarak Türkiye ve İstanbullulara yeni bir Bienal kazandırmanın heyecanı ile 5000 öğrencinin ve binlerce öğretmenin yaptığı çalışmaların sergilendiği yeni bir mecra yaratmış olmanın mutluluğunu yaşadıklarını da dile getirdi.
Çocuk ve gençlere okullarında farklı disiplinlerde ürettikleri çalışmalarla kendilerini ifade etme fırsatı sunan Bienal aynı zamanda, onların sanat ve eğitim kariyerlerinde anlamlı bir basamak oluşturacak.  
Beyoğlu’ndan Tuzla’ya, Kadıköy’den Sultanbeyli’ye her yerden, her çevreden genç ve çocuğun katılacağı Bienalde, plastik sanatlar disiplinlerinin güncel sanat uygulama ve düzenlemeleriyle sanatçı sunumu, performans, video gösterimi, panel, söyleşi gibi etkinlikler yer alacak.
Birçok performansın gerçekleşeceği Bienal ayrıca, kurulan atölyelerle çocukların ve gençlerin sanat üretiminde bulunacağı multidisipliner atölye çalışmaları ile de zenginleşecek.


                            

   Türkiye'nin en büyük çağdaş sanat etkinliği unvanına sahip Contemporary Istanbul, 5. yılını    

Yer  : İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı
 Tarih :25 - 28 Kasım  

Uluslararası çağdaş sanat dünyası ve Türk sanatseverlerin merakla beklediği etkinlikte, yurtdışından 37 Türkiye'den 43 galeri bir araya gelirken, toplam 420 sanatçının 2 bin eseri yer alacak.

Bu yıl beşincisi gerçekleştirilecek olan Contemporary İstanbul, Türkiye’de bugüne kadar yapılan en geniş kapsamlı “çağdaş sanat etkinliği”nden biri olarak İstanbul’un kültürel ve sanatsal yaşamını dünyaya açmaya devam ediyor. Akbank Private Banking ana sponsorluğunda düzenlenecek olan Contemporary Istanbul, 25-28 Kasım tarihinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Rumeli Salonu’nda gerçekleşecek. Türkiye’de çağdaş sanatı geniş kitlelere yaymak ve İstanbul’u Çağdaş Sanat Merkezi haline getirmek hedefiyle 5 yıl önce yola çıkan Contemporary Istanbul, yurtdışından ve yurtiçinden pek çok galeriyi ve sanatçıyı bir araya getirerek İstanbul’un dünyanın önemli sanat merkezleri arasında olması için önemli adımlar attı.  Etkinlikte bu sene 14 ülkeden 80 galeri, 420 sanatçı ve 2 bine yakın eser yer alacak. Hem ulusal hem de uluslararası basının yoğun ilgisiyle karşılan Contemporary Istanbul çeşitli yayın mecraları ile tüm dünyadan 12 milyon sanatsevere ulaşma fırsatı bulacak.
Contemporary İstanbul, etkinlik süresince ve sonrasında tüm yıla yayılan konferanslar, sergilerle yerli ve yabancı sanatçıların eserlerini sanatseverler ile tüm yıl boyunca buluşturan bir etkinlik olmayı başardı.  İstanbul ve Berlin’de “Dialogues” adı altında gerçekleşen ve bu yıl da 30 Ekim’de Akademie der Kunste işbirliği ile Berlin’de ve Aralık’ta İstanbul’da gerçekleşmesi planlanan konferanslara ek olarak Contemporary İstanbul “Çağdaş Sanat Buluşmaları” adı altında yeni bir konferans dizisiyle Türkiye’nin diğer kentlerine açıldı. İzmir, Adana,  Bursa ve son olarak da Ankara’da Çağdaş Sanat Buluşmaları / Estetik – Değer - Tutku başlığı altında konferanslar düzenledi.  Her yıl farklı kentlerde planlanan bu etkinlikle çağdaş sanata olan ilginin yurt çapına yayılmasında ve farkındalığın artmasına önemli katkıları sağlanması amaçlanmakta, ülkemizde sanatsever kitlenin ve koleksiyonerliğin artmasına destek sağlanmaktadır.  
Türkiye’nin en büyük çağdaş sanat etkinliği unvanına sahip Contemporary Istanbul’un 5. yılında sanatseverleri büyük sürprizler bekliyor. Yurtdışından 37, Türkiye’den 44 galerinin toplam 15 ülkenin bir arada olacağı Contemporary Istanbul, Berlin Galeriler Birliği ile bu sene de işbirliğine gidiyor.  Bu işbirliği kapsamında, çağdaş sanatın Berlin’deki en önemli temsilcileri İstanbul’da olacak.
Yeni Ufuklar: İran
Her yıl farklı ülkelerden sanatçıları ağırlayan Contemporary Istanbul’da geçen sene Yeni Ufuklar bölümünde Suriyeli sanatçıların eserlerine yer verildi. 5. yılında ise Yeni Ufuklar: İran gerçekleştirilerek İranlı ve İran dışından İran sanatını sergileyen galeriler ve sanatçılar İstanbul’da ağırlanacak. Etkinlikte yer alacak İranlı galeriler arasında Etemad,  Asar, Xerxes ve Rose Issa Projects var.  Farhad Ahrarnia, Reza Derakhshani, Monir Farmanfarmaian, Parastou Forouhar, Taraneh Hemami, Alireza Adambakan, Samira Alikhanzadeh eserleri sergilenecek İranlı sanatçılar arasında yer alıyor. Contemporary Istanbul’un Videocube alanında da İran’dan ve Çağdaş Arap Sanayı Dünyası’ndan sanatçılar yer alacak.

Ermeni Sanatçılarla Buluşma
Sanatseverleri bekleyen bir diğer sürpriz ise Contemporary Istanbul’da bölgesel sanatı desteklemek için Ermeni sanatçıların davet edilmiş olması. Karen Aghamyan, Tigran Kirakosyan, Felix Eghiazaryan gibi Ermeni çağdaş sanatının önemli temsilcileri Contemporary İstanbul’un davetiyle çağdaş sanat eserlerini İstanbul’da sergileyecekler.
Edge of Arabia
Contemporary Istanbul, yeni dalga Çağdaş Suudi Sanatı’nın en önemli temsilcilerini bir araya getiren Edge of Arabia ile iş birliğine gidiyor. Edge of Arabia gezici sergisi ilk kez İstanbul’a geliyor. Edge of Arabia, Contemporary Istanbul 2010’a özel bir stant ile katılarak sempozyumlara ve özel sanat enstalasyonlarına da ev sahipliği yapacak.
Çağdaş sanatla ilgili söylemin ve sanatın tüm boyutlarını daha geniş kitlelere ulaştırmayı amaçlayan Contemporary İstanbul yeni bir dergiyi yayın hayatına soktu.  Kasım ayında 3. sayısı çıkacak olan ICE (Istanbul Contemporary, etc.) Türkçe ve İngilizce yayınlanan, İstanbul kaynaklı bir dünya dergisi olmayı hedeflemekte; içeriği ve tasarımıyla ilk sayısıyla birlikte yakaladığı başarılı çizgiyi devam ettirmektedir
Kaynak : http://contemporaryistanbul.com/tr/
Fotoğraflar : Murat KÜÇÜKKAYALI







     20. İstanbul  Sanat Fuarı Artist 2010          


Yer: Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi
Tarih : 30 Eylül - 07 Kasım 2010

Türkiye’nin en kapsamlı Sanat Fuarı olma özelliğini taşıyan İstanbul Sanat Fuarı-ARTİST 2010, bu sene birbirinden önemli sergiler ve yurt dışından çok sayıda sanatçı ile 20. yaşını kutlamaya hazırlanıyor.

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından 30 Ekim-7 Kasım 2010 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de düzenlenecek olan 20. İstanbul Sanat Fuarı-ARTİST 2010, yeniliklerle sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.

Onur Ödülleri Sahiplerini Buldu
Her yıl düzenli olarak plastik sanatların farklı alanlarındaki katkıları nedeniyle verilen Onur Ödülleri sahiplerini buldu. 20. İstanbul Sanat Fuarı-ARTİST 2010 Sanatçı Onur Ödülü heykeltıraş Sayın Ali Teoman Germaner’e verilirken, Eleştirmen Onur Ödülü Sayın Prof. Dr. Ayla Ödekan, Koleksiyoner Onur Ödülü Sayın İpek ve Ahmet Merey’e, Sanatsever Kurum Onur Ödülü ise Baksı Müzesi’ne verildi.

Fuarda Ali Teoman Germaner’in önemli heykellerinin sergileneceği Sanatçı Onur Ödülü Sergisi’nin yanı sıra sanatseverler İpek ve Ahmet Merey’in çok kıymetli tablolarından oluşan portre sergisini de görme fırsatı bulacaklar. Portre sergisi 100’e yakın portre ve oto portreden oluşacak.
Tema: Görünmeyen İstanbul
Sanatseverleri, “kentin bin yıllarla örtülü sırlarını, görünenler içindeki görünmeyenleri keşfetmek, ortaya çıkarmak için” Görünmeyen İstanbul’a TÜYAP’tan bakmaya davet ediyoruz. Ana temasının “Görünmeyen İstanbul” olduğu fuar, sanatçılarımızı İstanbul’a odaklanmaya, İstanbul’a bir kez daha bakmaya çağırıyor.

Web: http://www.istanbulsanatfuari.com/
Kaynak : http://www.istanbul.net.tr/istanbul_fuar_detay.asp?id=1111
Fotoğraflar : Murat KÜÇÜKKAYALI


    29. İstanbul Kitap Fuarı              


Yer: Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi
Tarih : 30 Eylül - 07 Kasım 2010

29. İstanbul Kitap Fuarı 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımı, yaklaşık 300 etkinlik ve yüzlerce imza ile kapılarını kitapseverlere açmaya hazırlanıyor. Bugünden itibaren yayınlanacak imza günleri ve etkinlik programına http://www.istanbulkitapfuari.com/ sitesinden ulaşılabilir.
Yeni Bir Etkinlik Dizisi Başlıyor-Hayatın Renkleri TÜYAP’ta Buluşuyor
Hafta içi günlerde alanında uzman konukların davet edileceği “ Hayatın Renkleri” kapsamında sağlık, yaşam, kişisel gelişim ve yemek kültürü üzerine renkli söyleşiler düzenlenecek.
İstanbul’u Yazmak
Ana teması “İstanbul’u Yazmak” olan kitap fuarı İstanbul’u yazan yazarları fuara davet ediyor. Bu kapsamda baba-kızın birlikte katılacağı söyleşiyle John Freely ve Maureen Freely ilk kez bir söyleşide bir araya gelmiş olacak.
Fuarda İstanbul’un kedilerine, sokaklarına Catherine Pinguet ile bakacak, Petros Markaris ile eski İstanbul’u ve polisiyeleri konuşacağız.
TÜYAP Çocuk Kulübü
Fuarın genç okurlarına yönelik etkinlikler TÜYAP Çocuk Kulübü bünyesinde devam ediyor. Yazarlarla söyleşi, resim ve atölye çalışmaları, tiyatro, müzikli oyunlar gibi 40 etkinlik gerçekleşecek.
Onur Konuğu: İspanya Etkinlikleri
30 Ekim-2 Kasım 2010 tarihleri arasında Uluslararası Salon’da (5 nolu hol) gerçekleştirilecek Onur Ülke programı kapsamında İspanya’dan konuk yazarların katılımıyla söyleşiler, sergi, açılış ve kapanış konserleri yer alacak ...

Kaynak : http://www.istanbulkitapfuari.com/