Sinema Tiyatro




   Evde kalın, sahneden uzak kalmayın    
Dünyaca zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde ne mutluyuz ki Türkiye’den ve dünyadan birçok sanat kurumu, sanatçı, tiyatro ve dans topluluğu gösterileriyle, röportaj veya sohbetleriyle evlerimize konuk olmaya başladı. Daha önce İstanbul Tiyatro Festivali’ne de konuk olmuş Kumbaracı 50, La Colline Tiyatrosu gibi bazı tiyatrolar günlük kayıtlar ve sohbetler yayımlarken Schaubühne Berlin’den Münchner Kammerspiele’ye, NDT’den Mourad Merzouki’ye, Hareket Atölyesi Topluluğu’ndan Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu’na birçok topluluk ve sanatçı da gösterilerini tiyatro ve dansseverlerin erişimine açtı. Kimisi süreli kimisi süresiz olarak dijital platformlardan izlenebilen bu gösterilerden bazılarını sizler için derledik.
Dansın, tiyatronun hayatımızdan eksik olmadığı, sağlıklı günler dileriz.
 Sidi Larbi Cherkaoui
Geçtiğimiz yıllarda Sutra ile iki kere ağırladığımız dünyaca ünlü koreograf Sidi Larbi Cherkaoui’nin 2014 yılında prömiyer yapan göz alıcı koreografisi Noetic’i 16 Nisan’a kadar bu adres üzerinden izleyebilirsiniz.
National Theatre
National Theatre 2 Nisan’dan itibaren her hafta bir oyununu YouTube’da yayınlayacak. İzlemek için tıklayın.
Akram Khan Company & Numeridanse
Akram Khan Company ve Numeridanse sizi eşsiz bir koreografinin parçası olmaya davet ediyor. Dünyaca ünlü dansçı ve koreograf Akram Khan’ın Outwitting the Devil eserinden hareketle hayata geçirdiği Animal Kingdom projesiyle, tüm dünyadan katılımcıların içlerinde var olduğunu düşündükleri hayvanlardan ilhamla oluşturacakları koreografiler bir videoda bir araya getirilecek. İzlemek için tıklayın.
Sadler’s Wells
Hafızalarımızdan hâlâ çıkmayan Sutra ile geçen yıl İKSV özel etkinlikleri kapsamında ağırladığımız Sadler’s Wells, performans ve atölyelerle dolu şahane bir online program duyurdu. Program Dünya Tiyatro Günü’ne özel olarak BalletBoyz’dan Deluxe yayınıyla 27 Mart Cuma günü başladı. İzlemek için tıklayın.
Royal Court
Dünya Tiyatro Günü’nü kutlamak için Royal Court Tiyatrosu, David Ireland'ın yazdığı ödüllü oyun Kıbrıs Bulvarı'nın çevrimiçi bir versiyonunu bir ay süreyle yayınlayacak. İzlemek için tıklayın.
Bolşoy Tiyatrosu
Rusya’nın kültürel simgelerinden Bolşoy Tiyatrosu, dijital arşivindeki opera ve bale gösterilerini YouTube kanalı üzerinden belli günlerde 24 saatliğine erişime açıyor. İzlemek için tıklayın.
NDT 2
22. İstanbul Tiyatro Festivali’nde ağırladığımız dünyaca ünlü dans topluluğu NDT, ND TV üzerinden her hafta bir gösterisini erişime açıyor. İzlemek için tıklayın.
TR WARSZAWA
19. İstanbul Tiyatro Festivali’nde ağırladığımız Polonyalı topluluk TR WARSZAVA da bazı oyunlarını İngilizce altyazılı olarak Facebook hesapları üzerinden erişime açıyor. İzlemek için tıklayın.
Rimini Protokoll
Rimini Protokoll kayıtlı tüm arşivini seyiricilere açtı. İzlemek için tıklayın.
Theatre Odeon
Odeon Tiyatrosu’ndan birkaç oyun Tiyatro ve Kanepe seçkisi başlığıyla yayında! Göz atmak için tıklayın.
Dimitri Papaioannau
2000 yılında Medea ile İstanbul Tiyatro Festivali’ne konuk olmuş Yunan yönetmen, koreograf ve görsel sanatçı Dimitri Papaioannau’dan Inside’ı seyredin. İzlemek için tıklayın.
Anne Teresa De Keersmaeker
Belçikalı avangard performans sanatçısı Anne Teresa De Keersmaeker, 37 yıl önce gerçekleştirdiği koreografisi Rosas Danst Rosas’ı anlatıyor. Evinizden eşlik edebilirsiniz. İzlemek için tıklayın.
Münchner Kammerspiele
Her akşam bir Münchner Kammerspiele prodüksiyonu 24 saatliğine yayında. İzlemek için tıklayın.
La Colline Tiyatrosu
21. İstanbul Tiyatro Festivali’ne Wajdi Mouawad’ın Yalnız adlı oyunuyla konuk olan La Colline Tiyatrosu, 17 Mart’tan itibaren her gün Wajdi Mouawad’ın seslendirdiği bir günlük yayınlıyor. Dinlemek için tıklayın.
Theatre Chaillot
Chaillot Devlet Tiyatrosu, Trisha Brown’dan Ohad Naharin’e, Thierry Malandain’den Thomas Lebrun’a Fransa’dan ve dünyadan birçok usta koreografın işini ve daha fazlasını erişime açtı. İzlemek için tıklayın.
Christian Rizzo, Crystal Pite ve daha fazlası
Ontheboards.tv’de aralarında 20. İstanbul Tiyatro Festivali’ne konuk olmuş Christian Rizzo ve 22. İstanbul Tiyatro Festivali’nde ağırladığımız koreograf Crystal Pite’ın da işlerinin olduğu birçok dans performansı ARTATHOME20 koduyla nisan sonuna kadar ücretsiz. İzlemek için tıklayın.
Peeping Tom
Belçikalı dans topluluğu Peeping Tom’dan şahane bir üçleme yayında: Le Jardin, Le Salon ve Le Sous Sol. İzlemek için tıklayın.
Mourad Merzouki
22. İstanbul Tiyatro Festivali’nin unutulmayan dans gösterilerinden, Mourad Merzouki’nin koreografisini yaptığı Pixel ve daha birçok Merzouki koreografisi dansseverleri bekliyor. İzlemek için tıklayın.
Merzouki’nin yer çekimine meydan okuyan büyüleyici koreografisi Vertikal de 20 Haziran’a kadar bu adres üzerinden çevrimiçi seyredilebilir.
CCN2 Grenoble
CCN2 Grenoble Dans Topluluğu eş direktörleri Yoann Bourgeois ve Rachid Ouramdane bazı koreografilerini erişime açtı. İzlemek için tıklayın.
Theatre Uncut
Birbiriyle hiç tanışmayan, Skype üzerinden prova yapan ve kendi kameralarıyla çekim yapan Avrupalı aktörlerin oynadığı Bubble, Facebook’ta geçen bir oyun. 23 Mart’ta çevirimiçi olarak seyirciyle buluşan, Kieran Hurley’nin yazdığı, Theatre Uncut prodüksiyonu Bubble 23 Nisan’a kadar yayında. İzlemek için tıklayın.
Schaubühne Berlin
Dünyaca ünlü tiyatro topluluğu Schaubühne Berlin’den her akşam bir oyun TSİ 20.30-02.00 arasında online seyredilebiliyor. Scahubühne’nin online programına göz atmak için tıklayın.
Shakespeare’s Globe
Dünyanın en meşhur tiyatrolarından biri olan Shakespeare Globe Tiyatrosu arşivinden altı oyun iki haftalık periyotlarla YouTube’da yayınlanıyor. İzlemek için tıklayın.
Théâtre des Bouffes du Nord
1974 yılında Peter Brook ve Micheline Rozan yönetiminde yeniden açılan Paris’in en önemli tarihi tiyatrolarından Bouffes du Nord Tiyatrosu’ndan şahane bir seçki Vimeo’da yayında!
Théâtre du Soleil
Paris’in köklü avangard tiyatro topluluğu Théâtre du Soleil arşivinden bir seçki yayında!
Berliner Ensemble
Avrupa’nın en önemli tiyatro toplulularından Berliner Ensemble’dan her cuma yayınlanan bir oyun bir hafta süreyle seyredilebiliyor. İzlemek için tıklayın.
Vidy Tiyatrosu
Vidy Tiyatrosu’ndan Vidygital seçkisine göz atmak için tıklayın.
Yerli yapım ve programlar
Dostlar Tiyatrosu
Dostlar Tiyatrosu’ndan Marx’ın Dönüşü karantina günlerinde izlemeniz için YouTube’da! İzlemek için tıklayın.
GalataPerform
2003 yılında bağımsız tiyatro mekânı olarak kurulan, birçok kez festivalde de ağırladığımız GalataPerform dijital arşivini seyircilere açıyor. YouTube üzerinden izleyebileceğiniz Aksak İstanbul Hikayeleri adlı oyun, 2004 yılında 14. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyer yapmıştı. İzlemek için tıklayın.
Tiyatro Oyunevi
2012 yılında 18. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında Mahir Günşiray yönetmenliğinde Tiyatro Oyunevi tarafından sahnelenen Tiyatro Öldü, YouTube’da erişime açık. İzlemek için tıklayın.
Kumbaracı50
Tiyatro üzerine sohbetler, soru-cevaplar, oyun okumaları, tiyatro şarkılarıyla Kumbaracı50’nin gerçekleştirdiği Kapı Açık Kalmış, nisan başından itibaren her çarşamba ve cumartesi yayınlanmaya devam ediyor. İzlemek için tıklayın.
Mekan Artı
Mekan Artı her perşembe geçmiş yıllarda sahnelenmiş bir oyununu YouTube üzerinden erişime açıyor. İzlemek için tıklayın.
Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu
Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu bugüne dek kaydı yapılmış tüm çocuk ve yetişkin oyunlarını Evde Kal, Tiyatrosuz Kalma sloganıyla tiyatroseverlerin erişimine açtı. İzlemek için tıklayın.
Kadro Pa
Kadro Pa’nın Shakespeare’in ünlü Macbeth trajedisinin obje tiyatrosu formatında bir menemen (soğanlı) tarifi olarak uyarladığı Macbeth Mutfakta oyunu 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde YouTube’da canlı yayınlandı. İzlemek için tıklayın.
Hareket Atölyesi
Hareket Atölyesi Topluluğu’nun daha önce İstanbul Tiyatro Festivali’ne de konuk olmuş aHHval, Kül Kadın ve Ruhiye de dahil olmak üzere birçok işi web sitelerinde yayında. İzlemek için tıklayın.
İlyas Odman
İlyas Odman happy happy together, Cam Adımlar gibi akıllardan çıkmayan koreografilerinin de yer aldığı vimeo hesabını evde olduğumuz bu günler için erişime açtı. İzlemek için tıklayın.
Gazete Müstehak
Tiyatro gazetesi Gazete Müstehak her akşam canlı yayınlarıyla evlerimize konuk oluyor. İzlemek için tıklayın.
Kültür ve Turizm Bakanlığı & TRT
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TRT işbirliğiyle altı hafta boyunca; her salı akşamı tiyatro oyunları, her cuma akşamı senfoni ve opera konserleri canlı olarak TRT2’de yayınlanacak. İzlemek için
 tıklayın.
Kültür ve Turizm Bakanlığı YouTube Kanalı
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün çocuklar ve yetişkinlere yönelik tiyatro, opera ve bale gösterileri Kültür ve Turizm Bakanlığı YouTube kanalından erişime açıldı! İzlemek için tıklayın.
Enka Sanat
Enka Sanat, ocak ayında İstanbul Tiyatro Festivali işbirliğiyle gerçekleşen “Türkiye Tiyatrosu’nun ve İstanbul Tiyatro Festivali’nin 1980’lerden Günümüze Yolculuğu” panelinin tamamını YouTube’dan erişime açıyor. İzlemek için tıklayın.
Tiyatrolar.tv
Dijital tiyatro platformu Tiyatrolar.tv, 15 Nisan’da yayında.
Fulya Peker
23. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyerini yapan Narin Napalm’de izlediğimiz tiyatro sanatçısı Fulya Peker, DEM ve Veba isimli performanslarını Vimeo hesabı üzerinden erişime açtı.
BAMistanbul
BAMistanbul’dan evde isimli oyun okumaları serisi yayında. Murat Mahmutyazıcıoğlu ve Emre Yüksel kaleminden çıkan metinleri oyuncular evlerinden canlı olarak okuyor. İzlemek için tıklayın.



   Uluslararası Sanatçı Filmleri 2019  


Tarih: 23 Temmuz – 18 Ağustos 2019
Yer: İstanbul Modern
İstanbul Modern, dünyanın farklı coğrafyalarından sanatçıların video, animasyon ve kısa filmlerinin yer aldığı Uluslararası Sanatçı Filmleri programını ağırlıyor. Videolar bu yıl “toplumsal cinsiyet” konusuna odaklanıyor. Cinsiyet, kadın ve erkek arasındaki doğal, biyolojik farklılıklara işaret ederken, toplumsal cinsiyet, toplum içindeki kültürel görüşler, inanç sistemleri ve beklentilerle yapılandırılmış kadınlık ve erkeklik durumlarının bütünüdür. Sosyolojik ve kültürel bir olgu olan toplumsal cinsiyet üzerine farklı türdeki gerçekliklerin yansımaları Uluslararası Sanatçı Filmleri programında yer alıyor ve programa bu yıl İstanbul Modern’in davetiyle sanatçı Senem Gökçe Oğultekin katılıyor. Oğultekin’in “Dun (Ev)” adlı videosu 2019 yılı içinde hem İstanbul Modern’de hem de programın uluslararası ortaklarında gösteriliyor.
    Londra’daki Whitechapel Gallery öncülüğünde 2008 yılında başlayan Uluslararası Sanatçı Filmleri farklı coğrafyalardan 16 sanat kurumunun ortaklığıyla devam ediyor. Kurumlar video sanatıyla ilgili bilgilerini ve araştırmalarını birbirleriyle paylaşıyor ve her yıl belirli bir tema çerçevesinde ülkelerinden bir sanatçı ve çalışmasını seçerek programa katılıyor. Her bir kurum tarafından yürütülen küratöryel çalışma sonucu oluşan ortak seçki, gösterimlerle izleyiciyle buluşuyor. İstanbul Modern, geçmiş yıllarda programa Ali Kazma, İnci Eviner, Ergin Çavuşoğlu, Sefer Memişoğlu, Bengü Karaduman, Burak Delier, Vahap Avşar, Zeyno Pekünlü, Cengiz Tekin ve Pelin Kırca’nın videolarıyla katılmıştı.

Uluslararası Sanatçı Filmleri 2019 seçkisi: CAROLINA CAYCEDO (Ballroom Marfa, Texas, ABD), THERESA TRAORE DAHLBERG (Bonniers Konsthall, Stockholm, İsveç), ATEFA HESARİ (Afganistan Güncel Sanat Merkezi, Kâbil, Afganistan), LARS LAUMANN (Tromsø Sanat Merkezi, Tromsø, Norveç), JACOPO MILIANI (GAMeC / Bergamo Modern ve Çağdaş Sanat Merkezi, Bergamo, İtalya), SENEM GÖKÇE OĞULTEKİN (İstanbul Modern, Türkiye), MARKO TİRNANİĆ (Belgrad Kültür Merkezi, Belgrad, Sırbistan), HGUYEN HAI YEN (Hanoi Doclab, Hanoi, Vietnam).

Program / İçerik: Öykü Özsoy, Deniz Pehlivaner
2019’un Konuğu:
Senem Gökçe Oğultekin Dun (Ev), 2018 Video 13’13’’
Müzikal Kompozisyon: Aslı Kobaner
Koreografi ve Dans: Gasia Papazyan, Senem Gökçe Oğultekin
Sanatsal işbirliği: Levent Duran

Video hakkında:
Senem Gökçe Oğultekin’nin “Dun (Ev)” adlı videosu, Türkiye’nin doğusunda, günümüzde Kars ilinin sınırları içinde yer alan Ani şehrinin kalıntılarında geçiyor. 10 ve 11. yüzyılda büyük bir kültür merkezi ve eski bir başkent olan bölgedeki yapılar, bugün Türkiye - Ermenistan sınırında doğal bir sınır işlevi gören Arpaçay Nehri etrafında yer alıyor. Bu coğrafyayı arka plana oturtan ve adını Ermenice “ev” kelimesinden alan video; beden, kadın, cinsiyet, kök, sınır ve geçmiş gibi dinamikler etrafında gelişiyor. Sanatçının kendisinin de yer aldığı videoda, biri Türkiye’den diğeri Ermenistan’danbirbirine benzeyen iki kadının karşılaşmasını, aralarındaki çatışmayı ve önce bedenen sonra ruhen yakaladıkları uyumu gözler önüne seriyor. Kadın bedeninin yaşam alanı ile olan bağını merkeze alan video, birbirine ayak direyen iki birey üzerinden geliştirdiği karşıtlık sembolizmini görselleştirirken, farklılığın ritmi etrafında örülen anlatı “benzerliğe” doğru evriliyor.

Sanatçı hakkında:
1982 İzmir doğumlu Senem Gökçe Oğultekin, koreograf, performans ve video sanatçısıdır. İstanbul Opera ve Balesi’nde çalışmalarına başlayan Oğultekin, Essen’daki Folkwang Sanat Üniversitesi Çağdaş Dans Bölümü’nden 2005 yılında mezun olur. Sanatçı, Pina Bausch, Va Wölfl, Meg Stuart, Laurent Chétouane, Mara Tsironi ve daha birçok koreografla çalışır. Avangart dans gruplarında çalışmalar yapan Oğultekin, aynı zamanda Pariste Théâtre de la Ville, Brükselde Kaaitheater ve Essendaki Pact Zollvereinda gerçekleşen gösterilerde dansçı, şarkıcı ve icracı olarak görev alır. Sanatçı, gösterileriyle Venedik Bienali, Tanzplattform Deutschland, Kunstenfestivaldesarts ve Rencontres Chorégraphiques internationales de Seine-Saint Denis gibi festivallere katılmıştır. 2016 yılından bu yana gerçekleştirdiği video çalışmalarında Oğultekin, beden araştırmalarına, ses ve doğaçlamaya odaklanır.

Artists’ Film International 2019 Program Ortakları
Ballroom Marfa, Marfa, Texas, ABD 
Belgrad Kültür Merkezi, Sırbistan
Bonniers Konsthall, Stokholm, İsveç
CAC / Güncel Sanat Merkezi, Vilnius, Litvanya
CCAA / Güncel Sanat Merkezi, Kabil, Afganistan
Fundacion PRÓA, Buenos Aires, Arjantin
GAMeC / Bergamo Modern Çağdaş Sanat Merkezi, İtalya
Hanoi/DOCLAB, Hanoi, Vietnam
KWM artcentre, Pekin, Çin
n.b.k. / Neuer Berliner Kunstverein Video – Forum, Berlin, Almanya
Para/Site Art Space, Hong Kong, Çin
Project 88, Mumbai, Hindistan
Tromsø Kunstforening, Tromsø, Norveç (TKF)
Varşova Modern Sanat Müzesi, Varşova, Polonya

Whitechapel Gallery, Londra, Birleşik Krallık

Sinemada Görme Biçimleri

Yalçın Savuran
Geçtiğimiz sezon başladığımız ve her hafta farklı bir konuyu, olayı, imgeyi ele aldığımız etkinliğimize yeni sezonda da devam ediyoruz.

Christian Metz “Bir filmi açıklamak zordur, ama onu anlamak kolaydır,” der. Sinemanın bir dil olduğunu düşünür ve kabul ederiz. Ama bu dilin bir sistemi olduğunu kabul edemeyiz. Şayet bu sistemi çözecek bir kodu olsaydı, tüm filmleri açıklamak son derece basitleşecek ve nasıl yönlendirildiğimizi anlamak çok daha kolay olacaktı; ama bir o kadar da sıkıcı ve yavan!

Farklı yönetmenlerin farklı zaman dilimlerinde ürettikleri filmlerden alınmış fragmanlar eşliğinde bir yolculuk; görüntü okumaları, görüntüye dair izdüşümleri. Edilgen izleyici konumundan etkin izleyici konumuna geçişin aşamaları etkinlik boyunca izlenebilir.

Tam/Öğrenci: 20 TLKaynak: http://www.akbanksanat.com/detay/26-02-2016/sinemada-gorme-bicimleri




 Tarih:25 Eylül 2014 – 4 Ocak 2015

Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi   

Yer: İstanbul modern
İstanbul Modern, kuruluşunun 10. yılında Türk sinemasının 100. yıldönümüne ithafen bir sergi hazırlıyor: “Yüzyıllık Aşk”. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen bu araştırma sergisi, Türkiye coğrafyasında sinema tarihinin doğuşu olarak anılan 1914 yılından bugüne uzanan 100 yıllık serüvene bakıyor. Sinemanın seyirciyle buluşma anlarına, bu buluşmanın yarattığı şaşırtıcı ve büyülü kolektif ve kişisel dünyalara yer veren “Yüzyıllık Aşk”, oluşumundan bugününe, sinemayı yaşatan unsur olarak seyirciye odaklanarak, günümüze kadar pek dikkate alınmayan bir noktadan, seyircinin bakışından Türkiye'de sinema olgusunu değerlendirmeyi amaçlıyor. Sinema tarihimizde seyirciye dair yazılı ve görsel arşiv malzemesini dijital platforma aktararak, kaynakları iyi korunmamış ve kişisel çabalarla yaşatılmaya çalışılmış bir tarihin hafızasını görünür kılmaya çalışıyor.

Seyircinin sinema ile en somut ilişkisini kurduğu mekânları, sinema salonlarını “seyirci mabetleri” olarak ele alan “Yüzyıllık Aşk”, Türkiye’nin ilk sinema salonlarından günümüzün festival sinemalarına kadar uzanan, nostaljik bir sunum yapıyor. Seyircinin sinema ve filmlerle ilişkisini sağlayan gazete ilanları, film broşürleri, dergiler, afişler gibi unsurların yanı sıra, sinema seyircisinin fanatizmini de ayrı bir bölümde sunuyor. İçinde sinema seyircisi ve salonunun geçtiği 50’ye yakın Türk filminden sahnelerinden oluşan özel bir çalışmayla, Türkiye'deki sinema ve seyirci arasındaki özel ilişki farklı bir anlam kazanıyor.

Sergiye, konusunda uzman yazarların sinema ve seyirci ilişkisini ele alan yazılarının yanı sıra görsel arşiv malzemesinin sunulduğu kapsamlı bir katalog eşlik ediyor.

     Kibritçi Kız Müzikali    

Tarih. 25  - 26 Ocak 2014Yer: zorlu centerMehmet Zorlu Vakfı çatısı altında etkinlik gösteren ve Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından "bir sosyal sorumluluk projesi olarak" sahnelenen, Prof. Dr. Hasan Erkek'in, Andersen'in Kibritçi Kız masalından yola çıkarak yazıp yönettiği Kibritçi Kız Müzikali, sokak çocukları için "farkındalık" yaratmayı amaçlıyor. 5 yaş ve üzeri seyircilere, sanat duyarlılığı da kazandırması beklenen müzikal modern bir içerik ve postmodern bir estetikle sahneleniyor. Müzik, dans, mim, jonglörlük, resim gibi birçok sanatı bünyesinde barındıran müzikalde görev alan bütün oyuncular, oynadıkları rollerin yanı sıra çeşitli müzik enstrümanları çalıp dans ediyor. Sokaklarda, akordiyon çalarak, şarkı söyleyerek kibrit satan Kibritçi Kız, yaşama sevinci, dostluk ve dayanışma ruhuyla yalnız güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarmakla kalmıyor aynı zamanda sanatın birçok dalını eğlenceli bir biçimde keşfediyor. Kibritçi Kız Müzikali, Kasım ayından itibaren, ücretsiz olarak oynanmaya başlanacak.Biletler PSM gişelerinden ücretsiz temin edilebilir.


   Artists’ Film International / Uluslararası Sanatçı Filmleri    

Yer: İstanbul Modern
Tarih :21 Kasım 2013 - 23 Şubat 2014
İstanbul Modern, dünyanın farklı yerlerinden güncel video, kısa film ve hareketli görüntüleri bir araya getiren Artists’ Film International / Uluslararası Sanatçı Filmleri programını ağırlıyor. Program ortaklarının kendi ülkelerinden o yıl için bir sanatçı ve videolarını davet etmesiyle başlayan projeyle her yıl uluslararası bir video havuzu oluşturuluyor. Sonrasında, bu videolar kurumlar tarafından yürütülen küratöryel çalışmayla gösterim programları ya da video sergileri olarak izleyiciyle buluşuyor.
Uluslararası Sanatçı Filmleri için bu yıl Bengü Karaduman’ın Hepimiz Aynı Gemideyiz başlıklı video enstalasyonunu davet eden İstanbul Modern, sanatçının videolarının toplu gösterimini de yaptı. Ayrıca, programın 5.yılı vesilesiyle programa Türkiye'den şimdiye dek davet edilmiş dört sanatçının video çalışmaları da ilk kez bir arada gösterildi. Programın yurtdışı ortaklarından gelen 18 video ise Sigmund Freud’un Uygarlığın Huzursuzluğu kitabındaki tanım ve kavramlardan yola çıkan dört tematik program olarak kurgulandı.

Kısa süreli sergiler salonunda yer alan sergide ise, Bengü Karaduman’ın Hepimiz Aynı Gemideyiz adlı video enstalasyonun yanı sıra 15 ülkeden 18 farklı video çalışmasını ekran ve bilgisayarlardan izlemek mümkün.

 

   Akbank Çocuk Tiyatrosu / “İçerisi Dışarısı”   

Yönetmen: Jonathan Lloydrih: 9 -16 - 30 Kasım Cumartesi Saat: 11.30
(4-6 yaş grubu)
Çevirmen: Seçil Honeywill
Sahne Tasarımı: Albert Potrony
Işık Tasarımı: Chris Randall
Yardımcı Yönetmen: Lerzan Pamir
Süpervizör: Mehmet Ergen
Oyuncular: Kubilay Çamlıdağ, İpek Türktan Kaynak
içerisi dışarısı olmuş, dışarısı da içerisi.
O zaman nerede başlayıp nerede bitiyor bu hikaye?
Havada mı? Karada mı? Yoksa denizde mi?
Siz sadece o yeri hayal edin gerisi kolay.
Edie, dünyayı dolaşıp harika yerlere seyahet etmeyi seven bir kaşiftir. James de bir kaşiftir ama dünyayı odasından keşfetmeyi tercih eder.
İkisi de hikaye anlatmayı çok sever ve aynı bisküviye bayılırlar ama hiç tanışmamışlardır.
Ta ki o gün gelene kadar...
Akbank Çocuk Tiyatrosu ve 1979 yılında Londra’da kurulan Polka Tiyatrosu’nun işbirliği ile sahnelenen “İçerisi Dışarısı” isimli oyun İngilitere’de çocuklar ve aileleriyle yapılmış olan ortak atölye çalışmaları sonucunda oluşturuldu.
Eğlenceli, komik ve süprizlerle dolu "İçerisi Dışarısı" mükemmel bir çocuk oyunu. Tam: 6 TL Öğrenci: 3 TL

   İZ 31 Ekim Perşembe'den itibaren yeniden GalataPerform'da!    

Yer: GalataPerformEkim Tarihleri:  31 Ekim PerşembeKasım Tarihleri: 2-9-16-23-30 Kasım Cumartesi7-14-21-28 Kasım Perşembe Saat: 20:30Türkiye'nin yakın tarihindeki üç farklı dönem, Tarlabaşı'ndaki yüzyıllık bir binada aynı anda yaşanırsa nasıl 'İz'ler bırakır?1950’lerde yaşayan ve 6-7 Eylül olaylarına tanık kızkardeşler Markiz ve Eleni; 1980’lerdeki devrimci Ahmet ve onun Karadenizli ev sahibi Turgut Usta; 2000’lerde aynı evde yaşayan ve seks işçisi olarak çalışan Sevengül adlı travesti ve onun sevgilisi Rizgar... Hepsi aynı oyunda, aynı evde bir arada...2006 yılından bu yana Türkiye’de oyun yazarlığı konusunda önemli adımlar atmış olan Yeni Metin Yeni Tiyatro Projesi’nden çıkan genç yazar Ahmet Sami Özbudak’ın “İz” adlı oyunu 31 Ekim'den itibaren her Perşembe ve Cumartesi 20:30'da GalataPerform'da sahneleniyor.Yazan: Ahmet Sami ÖzbudakYöneten: Yeşim Özsoy GülanOyuncular: Okan Urun, Burak Safa Çalış, Batur Belirdi, Bertan Dirikolu, Yeşim Özsoy Gülan, Ceren Demirel, Koray KadirağaSinematografik Dramaturji: Ceren ErcanSahne Tasarım: Başak ÖzdoğanMüzik Tasarım: Özüm ÖzgülgenKostüm Tasarım: Tülin KermenGörüntü Yönetmeni: Ferhat Öçmen

Tuğçe Tuna/ RemDans “HÜCRE” GEÇİŞ PROJESİ 3. bölüm

Yer: Tarih. 11. Ekim-1.Kasım.201310 Ekim 2013, Perşembe, 19:00Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ın Beyoğlu’nda bulunan binasının yenilenme sürecinde, binanın inşaat alanında yapılan transition/geçiş projesi, yerli ve yabancı birçok sanatçının canlı performansları, performans gösterimleri(screening) ve proje bitiminde düzenlenecek olan bir sergi ve kitaptan oluşuyor. Toplam 8 ay sürecek olan ve 5 bölümden oluşan transition/geçiş projesi, 15 Mart 2014’te düzenlenecek olan bir sergiyle sona erecek.Başak Şenova ve Fatma Bucak'ın küratörlüğünü üstlendiği geçiş projesinin10 Ekim 2013, Perşembe günü saat 19:00'da yapılacak üçüncü bölümünde performans sanatçısı Tuğçe Tuna “HÜCRE” adında canlı bir performans sunacak. Yapı Kredi Kültür Merkezi, 11 Ekim – 1 Kasım tarihleri arasında ise Anna Konik, Guido van der Werve, Ana Prvacki, Jesper Just ve Maria Jose Arjona’nın hazırladığı performans gösterimlerine(screening) ev sahipliği yapacak.Tuğçe Tuna’nın RemDans Sanat Kolektifi’nden performans sanatçıları Begüm Balcıoğlu, Setenay Karataş, Pınar Akyüz ve Nazlı Esen ile birlikte gerçekleştireceği “HÜCRE” genel konseptini beden ve mekan ilişkisinden alıyor, kendi alanını oluşturma ve her ufak tepkinin bir bütünü oluşturması etkilemesi üzerine odaklanıyor.İçsel, bedensel ve düşünsel ‘özgürlük’ üzerine kurgulanmış olan bir performans olan 'HÜCRE' duvarı zemin, zemini duvara çevirerek mekanda farklı algılamalara yol açıyor. Beden mekaniğinin yanı sıra, düşünsel ve dürtüsel olan üretim sürecine odaklanıyor. Kendi alanını oluşturma, herşeyin bir bütün olması ve birbirini etkilemesi, bu etkileşim sonucu oluşan durum, problemi yaratma, çözme ve onunla başa çıkabilme isteğini işliyor.RemDansUyku süresinin sonu olan esas uyku evresine REM deniyor. Beynin temizlenmesi anlamına da gelen REM'in eksikliği, düşünce bozukluklarına, hafıza ve algılama bozukluklarına yol açabiliyor. 2001 yılında çağdaş dans ve performans sanatçısı, koreograf, akademisyen Tuğçe Tuna tarafından İstanbul’da kurulan RemDans, disiplinlerarası çağdaş dans‐performans kolektifi olarak uluslararası platformlarda yer alan, yenilikçi, cesur ve öncü bir inisiyatif olarak tanınıyor. Eserleri arasında ‘Islak Hacim’ (Bayrampaşa Eski Ceza Evi), ‘Makine Beden’ (Santralistanbul Enerji Müzesi), ‘Vertigo’ (Proje 4L), ‘Deplasman’ (Hasköy Yün ve İplik Fabrikası), ‘Tortu’ (İstanbul Modern) gibi mekanlara özel ürettiği ve gerçekleştirdiği eserler bulunan Tuna, projelerinin hayata geçmesi için her türlü yaratıcılık ve araştırma disiplinlerine, farklı sunum şekillerine ve bu fikirleri bedenleştirebilecek ‘azınlık beden’ lerle üretebilmeye açık olmayı tercih ediyor. Tuğçe Tuna bedeni; ‘yaşanılan, kişinin kendi politikasını sürdürdüğü sahip olunan tek gerçek alan’ olarak değerlendiriyor.HÜCREKonsept ve Koreografi: Tuğçe TunaPerformans: Nazlı Esen -Begüm Balcıoğlu -Pınar Akyüz -Setenay Karataş.Müzik: Vahit Tuna 'Melt 2008'Bölüm 310.Ekim.2013, 19:00Canlı PerformansTuğçe Tuna11. Ekim-1.Kasım.2013Performans Gösterim Programı"Transparency" (2004), Anna Konik"Concert for Piano and the Exact Volume of Tears Cried on Earth at any Given Moment (or 211,5 liters per second)" (2012), Guido van der Werve"Do It Yourself Chilvary", (2008), Ana Prvacki"Sirens of Chrome"(2010), Jesper Just"The Beauty of 4 legged animals" (2009), Maria Jose Arjon



   31. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ   

   Tarih: 31 Mart–15 Nisan   İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 31. İstanbul Film Festivali için geri sayım başladı. Otuzuncu yılında 150 bin izleyiciyle yine Türkiye’nin en büyük sinema etkinliği olan İstanbul Film Festivali’nin programı her zaman olduğu gibi bu yıl da dopdolu.   Festival sponsorluğunu bu yıl sekizinci kez AKBANK’ın üstlendiği 31. İstanbul Film Festivali, 31 Mart–15 Nisan tarihlerinde yapılacak. Gösterdiği filmlerin niteliği ve çeşitliliğiyle önder konumunu koruyan İstanbul Film Festivali, bu yıl da sinemaseverlere 20’nin üzerinde bölümde 200’ün üzerinde filmden oluşan programının yanı sıra ünlü konuklar, usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri, ustalık sınıfları ve konserlerle dolu dolu iki hafta vaat ediyor.   Her zaman olduğu gibi sinemaseverlere oldukça zengin bir içerik sunacak festival programında bu yıl 2011 ve 2012'nin yeni yapımlarından sinemanın unutulmaz klasiklerine ve usta yönetmenlerinin başyapıtlarına seçmeler, Ocak ayında Sundance ve Şubat’ta Berlin’de dünya prömiyerlerini yapan filmlerden, Uluslararası Altın Lale, Ulusal Altın Lale ve FACE İnsan Hakları yarışmalarına, belgesellerden çocuk filmlerine uzanan geniş bir yelpazede filmler izleyicilerle buluşacak. Festivalde, İKSV’nin 40. yılı için hazırlanan “Sinema ve Müzik” başlıklı bölümün yanı sıra “Devrimin Filmini Çekmek”, “Yunanistan’da Neler Oluyor?”, “Bir Çin Sinema Geleneği: WuXia”, “Aile İçinde” gibi yeni bölümler ve Mark Cousins’in The Story of Film: An Odyssey  / Filmin Hikayesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk adlı 15 saatlik filminin özel gösterimi dikkat çekiyor.   FESTİVAL BİLETLERİ NE ZAMAN, NEREDE?   İstanbul Film Festivali biletleri 17 Mart Cumartesi günü saat 10.00'da satışa çıkıyor. Sinemaseverler biletlerini Atlas, Beyoğlu, Nişantaşı Citylife (City's) ve Kadıköy’de Rexx sinemalarında açılacak gişelerden, Biletix satış noktalarından ve biletix.com'dan satın alabilecek.    FESTİVALİN AÇILIŞ VE KAPANIŞ TÖRENLERİ  31. İstanbul Film Festivali, 30 Mart Cuma gecesi Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenecek Açılış Töreni’yle başlıyor.  NTV’den canlı yayınlanacak törenin ardından, festivalin Sinema Onur Ödülü’nü almak üzere İstanbul’a gelecek Terence Davies’in The Deep Blue Sea / Aşkın Karanlık Yüzü filmiyle, festival resmen başlayacak.   Altın Laleler ve İstanbul Film Festivali’nin diğer ödülleri ise sahiplerini 14 Nisan Cumartesi gecesi CNN Türk’ten canlı yayınlanacak, Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda gerçekleştirilecek kapanış töreninde bulacak.    İKSV 40. YIL ÖZEL BÖLÜMÜ: “SİNEMA VE MÜZİK”    Düzenlediği festival ve etkinlikleriyle İstanbul'un kültür ve sanat yaşamında önemli bir rol üstlenen İstanbul Kültür Sanat Vakfı, 2012 yılında 40. yaşını kutluyor. İstanbul Film Festivali de, programında yer alacak özel bir bölümle İKSV’nin 40. yılını kutlayacak. İlk yılında klasik müzik ağırlıklı olan festival programında bir süre sonra film gösterimlerine, tiyatro ve dans performanslarına, sergilere ve güncel müzik konserlerine de yer verilen, yıllar içerisinde bu farklı sanat disiplinlerinin her birini ayrı bir festival çatısı altında toplayan İKSV’nin bu çokdisiplinli yapısını vurgulayan “Sinema ve Müzik” başlıklı özel bölümde, İKSV’nin kuruluş yılı olan 1973’ten bu yana her 10 yıllık dönemden seçilmiş birer müzikal film izleyiciyle buluşacak.   Martin Scorsese’nin iki müzisyenin aşk hikâyesini anlattığı, Liza Minelli ve Robert De Niro’nun başrollerinde yer aldığı 1977 yapımı unutulmaz müzikali New York New York, izleyicileri 1940’ların Amerika’sında caz dolu bir yolculuğa çıkaracak.   Alan Parker’ın Pink Floyd’un müziğinden, sözlerinden, özellikle 1979 yılında çıkan efsanevi albümü The Wall’dan esinlenen müzikal belgeseli Pink Floyd The Wall / Duvar izleyicileri 1980’li yıllara götürecek. 1982 yapımı filmin senaryosu, Pink Floyd grubunun basçısı ve vokalisti Roger Waters’a ait.   İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 40. yılına özel bu bölümde 1990’lar Stephan Elliott’ın kiç dans müzikleri, renkli kostümlerle dolu yol filmi The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert / Priscilla, Çöller Kraliçesi, 2000’ler ise Baz Luhrmann’ın Nicole Kidman ve Ewan McGregor’un başrollerini paylaştığı stilize aşk öyküsü Moulin Rouge! / Kırmızı Değirmen filmleriyle yer alıyor.   2010’lar ise en son Cannes Film Festivali’nden bir müzikalle temsil ediliyor. Festival takipçilerinin Aşk Şarkıları, Güzel İnsan ve Hayır Kızım, Dansa Gitmek Yok gibi başarılı filmleriyle yakından tanıdığı, Fransız auteur Christophe Honoré’nin 2011 yapımı filmi Beloved / Sevgililer’de Catherine Deneuve ve kızı Chiara Mastroianni başrollerde oynuyorlar. Geçen yıl Cannes Film Festivali’nin kapanış töreninde gösterilen film 1964 ile 2007 yılları arasında, 43 yıllık bir zaman diliminde bir anne ile kızının aşk hayatlarını anlatıyor.    FESTİVALDE ALTIN LALE HEYECANI
     Altın Lale Uluslararası Yarışma    31. İstanbul Film Festivali’nin “Uluslararası Yarışma” bölümünde Altın Lale için, sanat ve sanatçı temasını işleyen ya da edebiyat uyarlaması olan 11 film yarışacak. Şakir Eczacıbaşı anısına sunulan Uluslararası Yarışma Altın Lale Ödülü, bu yıl da Eczacıbaşı Topluluğu tarafından verilecek 25.000 Avro’luk para ödülüyle destekleniyor. Bu ödülün 10.000 Avro’su birinci gelen filmin yönetmenine, 10.000 Avro’su filmin Türkiye’deki dağıtımını üstlenecek firmaya, 5.000 Avro’su da Jüri Özel Ödülü alan filme verilecek.
   Uluslararası Yarışma filmleri, Altın Lale ödülü için festivalin ikinci haftasında izleyiciler ve uluslararası jürinin huzuruna çıkacak. 31. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisinin başkanlığını bu yıl ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylan üstleniyor. Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi’nde Nuri Bilge Ceylan’ın yanı sıra oyuncu Hiam Abbas, yönetmen Brillante Mendoza, yönetmen Corneliu Porumboiu ve gazeteci Elçin Yahşi yer alıyor.   Altın Lale Uluslararası Yarışma’da Julia Loktev'in yönetmenliğini yaptığı The Loneliest Planet / Yalnız Gezegen, romantik bir dram ile korkunun birleşimi olan bağımsız bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Gael Garcia Bernal'in başrolde oynadığı film Gürcistan’ın dağlık ormanlarında geçiyor. Yönetmen Julia Loktev, festivalin ikinci haftasında İstanbul'da olacak.   Almanya ve İrlanda ortak yapımı Süper Kahramanın Ölümü / Death of a Superhero, canlı çekimler ile animasyonu yenilikçi bir üslupla harmanlayan dokunaklı, komik, samimi ve fevkalade modern bir film. Bu Filmde Ben Varım ile 2009’da İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale kazanan Ian FitzGibbon’ın yönettiği bu roman uyarlamasında Maymunlar Cehennemi–Başlangıç, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinden tanıdığımız Andy Serkis de rol alıyor.    Cannes’da “Belirli Bir Bakış” bölümünde prömiyerini yapan Bonzai, Şilili yönetmen Cristian Jimenez’in Optik Yanılmalar’ı izleyen ikinci filmi. Aşk, kitaplar ve bitkiler üzerine kurulu filmin öyküsü, Buster Keaton tarzı Güney Amerikalı bir kahraman etrafında gelişiyor. 2011 yapımı filmin oyuncularından Natalia Galgani festivale konuk olarak katılacak.
    Emily Brontë’nin meşhur Viktorya dönemi romanının uyarlaması olan Wuthering Heights / Uğultulu Tepeler yönetmeni Andrea Arnold’un büyük beğeni toplayan Kırmızı Sokak ve Akvaryum adlı filmlerinin izinden gidiyor. 2011 Venedik Film Festivali'nde En İyi Görüntü ve 2011 Valladolid Film Festivali'nde En İyi Görüntü Yönetmeni ile En İyi Çocuk Oyuncu ödüllerini toplayan film alışılageldik hoş dönem filmlerinin ötesinde, 19. yüzyıl Yorkshire’ında bir çiftlik evinde geçen yeni, cesur ve doğalcı bir intikam hikâyesi.   Yeni İran sinemasının en etkili isimlerinden Amir Naderi, Japonya’da,  çektiği son filminde klasik filmlerin sanatsal niteliğini geri getirmeye kendini adamış genç bir sinemacıya odaklanıyor. 2011 yapımı Cut, 2012'de Japonya'da gerçekleştirilen Takasaki Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu ve Jüri Özel Ödülleri'ni kazandı. Amir Naderi de festivale gelecek konuklardan…  Prömiyerini Cannes Film Festivali’nin “Belirli Bir Bakış” bölümünde yapan, Fransız yönetmen Robert Guédigian’ın son filmi The Snows of Kilimanjaro / Kilimanjaro’nun Karları ismini Ernest Hemingway’in ünlü kısa hikâyesinden alıyor. Filmde, işini kaybetmiş olsa da ailesi ve arkadaşları ile mutlu bir şekilde yaşayan rıhtım işçisi Michel’in, silahlı bir saldırıya uğramasından sonra hayatının nasıl değiştiği anlatılıyor.   Karlovy Vary Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ve Kiliseler Birliği Jüri Ödülünü alan Christian Schwochow’un Cracks in the Shell / Kabuktaki Çatlaklar’ı, sahnede kimse tarafından farkedilmeyen bir tiyatro öğrencisinin başrole seçildikten sonra yavaş yavaş kabuğundan çıkışını konu alıyor. Filmin ödüllü oyuncusu Stine Fischer Christensen festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek isimler arasında.   Berlin Film Festivali’nde Kiliseler Birliği Jüri Özel Ödülü ve Der Tagesspiegel gazetesi okuyucuları tarafından verilen özel ödülü alan The Delay / Gecikme Uruguaylı yönetmen Rodrigo Pla’nın beşinci filmi. Gündüzleri bir tekstil fabrikasında çalışan üç çocuklu Maria geceleri de yaşlı babasına bakmak zorundadır. Maddi ve manevi olarak bu zorluğa daha fazla dayanamayan Maria, babasını bir yerde terk edip sosyal servisleri arayarak onu bir huzurevine yerleştirme planı yapar. Filmin yapımcısı Sandino Saravia festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek.   Ünlü yazar Gabriel García Márquez’in oğlu, senarist ve yönetmen Rodrigo Garcia’nın son filmi Albert Nobbs, başrol oyuncusu Glenn Close ile En İyi Kadın Oyuncu da dahil, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Janet McTeer) ve En İyi Makyaj kategorilerinde Oscar ödüllerine aday gösterildi. Film, doğru düzgün bir iş bulabilmek için erkek kılığına girmiş ve kendi dükkânını açmak için gizli gizli para biriktirmeye uğraşırken kendi kimliğini unutmuş bir kadının hikâyesini anlatıyor.   Uluslararası Yarışma’da Altın Lale için Nikolaj Arcel’in A Royal Affair / Yasak Aşk ve daha önce Reprise / Tekrar filmiyle İstanbul’da Altın Lale ödülünü kazanmış Joachim Trier’in Oslo, 31 August / Oslo, 31 Ağustos filmleri de yarışacak.    Ulusal Yarışma ve Türkiye Sineması
    İstanbul Film Festivali’nde “Ulusal Yarışma ve Türkiye Sineması” sponsorluğunu 25 yıldır olduğu gibi Efes üstleniyor. İstanbul Film Festivali’nde Türkiye’den 2011–2012 sezonunda yapımı tamamlanan filmlerinin bir araya geldiği Türkiye Sineması bölümünde Ulusal Yarışma’nın yanı sıra Yarışma Dışı, Belgeseller ve Yeni Türkiye Sineması başlıkları altında 40’a yakın film gösterilecek.     Altın Lale Ulusal Yarışma    Festivalde bu yıl, 2011–2012 sezonunda yapımı tamamlanan 12 film, Ulusal Altın Lale ödülü için yarışacak. 31. İstanbul Film Festivali Altın Lale Ulusal Yarışma jüri başkanlığını, yönetmen, senaristi, şair ve yazar Murathan Mungan üstlenecek. Ulusal Yarışma Jürisi festivalde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu, En İyi Müzik ve Jüri Özel Ödülü olmak üzere toplam 9 dalda ödül verecek.    Ulusal Yarışma Jürisi’nin seçeceği En İyi Film 150.000 TL, En İyi Yönetmen 50.000 TL, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu 10.000'er TL ile ödüllendirilecek. İlk kez 2011 yılında para ödülüyle desteklenen Jüri Özel Ödülü bu yıl Efes tarafından verilmeye başlanıyor. Altın Lale Ulusal Yarışma’ya katılan filmler arasından Onat Kutlar anısına verilecek Jüri Özel Ödülü’nü kazanan filmin yönetmenine bir sonraki filminin yapımında kullanılmak üzere Efes tarafından 30.000 Amerikan Doları ödül verilecek.….



    18. İstanbul Tiyatro Festivali  

Yer: Çeşitli Mekanlarda
Tarih. 10 Mayıs-5 Haziran
    Sanatseverlerin merakla beklediği 18. İstanbul Tiyatro Festivali, bu yıl 10 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında izleyicilerine zengin ve renkli bir program sunuyor.
    Festival, “Özgürlükler - Sorgulamalar” teması altında, insan haklarından göçe, savaşlardan şiddetin farklı biçimlerine insan yaşamını sarmalayan olguları, özgürlüğünü sınırlayan durumları irdeleyecek. Festival kapsamında yurt dışından 5, Türkiye’den 40’a yakın tiyatro ve dans topluluğunun 100’ü aşkın gösterisi izleyicilerle buluşacak.
    İstanbul Tiyatro Festivali’nin başlangıcını, Türkiye ile Çin arasındaki kültürel yakınlaşmayı ve politik ilişkilerin güçlendirilmesini amaçlayan “Türkiye’de Çin Kültürü Yılı” etkinlikleri müjdeleyecek. 5 Mayıs'tan itibaren gerçekleştirilecek Şanghay Şarkı ve Dans Topluluğu ve Pekin Operası gösterilerinin ardından, 10 Mayıs'ta Pekin Ejderha ve Aslan Sokak Tiyatrosu’nun sokak gösterisi, İstanbul Tiyatro Festivali’ne renkli bir geçiş yapacak.
    İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl çok özel bir performansa ev sahipliği yapıyor. Dünyaca ünlü çağdaş sanatçı Kutluğ Ataman’ın İstanbul Tiyatro Festivali için ürettiği “SILSEL, Türkiye’ye yazılmış mektuplar” adlı projesi, festival kapsamında 12 Mayıs–5 Haziran tarihleri arasında Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda 7’den 70’e herkesi, hayalindeki gökyüzünü oluşturmaya davet edecek.
    İstanbul Tiyatro Festivali bu yıl bir ilke imza atarak dört yerli projeye ortak yapımcı olarak destek veriyor. Tiyatro Pera yapımı olan “Ah Smyram’m, Güzel İzmir’im” , Tilbe Saran-Cüneyt Türel yapımı olan “Elin Elimde”, Şehir Tiyatroları Çağdaş Gösteri sanatları Merkezi (ÇGSM) yapımı olan “İçtima-i Hakiki” ve Aydın Teker yapımı olan “Üç Faz” İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı olarak Festival seyircisiyle buluşacak. Festivalde ayrıca, “Yeni Dalga” başlığı altında 9 genç tiyatro ve dans grubunun gösterileri kendi mekânlarının yanı sıra Salon ve Sahne Beşiktaş’ta seyircilerle buluşacak.
    İstanbul Tiyatro Festivali, şehrin 22 farklı mekânına yayılacak gösterilerin yanı sıra, uluslararası üne sahip tiyatro toplulukları ve dans gruplarının katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, konferanslar ve sergilerle İstanbul’da tiyatroyla dolu bir ay yaşatacak.
    18. İstanbul Tiyatro Festivali etkinlikleri bir ay boyunca şehrin 20'nin üzerinde mekânına yayılacak: Ali Paşa Han, Sahne Beşiktaş, Caddebostan Kültür Merkezi, Galata Rum İlköğretim Okulu, Garajistanbul, Haldun Taner Sahnesi, Hamursuz Fırını, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Hasköy İplik Fabrikası, İkinci Kat, Kenter Tiyatrosu, Kumbaracı50, Küçük Sahne, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Mekan Artı, Oyun Atölyesi, Salt Galata, Üsküdar Stüdyo Sahnesi, Üsküdar Tekel Sahnesi, Salon, Tiyatro Hal, Tiyatro Pera.






“Ekmek Parası”


Tarih –saat :23 Şubat - 1 Mart 2012 - 20:30
Yer:Beyoğlu Terminal Sahnesi

Süre : 1 saat 15 dakika / Tek Perde.
   Bir işsiz, bir stajyer, bir garson, bir iş kadını, bir yönetici adayı... Hepsi aynı oyunda buluşurlar: Ekmek Parası.
    Ekmek Parası, Çağdaş Alman Tiyatrosunun önemli yazarlarından Gesine Danckwart'ın oynandığı birçok ülkede çok ses getirmiş,monologlardan oluşan çağdaş bir tiyatro denemesi. Kendi yaşamının hapsinde, neden olduğunu bilmeksizin günü kurtarmaya, ayakta kalmaya, kendini var etmeye çalışan isimsiz beş karakter her günü tek ve aynı bir gün gibi yaşamaya çalışırlarken içinde bulundukları kavganın amacı Ekmek Parası mı acaba?
    "Dünyadaki bütün bu hırgür, bu keşmekeş neye hizmet ediyor? Para hırsıyla canımızı dişimize takmış zenginlik, iktidar ve mükemmellik peşinde koşup duruyoruz. Bu koşunun sonunda ne bekliyor bizi? Doğanın gereklerini mi yerine getirmeye uğraşıyoruz? En yoksul işçinin yevmiyesi bile doğanın gereklerini karşılamaya yeter. Öyleyse; daha iyişartlarda yaşamak adını verdiğimiz o yüce amacın nasıl bir yararı var bize? "

                                                                                                       Adam Smith
   Zihinleri susmayan, sessizce bağıran ve biricik, yapayalnız ve kalabalık beş kafa sesi... Oyun boyunca susmaksızın düşünen, tartışan, kavga eden kısaca günü geçiren, kurtaran ve kazanan beş şehirli..

   “Bernarda Alba’nın Evi”   


Tarih -  Saat : 29 Şubat 2012 Çarşamba-20:30
Yer : Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü Tiyatro Salonu
Süre : 110 dakika / 2 Perde
  Geçtiğimiz sezonlarda klasik eserlere getirdiği yorumlarla seyircisinden olumlu eleştiri alan Oyunbaz, tiyatro tarihinin bir başka klasik başyapıtını daha Oyunbaz yorumu ile sahneye taşıdı: Federico Garcia Lorca’dan "Bernarda Alba’nın Evi".
  Yönetmenliğini Abdullah Cabaluz’un üstlendiği; A.Turan Oflazoğlu, Hale Toledo ve Caridad Svich çevirilerinden faydalanarak Oyunbaz tarafından derlenen Bernarda Alba’nın Evi, 20. yüzyılının en büyük İspanyolşairlerinden biri olarak kabul edilen Lorca’nın öldürülmeden önce kaleme aldığıson oyun.
   Oyun Üzerine
  İspanya İç Savaşı’nda faşist rejim askerleri tarafından “eşcinsel bir komünist” olduğu gerekçesiyle infaz edilen Lorca, bu oyunda kurguladığı “ev”ile iç savaş öncesi maruz kaldığıtoplumsal yapıyı adeta yeniden betimler. Bu kendi içine hapsolmuş yapıda tutkularının peşine düşenler için trajedi kaçınılmazken, arzularınıdizginleyebilenler, sustukları sürece, ne kendilerini ne de düzeni tökezletirler.
   Evin “erkeğinin” ölümü üzerine sekiz yıl sürecek bir yas ilan eden Bernarda, beş kızını ve kendini ata ocağına hapseder. “Artık kapılardan, pencerelerden hava bile sızmayacaktır içeri”.Çünkü “dedesinin evinde de böyle olmuştur, babasının evinde de”.
  Babaları ile birlikte diri diri gömülen bu beş “dilsiz kurbağa” için ise susmak ve beklemek dışında bir seçenek yoktur. Ne yapmaları gerektiğini bil(e)mezler, eyleme geç(e)mezler. Yaşarken yavaş yavaş çürürler.
   Bernarda Alba'nın Evi, insanın kendi elleriyle inşa ettiği bir cehennemin tasviridir.
 




Birçok Ülkede Sahnelenen “Sözleşme” Türkiye’de İlk Kez!


   Yer: Galata Perform
  Tarih 25 -28 Şubat  Cumartesi/Salı SAAT: 20.30
  Süre : 60 dk
   Oyunları birçok dile çevrilen ve birçok ülkede sahnelenen dünyaca ünlü İngiliz yazar Mike Bartlett'ın kaleme aldığı “Sözleşme” (Contractions) Türk seyircisiyle ilk defa buluştu. GİMP’in yeni oyunu “Sözleşme”, başarılı yazarın Türkiye’de sahnelenen ilk oyunu…
   Müthiş bir matematikle makul hale getirilen korkunç yasaklar bir süre sonra etrafınızı sardığında yapılacak tek şey kalacak; görmemek… Çünkü aslında ‘her şey yolunda’!
   Yönetmenliğini Şehir Tiyatroları sanatçısı Aziz Sarvan'ın üstlendiği, Derya Şahan ile Pınar Fidan’ın rol aldığı oyun, Şubat ayı boyunca her salı ve cumartesi Galata Perform’da!




   Moskova Balesi - Kuğu Gölü    


Yer: Türker İnanoğlu Maslak Show Center
Tarihler: 17-18-19 Şubat Saat 21:00

    Moskova Balesi (Moscow Ballet RFB) 17-18-19 Şubat'ta TİM Show Center'da...
    Klasik balenin en muhteşem eserlerinden “Uyuyan Güzel ve Kuğu Gölü” ile sadece 4 gösteri sergileyecek olan Moskova Balesi 17-18-19 Şubat tarihlerinde TİM Show Center’da…
   Moskova Balesi 1989 yılında Timur Fayziev tarafından kuruldu. Bir balet olarak dünyanın dört bir köşesini turnelerle dolaştıktan sonra sahnelerden emekli olan Fayziev kendi dans akademisini kurdu. 1989’da ise, akademisinden mezun olan öğrencilerin ihtiyacı olan profesyonel sürekliliği sağlamak adına “Moskova Balesi”ni oluşturdu.
   Topluluk birkaç sene gibi kısa sayılabilecek bir süre içinde Japonya, İngiltere, İspanya, İrlanda, Almanya, Tayland, İsviçre ve diğer birçok ülkede turneye çıktı. Kurulduğu günden bu yana ise klasik balenin en iyi eserlerini sahneledi: Uyuyan Güzel, Kuğu Gölü, Fındıkkıran, Giselle, Don Kişot, Romeo ve Jülyet, Bir Yaz Gecesi Rüyası ve Carmen (süit) gibi.
   Sahip oldukları profesyonellik anlayışı, mesleklerine gösterdikleri özen ve titizlikleri sayesinde topluluğun kazandığı ün ve prestij yıllar içinde giderek arttı. 1991’e gelindiğinde Moskova Balesi efsanevi balet ve koreograf Rudolf Nureyev’in İngiltere, Norveç ve İsveç’i kapsayan veda turnesine Rusya’dan davet edilen yegane topluluk oldu.
   2003 yılında, topluluk olarak sanata yaptıkları katkılar ve 1000. performansları şerefine ülkelerinden onursal diploma aldılar. 2008’de ise 1500. performansları için aynı diplomaya layık görüldüler.
   Bugüne kadar 60’ın üzerinde ülkede turneye çıkan Moskova Balesi için Rusya’daki en önemli bale topluluklarından biri olarak kabul edilmek, 20 yıldan bu yana dünyanın dört bir yanında sergiledikleri mükemmeliyetin en iyi kanıtı ve garantisidir.
 17.02.2012, Cuma 21:00 - Kuğu Gölü
18.02.2012, Cumartesi 15:00 - Kuğu Gölü
18.02.2012, Cumartesi 21:00 - Kuğu Gölü
19.02.2012, Pazar 15:00 - Uyuyan Güzel

- Fotoğraf makinası, video kamera kesinlikle içeriye alınmayacaktır.
- 6 yaş ve üstü bilete tabidir. 6 yaş altı etkinliğe alınmamaktadır.
- Garanti Bonus Kart sahiplerine % 15 indirim uygulanmaktadır. Bu indirim sadece Ana Gişe ve Perakende Satış Noktaları'nda geçerlidir




    Othello      


Yer : Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat 
Tarihler : 01 Şubat 2012 Çarşamba - 07 Mart 2012 Çarşamba
Biletler : www.dobgm.gov.tr, Süreyya Operası Gişe
 Beşiktaş Belediyesi Fulya Sanat, Şubat ayında sanatseverleri müziğin ve dansın en iyi örnekleriyle buluşturmaya devam ediyor. William Shakespeare’in aynı adlı tragedyasından uyarlanan ve opera-bale literatürünün en çok sahnelenen eserlerinden biri haline gelen Othello, 1 Şubat Çarşamba akşamı, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenecek.
    Otello başarılı bir komutandır.Karısı Desdemona ile büyük bir aşk yaşamaktadırlar. Ancak eski yaveri Iago kendisine büyük bir düşmanlık beslemektedir. Çünkü kendisini azledip yerine Cassio'yu seçmiştir. Roderigo ise Desdemona'ya umutsuz bir aşk duymaktadır.
   Hain Iago, yanına Roderigo'yu da alarak Cassio'yu gözden düşürecek korkunç bir plan kurar. Bunda da başarıya ulaşır.Öfkelenen Otello Cassio'nun rütbesini söker ve Iago'yu yeniden yaveri yapar. İstediğini elde eden Iago planının ikinci aşamasına geçer.
   Bu kez hedefi Otello'yu mahvetmektir. Onu karısının kendisini Cassio ile aldattığına inandırmak ister. Düzmece bir mendil oyunuyla bunu başarır. Öfke ve kıskançlıktan kavrulan Otello karısını öldürür. Desdemona'nın nedimesi olan karısı Emilia'nın acı itirafı ile kurduğu korkunç plan ortaya çıkan Iago, Emilia'yı bıçaklayıp kaçar. Karısının masum olduğunu anlayan Otello büyük bir pişmanlık ve üzüntüyle hançerini göğsüne saplar. Desdemona´nın cansız bedenine doğru sürünür ve sevgili karısının elini tutarak son nefesini verir.
   Koreografi Ve Sahneye Koyan: Uğur Seyrek
Eser: W. Shakespeare
Müzik: Giuseppe Verdi, Michael Galasso
Metin: Işık Noyan
Dekor: Adnan Öngün
Kostüm: Sevtaç Demirer Ulaş
Işı: H. Oktay Kanca


    Akbank Caz Festivali, 21. yılında yine dopdolu     


13 Ekim - 3 Kasım 2011
Caz tutkunlarının her yıl heyecanla beklediği, Türkiye'nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, 21. yılında yine dopdolu. Şehrin Sesi sloganı ile bu yıl 13 Ekim - 3 Kasım 2011 tarihlerinde dünyaca ünlü caz sanatçılarını ülkemizde ağırlayacak olan Festival, zengin konser programının yanı sıra atölye çalışmaları, paneller, yarışmalar, cazlı brunch'lar ve Kampüste Caz konserleri ile dikkat çekiyor.

21. Akbank Caz Festivali'nin Programı Açıklandı

    Organizasyonu Pozitif tarafından gerçekleştirilen 21. Akbank Caz Festivali’nin öne çıkan isimleri; Charles Lloyd New Quartet, Avishai Cohen “Seven Seas”, Arild Andersen Trio,Maffy Falay Sextet, Dusko Goykovich Quartet, The Ray Gelato Giants, Azam Ali & Niyaz, Carmen Souza, Robert Glasper Experiment, Vijay Iyer Trio ve ZAZ. Festival’in bu yılki mekanları arasında ise; Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Akbank Sanat Merkezi, Babylon, Ghetto, Nardis ve The Seed bulunuyor.

21. Akbank Caz Festivali’nden Seçmeler
    Ustalar : 21. Akbank Caz Festivali, “Ustalar” bölümünde bu yıl Arild Andersen Trio, Maffy Falay Sextet, Arto Tunçboyacıyan’s 1to3, Dusko Goykovich Quartet, Charles Llyod New Quartet ve Avishai Cohen “Seven Seas”’i ağırlıyor.
    21. Akbank Caz Festivali’nin açılışını Avrupa caz sahnesinin başarılı trio’larından biri olan Arild Andersen Trio yapacak. 30 yıldır Avrupa’nın önde gelen kontrbasçılarından biri olan ve 2008 yılında Fransa’nın Academie de Jazz ödüllerinde yılın müzisyeni seçilen Arild Andersen’e 13 Ekim 2011, Perşembe günü saat: 20.30’da Cemal Reşit Rey’deki performansında İskoçyalı efsanevi saksafon ustası Tommy Smith ve İtalyan asıllı davulcu Paolo Vinaccia eşlik edecek.
   Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük caz sanatçılarından dünyaca ünlü trompet ustası Maffy Falay ve topluluğu Maffy Falay Sextet, 14 Ekim 2011, Cuma günü saat: 20.30 Cemal Reşit Rey’de muhteşem bir performansa daha imza atacak.
   Yetenekli ve yenilikçi perküsyon sanatçısı Arto Tunçboyacıyan, 21. Akbank Caz Festivali’ne yeni projesi “1to3” ile konuk oluyor. Sanatçı, 19 Ekim 2011, Çarşamba günü saat 22.00’de Ghetto’da müzikseverleri caz müziğinin sınırlarında bir yolculuğa çıkaracak.
    Derin müzikalitesi, usta işi soloları ve hiç bitmeyen dinamizm ile dinleyenleri her zaman kendine hayran bırakmayı başaran Dusko Goykovich ve topluluğu Dusko Goykovich Quartet, 19-20 Ekim tarihlerinde saat: 21.00’de Nardis’te gerçekleştireceği iki performans ile caz tutkunlarıyla buluşacak. Bu konserde Goykovich’e piyanoda Burak Bedikyan, basda Kağan Yıldız, davulda ise Ferit Odman eşlik edecek.
    60'lı yıllardaki çarpıcı çıkışından sonra yeniden doğuşlar, inziva dönemleri ve her seferinde bir üst basamaktan geri dönüşlerle dolu bir kariyer izleyen, efsane saksafoncu Charles Lloyd Festival kapsamında 23 Ekim 2011, Pazar günü saat: 18.00 Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda Charles Lloyd New Quartet projesi ile caz tutkunlarıyla buluşacak.
   Ortadoğu ve Afrika etkilerini caz müziğiyle kendine has bir şekilde birleştiren başarılı basist ve besteci Avishai Cohen, 2011 yılında çıkan son albümü “Seven Seas” ile 23 Ekim 2011, Pazar günü saat: 20.30’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda sahne alacak.

Türk Cazının Yıldızları  : Türk Caz müziğinin en saygın ve önemli trompet sanatçılarından biri olarak kabul edilen İmer Demirer ”Kampüste Caz” konserleri serisiyle gençlerle bir araya gelecek.
   Uzun yıllar Paris’te solist olarak çeşitli oda müziği toplulukları ile çalışan ve başarılı yorumculuğu ile adından söz ettiren çello sanatçısı Sedef Erçetin ve usta caz müzisyeni Kerem Görsev “Chamber Jazz” projesi ile 20 Ekim 2011, Perşembe günü saat: 21.00’de The Seed sahnesinde olacak.
    New York basını tarafından "küresel bir müzik kaşifi" olarak tanımlanan saksafon ustası İlhan Erşahin, caz geleneğinden yola çıkarak, elektronika, hip-hop, groove gibi güncel türlere yer vermiş olduğu projesi İlhan Erşahin’s Love Trio featuring Arto Tunçboyacıyan ile 14 Ekim 2011, Cuma günü saat: 22.30 ve 24.00’de Babylon’da.
   Cazın Yeni Kuşağı  : Yeni nesil cazın en yetenekli müzisyenleri arasında gösterilen Vijay Iyer, Festival kapsamında trio’suyla beraber 18 Ekim 2011, Salı günü saat: 21.30’da Babylon sahnesinde olacak. 2010 yılında “en iyi enstrümantal caz albümü” kategorisinde Grammy’e aday gösterilen Vijay Iyer’a davulda Marcus Gilmore ve basgitarda ise Stephen Crump eşlik edecek.
Funky jazz’ı hip hop ile birleştirerek dinleyiciye eğlenceli bir “deneyim” sunan Robert Glasper Experiment farklı performansıyla 20 Ekim 2011, Perşembe günü saat: 22.30’da Babylon’da sahne alacak.
  Başarılı kontrbas sanatçısı Ozan Musluoğlu, 21 Ekim 2011, Cuma akşamı saat: 21.00’de Nardis sahnesinde, tenor saksafonda Engin Recepoğulları, piyanoda Uraz Kıvaner ve davulda Ferit Odman'dan oluşan bir kadroyla yeni albümü “40th Day”i seslendirecek.
   Türkiye’nin en yaratıcı basgitaristlerinden biri olan Alp Ersönmez, usta müzisyenlerden oluşan bir kadro ile "Yazısız" albümünü ”Kampüs’te Caz” konserleri kapsamında seslendiriyor olacak.
   Caz ve Dans  : 21. Akbank Caz Festivali’nin bir diğer konuğu ise İngiliz Kraliyet ailesi için konser veren ve Paul Mc Cartney’in düğününde sahne alan swing müziğinin efsane maestrosu Ray Gelato. Yüksek tempolu parçaları, fırtına gibi saksafon soloları ve orkestrasıyla her zaman müzikseverleri mutlu eden, klasik caz geleneğinin son temsilcilerinden Ray Gelato, 13 Ekim 2011, Perşembe günü saat: 22.30’da The Ray Gelato Giants ile Babylon sahnesinde olacak.
Nujazz’ı Brezilya sıcağı ve Soul müziği ile birleştiren Almanya’nın başarılı Nujazz topluluklarından Club des Belugas featuring Brenda Boykin, 15 Ekim 2011, Cumartesi günü saat: 23.00’de Babylon’da festivalin kaçırılmaması gereken performanslarından birini sahneliyor olacak.
    1920’li ve 30’lu yılların swing ruhunu günümüz dünyasının modern sesleriyle buluşturanWhite Mink (Electro Swing), 13 Ekim 2011, Perşembe günü saat: 22.30’da; 15 Ekim 2011, Cumartesi günü saat: 23.00’de Babylon Lounge’da cazseverlerle buluşacak.
    İlk albümünden itibaren hip-hop’ın en başarılı ve yaratıcı MC’lerinden biri olarak dikkat çeken Raashan Ahmad, 14 Ekim 2011, Cuma günü saat: 23.00’de Babylon Lounge’da unutulmaz bir performans sergileyecek.

Caz Müziğinin Öne Çıkan Kadın Sesleri
   21. Akbank Caz Festivali’nin takipçileri festival boyunca ZAZ, Azam Ali, Carmen Souza ve Esra Dalfidan’ın aralarında yer aldığı pek çok kadın müzisyenin performanslarını da izleme fırsatı bulacak.
    Fransa’nın dünyaca ünlü iki yıldızı Fréhel ve Edith Piaf’ı hatırlatan buğulu sesi ve bestelediği şarkılarla, 2010 yılında Avrupa’da “En Beğenilen Fransız Şarkıcı” ünvanını alan ZAZ, Festival kapsamında 22 Ekim 2011, Cumartesi günü saat: 20.30’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda, 23 Ekim 2011, Pazar günü saat: 20.30’da ise İzmir’de İzmir Arena’da unutulmaz iki konser verecek.
  Doğu mistisizmi ile buluşan müziğiyle, günümüzün en özgün müzisyenleri arasında gösterilen Azam Ali & Niyaz, Festival kapsamında 22 Ekim 2011, Cumartesi günü saat: 18.00’de Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda sahne alacak.
Afrika kültürel müziğini, Batuke ve Morna gibi Cape Verde ritimleriyle birleştiren Carmen Souza, Afro-Latin, dünya müziği ve caz arasında gidip gelen renkli çizgisi ve şiirsel performansıyla 19 Ekim 2011, Çarşamba günü saat: 21.30’da Babylon’da gerçekleştireceği konseriyle 21. Akbank Caz Festivali’ne farklı bir soluk getirecek.
  Geleneksel Türk ve Azeri parçalarını caz arajmanları ile yorumlayan Esra Dalfidan’nın ve topluluğu Fidan, 22 Ekim 2011 Cumartesi günü saat: 19.00’da Akbank Sanat’ta olacak.

Cazın Uzantıları
   Mark Helias’ın kontrbasta, Gerry Hemingway’in davullarda ve Ray Anderson’ın trombonda yer aldığı BassDrumBone, birbirinden çok farklı 3 müzisyenin olağanüstü bir uyum içinde sıra dışı performanslara imza attığı bir topluluk. Konser performanslarıyla büyük beğeni toplayan üçlü 16 Ekim 2011, Pazar günü saat: 20.00’de Babylon sahnesine konuk olacak.
   1996 yılında saksafon ustası Job Chajes tarafından kurulan, Amsterdam sokak ve parklarında sergiledikleri hareketli performanslarıyla kısa sürede dünya çapında tanınarak pek çok festivale katılan Amsterdam Klemzer Band, 20 Ekim 2011, Perşembe günü saat: 22.00’de Ghetto’da.
   New York’tan çıkma en orijinal füzyon gruplarından biri Hazmat Modine, şaşırtıcı canlı performansları, çok kültürlü ve hiçbir döneme ait olmayan müzikleriyle yeni albümleri “Cicada”nın tanıtım turnesi kapsamında 21 Ekim 2011, Cuma günü saat: 23.00’de Babylon’da olacak.
   Gitarist Önder Focan, Atinalı Hammond ustası George Kontrafouris ve davulcu Ediz Hafızoğlu’nun Balkan müziklerinin caz düzenlemeleri ve caz standartlarından oluşan bir repertuar seslendirdikleri Trio Balkan projesi 18 Ekim 2011, Salı günü saat:19.00’da Akbank Sanat’ta.
   Keşif : Norveç’in son dönemde yetiştirdiği en önemli soprano saksafon ustalarından biri olan Fr¸y Aagre, 21. Akbank Caz Festivali kapsamında 15 Ekim 2011, Cumartesi günü saat: 19.00’da Akbank Sanat sahnesine konuk olacak.
    Arap, Anadolu ve Balkan ezgilerini canlı elektronik altyapılarla harmanlayan, 2010 yılında yayınladıkları “Beyond Babylon” adlı ilk albümleriyle “Mixed World Magazine” tarafından “En İyi World Müzik Albümü” ödülüne layık görülen Arifa, övgü dolu performanslarından bir yenisini daha 21 Ekim 2011, Cuma günü saat: 19.00 Akbank Sanat’ta gerçekleştiriyor olacak.
   Zither, kalimba gibi enstrümanları tek başına çaldığı performansları ve kendi sesi ile yaptığı deneylerle ünlenen Norveç cazının yeni yıldızlarından Mari Kvien Brunvoll 20 Ekim 2011, Perşembe günü saat: 19.00 Akbank Sanat’ta.

Panel ve Atölyeler

Akbank 21.Caz Festivali kapsamında Akbank Sanat, Santral İstanbul ve Atölye Dans pek çok farklı panel ve atölye çalışmasına ev sahipliği yapacak.
   Panel: "Radyoda Caz Çalıyor" 14 Ekim 2011, Cuma saat: 19.00
Katılımcılar: Feridun Ertaşkan (Moderatör ), Sevin Okyay, Murat Beşer, Cenk Akyol, Tunçel Gülsoy, Okan Aydın.
   Panel: “Caz Müziğinde Kadın” 15 Ekim 2011, Cumartesi saat: 14.00
Katılımcılar: Tunçel Gülsoy (Moderatör) Nilüfer Verdi, Ayşe Tütüncü, Ayşegül Yeşilnil, Jülide Özçelik, Leyla Diana Gücük.
   Panel ve Atölye: “Caz Ritmi” (İstanbul Zilleri) 22 Ekim 2011, Cumartesi saat: 14.00
Katılımcılar: Cengiz Baysal, Ferit Odman, Güven Erkin Erkal ve Burak Ersöz.
   Atölye: Ezo Sunal Çocuk Atölyesi - “Çocuklarla Caz” 15 / 22 Ekim Cumartesi, 15:00
   Atölye: “Tap Away” 15 / 22 Ekim 2011, Cumartesi saat: 15.00
   Atölye: “Işık Animasyon Atölyesi” 16 / 23 Ekim 2011, Pazar saat: 14.00
   Atölye: “Mavi Loves Jazz” 21 Ekim 2011, Cuma saat: 13:00-15:00 / 15:00-17:00
   Düşler Akademisi  : ‘Sanat-çı engel tanımaz!’ sloganıyla yola çıkan Düşler Akademisi bu kez 23 Ekim 2011, Pazar günü gönüllü müzisyenleri ve sosyal dezavantajlı gençlerle Social Inclusion Band ile Akbank Sanat’ta sahne alacak.
   Caz’lı Brunchlar  : Kulağa olduğu kadar damak zevkine de hitap eden Caz’lı Brunch’lar bu yıl da devam ediyor. Tarihi dokusu ve eşsiz Boğaz manzarasıyla Feriye Lokantası’nın 16 Ekim 2011, Pazar; Moda Teras’ın ise 23 Ekim 2011, Pazar günü ev sahipliği yapacağı Caz’lı Brunch’larda farklı müzikal disiplinlerden gelen beş genç müzisyenden oluşan LAGE festivalcilere keyifli saatler yaşatacak.
   Akbank Sanat Kafe’de 15 Ekim 2011, Cumartesi ve 22 Ekim 2011, Cumartesi günleri Türk cazının genç yeteneklerini dinleyebilir, caza kendinizi bırakıp günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
   Kampüste Caz  : 21. Akbank Caz Festivali’nin en önemli etkinliklerinden biri olan “Kampüste Caz” ise, bu yıl 17 Ekim-03 Kasım tarihleri arasında tam 10 şehirde gerçekleştirilecek.
    Kampüste Caz etkinliğinin İstanbul konserleri kapsamında Türkiye’nin en yetenekli caz müzisyenlerinden Alp Ersönmez, Türk caz müziğinin en saygın ve önemli trompet sanatçılarından İmer Demirer, gerek benzersiz gitar stili, gerekse özgün eserleriyle dinleyicilerin müzikal algısına farklı bir boyut getiren Timuçin Şahin 17 Ekim - 21 Ekim 2011 tarihleri arasında Kültür Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde gençlerle bir araya gelecek.
   “Kampüste Caz”ın Anadolu ayağında ise; Alp Ersönmez “Yazısız” ve İmer Demirer Quartet 24 Ekim-03 Kasım tarilerinde Anadolu Üniversitesi (Eskişehir), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (Ankara), Karadeniz Teknik Üniversitesi (Trabzon), Atatürk Üniversitesi (Erzurum), 100. Yıl Üniversitesi (Van), Çukurova Üniversitesi (Adana), Erciyes Üniversitesi (Kayseri), Selçuk Üniversitesi (Konya) ve Uludağ Ünversitesi’nde (Bursa) performanslarını sergileyecek.

JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması
   Festival kapsamında bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek “JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması” da 30 yaşını aşmamış amatör genç yeteneklere, Festival’in bir parçası olma ve profesyonel sanatçılarla birlikte sahnede Jam Session yapma imkanı sunacak. Yarışmaya katılmak isteyen adayların hazırladıkları bir demo CD, kısa öz geçmişleri, müzik tarzını anlatan ön yazı ve bir fotoğraflarını 21. Akbank Caz Festivali/JAmZZ konu başlığı ile 05 Ekim 2011, Çarşamba gününe kadar Akbank Sanat Beyoğlu adresine ulaştırmaları gerekiyor.
   21. Akbank Caz Festivali Tişört’ünü Sen Tasarla Yarışması
   Festival'in bu seneki yeniliklerinden bir diğeri de 21. “Akbank Caz Festivali Tişört Tasarım Yarışması’ydı. 3 Ağustos 2011, Çarşamba günü Akbank Sanat Facebook sayfasında başlatılan 21. Akbank Caz Festivali Tişört Tasarım Yarışması”nda 6 Eylül 2011, Salı gününe kadar 2.500 tasarım birincilik için yarıştı. Bir ay süresince devam eden yarışmada 50.000’e yakın oy kullanıldı. Festival Tişörtü sanatçılar tarafından giyilecek olmasının yanısıra Babylon Gişesi’nden satılarak geliri sosyal dezavantajlı çocuklarla paylaşılmak üzere Düşler Akademisi’ne bırakılacak. Ödüllü tişörtün tasarımcısı 22 Ekim'de gerçekleşecek ZAZ konserine 2 kişilik bilet ve sürpriz ödüllerin sahibi olurken, kazanan tasarıma oy verenler arasından yapılacak çekiliş sonucunda 50 kişi de bu ödüllü tişörtü kazanma fırsatı yakalayacak.

   Ayrıntılı Bilgi için: www.akbankcaz.com  www.akbanksanat.com




   Concerto Barocco / Mi Favorita / Creatures    


Tarih - Yer : 12, 19 Ekim / 15, 30 Kasım Fulya Sanat Merkezi - 12 Kasım’da Süreyya Opera Sahnesi

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, “Concerto Barocco – Creatures – Mi Favorita”dan oluşan programıyla Kasım ayında sanatseverlere çağdaş bir dans şöleni sunuyor.
20. yüzyıl dünya bale repertuvarının önde gelen eserleri Concerto Barocco, Creatures ve Mi Favorita Paris Operası’nın baş dansçılarından José Martinez ve dünya çapında ün kazanmış koreograflar Patrick De Bana ve George Balanchine’in dansçılarından Nanette Glushak yönetiminde Kasım ayı boyunca Hem Süreyya Operas Sahnesi hem de Fulya Sanat Merkezi’nde sahneleniyor.
Programın açılış parçası ilk kez 1941’de Rio de Janerio’da sahnelenmiş olan Neoklasik balenin öncüsü George Balanchine’e ait olan “Concerto Barocco”. Ballet du Capitole’un sanat yönetmeni Nanette Glushak’ın yorumuyla sahnelenecek olan eserin müziği Johann Sebastian Bach imzası taşıyor. New York Şehir Balesi’nin 1948 yılındaki açılışında sergilenen üç eserden biri olma özelliği taşıyan Concerto Barocco, 1987’den bu yana dünyanın birçok topluluğunda Balanchine eserleri sahneye koyan Nanette Glushak tarafından sahnelenerek İstanbul’da yeniden hayat kazanıyor.
Programın ikinci eseri beş çiftten oluşan “Creatures”. Alman asıllı dansçı ve koreograf Patrick De Bana tarafından sahneye konan eser,Paris Operası’nın usta dançılarından Manuel Legris tarafından çalıştırılan klasik Türk müziğinden İran perküsyonlarına ve müzisyen Dhaffer Yousef’in müthiş performansıyla seyirciye sadece görsel değil müzikal de bir şölen sunuyor. İçselliğe giden ortak yolu bulmayı amaçlayan Creatures, izleyeni kendisine doğru bir yolculuğa sürüklüyor.
Programın son eseri “Mi Favorita” ise Paris Operası’nın baş dansçılarından José Martinez tarafından ilk kez 2002’de sahneye kondu. Müziği Gaetano Donizetti’ye ait olan eser, yaratıcı öğeler içeren bir klasik çalışma olarak başta dansçıların değiş tokuşla önce partnerlerini, daha sonra da kostümlerini değiştirmeleriyle her cümlede izleyiciye yeni şeyler söyleyen özgün bir dile sahip. Versay Sarayı ve IV. Louis döneminden etkilenilen orijinal kostüm tasarımı ise yine Paris Operası’nın baş dansçılarından Agnés Letestu imzası taşıyor. Farklı karakteristik ve fiziklerdeki beş çiftten oluşan Mi Favorita, dansçıların bedensel ayrılıklarını da sahneye taşıyor.

12, 19 Ekim ile 15, 30 Kasım tarihlerinde Fulya Sanat Merkezi’nde, 12 Kasım’da ise Kadıköy Süreyya Operası’nda izleyiciyle buluşacak eser çağdaş dansa ilgi duyan herkesi büyülemeye hazırlanıyor.



    Filmekimi 10 yaşında!   



Yer: Çeşitli Mekanlar
Tarihler: 08-15 Ekim 2011
Filmekimi bu yıl 8-15 Ekim tarihlerinde 10. yaşını kutluyor. 10. yıla özel olarak, Filmekimi ilk kez İstanbul sınırlarını aşıyor ve Türkiye'nin beş kentinde daha sinemaseverlerle buluşuyor.
Bu yıl da dünyanın belli başlı festivallerinde ödüller kazanmış, Berlin, Cannes, Venedik ve Toronto'da dünya prömiyerlerini yapan filmlerle usta yönetmenlerin son yapıtlarının da aralarında bulunduğu
39 film, Filmekimi boyunca izleyicilerin karşısına çıkıyor. Bu zengin program 8 gün boyunca Beyoğlu'nda Atlas ve Beyoğlu sinemalarının yanı sıra Nişantaşı Citylife City's ve Cinebonus Maçka G-Mall olmak üzere 4 sinemada izleyicilerle buluşacak.
Filmekimi kapsamında bu yıl Avrupa Birliği MEDIA programının desteğiyle İstanbul'un yanı sıra İzmir, Bursa, Konya, Trabzon ve Diyarbakır'da hafta sonları gösterimler yapılacak ve böylece Filmekimi Türkiye'nin dört bir yanında yeni sinema sezonunu müjdeleyecek. Filmekimi seçkisi 13-16 Ekim'de İzmir YKM Cinebonus, 20-23 Ekim'de Bursa Burç ve Konya'da Kule Site Sineması,
27-30 Ekim'de Trabzon'da Cinebonus Forum Trabzon ve Diyarbakır'da Avrupa
Sineması'nda izleyicilerle buluşacak. İstanbul dışındaki kentlerde yapılacak gösterimlerin programı, ağırlıklı olarak Avrupa filmlerinden oluşacak.
Program değişikliği
Teknik bir nedenden ötürü 9 Ekim Pazar saat 13.30'da gösterilecek Aşkın Formülü Yok filmi ile 10 Ekim Pazartesi saat 19.00'da gösterilecek Ruh Eşim filmlerinin yeri değişmiştir. Bu filmlere bilet almış olan Lale Kart sahipleri arzu ederlerse biletlerini iade edebileceklerdir. Filmlerin seansları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
G-Mall 9 Ekim Pazar 13.30 Ruh Eşim
G-Mall 10 Ekim Pazartesi 19.00 Aşkın Formulü Yok
Filmekimi broşürleri Filmekimi sinemaları (Beyoğlu Atlas, Beyoğlu Beyoğlu, Nişanyaşı Citylife City's, Cinebonus Maçka G-mall), ana gişe İKSV ve Bienal gişelerinden (Antrepo 3 ve 5) 1 TL karşılığı alınabilir


  Rock’n Coke Festivali Yer: Hezarfen Havaalanı  

Tarih :15-16-17 Temmuz
Coca-Cola ve Pozitif tarafından düzenlenen Rock’n Coke Festivali 16 ve 17 Temmuz 2011 tarihlerinde Hezarfen Havaalanı’nda müzikseverlerle buluşuyor. Bu sene birden fazla sahnesi ve zengin programıyla müzikseverlere dolu dolu bir haftasonu yaşatacak Rock’n Coke festivalinin bu seneki sanatçı programının bir kısmı açıklandı.

Çok yakında festival programının geri kalanını www.rockncoke.com sitesi üzerinden açıklayacak Rock’n Coke festivali, bu sene bir çok farklı müzik türüne, dünyaca ünlü grupların sahne alacağı Ana Sahne, alternatif müzik türlerine yer verecek Alternatif Sahne, taze ve çizgi dışı müzik gruplarının performans göstereceği Sonar Sahnesi üzerinden ev sahipliği yapacak.

Türkiye’nin en büyük açık hava etkinliği Rock’n Coke aynı zamanda eğlenceli etkinlik alanı aktiviteleri, yenilikleri ve 10.000 kişi kapasiteli kamp alanıyla bu yaz müzikseverler için unutulmaz bir festival deneyimi sunmaya hazırlanıyor.

ROCK’N COKE 2011

http://www.rockncoke.com/Default.aspx?coke=Muzik
www.pozitif.info
 

            18. İSTANBUL CAZ FESTİVALİ    

Tarih :1–19 Temmuz 2011  
 İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından bu yıl 14. kez Garanti Bankası sponsorluğunda düzenlenen 18. İstanbul Caz Festivali, 1–19 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
    18. İstanbul Caz Festivali, 40’ın üzerinde konser, 300’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyla yine İstanbul’un kalbini cazla dolduracak. İstanbul Caz Festivali konserleri bu yıl Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi, Arkeoloji Müzesi, Aya İrini Müzesi, İstanbul Modern, İstinyePark, Salon ve The Marmara Esma Sultan gibi klasikleşmiş mekânların yanı sıra ilk defa bir konser mekânı olarak kullanılacak olan Tersane Sahnesi ve santralistanbul Kıyı Amfi’de gerçekleşecek. Tünel Şenliği’ndeki mekânlar da dâhil olmak üzere toplam 25 farklı etkinlik mekânı ile festival şehrin farklı noktalarına yayılacak.
    İstanbul Caz Festivali`nin, geçen sene ilkini gerçekleştirdiği ve büyük ilgi gören etkinliği Tünel Şenliği’nin ikincisi, festivalin ilk hafta sonu, geçtiğimiz yıla göre daha da kapsamlı programıyla, müzikseverlerle buluşacak. 2 Temmuz Cumartesi günü düzenlenecek Tünel Şenliği`nde, Tünel ve Galata meydanlarında kurulacak ana sahnelerin yanı sıra Beyoğlu, Şişhane, Galata, Asmalımescit bölgelerinde sokaklarda ve birçok farklı mekânda gerçekleştirilecek konserler, atölye çalışmaları, özel sergiler, ikramlar ve etkinliklerle, “festival içinde festival” geç saatlere kadar devam edecek.
    TÜNEL ŞENLİĞİ CAZSEVERLERİ SOKAKLARA ÇAĞIRIYOR!
    İstanbul Caz Festivali geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda Tünel’i bir şenlik alanına çevirecek! Festivalin ilk hafta sonunda, 2 Temmuz Cumartesi akşamı düzenlenecek Tünel Şenliği’yle festival, kentin kültür-sanat yaşamının nabzının attığı Beyoğlu, Tünel, Asmalımescit, Şişhane ve Galata bölgesinde bir kez daha “festival içinde festival” yaratacak.
    Coca-Cola ve Vodafone eş-sponsorluğu, Hollanda Konsolosluğu ve Beyoğlu Belediyesi işbirliğiyle 2 Temmuz Cumartesi günü saat 18.00’de başlayacak şenlik, Beyoğlu ve Galata bölgesinde sokaklarda ve değişik mekânlarda ücretli ve ücretsiz konserler, atölye çalışmaları, özel sergiler ve ikramlarla gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam edecek. Tünel Şenliği’nin ayrıntılı programı, bölgede birbirine yakın mekânların haritası üzerinden takip edilebilecek.
    Galata ve Tünel’de kurulacak iki ana sahnedeki ücretsiz konserlerle bütün bölgede bir festival atmosferi yaşanırken gece boyunca seyirciler değişik mekânlar ve sahneler arasında mekik dokuyarak, birbirinden farklı etkinliklere katılacak. Salon, Salt Beyoğlu, Nardis Jazz Club, Hollanda Konsolosluğu Bahçesi, İtalyan Kültür Merkezi ve Galata Cabaret gibi Tünel bölgesinin renkli mekânlarında gece boyunca sahne alacak sanatçılar arasında Okay Temiz, Emin Fındıkoğlu Dörtlüsü (Konuk sanatçı: Hakan Behlil), Neil Cowley Trio, The Souljazz Orchestra, Mdungu, Pinettes Brass Band, East Park Reggae Collective, Elif Çağlar, Jehan Barbur ve Emir Ersoy gibi isimler yer alıyor


  39.  İSTANBUL MÜZİK FESTİVALDE “UZAKLARA YOLCULUKLAR”


Tarih : 4–29 Haziran  2011
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Borusan Holding sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Müzik Festivali, 39. yılında müzikseverleri dopdolu bir programla karşılıyor.
Festival sponsorluğunu 2006 yılından beri Borusan Holding’in üstlendiği İstanbul Müzik Festivali, bu yıl 4–29 Haziran tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Üç dünya ve altı Türkiye prömiyerine ev sahipliği yapacak İstanbul Müzik Festivali, aralarında Gidon Kremer, Yuri Bashmet, Patricia Petibon, Hilary Hahn, Renée Fleming, Christoph Eschenbach gibi yıldız isimler ve klasik müziğin en önemli orkestralarından Schleswig-Holstein Festival Orkestrası’nın da dâhil olduğu 600’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyı İstanbul’da ağırlayacak. Festivalde, konser öncesinde gerçekleştirilecek söyleşi ve anlatıların yanı sıra, bu sene ilk defa seyircilere açık olarak gerçekleştirilecek ustalık sınıfları da gerçekleştirilecek.
    İstanbul Müzik Festivali, bu yıldan itibaren her sene programını bir tema üzerine kurgulayacak. 39. İstanbul Müzik Festivali’nin “Uzaklara Yolculuklar” temasıyla bağlantılı olarak oluşturulan programında Amerika’nın batı yakasından Rusya’ya, İspanya’dan Buenos Aires, Venedik, Hint Okyanusu ve Meksika’ya uzanan geniş bir coğrafyanın müzikleri festival seyircisiyle buluşacak.
    İstanbul Müzik Festivali’nde bu yıl, senfoni ve oda orkestraları, vokal konserler, oda müziği, resitaller olmak üzere toplam 24 konser yer alıyor. Festival bu yıl farklı konser mekânlarıyla da dikkat çekecek; Aya İrini Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Çinili Köşk, Süreyya Operası, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı gibi klasikleşmiş mekânlara bu sene Galata Mevlevihanesi, İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası, İstanbul Modern ve santralistanbul gibi farklı mekânlar da ekleniyor.
    Festival bundan böyle Türkiyeli ve yabancı bestecilere eser siparişi vererek, çağdaş müzik repertuarını zenginleştirme yönünde de önemli bir adım atıyor. Bu bağlamda İlhan Usmanbaş’ın ve genç bestecimiz Turgut Pöğün’ün İstanbul Müzik Festivali tarafından sipariş edilmiş yeni eserlerinin dünya prömiyerleri festival kapsamında gerçekleştirilecek.


     TÜRKİYE'NİN İLK MÜZİK FESTİVALİ BAŞLIYOR!       

Tarih : 23 – 29 Mayıs 2011

Türkiye’de sanat eğitimi ve etkinliklerinde öncülüğüyle tanınan Pera Güzel Sanatlar bir ilke daha imza atarak, Türkiye’nin uluslar arası düzeydeki ilk müzik festivalini düzenliyor. Klarinetten piyanoya müziğin farklı branşlarını bir araya getiren Pera Müzik Festivali, 23 – 29 Mayıs 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek.

    Festival, Kent Orkestrası’nın Ortaköy Meydanı’nda konseriyle başlayıp yüzlerce genç sanatçının performanslarına ve dünyaca ünlü müzik ustalarının aktivitelerine sahne olacak.

     Klasik müzik yıldızlarını müzik severlerle buluşturmanın yanı sıra genç yetenekleri keşfetmeyi de görev edinen Pera Festivalleri, bu yıl da bünyesine bir yenisini ekleyerek Pera 1. Uluslararası Müzik Festivali'ni gerçekleştiriyor. Festival farklı ülkelerden gelen sanatçı ve katılımcılarla İstanbul halkına geleneksel ama aynı zamanda çağdaş unsurlarla farklı bir atmosfer yaşatmayı hedefliyor. 23-29 Mayıs 2011 tarihleri arasında gerçekleşecek ve İstanbulluların heyecanla beklediği 1. Uluslararası Pera Müzik Festivali klasik müzikle ilgilenen gençleri bir araya getirerek sanatsal ve kültürel değerleri tanıtmayı, farklı sanatsal ve kültürel kavramları kaynaştırabilmeyi ve ortak bir dünya kültürü oluşumuna katkıda bulunmayı amaçlıyor.



   Gençlerin sahne almasının yanı sıra Festival Programı içerisinde farklı aktiviteler de yer alıyor;

      Barış Manço 12. ölüm yıldönümünde kendi evinde ….   


Yer  : Barış Manço 81300 Moda Müzesi  
Tarih: 1 – 8 Şubat  2011
 Türkiye’nin unutulmaz sanat adamı, 7’den 77’ye herkesin sevgilisi Barış Manço ölümünün 12. yıldönümünde, Halkbank’ın desteğiyle Kadıköy Belediyesi tarafından Barış Manço 81300 Moda Müzesi’ne dönüştürülen evinde; ailesi, okul arkadaşları, sanatçı dostları ve sevenleri tarafından etkinliklerle anılacak.
Halkbank, Barış Manço 7’den 77’ye Doludizgin Barış ve Sevgi Derneği ile Kadıköy Belediyesi’nin “Barış ve Sevgi Haftası” adıyla organize ettiği etkinlikler, 31 Ocak gecesi başlayıp 8 Şubat akşamına kadar devam edecek.
31 Ocak akşamı saat 19.00’da müzede buluşacak sevenleri ve hayranları, sanatçının vefat ettiği 23.00’e kadar Barış Manço şarkılarını hep bir ağızdan seslendirecek. Etkinlikler hafta boyu söyleşiler ve dinletilerle devam edecek. Söyleşilerde Barış Manço’nun oğlu Doğukan Hazar Manço ve kardeşi İnci Manço İlbay, lise arkadaşları Ender Enön ve Batur Pere, sanat camiasından dostları Eser Taşkıran, Erkmen Sağlam, Celal Güven, Cahit Berkay, Tamer Şahin, Ahmet Güvenç, Cihangir Akkuzu, Ayşegül Aldinç, Hasan Uğur Epirden, Hulusi Tunca ve Nurcan Sabur sanatçıyla ilgili anılarını paylaşacaklar.
Halkbank, Barış Manço’yu çocuklarla buluşturacak…
Halkbank, 1 – 8 Şubat Barış ve Sevgi Haftası kapsamında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yuvalarında yaşayan 7 – 12 yaş arası çocuklara yönelik özel sanat atölyeleri düzenleyecek. 1 – 4 Şubat tarihleri arasında Semaver Kumpanya’nın ritim grubu, atölyeye katılan çocuklarla ritim eşliğinde Barış Manço’nun unutulmaz şarkılarını bir ağızdan seslendirecek.
5 – 8 Şubat tarihlerindeki “barış” temalı resim atölyesinde ise çağdaş resim sanatının Türkiye’deki genç ve başarılı temsilcilerinden Barış Sarıbaş çocuklarla birlikte tuvallere renk verecek. Çocuk yuvalarından gelen minik ziyaretçiler atölyeler öncesinde müzeyi gezerek Barış Manço’yu yakından tanıma fırsatı da yakalayacak.
Barış Manço’nun sevgi ve özlemle anılacağı bu hafta kapsamında 3 Şubat tarihinde sevenleri ve hayranları sanatçının adını taşıyan vapurla hep birlikte Kanlıca’daki kabristanı ziyarete de gidecekler. Hafta boyunca tüm Barış Manço hayranları müzeyi ücretsiz gezip etkinliklere katılabilecek.
Adres: Barış Manço 81300 Moda Müzesi  Yusuf Kamil Paşa Sok. No. 5 Moda  Tel: 0216 337 94 13


                 Alman Filmleri Haftası                            

Yer: Beyoğlu Sineması
Tarih: 26 Kasım - 02 Aralık 2010
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteği ile Türk Sinema Vakfı (TÜRSAV) tarafından gerçekleştirilen “İstanbul/Pecs/Essen-RUHR Sinemasal Buluşma   - 2010” Projesi kapsamında Beyoğlu Sineması’nda “2010 Ruhr - KRW Alman Filmleri Haftası” gerçekleştiriliyor.
Bu proje kapsamında Ekim ayında Essen`de bir Türkiye Sinema Haftası gerçekleştirildi. Şimdi de Ruhr Metropolü, İstanbul`un konuğu oluyor: 26 Kasım – 2 Aralık 2010 arasında RUHR2010, TÜRSAV ve İstanbul Goethe Enstitüsü ile işbirliği içinde bir sinema haftası gerçekleştirerek, Beyoğlu Sineması`nda 6 kısa, 7 uzun filmden oluşan bir program sunacak. Kısa filmler, Oberhausen Kısa Film Festivali`nin sanatsal yöneticileri tarafından seçildi. Uzun filmlerin seçiminde Lünen Sinema Festivali`nin danışmanlığından yararlanıldı. Filmlerin tümü, Ruhr Bölgesi ve Kuzey Ren Vestfalya ile bir ilişkisi  olan filmler. Film haftasının açılışı Thomas Arslan’ın „Gölgede“ filmi ile 26 Kasım 2010 saat 19.00’da Beyoğlu Sineması’nda yapılacak.
Essen/Ruhr bölgesinin bağlı bulunduğu ve yaklaşık 300.000 Türkün yaşadığı Kuzey Ren Wesfalya (KRW) Eyaletinde doğmuş ve film yapan iki Türk asıllı yönetmen Sinan Akkuş ve Thomas Arslan’ın son filmleri de İstanbullu sinemaseverlerle buluşuyor. Hafta dolayısıyla İstanbul’a gelecek olan sanatçılar göterimler sonrası izleyici ile söyleşilere katılacaklar.
Hafta boyunca uzun metraj filmler kategorisinde Thomas Arslan’ın “Gölgede/ Im Schatten”, Florian Henckel von Donnersmarck’ın “ Başkalarının Hayatı / Das Lebend der Anderen”, Sebastian Schipper’in “Bir Arkadaşım / Ein Freund von mir”, Sinan Akkuş’un “Evet – Ja, ich Will!”, Wolfgang Becker’in “Elveda Lenin / Good bye, Lenin”, Ali Samadi Ahadi’nin “Salami Aleikum” ve Jan Martin Scharf ve Arne Nolting’in “Gerçekler ve Ödevler / Wahrheit oder Pflicht” adlı filmleri İstanbulllu sinemaseverlerle buluşacak.
“Oberhausen Seçkisi “kısa metraj filmler kategorisinde ise Jan Verbeek’in “Tokyo’da Bir Çarşamba Gecesi / On a Wednesday night in Tokio”, Karl Tebbe’nin “Böcek / Milbe”, Michael Koch’un “Sana Sadık / Wir sind dir Treu”, Nina Poppe’nin “Sunrise Dacapo”, Lola Randl’ın “Verena, Verona” ve Ariane Kessissoglou’nun “Dance of Freedom” adlı filmleri gösterilecek. Kısa metraj filmler Beyoğlu Sineması’nda 16.00 ve 19.00 seanslarında gösterilmekte olan uzun metrajlı filmlerin önünde ve 35 mm. formatında gösterime sunulacak.
Alman Filmleri Haftası etkinlikleri kapsamında film gösterimlerinin yanı sıra, KRW Eyalet Film Fonu ve KRW Eyaletinde çalışan Türk ve Alman yapımcı-yönetmenlerle Türkiyeli  yapımcı ve yönetmenlerin ortak yapım koşullarını tartışmak üzere buluşacağı bir “Türk - Alman Yapımcılar Buluşması” da düzenlenecek.
“Alman Filmleri Haftası” detaylı gösterim programına, www.goethe.de , www.tursav.org.tr ve www.sinemasalbulusma.org adreslerinden ulaşılabilir.


       Avrupa Yazarlar Parlamentosu    

Yer   : Hilton Convention Center, Harbiye                
 Tarih : 25-27 Kasım 2010

Edebiyatın dünya gücü olduğu bir gerçek... Yazarlarsa bu gücü insanlığın vicdanı yararına kullanmak konusunda istekliler ve arayışlarına günümüz dünyasında da devam ediyorlar.
 
İstanbul, Avrupa Yazarlar Parlamentosu'na Kült Artistic Reflex tarafından çerçevesi ve içeriği belirlenen bir organizasyonla ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle, 25-27 Kasım 2010 tarihleri arasında ev sahipliği yapacak.

Nobel Ödüllü yazar Jose Saramago’nun 18 Mayıs 2007 tarihinde İstanbul’da öne sürdüğü fikir kapsamında şekillenen etkinlik kapsamında Avrupa'nın önde gelen yazarları, fikir adamları, eleştirmenleri ve akademisyenleri çeşitli yönleriyle Avrupa Edebiyatı'nı ele alacaklar. Türkiye'den de konu ile ilgili önemli isimlerin katılacağı bu etkinlik, İstanbul'un önde gelen Avrupa kültür şehirleri arasında addedilmesi bakımından da, önemli bir dönüm noktası olacak.

Avrupa Yazarlar Parlamentosu’nun Onur Konuğu Yaşar Kemal
Yaşar Kemal’in Onur Konuğu olarak katılacağı etkinlikte Adalet Ağaoğlu, Hari Kunzru, İskender Pala, Jason Goodwin, Tahsin Yücel, Nedim Gürsel, Mario Levi, Glenn Meade, Doğan Hızlan, Vikram Seth, Gündüz Vassaf, Cevat Çapan ve PEN International Genel Sekreteri Eugene Schoulgin gibi önemli yazar, eleştirmenler yer alacaktır. AYP, üç gün boyunca devam edecek ve sadece ana akım edebiyatların değil Malta’dan Slovenya’ya tüm çevre ülkelerin temsil edileceği parlamentoda Avrupa Birliği’nin 27 ülkesinin tamamından 100'ü aşkın katılımcı yer alacaktır.

Toplantı genel oturumun ardından dört komisyona ayrılarak devam edecek, Bülent Somay, Endüstrileşme, Kitlesellik ve Edebiyat; Levent Yılmaz, Avrupa Edebiyatının Sınırlarının Yeniden Tanımlanması; Cem Akaş, Dijital Çağ’da Edebiyat ve Rüstem Aslan, Edebiyat Coğrafyaları başlıklı komisyonları moderatör olarak yöneteceklerdir.

Edebiyatın sınırlarına, çoğulculuğuna ve geleceğine ışık tutacak İstanbul Deklarasyonu…
Projenin amacı doğrultusunda 12 oturumun sonucunda elde edilen bilgiler ışığında ulusal/uluslararası basın ve edebiyat çevrelerine duyurulmak üzere bir “İstanbul Deklarasyonu” hazırlanacaktır
Kaynak : http://www.istanbul2010.org/HABER/GP_805061


Art in the Auditorium II- İstanbul Modern Sinema’da farklı ülkelerden çağdaş video seçkisi


Yer   : İstanbul Modern
Tarih : 25-28 Kasım
  
Whitechapel Sanat Galerisi tarafından düzenlenen çağdaş video etkinliği “Art In The Auditorium”un ikinci seçkisini sunuyor. Kutluğ Ataman’ın yapım şirketi Saatleri Ayarlama Enstitüsü’yle ortak gerçekleştirilen etkinlikte farklı ülkelerden küratör ve sanatçıların seçtiği altı video ilk kez Türk izleyiciyle buluşacak. Gezici video programının bu yılki ayağında yer alan sanatçılar Patrizio Di Massimo, Lars Laumann, Ursula Mayer, Charly Nijensohn, Nova Paul ve Aïda Ruilova. Art in The Auditorium seçkisi, 25 ve 28 Kasım günleri saat 13.00, 15.00 ve 17.00’de, 27 Kasım Cumartesi ise saat 13.00’te gösterilecek.

Seçkideki işler bir yandan işitsel-görsel araç olarak videonun anlatı olanaklarını araştırırken bir yandan da güçlü sembolik anlamlar taşıyan imgeler sunuyor. Bazı işler tek perspektifli belgeselleri andırırken, bazıları da animasyon ve yeni dijital tekniklerle görsel keşifler yapıyor, imgenin estetik değerini vurguluyor.
Kaynak : http://www.istanbulmodern.org/


  Dans Kamera İstanbul 2010, 3. Uluslararası Dans Filmleri Festivali      



Yer: Çeşitli Mekanlar
Tarihler: 22- 30.Kasım 2010
Dans Kamera İstanbul Festivali, bu sene üçüncü kez zengin arşivini yeniden sizlerle buluşturmaktan mutluluk duymaktadır. Festivalimiz, ülkemizde yepyeni ve gelişmekte olan alternatif bir alan; dans filmi ve dans fotoğraflarının üretimi, teşviki, farkındalığı ve paylaşımına adanmıştır.
Yine 6 kıtadan dansın ve film tekniğinin birçok farklı yaklaşımına ait örnekler İstanbul`da Avrupa ve Anadolu Yakası`nda 4 mekân çatısı altında izlenebilecektir. Karma Dans Fotoğrafları Sergisi, Belgesel Filmler, Video Dans Enstelasyonları ile Beden Enstelasyonu’nun yanı sıra, dans filmi ile fotoğrafına dair çalıştaylar festival programı kapsamında yer almaktadır.
Dans Kamera İstanbul Festivali`nde temel amacı; dans, film, fotoğraf, müzik ve yaşama dair diğer ilintili sanatsal ve bilimsel formların etkileşimini sağlayarak, profesyonel ve amatör dans filmi ve fotoğrafçıları arasındaki tanışma ile paylaşım ortamını oluşturmak ve bu alandaki farkındalıkla beraber merak duygusu, üretim ve araştırmaya teşvik etmektir.
22 - 30 Kasım 2010 III. Dans Kamera İstanbul Festivali’nin birbirinden farklı coğrafi kültür ve çeşitli sanatsal tekniklerle yaratılan yapıtların özellikle birçok genç ve deneyimli sanatçıların ufkunu açacağına ve ruhlarını besleyeceğine gönülden inanmaktayız. Şu an için hiçbir kurum ve kuruluştan finansal destek almadan yürütülen bu genç ve dinamik festivalimizin başarıyla sürdürülebilmesi için öncelikle sizlerin desteğine ihtiyaç duyduğumuzu bilmenizi isteriz.
Dans Kamera İstanbul Festival ekibi olarak bizimle bu yolculuğu paylaşan tüm dostlarımıza ve siz izleyicilerimize en içten teşekkürlerimizi sunarız. Hepimize festival gibi renkli, ümit ve ışık dolu bir hayat dileğiyle, festivalimize hoş geldiniz.
Keyifli seyirler!
Onur Topal Sümer
Dans Kamera İstanbul Direktör ve Küratörü 
Kaynak: www.dancecamera-istanbul.org

     "Geçmişe Sığınanlar" Akbank Oda Orkestrası     


Tarih : 25 Kasım Perşembe  Sohbet:20.00, Konser:20.30
Yer    : Cemal Reşit Rey Konser Salonu,
Tarih : 26 Kasım Cuma  Sohbet:20.00, Konser:20.30
 Yer    :Caddebostan Kültür Merkezi,

Şef: Cem Mansur   Solist: Elina Vahala, keman 
 S. Barber (1910-1981):    Adagio
                                    Keman Konçertosu
J. Brahms  (1833-1897): 1'nci Serenad

"Her Konserin Bir Öyküsü Var" dizisi, birkaç yıldır olduğu gibi, yine Akbank Oda Orkestrası'nın konser sezonunun belkemiğini oluşturuyor. Kasım konserleri, alışılmış düzenin dışında, Perşembe ve Cuma günleri gerçekleşecek. 

Programların ilki, farklı kıtalarda ve çağlarda yaşamış olmalarına rağmen gelenek ve yenilik kavramlarına ortak bir yaklaşımı paylaşan iki besteciye ayrıldı.  

Klasik müziğin "Üç Büyük B"lerinden Johannes Brahms, gençliğinde ortaya çıkmaya başlayan yenilikçi akımlara rağmen, Mozart ve Beethoven'in devamı sayılabilecek olan yerleşik kalıplarda kalmayı tercih etmişti. Hatta yeni akımların başını çeken Wagner bile Brahms'la karşılaşmasından sonra, "eski dilde hala yeni birşeyler söylenebileceğini kanıtlayan genç adam"dan sözetmişti. Brahms'ın senfonilerinin öncüsü sayılabilecek 1nci serenad, nefesli çalgıların da katılımıyla genişletilecek olan orkestranın konserinin ikinci bölümünü kapsıyor. Büyük bir renk ve ifade yelpazesini kapsayan serenad, yaratıcılığı ve teknik ustalığıyla, bestecinin ilk orkestra başyapıtı sayılıyor.  

Başlangıçta "Eski Kıta"nın dili ve gelenekleriyle şekillenen Amerikan müziği, özellikle Caz'dan esinli özgün üsluplarına ulaştığında bile, eski gelenekten ilham almaya devam eden bestecilerin başında Samuel Barber geliyordu., Orkestra repertuarının en derin ve aynı zamanda en popüler eserleri arasına girmeyi başaran ünlü Adagio ve genç kuşağın en heyecan verici ve şaşırtıcı yeteneklerinden Finlandiya'lı virtüoz Elina Vahala'nın seslendireceği Keman Konçertosu, konserin ilk yarısını oluşturuyor. 

Cem Mansur, konser başlangıcından yarım saat önce "Geçmişe Sığınanlar"ı anlatıyor...
Kaynak : http://www.akbanksanat.com/



        Kısa Filmin Kalbi İstanbul"da Atıyor         

Yer : Fransız Kültür Merkezi - Hollanda Şapeli - Alman Kültür Merkezi
Tarih : 8-13 Kasım 2010
Yıllardan beri, farklı kıtalardan, farklı dillerden, farklı sesleri bir araya getirmeyi başaran “ İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali ”, kısa film alanında, ülkemizdeki en uzun soluklu organizasyonu olarak öne çıkıyor.  Türkiye’yi uluslararası boyutta başarı ile temsil ediyor.

Tüm sinemaseverlerin sabırsızlıkla bekledikleri ve büyük ilgi gösterdikleri bu etkinlik, sinema sanatı kapsamında kısa zamanda çok şey anlatma temeline dayanan ve yönetmenlerinin yeteneklerini en özgün biçimde yansıtmalarına olanak tanıyan kısa filmi desteklemek, ulusal ve uluslararası alanda genç yönetmenlerin seslerini duyurmalarına ortam hazırlamak amacıyla düzenleniyor.

Bugüne kadar gösterdiği özenli ve disiplinli çalışmaları sonucu, nitelik ve nicelik olarak Avrupa’nın önde gelen organizasyonları arasında yer almayı başarmış olan “İstanbul Uluslararası Kısa Film Festival”ne bu yıl Türkiye, Tunus, İtalya,  İngiltere, Brezilya, Hindistan,  Avustralya, Rusya, Azerbaycan, Avusturya, İspanya, Belçika, Kanada, Almanya, Macaristan, Fransa, Hollanda, İran, Singapur, Yunanistan, Polonya, Amerika Birleşik Devletleri, Çek Cumhuriyeti, Lüksemburg, Kamerun, İsviçre, Bosna Hersek, Suudi Arabistan, Japonya, İsveç, Romanya, Meksika, Arjantin, Yeni Zelanda, Kırgızistan, Slovenya, İsrail, gibi ülkelerden büyük sayıda film başvurdu. Bu filmler arasında yapılan özenli seçim sonucunda,  programa toplam 182 adet film alındı.

2010 Cannes film festivalinde en iyi kısa film ödülünü alan Serge Avédikian’ı seyircimiz İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali aracılığı ile yıllar önce tanımış ve onunla söyleşiler yapma şansını yakalamıştı. Bu yılki programda da onun ödüllü filmi “BARKING ISLAND” festival kapsamında seyirci ile buluşuyor.
“THE TRANSIT”,“AWAY”, “WAX WINGS”, “ARANCELES”, “HYMEN”, “BAD LYRICS”, “BURNING CITIES”,” ANNIE DE FRANCIA”,” GOOD BYE, DOLL”,”HAIR”,“ATOMS NEVER DIE”, “IT IS FREE FOR GIRLS”, “TRINKLER”, “MADAGASCAR, A JOURNEY DIARY”, “MEI LING”, “MY POOR HEAD”, “THE STORYMAKER”, “TUESDAY MORNING” isimli kısa filmler festival programında yer alan ve birçok festivalden büyük ödüllerle dönmüş dünyaca ünlü çalışmalardan sadece bir kaçı.

 Programda ayrıca bu yıl Adana Altın Koza Film Festivali Akdeniz Ülkeleri Kısa Film Yarışmasında en iyi kurmaca ödülünü alan “RITA” ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Kısa Film Yarışması’nda en iyi film ödülünü alan “THE POSTCARD” da yer alıyor.

Bu yılki festivali çerçevesinde, “ALMANYA '09” isimli başlık altında, 13 ayrı yönetmenin kısa filmlerinden oluşan bir bölüm var. Bu bölümde Fatih Akın, Wolfgang Becker, Sylke Enders, Dominik Graf/Martin Gressmann, Christoph Hochhaeusler, Romuald Karmakar, Nicolette Krebitz, Dani Levy, Angela Schanelec, Hans Steinbichler, Isabelle Stever, Tom Tykwer, Hans Weingartner gibi yönetmenlerin çalışmaları yer alıyor. Yönetmenler, bugünün Almanya’sını kendi algılamalarından ve kendi sinemasal bakış açılarından yola çıkarak somut ya da soyut olarak ve kendi seçtikleri türde çektikleri kısa filmlerle yorumluyorlar.


Festival,  film gösterimleri yanı sıra,   birçok yerli ve yabancı yönetmeni bir araya getirme konusunda da önemli bir görev üstleniyor. Konuk yönetmenler,  hem filmlerinin gösterimlerinde hazır bulunuyorlar, hem de katıldıkları toplantılarda izleyicilerden gelen soruları yanıtlıyorlar. Söyleşi ve panellerde yer alıyorlar.

Program dört ana başlıktan oluşuyor:
”Kurmaca Filmler”, “Canlandırma Filmler”, “Belgesel Filmler” ve “Deneysel Filmler”


Ağırlığı kurmaca filmler oluşturuyor. Bireysel sorunları, yalnızlık temasını, çevre kirliliği ve küreselleşmenin getirdiği problemleri, gençliğin beklentilerini yansıtan filmlerin yanı sıra, gerilim, komedi ve fantastik içerikli filmler dikkat çekiyor. 

Canlandırma filmler bu yıl da festivalimizin en renkli ve hareketli bölümü. İzlemeye doyamayacağımız, tekrar tekrar izlemek isteyeceğimiz filmler bunlar.  

Belgeseller bölümünde, ayrımcılık ve insan hakları konusunda gerçekleştirilmiş çalışmalar, yaşlılık teması dikkat çekiyor.

Deneysel filmler ise programın çok özel bir bölümü. Bu bölümde, ele aldığı konuyu, değişik görsel yöntemler ve kurgu teknikleri kullanarak seyirciye aktaran kısa filmler yer alıyor.

Bu yıl, başlangıcından günümüze festivalin yürütücülüğünü üstlenen Hilmi Etikan yönetiminde “ Türkiye’de Kısa Film” başlıklı bir form düzenleniyor. Dileyen herkesin kürsüye çıkıp söz alabileceği bu forum sırasında kayda alınacak konuşmalar, yazılı hale dönüştürülerek geniş kitlelere ulaştırılacak.

Festival “Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışması” ile paralel olarak sürdürülüyor. Ülkemizde üretilen kısa filmlerin başvurduğu bu yarışmalı bölümde,  Mahmut Fazıl Coşkun ( Film Yönetmeni ), Selen Uçer ( Oyuncu ), Veli Kahraman ( Sanat Yönetmeni ), Ercan Özkan ( Görüntü Yönetmeni ), Sadık Aslankara ( Yazar / Belgesel Film Yönetmeni ), Esin Küçüktepepınar ( Sinema Yazarı ) ve Ceyda Aşar ( Yazar / Sinema Yazarı )dan oluşan seçici kurul, tüm filmleri izleyerek hem ön elemeyi gerçekleştirdiler hem de her dalın en iyi filmini   belirlediler.


Açılış töreni 8 Kasım 2010 Pazartesi günü saat 20.00 de Fransız Kültür Merkezi Sinema salonunda gerçekleştirilecek. Bu tören sırasında ulusal sinemamızın değerli yönetmenlerinden Derviş Zaim “ Sinema Sanatı ve Kısa” üzerine bir konuşma yapacak. Konuklara festival filmlerinden bir seçki sunulacak.

”Ulusal yarışma ödül ve kapanış töreni” ise yine aynı salonda, 12 Kasım 2010 Cuma gecesi gerçekleştirilecek.” Ulusal yarışmada ödül almış yönetmenlere ve bu yılın afişini hazırlayan Cenk Okyar’a başarı plaketleri sunulacak. Ödül alan filmlerden bölümler gösterilecek. Ayrıca Hollanda Kraliyeti İstanbul Başkonsolosluğu “En Yaratıcı Kısa Film Ödülü” olarak bir filme 1.000 Avro verecek.

T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ana sponsorluğunda gerçekleştirilen gösterimler, Beyoğlu İstiklal caddesinde yer alan“Fransız Kültür Merkezi”, “Alman Kültür Merkezi” ve “Hollanda Dutch Chapel”  salonlarında ücretsiz olarak izlenebilir.

Program ve gösterim saatleri ile ilgili bilgiye www.istanbulfilmfestival.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Kaynak : http://www.istanbulfilmfestival.com/


        Akbank Piyano Günleri Konseri,Toros Can Konseri         


Yer    : Akbank Sanat Beyoğlu
Tarih :10 Kasım Çarşamba 20:00

"Kontrollü bir tutku, orantılı bir şiirsellik, hatasız bir ustalık. Ama her şeyden önce bir müzisyen..." Le Figaro

İlk müzik eğitimine Prof.İlhan Baran'la başladı. Ankara'da Prof.Güherdal Çakırsoy, Londra'da Prof.Peter Katin ve Edwin Roxburgh, Amerika'da Peter Frankl, Joaquin Achucarro, Nicholas Zumbro ve Tedd Joselson ile çalıştı. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda lisans, Londra Royal College of Music'de lisansüstü, Texas'daki Southern Methodist University Meadows Sanat Okulu'nda solistlik programına katıldı, Yale Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi gördü ve Arizona Üniversitesi'nde doktora çalışmaları yaptı. Alexander Jenner, Jan Wijn, György Sandor, Boris Berman ve Claud Frank'ın Masterclass'larında çaldı.
Fransa'da düzenlenen "3. Orléans Uluslararası 20. Yüzyıl Piyano Yarışması'nda "Blanche Selva" (birincilik), "Chevillion Bonnaud-Fondation de France" ve "Fondation Yvonne Lefebure" ödüllerini kazanan Toros Can, ABD'de "Türk - Amerikan Dernekleri Federasyonu", "Charles S.Miller", "Joel Estes Tate", İngiltere'de "Constant & Kit Lambert", "Else and Leonard Cross Charitable Trust", "Phillis Wright" ve "Marjorie & Arlond Ziff" ödüllerini aldı; Londra'da "Scarlatti", "Quilter" ve çağdaş müzik alanında yapılan "John & Jean Redcliffe Maud" yarışmalarında ikincilik ödülleri aldı; Amerika'daki "Green Valley' Piyano Yarışmasında birinci oldu; Anadolu Üniversitesi'nin "2002-Sanat" ödüllerini aldı.
Sanatçının Fransız CD firması L'Empreinte Digitale / Nocturne tarafından çıkartılan CD'leri iki kez Diapason d'Or, Diapason 5, Le Monde de la Musique'den "CHOC", Telerama'dan "ffff", Repertoire'dan R9 ve R10, Observateur 3, ve Piano le Magazine'den "Coup de Coeur" ve Classica-5 ödüllerini kazandı.
Başta Salle Cortot, Thé¢tre du Ch¢telet, George Enescu Concert Athenaeum, Theater aan het Vrijhof, FNAC Etoile, Cite de la Musique, Invalides ve St-Martin-in-the-fields olmak üzere; Türkiye'de ve dünyada  birçok konser verdi.
Aralık 2001'den bu yana Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesi olarak çalışmakta olan Doç. Toros Can, Ekim 2009'da Paris'te düzenlenen dünyaca ünlü Marguerite Long Piyano Yarışmasında jüri üyeliği yaparak, Paris valiliği tarafından madalya ile onurlandırılmıştır.
Kaynak : http://www.akbanksanat.com/

         İdil Biret´ ten Piyano Resitali          

 Yer    : Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi - İstanbul Kültür Üniversitesi
 Tarihler: 09 Kasım 2010
Dünyaca ünlü piyanist İdil Biret, 2010 Chopin yılı kapsamında 09 Kasım 2010 Salı saat 20.00’de Akıngüç Oditoryum ve Sanat Merkezi’nde Chopin eserlerinden oluşan bir piyano resitali verecek
Başarılarla dolu piyano kariyerinin yanı sıra Kraliçe Elisabeth, Van Cliburn, Busoni, Liszt gibi saygın piyano yarışmalarında jüri üyeliği yapan İdil Biret, 09 Kasım 2010 Salı saat 20.00’de İstanbul Kültür Üniversitesi’nde bulunan Akıngüç Oditoryum ve Sanat Merkezi’nde Chopin eserlerinden oluşan bir piyano resitali verecek.
Eleştirmenlerin hayranlıkla karşıladığı ve “çağımızın en önde gelen piyano ustalarından biri” olarak nitelendirilen İdil Biret’in kayıtları arasında Beethoven/Liszt senfonilerinin tamamı, Chopin’in bütün piyano yapıtları, Brahms’ın bütün solo piyano yapıtları ve konçertolarının yanı sıra Rachmaninof’un tüm piyano yapıtları da yer alıyor. 1973 yılından bu yana “Devlet Sanatçısı” unvanına sahip Biret, Akıngüç Oditoryum ve Sanat Merkezi’nde vereceği bu muhteşem konserinde Chopin eserlerini müzikseverlerle buluşturacak. 
Kaynak : http://www.istanbul.net.tr/istanbul_konser_detay.asp?id=13266



        Ufuk & Bahar Dördüncü      


Yer     : Pera müzesi
Tarih  : 6 Kasım Cumartesi 20:30
Fransa’nın büyük piyanistlerinden F. R. Duchable’ın “eksiksiz bir teknikle donatılmış, gayretli çalışan, bize canlı ve hayal gücü dolu yorumlar sunan iki piyanist” diye tasvir ettiği Ufuk & Bahar Dördüncü A.K. Müzik’ten çıkan albümleri ‘Brahms: Macar Dansları’ ile 3 Kasım’da İKSV Salon’da, 6 Kasım’da ise Pera Müzesi’nde!

Ufuk & Bahar Dördüncü’nün albümü, Brahms’ın Macar Dansları’nın dört el piyano için yazılmış uyarlamasına dayanıyor. Brahms’ın şöhretinde büyük paya sahip olan Macar Dansları’na Ufuk & Bahar Dördüncü’nün getirdiği yorum, yapıtın doğasından gelen coşku ve canlılığa ayrıca katkıda bulunuyor.

Uzun zamandır birlikte olmanın getirdiği uyum ve buna eklenen sıra dışı tekniğin büyüsü ile çalan Ufuk & Bahar Dördüncü’nün aldığı ödüller ve dünyanın en seçkin salonlarında A. Jordan, Z. Nagy, A. Schwinck, P. Rophé gibi şeflerle verdikleri konserler müzik kariyerlerinin dönüm noktalarını temsil ediyor. Ayrıca P. Ustinov, H. Holliger, S. Schick, M. Bourgue gibi büyük sanatçılarla birlikte Victoria Hall (Cenevre), Saal Moliére (Lyon), The Palace of Nations (Brezilya), Liederhalle (Stuttgart), Wittgenstein Palace (Düsseldorf) gibi mekanlarda sahneye çıkmaları yapısal bütünlüğü pekiştiren aşamalar olarak dikkat çekiyor.

Japonya ve Avusturalya ile Avrupa’nın Amadeus, Schubertiade, Ars Musica Strasbourg, Archipel, Paris Fontainbleau gibi çeşitli festivallerine katılan Dördüncü ikilisi; İstanbul, İzmir ve Ankara’daki çok sayıda müzik etkinliğinde de adlarından övgüyle söz ettiriyor. Ankara, İzmir, İstanbul, Adana, Bursa ve Cemal Reşit Rey senfoni orkestralarının yanında Ensemble Contrechamps, Cenevre Oda Orkestrası, Tokyo Senfoni Orkestrası gibi topluluklardan düzenli olarak davetler almaları ise sanatçıların uluslararası çaptaki tanınırlığına önemli katkıda bulunuyor.

Ufuk & Bahar Dördüncü, 2007 yılında Prim Enfance ve Cercle de la Grange adlı vakıf tarafından koruyucu anneler ‘marraine’ olarak seçildiler ve bu yöndeki çalışmalarına aktif olarak devam ediyorlar

http://www.peramuzesi.org.tr/

    ÖLÜM SANAT VE MEKÂN ETKİNLİKLERİ    


Yer     : Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü
Tarih : 1-12 Kasım 2010
BELGESEL FİLM GÖSTERİMİ

“Tufandan Sonra”   Yönetmen Handan Türkeli
2 Kasım salı saat 14:30  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü

Mimarlık Bölümü Video Konferans Salonu   “3 Belgesel 3 Yönetmen
Toz Kot Kumlama Atölyeleri, Alethea Bergama; Altın Madeni, 4857 Tuzla Tersaneleri”
Yönetmen Petra Holzer, Selçuk Erzurumlu, Ethem Özgüven
Ethem Özgüven'in katılımıyla
2 Kasım Salı saat 15:00  Mimarlık Bölümü Video Konferans Salonu

SEMPOZYUM
4-5 Kasım perşembe  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Kampüsü
Sedad Hakkı Eldem Oditoryumu


Yrd.Doç.Dr. Gevher Gökçe Acar
İletişim : Gevher Gökçe Acar   gevher.g@hotmail.com




   Japon Arp sanatcı Naoko YOSHİNO İstanbul" da   


 Yer :Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası
18 Ekim 2010 Pazartesi  Saat : 20.00
24 Ekim 2010 Pazar        Saat : 18.00
   Arp Sanatı Derneği, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı katkılarıyla yıl boyunca dünyanın çeşitli kültürlerinden arp çalgısının ustalarını dinleyici ile buluşturduğu Arp ile her telden! projesi kapsamında Eylül ve Ekim aylarını Japon Arp geleneğine ayırdı. 18 Ekim’de Japon Arpist Naoko Yoshino Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nın açılış konseri ile dinleyicilerle buluşuyor.
    Geçen sene uçak kazasında kaybettiğimiz değerli arp sanatçısı Ceren Necipoğlu’nun anısına 2010 yılı boyunca dünyanın çeşitli kültürlerinden arp çalgısının ustaları Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’da dinleyici ile buluşuyor.
Farklı kültürlerin arplarıyla var olan müzik türleri ve günümüz çağdaş arp müziğinin en önemli ekollerinin İstanbul’da ağırlandığı bu proje; performanslar, ustalık sınıfları, beste siparişlerinin prömiyerleri ve yeni albümlerden oluşuyor. Tüm yıla yayılan konserler, arp sanatını daha fazla insanla buluşturmak amacıyla şehrin farklı konser salonlarında düzenleniyor. 
Eylül ve Ekim aylarında İstanbul’da Japon Arp rüzgarı esiyor; 18 Ekim günü saat 20.00’de Japon Arp Geleneği’ni temsilen ünlü arp sanatçısı Naoko Yoshino müzikseverleri Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda ağırlıyor.
Sanatçı 19 Ekim tarihinde düzenlenecek ustalık kursu ile genç müzisyenlerle buluşacaktır.
Biletler Süreyya Operası gişesinden ve internet sitemizden temin edilebilir.
Kaynak : http://www.sureyyaoperasi.org/

               http://www.arpilehertelden.com/
               http://www.naokoyoshino.com/

       İstanbul'un Ritmi            


Yer    :  Akbank Sanat Beyoğlu
Tarih : 18 Eylül - 30 Ekim
Sanatçılar :  Angela Bulloch, Peter Kogler
Julian Opie, Tony Oursler
Stephan Reusse, Elisabeth Wallner
Küratör    :  Gisela Winkelhofer
 2010'da Akbank Sanat, dünyanın en tanınmış caz festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali'nin 20. yılını, müziğin vazgeçilmez unsurları olan ses ve ritmin başrolde yer aldığı bir sergiyle kutluyor.
Birçok uluslararası çağdaş sanatçı küratör Gisela Winkelhofer tarafından ışık, ses, ritim ve hareketten oluşan çalışmalarını sergilemek üzere bu projeye davet edildi.
Pek çok işinde biyogeribildirim sistemlerinden yararlanan sanatçı Angela Bulloch, Progression of 8 Perverted Pixels - 8 Sapkın Pikselin İlerleyişi'ni sunacak. İşlerinde insanlar ve kitle iletişim sistemleri arasındaki ilişkiyi mizah, ironi ve yaratıcılıkla ele alan Tony Oursler, İstanbul için yeni ve özgün bir çalışma hazırlıyor. Julian Opie son bilgisayar filmini gösterecek: Rod and Verity Walking - Rod ve Verity Yürürken. Stephan Reusse lazer son çalışması, Dominique ile katılacak. Peter Kogler'in bilgisayarda tasarlanmış desenleri mekanda yansıtılılacak; ve de Elisabeth Wallner'in Metamorphosis - Metamorfoz'unda sanatçı, özneler ve nesneler arasındaki metamorfik ilişki ve değişimleri inceleyecek.

     Akbank 20. Caz Festivali'i      

Yer    : Akbank Sanat Beyoğlu     
Tarih : 23 Eylül - 12 Ekim 2010           

Dünyaca ünlü Count Basie Orchestra'nın sahne aldığı görkemli bir açılış ile başlayan Festival, 20'den fazla mekanda 160 caz müzisyeni ağırladı. Caz ve cazın onlarca farklı rengini 3 hafta boyunca İstanbul'un yanısıra Ankara, İzmir, Gaziantep ve Eskişehir'de müzikseverler ile buluşturan Akbank Caz Festivali programı kapsamında The Sun Ra Arkestra, Diane Schuur, Miroslav Vitous, John Surman, Omar Sosa, Nils Petter Molvaer, Hindi Zahra gibi birbirinden farklı birçok ismi ağırladı. Unutulmaz performansların yanısıra atölye çalışmalarından film gösterimlerine, cazlı brunch'lardan sosyal sorumluluk projerine onlarca farklı etkinliğe ev sahipliği yapan Festival, 20'inci yılına özel olarak gerçekleştirelen kitap, belgesel ve albüm projeleriyle de izleyicileri ile buluştu

Kaynak : http://www.akbanksanat.com/caz_festivali



         Fazıl Say & Ikuko Kawai        

 Yer    : Cemal Reşit Rey Şişli
 Tarih :12-13 Ekim 2010  Saat : 20.00
O, sadece dahi bir piyanist değil; şüphesiz kendisi 21. yüzyılın en büyük sanatçılarından birisi  olacak.”  (Le Figaro)
Böyle tanımlıyor Fazıl Say’ı ; Fransız gazetesi Le Figaro.

   Müzik yaşamında birçok başarıya imza atan sanatçı,  4 yaşında piyanoya başlamış,Ankara Devlet Konservatuarı’nda “Üstün Yetenekli Çocuklar İçin Özel Statü”de öğrenim görerek 1987’de konservatuarın piyano ve kompozisyon bölümlerini bitirmiştir. Çalışmalarını Alman bursuyla Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda sürdüren sanatçımız, 1991’de konçerto solisti diplomasını almış, 1992’de Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi’nde piyano ve oda müziği öğretmenliğine getirilmiştir. 1994’te Genç Konser Solistleri Avrupa yarışmasında birincilik kazanan Say, 1995’te New York’ta yapılan kıtalararası yarışmanın da birincisi olarak parlak konser kariyerine başlamıştır.
 

Ikuko Kawai, kemanist ve bestekâr olarak tiyatral sanat tekniklerini farklı bir yaratıcılıkla bütünleştirdi. Onun sahnesi, keman ve diğer sahne performanslarının benzersiz ve dramatik karışımıydı. Kawai yalnızca Japonya’nın ünlü orkestraları ile çalışmadı, Varşova Filarmoni Orkestrası ve dünyaca ünlü şef Chung Myung-Whim ile birlikte sahne aldı. Bununla birlikte Torino Olimpiyatlarında Sheila E., Gypsy Kings ve diğer pop sanatçıları ile birlikte ve ayrıca altın madalyalı kayakçı Shizuka Arakawa ile birlikte yer aldı. Kayakçı Michelle Kwan’ın Kawai’nin Kırmızı Keman’ıyla dünya şampiyonluğuna ulaşması ile birlikte Kawai’nin ismi bilinmeye başladı.

  Kaynak:: http://www.crrks.org/


    Kediler, İstanbul'u kuşatmaya geliyor   

Yer    : İstanbulun Değişik semtleri
Tarih :1 - 31 Ekim 2010
DANS çağdaş dans festivalinin bu seneki programında ilginç bir proje yer alıyor. iKEDİ adlı bu etkinlikte üç tane dev kedi ve 500'e yakın 1 metrelik hayvan kuklaları, halktan katılımcılarla birlikte yapılıp bir ay boyunca İstanbul'un mahallelerini dolaşacak
Türkiye'deki çağdaş dans çevresini ilk kez bir festivalde buluşturan iDANS Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali'nin, bu sene ekim ayında dördüncüsü düzenleniyor. Ancak bu yılki festivalde öncekilerden farklı olarak ilginç bir proje de yer alıyor: 'Biz de İstanbulluyuz' ya da kısa adıyla iKEDİ. Kedi, zaten iDANS'ın simgesi. Bu projede ise dev kedi kuklaları yapılacak ve içindeki insanların hareket ettirmesiyle İstanbul'un çeşitli mahallelerini dolaşacak. Bu kuklaları, Dünya Kupası'nın açılış ve kapanış törenlerindeki dev gübre böcekleri ve fil kuklalarıyla hatırlayabileceğiniz Roger Titley tasarlıyor. Projenin en önemli yanı, halkın katılımıyla gerçekleştirilecek olması. Yanlış anlaşılmasın, sadece izleyici olarak değil, bu üç kedinin yanı sıra yaklaşık 500 adet hazırlanacak küçük hayvan kuklalarının yapımına da isteyen herkes katılabilecek. Projenin detaylarını, iDANS'ı düzenleyen Bimeras Vakfı'nın kurucularından Aydın Silier'den öğrendik. Ayrıca Roger Titley ve projenin sanat yönetmeni Airan Berg'in görüşlerini aldık.

- Böyle ilginç bir projeyi çağdaş dans festivali bünyesinde yapma fikri nasıl ortaya çıktı?
- Çağdaş dansın sadece elit, dar bir çevrenin ötesine, yeni izleyicilere ulaşmasını istiyoruz. Bunda giderek başarılı olduğumuzu da gördük. Bu sene hazırlıklarımızı, bunu yeni bir seviyeye ulaştırmak niyetiyle yaptık. iKEDİ projesinin geniş adı 'Biz de İstanbulluyuz'. Çünkü İstanbul'un hayvanlarıyla, toprağıyla, bitkisiyle, suyuyla bir bütün olduğu bilincini vurgulayan bir etkinlik bu. Yani iDANS artık sokağa taşıyor.

- Nasıl hayata geçecek proje?
- Beyoğlu Belediyesi bu projeye ortak oldu. Öncelikle Beyoğlu'nun bütün mahallelerinde atölye çalışmaları yapacağız. Her yaştan genci atölye çalışmalarında bir araya getirip, bu hayvan kuklalarının yapılmasını öğreteceğiz ve birlikte yapacağız. Nasıl hareket ettiklerini öğreteceğiz. Aynı zamanda bir koreografik etkinlik. Çünkü hareketli yaratıklar bunlar.

- Boyutları nasıl?
- Öncelikle üç tane büyük kedi, gönüllü sanatçılarla birlikte Beyoğlu Belediyesi'nin sağlayacağı bir atölyede hazırlanacak. Daha sonra içlerine giren dansçılar onları hareket ettirecek. Bunlar kamyonlara yüklenecek ve İstanbul'un mahallelerini dolaşacağız. Müzik de olacak tabii. Resmi geçit gibi yürünecek mahallelerde. Atölyelerde yapılacak küçük kuklalar da yaklaşık 1-2 metre arasında. Bir kişinin rahatlıkla hem yapabileceği hem de hareket ettirebileceği kuklalar. Kedi, köpek, kuş, balık gibi İstanbul'un hayvanları olacak bunlar. 500 tane yapılmasını hedefliyoruz. Bunlar da halktan katılımcılarla birlikte yapılacak, sonra da spontane gösteriler olacak.

SOKAK HAYVANLARINA DESTEK OLMAK İÇİN
- Ne zaman?
- Eylül ayının başından itibaren üretilmeye başlanacak bu büyük kediler. Burada da gönüllüler bu üretimi gerçekleştirecekler. Katılımcılık yönü çok yüksek bir sosyal proje olarak değerlendiriyoruz bunu. Örneğin ev kadınları çocuklarıyla gelsin, gençler katılsın istiyoruz. Yaratıcılığın keyfini tatsınlar. İDANS festivali ekim ayı boyunca sürüyor, o sürede bu etkinlik de hafta sonları sürecek.

- Kukla yapımına katılmak isteyenler nereye başvurmalı?
- www.idans.info adresinde bütün ayrıntılar duyurulacak. Hangi tarihte, nerede çalışma olacağı...

- Roger Titley ile nasıl bağlantıya geçtiniz?
- 2009'da Avrupa Kültür Başkenti, Avusturya'nın Linz kentiydi. Linz Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nda sahne sanatları direktörü olan Airan Berg, bu sene bizimle çalışmaya başladı. Onun bize önerdiği bir projeydi bu. Geçen sene bunun çok daha büyük çaplı versiyonunu Linz'de gerçekleştirmişlerdi. Biz bunu bu sene bir pilot proje olarak yapıyoruz, önümüzdeki senelerde çok daha büyük çapta gerçekleştirmek üzere çalışacağız. Linz'te 40 ayrı çeşit hayvan kuklası vardı mesela. 500'den fazla büyük boy hayvan vardı.

- Amaçlarınız nedir böyle bir projeyle?
- Öncelikle, sanatsal üretime yalnız seyirci olarak değil doğrudan üreten olarak çok daha geniş katılımlı bir etkinlik düzenlemiş olacağız. Ayrıca İstanbul'un havasını, suyunu paylaştığımız sokak hayvanlarına dikkat çekmek istiyoruz. Onlarla birlikte yaşama konusundaki bilince katkıda bulunmayı umuyoruz. Çünkü bizim toplumumuzda her zaman mahallenin bir parçası olarak yaşamış kedi ve köpekler. Biz bunun mümkün olduğunu ve sürdürülmesi gerektiğini savunuyoruz.


Kaynak : http://www.sabah.com.tr/Cumartesi/2010/07/31/istanbulda_dev_kediler_gezecek